Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/337 E. 2022/387 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/337
KARAR NO: 2022/387
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
NUMARASI: 2019/921 E. – 2021/834 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının, vekili vasıtası ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 25.04.2019 keşide tarihli 50.000,00 TL tutarlı çek için müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, söz konusu senetteki imzanın müvekkile ait olmadığını, bu hususta imzanın müvekkile ait olup olmadığı yönünde mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde imzanın müvekkile ait olmadığının ortaya çıkacağını beyanla davanın kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu edilen toplam 50.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faizleri yönünden müvekkilin davalı alacaklıya borcunun olmadığının tespitine, muhakeme esnasında tahsil edilen bir para olması halinde bu miktar yönünden istirdatına, dava konusu çekteki imzanın müvekkile ait olmadığı bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edildiğinde, kötü niyetli olduğu açıkça ortada olan davalı alacaklının İİK’nın 72/5 maddesi gereğince takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere müvekkil lehine davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nin … Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yöntemi ile icra takibi başlatıldığını, davaya konu çeki davacı tarafın keşide ettiğini, davacı taraf keşide etmiş olduğu çeki …’ya ciro ettiğini, … ise davaya konu çeki müvekkil şirkete ciroladığını, Müvekkil şirketin Asansör firması olduğunu, müvekkil şirket ile diğer ciranta borçlusu … – İnşaat / … Apartmanı en …- … standartları doğrultusunda hazırlanmış asansör sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşme uyarınca müvekkil şirketin , diğer ciranta borçlusu …’ya asansör montaj hizmeti temin ettiğini, diğer ciranta borçlusunun, müvekkil şirkete bu sözleşmeden kaynaklı borcuna karşılık , davacı …’dan ciro ile teslim aldığı çeki teslim ettiğini, davacı … huzurdaki davada imzasını inkar ettiğini, takip açılışından bu yana çekle ilgili kayıp, zayi vs hiç bir davaya yahut şikayette bulunmadığını beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…01.06.2021 tarihli duruşmada davacının davasını takip etmemesi sebebi ile dava dosyası işlemden kaldırılmıştır. Davacının yenileme talebi sebebiyle mahkememiz dosyası 29.06.2021 tarihinde yenilenmiştir. Yargılamanın basit yargılamaya tabi olması sebebi ile en fazla bir kez takipsiz bırakılabilir. Ancak 26.10.2021 tarihli duruşmada, davacı tarafından duruşma takip edilmediği, sonraki aşamalarda da davacı tarafından davayı takip etmeyip mazeret dilekçeleri sunduğu, 7. Celse de davacı vekilinin mazereti son kez kabul edildi ve yeni duruşma günü davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde son celsede de covid 19 temaslısı olduğu gerekçesi ile mazeret sunduğu, davacı vekilinin beyanı dışında mazerete ilişkin delil sunulmadığı, temaslı olsa dahi e duruşma talebinde bulunabileceği ancak böyle bir talep olmadığı, yokluğunda ön inceleme yapılmasına ilişkin bir talep de sunulmadığı birlikte değerlendirildiğinde mazeretlerin davayı sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu kanaati oluştuğundan davacı vekilinin son celse sunulan mazereti reddedilmiştir. Davalı vekili de davayı takip etmeyeceklerini beyan etmiştir. HMK 320/4 maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakıldığından dolayı davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.” şeklinde gerekçeyle davanın iki defa takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın bir kez ellerinde olmayan sebeplerle takip edilemediğinden HMK’nın 150. maddesi uyarınca yenilenmek zorunda kalındığını, bu yenilemeden sonra ise 26.10.2021 tarihli duruşmaya davacı vekilinin COVİD 19 temaslısı olması sebebi ile bu durumu belirten mazeret dilekçesi sunulduğunu, ancak mazeretin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkeme gerekçeli kararında her ne kadar davacı vekilinin temaslı durumunu belirten belgeyi eklemediğini gerekçe göstermişse de, Covid 19 temaslısının Sağlık Bakanlığı’nın temaslı listesinde bulunamadığını, duruşmadan 2 gün öncesinde görüşmüş olduğu arkadaşının Covid 19 tanısı aldığını tarafıma söylemesi üzerine kendini izole ederek sorumlu bir vatandaş gibi kendi karantinasını uyguladığını, bu hususu da yerel mahkemeye bildirerek yeni duruşma gününün UYAP üzerinden öğrenilmesi şeklinde karar oluşturulmasını talep ettiğini, mazeretinin gerekçeli olmadığından bahisle reddedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkeme kararının gerekçesinde e duruşma talebinin olmadığından bahisle de bu kararı verdiğine ilişkin hüküm kurmuş ise de, bulunduğu yerde kendini izole etmiş olması ve internetinin de olmaması, hatta mazereti göndermek için dahi kendi cep telefonumun kısıtlı internetini kullanmak zorunda kalmış olması sebebiyle e duruşma talebinde de bulunamadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın 04.05.2021 tarihli duruşmasının taraf vekillerinin mazeretleri nedeniyle ertelendiği, sonraki 01.06.2021 tarihli duruşmaya gelen olmaması sebebiyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal süresi içerisinde yapılan yenileme talebi üzerine duruşmanın 05.10.2021 tarihine bırakıldığı ancak duruşmanın taraf vekillerinin mazeretleri sebebiyle yeniden ertelendiği, sonraki 26.10.2021 tarihli duruşmaya davacı vekili tarafından yine mazeret sebebiyle erteleme talebi gönderildiği, bu defa Mahkemece, mazeret talebinin belgelendirilmemesi ve e-duruşma talebinde de bulunulmaması sebebiyle mazeret talebinin reddine karar verilip, dosyanın iki defa takipsiz bırakılmış olması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, eldeki davada, 8. celseye gelinmiş olmasına rağmen, mazeret sebebiyle erteleme talepleri üzerine halen ön inceleme duruşmasının dahi yapılamadığı, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141. maddesinin amir hükmü olduğu, somut olayda, davacı vekilinin müteaddit defalar mazeret dilekçesi göndererek duruşmaların ertelenmesini sağladığı, son duruşma gününde yine mazeret sebebiyle duruşmanın ertelenmesini talep ettiği ancak, mazeretini belgelendirmediği, karar tarihinde yürürlükte olan ve 7251 sayılı kanunla değiştirilen TTK’nun 58/2.maddesi uyarınca miktar itibariyle basit yargılama usûlüne tabi olan somut davada, dosyanın iki kez takipsiz bırakıldığı, HMK’nun 320/4. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına ilişkin Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı görülmüştür. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2021 tarih ve 2019/921 E., 2021/834 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022