Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/332 E. 2022/359 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/332
KARAR NO: 2022/359
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2021
NUMARASI: 2020/360 E. 2021/679 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili hakkında İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/286 D.İş ihtiyati haciz kararı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı icra takibi sebebiyle taşınır ve taşınmaz mallarına haciz konulduğunu, takiben fiili haciz işlemi yapılarak işyerindeki mallar haczedildiğini, icra takibine konu olan senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, senette adı geçen diğer alacaklı ve borçluyu da tanımadığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na … soruşturma numarasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, 19.000,00 TL bedelli bono için, müvekkilinin 9 taşınır araç ve 5 taşınmazına haciz konulduğunu, 1. sırada olmalarına, başkaca hiçbir hacizin olmamasına rağmen, müvekkilinin işyerindeki mallarına haciz işlemi yapıldığını, davalının 19.000 TL’ lik gerçek dışı bir borç için, bu kadar taşkın haciz yapmasının, takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin araba alım satım işi yaptığını ve hacizler sebebiyle satış yapamadığından zarar ettiğini, davalı tarafın müvekkiline mobbing uyguladığını, işine devam edebilmek ve hacizleri kaldırmak için icra dairesine borç miktarını depo etmek zorunda kaldığını, açıklanan nedenlerle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki alacak yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, borçluya ödenmesi halinde istirdadını, icra veznesine yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile senet miktarının % 20’si oranında kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu senedin, dava dışı … ile müvekkili arasındaki 09.03.2020 tarihli faktoring sözleşmesi kapsamında, 07.01.2020 tarihli … numaralı 16.105,00 TL tutarlı faturanın müvekkili şirkete ibraz edilmesi sonucu, 6361 sayılı faktoring yasası gereğince usulüne ve yasaya uygun olarak takip borçlusu … tarafından faktoring sözleşmesi ile devir ve ciro edildiğini, sözleşme kapsamında müvekkili tarafından müşteri banka hesabına ödeme yapıldığını, ancak senet bedelinin vadesinde ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, müvekkilinin davacıyı tanımadığı ve doğrudan bir ticari ilişkisi olmadığından, inkar olunan imzanın sıhhatini bilme imkanı bulunmadığını, senedinin iktisabında kötü niyet ve ağır kusuru bulunmadığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın ve tazminat talebinin reddine, dava kötüniyetle açıldığından %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Esasa ilişkin olarak; “Davanın; davacının senetteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası ile ödeme olması durumunda ödenen bedelin davalıdan istirdatına ilişkin olduğu, Dava konusu 02.01.2020 tanzim, 03.06.2020 vade tarihli 19.000- TL’lik senedin ön yüzünde davacıya atfen atılmış iki adet keşideci imzası ile senedin metin kısmındaki değişikliklere ilişkin beş adet imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı …’ın eli ürünü olmadığı grafolog raporuyla tespit edilmekle davanın kabulü ile davacının davalıya takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, tedbir kararı gereğince davacının icra dosyasına yatırmış olduğu 25.835 TL’nin karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine, Davalının son yetkili hamil olması nedeniyle imzanın davacıya ait olduğunu bilmesi mümkün olmadığından ve davacının dava açmakta kötü niyetli olmadığı alınan grafolog raporundan anlaşılmakla tarafların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine” karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince Ek Karara İlişkin olarak; “Davalının UYAP üzerinden göndermiş olduğu 25/11/2021 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinde bulunduğu, nisbi harca tabi kararların davalı tarafından istinaf edilmesi halinde karar ilam harcının 1/4’ü oranında nisbi istinaf karar harcı yatırılması gerekirken 59,30 TL istinaf karar harcı ile 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcını yatırdığı, eksik yatırıldığı anlaşılan nisbi istinaf karar harcının ikmali için HMK’nın 344. maddesi uyarınca muhtıra gönderildiği, muhtıranın 06/12/2021 Tarihinde tebliğ edildiği, 1 haftalık kesin sürenin 13/12/2021 tarihi itibariyle dolduğu, 14/12/2021 Tarihinde 706,37 TL’lik harcın süresi geçirildikten sonra yatırıldığı anlaşılmakla, istinaf talebinin reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kısa kararına karşı istinaf harçları da yatırılarak süre tutum dilekçesi verilerek istinaf yoluna başvurulduğunu, gerekçeli kararın tebliği üzerine gerekçeli istinaf dilekçesinin mahkemeye süresi içerisinde gönderildiğini, 06.12.2021 tarihli tebliğ mazbatasında tebliğ edildiği saat ve tebligatı alan kişinin hangi vasıfla çalıştığının belirtilmediğini, Yargıtay 19 H.D. 04.07.2012, E. 2011/50571, K. 2012/26227 sayılı kararından açıkça görüldüğü üzere, tebligatın avukata, avukatın bulunmaması durumunda sekreterine yada katibine tebliğ edilmesi ve Tebligat Kanunu m. 11 düzenlemesine göre tebligatın resmi çalışma saatlerinde yapılması gerektiğini, tebligatın ofis çalışanı olmasına karşın sekreter veya katip olmayan çalışana tebliğ edildiğini, memur tarafından tebligat üzerine tebliğ edildiği saat yazılmadığı için tebligat saati anlaşılamadığından resmi çalışma saatleri içinde yapıldığının kabul edilemeyeceğini, Tebligatı almaya ehil kişilerin tebligatı almaması durumunda başka bir kişiye tebligat yapıldığında o kişiye tebligat yapılamama nedeninin açıklanması, tebligatı alan kişinin tebligat almaya ehil olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi, tebligatın yapıldığı adrese ilişkin bilgi bulunması gerekirken bu konularda bilgi bulunmadığını, 06.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği ifade edilen istinaf karar harcının tamamlanması kararına ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu, Bu sebeple istinaf başvuru değerlendirme kararının hukuki dayanaktan yoksun olması sebebi ile istinaf başvurusunun kabulü ile esasa ilişkin gerekçeli istinaf başvuru dilekçesi dikkate alınarak ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili esasa ilişkin istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yerel mahkemece davacının imza örneklerinin mahkeme huzurunda alınmadığını, cevap dilekçesinde ve beyan dilekçesinde talep ettikleri kurumlardan imza örnekleri alınmadan bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verildiğini, 2- Bilirkişi tarafından düzenlenen raporun denetime elverişli ve hükme esas alınacak nitelikte olmadığını, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2012 tarih 2012/12240 E. 2012/419 K. Sayılı kararı) bilirkişinin uygun teknik ve usul ile inceleme yaptığının rapordan anlaşılamadığını, örnek imzalar ile yapmış olduğu karşılaştırmayı şüpheye yer bırakmayacak şekilde izah etmediğinden usul ve yasaya aykırı olduğunu, 3- Dava değeri 19.000,00 TL olup, Avukatlık Asgar Ücret Tarifesine göre hesaplanacak vekalet ücretinin maktu ücret olduğunu, mahkemece takdiri olarak 6.628,55 TL karşı vekalet ücretine hükmedilme gerekçesinin karardan anlaşılamadığını, hatalı hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasını, açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle, usul ve yasaya aykırı olarak verilen davanın kabulü kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatteyse hatalı hükmedilen vekalet ücretinin düzeltilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına konu 0/01/2020 tanzim, 03/06/2020 vade tarihli 19.000,00 TL’lık senetteki imzanın eli mahsulü olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespitine, borçluya ödeme olması halinde istirdatına, davalının haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile senet miktarının % 20’si oranında kötüniyet tazminatının tahsiline ilişkindir. Mahkemece 28/09/2021 tarihinde; Senetteki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edildiğinden, davacının takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, tedbir kararı gereğince davacının icra dosyasına yatırmış olduğu 25.835 TL’nin karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine, davalının son yetkili hamil olması nedeniyle imzanın davacıya ait olduğunu bilmesi mümkün olmadığından ve davacının dava açmakta kötü niyetli olmadığı alınan grafolog raporundan anlaşılmakla tarafların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili 25/11/2021 tarihinde 162,10 TL istinaf yasa yoluna başvurma harcı ile 59,30 TL istinaf karar harcını depo ederek, Uyap’a 26/11/2021 tarihinde kayıt edilen istinaf dilekçesi ile karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Mahkemece; istinaf karar harcının 706,37 TL eksik olduğundan bahisle tamamlanması için 26/11/2021 tarihli muhtıra gönderildiği, muhtıranın 06/02/2021 tarihinde “Muhatabın temsilcisinin tebliğ anında adresine bulunamaması sebebiyle daimi çalışanın imzasına teslim edilmiştir” açıklaması ile …’ya tebliğ edilerek imzasının alındığı ve tebliğ memurunun imzaladığı, tebliğ saatinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Tebligat Kanunu 11. maddesi; “Vekil vasıtası ile takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmi çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.” Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddesinde; “Vekil vasıtası ile takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekile bürosunda yapılacak tebligat, resmi çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.” Tebliğ mazbatasını düzenleyen 35. maddesinde; ” d) Tebliğin kime yapıldığını ve tebligat muhatabından başkasına yapılmış ise o kişinin adını, soyadını, adresini ve 34.madde gereğince tebellüğe ehil olduğunu, e) Tebliğ tarihinin, saatini ve nerede yapıldığını, ğ) Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun adı, soyadı, sıfatı ve imzası ile tebliğ memurunun adı, soy adı ve imzasını içermesi gerekir “düzenlemesi mevcuttur. Davada davalı taraf vekille temsil edildiğinden, muhtıranın dosyada vekaletnamesi olan vekile tebliği gerekip, mahkemece muhtıra vekile tebliğe çıkarılmış ise de; Yargıtay 19 H.D’nin 04.07.2012 tarihli 2011/50571 esas ve 2012/26227 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, vekile çıkarılan tebligatın, kendisine veya kendisi yerine sekreteri veya kâtibine tebliğ edilmesi gerekip, tebligat yapılan …ı’nın davalı vekilinin sekreteri veya katibi olduğu, tebligatın yapıldığı saat belirtilmeden 06/06/2021 tarihinde daimi çalışan … imzasına tebliğ edildiği tespit edildiğinden, tebligat mevcut hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesine ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18 ve 35. maddesine aykırı olduğundan, ilk derece mahkemesinin HMK’nun 344 maddesi uyarınca istinaf talebinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına ve davalı vekilinin bakiye istinaf harcını 14/12/ 2021 tarihinde tamamlaması, usule uygun istinaf dilekçesi sunması, karşı tarafa tebliğ edilmiş olması nazara alınarak esasa istinaf talebinin incelenmesine karar verilmesi gerekmiştir. Esasa ilişkin istinaf incelemesi yönünden; 1-Davacının tebligata yarar adresinin Yenimahalle/ Ankara olduğu sabittir. HMK 211/1-a bendinde imza inkarında mahkemece kişinin huzurda imza örneklerinin alınacağı belirtilmiş olup, yasa maddesinde kastedilen mahkeme huzurunda alınmasına ilişkindir. Mahkemelerin yargı sınırları kanunlar ve HSK’nun alacağı kararla tespit edilir. Mahkemeler yargı çevrelerinin dışındaki iş ve işlemleri, işlemin yapılacağı yer mahkemesine talimat yazmak suretiyle yerine getirirler. Davacının dava tarihi itibariyle yerleşim yeri davanın görüldüğü İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetki alanı dışında olduğundan, talimat yazılarak Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 202/113 Talimat dosyası ile 28/09/2020 tarihinde mahkeme huzurunda imza örnekleri alındığından, imzaların mahkeme huzurunda alınmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde Merkezi Kayıt Kuruluşu vasıtasıyla davacıya ait banka hesaplarının tespiti halinde, bu hesapların ait olduğu banka kayıtları medarı tatbik belge asıllarının celbi ve üçüncü kişilere verilmiş vekalet olup olmadığının sorulması, imza incelemesine esas teşkil etmek üzere davacının ve varsa vekaletname sahiplerinin, Yüksek seçim kurulu, Vergi daireleri, Nüfus müdürlüğünden imza asıllarının medari tatbik imza tetkiki için celbini talep etmiş olup, mahkemece; 12/11/2020 tarihinde Yeni Mahalle Vergi Dairesi’ne, … Ankara Gimat Şubesi ile … Ankara Gimat Anadolu Bulvarı Şubesi’ne, 09/12/2020 tarihinde davacının imzalarının olduğu bildirilen 2020/511 esas sayılı dosyasındaki belgeler için Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi’ne, 28/12/2020 tarihinde Ankara Yenimahalle Nüfus Müdürlüğü’ne müzekkere, noter belgeleri için Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne aynı tarihli talimat yazıldığı tespit edilmiştir. Her ne kadar, davalı vekilinin talep ettiği Merkezi Kayıt Kuruluşu ve Yüksek Seçim Kurulu’na müzekkere yazılmamış ise de; Merkezi Kayıt Kuruluşu yazılara cevap vermediğinden, ıslak imzalı seçmen sandık listeleri oy kullanılan ilçe seçim kurullarında olup, YSK’dan istenemeyeceğinden ve yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca, imza incelemesine esas 02/01/2020 tarihli belgeden öncesine ait ancak belge tarihine en yakın tarihte atılmış imzaların bulunduğu belgelerin imza örneği olarak alınması gerekip, mahkemece bu nitelikte (Ankara … Noterliği’nin 13/01/2017,19/10/2018, 26/02/2019 ve belge tarihinden sonra olmakla birlikte en yakın tarihli olan 27/01/2020 tarihli belge ile nüfus müdürlüğünden 26/07/2018 tarihli belge aslı) çok sayıda belge getirtildiğinden, Merkezi Kayıt Kuruluşu ve Yüksek Seçim Kurulu’na müzekkere yazılmaması sonuca etkili görülmediğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Bilirkişi raporunda inceleme yönteminin; “İnceleme konusu ve mukayese imzaların binoküler stereomikroskop, lup, uv.ışık kaynağı ve diğer büyütme ve aydınlatma cihazlarından müteşekkil inceleme ortamında grafolojik, grafometrik ve kaligrafik metotlarla objektif denetime uygun olarak yapılan incelenmesinde ” açıklaması ile belirtildiği, imzanın davacıya ait olmadığı sonucuna götüren bulguların ayrı ayrı açıklandığı ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde mahkeme denetimine açık rapor düzenlediği tespit edildiğinden, davalı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 3- Mahkemece hüküm fıkrasının 5 numaralı bendi ile; Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 6.628,55 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Davada, davacı tarafın talebi; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, icra dosyasındaki takip miktarı, 20.289,32 TL’dır. Davacı tarafça senet bedeli 19.000,00 TL üzerinden harç depo edilmiştir. Ön inceleme duruşmasında davacı vekili; taleplerinin takibe konu bonodan dolayı borçlu olunmadığına, yargılama aşamasında ödenmesi halinde istirdada ilişkin olduğunu beyan ederek imzası ile tasdik etmiştir. Yargılamanın devamı sırasında davacı tarafça dosya borcu 25.835,00 TL icra dosyasına depo edildiğinden, mahkemece, davacının takibe konu bono nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına yatırılan paranın davacıya hüküm kesinleştiğine iadesine karar verilmiştir. Bu hali ile dava 19.000,00 TL tutarlı senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti iken kendiliğinden İİK 72/6.maddesi uyarınca istirdada dönüştüğünden dava değeri 25.835,00 TL’dir. Karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 40.000,00 TL’lık ilk dilimde vekalet ücreti dava değerinin %15’i olup 25.835,00 TL/100×15=3.875,25 TL ve maktu ücretten az olduğundan, 13. madde gereğince maktu ücret olan 4.080,00 TL’na hükmetmek gerekirken, 6.628,55 TL vekalet ücretine hükmedildiğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 355/1 maddesi gereğince re’sen yapılan incelemeye göre; Karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harç miktarı dava değerinin binde 68,31 olduğundan; 25.835,00 TL / 1000 x 68,31=1.764,89 TL olmasına rağmen mahkemece 3.062,68 TL harç alındığından usule aykırı olup, karar harcı HMK 323/1-a bendi gereğince yargılama gideri olup yargılama giderleri HMK 326. maddesine göre re’sen hükmedileceğinden kamu düzenine ilişkin olduğundan, kararın bu sebeple de kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan hususlar gereğince davalı vekilinin 1 ve 2 numaralı istinaf sebebinin reddine, 3 numaralı istinaf sebebinin kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 355/1 maddesi gereğince re’sen yapılan incelemeye göre harç yönünden de ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak kaldırma sebepleri nazara alınarak yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2- İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2021 tarihli 2020/360 Esas ve 2021/679 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu menfi tespit davasının KABULÜ ile davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına konu 02/01/2020 tanzim, 03/06/2020 vade tarihli 19.000,00 TL’lık bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3/a- Davacının icra dosyasına yatırdığı 25.835,00 TL’nın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 3/b- Tarafların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.764,89 TL nispi karar harcından peşin alınan 324,48 TL ile tamamlama harcı 442,00 TL olmak üzere toplam 766,48‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 998,41 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- Davacı tarafından yapılan başvurma harcı 54,40 TL, peşin harç 324,48 TL, vekalet harcı 7,80 TL, tamamlama harcı 442,00 TL, posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti toplamı 992,00 TL olmak üzere toplam 1.820,68 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/d- Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/e- Davalı tarafın yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 4/f- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 162,10 TL + 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 54,00 TL tebligat, gideri olmak üzere toplam 378,20 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022