Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/330 E. 2022/320 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/330
KARAR NO: 2022/320
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2021 tarihli ve 11.01.2022 tarihli ara kararları
NUMARASI: 2021/591 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli 25.11.2021 dava dilekçesinde özetle; Davacının mal sattığı müşterilerinden alınan 9 adet çekin kargo firması ile taşınması sırasında hırsızlık yapılmak suretiyle çalındığını, çekleri çalanların davacı şirket bilgilerini içeren sahte kaşe ve sahte imza ile ciro edip piyasaya sürdüklerini, nama yazılı çeklerin davacıya ulaşmadan çalındığından davacı adına atılan imza ve kaşenin kesinlikle sahte olup kambiyo vasfı bulunmadığını, bu hususta Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/313 Esas sayılı dosyası ile açılan çek iptali davası devam etmekte olup ödemeden men kararı verildiğini, davalı şirket çalışanının davacıyı ve keşidecileri arayarak dava konusu çeklerin ellerinde olduğunu ve … adında bir şahıstan ciro yolu ile geçtiği bilgisi verildiğini, davalı şirket evvele de çalıntı çekle ilgili olarak hacize geldiğini, 28/09/2021 tarihli … seri numaralı 16.561,60 TL bedelli … Ltd Şti keşidecisi olan … Mimar Sinan Kayseri Şubesi’ne ait çek ile … Argıncık Kayseri Şubesi’ne ait 31.11.2021 tarihli … seri numaralı 30.000,00 TL bedelli … keşideli çekin icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının söz konusu çekler ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 25.11.2021 tarihinde İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/757 Esas sayılı dosyasında davaya konu çekin icra takibine konu edilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir talebiyle menfi tespit davası açılmış olup İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/591 Esas sayılı dosya ile birleştirildiğini, birleşen dosyada çekin icra takibine konu yapılmamasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, davalı şirket, müvekkili … aleyhine 16.12.2021 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, haciz tehditi altında bulunan davacının ilgili icra dosyasına ödeme yapmak durumunda kalacağını, İİK Madde 72/3 gereği %15 teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 21/09/2021 tarihli ve 11.01.2022 tarihli ara kararlarıyla; “HMK’ nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. Tedbir talepli menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nun 72/3. maddesinde; ”İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden icra veznesinde ki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir, denilmiştir. İhtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır. Mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24.9.2012 Tarih 2012/10048 Esas 2012/14122 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır) Somut olaylarda, davacı, davaya konu çek de keşidecisi olup, keşideci imzasına itiraz etmemekte, çeklerde bulunan lehtar ciranta imzasının sahte olduğunu iddia etmektedir. Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali prensibi gereğince ciranta imzalarından birinin sahte olması halinde keşideci imzasının geçerliliği etkilenmeyecektir. Keşideci iyi niyetli senet hamiline karşı sorumlu olmaya devam eder. Keşidecinin ciranta imzasının sahteliğini ileri sürmesine olanak bulunmamaktadır. Davaya konu çekte davalı hamil ile lehdar ciranta arasında başka cirolar bulunmaktadır. Keşideci ancak hamilin kötü niyetli olduğunu iddia ve ispat ederek senetten doğan sorumluluktan kurtulabilir. Hamil olan davalının çeki iktisabında kötü niyetli olup olmadığı ancak yargılama sonucunda tespit edilebilecektir. Davacı tarafça sunulan deliller HMK 390/3. maddesi gereğince davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık ispata yeterli değildir. Bu nedenlerle her iki tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir. Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/591 E. Sayılı dosyasında 20.09.2021 ve 11.01.2022 tarihli ara kararıyla vermiş olduğu ihtiyati tedbir taleplerinin reddi kararının istinafen incelenerek kaldırılmasını ve davaya konu çek sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında müvekkil … yönünden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde iik 72/3 gereği %15 teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini; 1-Müvekkil …’in keşidecisi olduğu … Argıncık/Kayseri şubesine ait, 31.11.2021 tarihli, … seri nolu 30.000TL bedelli … keşideli çekin, kargo dağıtımı esnasında lehdara ulaşmadan çalınmış olup, lehdarın kaşe ve imzası taklit edilerek lehdarla herhangi bir ticari ilişkisi bulunmayan …’a ciro edildiği, 2-Davalı şirketin hırsızlık suçlarına konu birçok çeki aynı veya benzer cirantalar yoluyla devralıp birçoğunu son hamil olarak farklı kişiler ve firmalar aleyhine icra takiplerine konu ettiğinin dairemizce yapılacak UYAP sorgularında da görülebileceğini, 3-Finans sektöründe olan ve yaptığı iş ve uğraştığı alan itibariyle bu tip araştırmalar konusunda uzmanlığı bilinen davalı şirketin, basiretli bir tacir gibi davranması gerekirken, keşidecileri ve lehdar/cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, (İstanbul BAM 12. HD 12.03.2020 T. 2018/1227 E., 2020/321 K.) 4-Davalının faktoring şirketi olarak, gerekli araştırmayı yapabilecek imkan ve donanıma sahip olduğu, davaya konu çekte çok sayıda ciranta olmadığı, keşideci müvekkili …, lehdar … ve ciranta …’tan davalıya ciro edildiğini, çekte keşideci ve lehdar dahil davalıdan önce toplam 3 kişi bulunmakta olup, bu araştırmanın yapılmasının davalı faktoring şirketi için gayet kolay olduğunu, bu sebeple davalının iyiniyet iddiasında bulunamayacağını, 5-Kendilerince açılan menfi tespit davasından sonra müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi için İİK 72/3 gereği icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olup talebimizin yaklaşık ispat edildiği yönünde mahkemede yeterli kanaat oluşmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiği, İcra İflas Kanunu Madde 72/3 İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. İİK Madde 72/3 hükmünün gayet açık olduğunu, mahkemece kullanılan takdir yetkisinin durumu tam ispat seviyesine dönüştürdüğünü, 6-İİK Madde 72/3 gereği %15 teminat ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğinde, yargılamanın davalı alacaklı lehine sonuçlanması durumunda, davalının oluşacak zararı bu teminat bedelinden karşılanabileceği, şu aşamada yapılan yargılama neticesinin takip konusu çeke direkt olarak etki edeceği açık olup çek sebebiyle yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla yürüyen icra takibinde icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek ,yukarıda açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/591 E. Sayılı dosyasındaki 11.01.2022 tarihli ara kararının kaldırılarak … Argıncık/Kayseri şubesine ait, 31.11.2021 tarih, … seri nolu 30.000TL bedelli … tarafından keşide edilmiş çek sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında müvekkil … yönünden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde İİK 72/3 gereği %15 teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilmesine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir, İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava çekten borçlu olunmadığının tespitine yönelik İİK 72. maddesi gereğince açılan menfit tespit davası olup, somut olayda uyuşmazlık, davacı vekilinin, çek bedelinin icra veznesine ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir. Davacı vekili, davacının mal sattığı müşterilerinden alınan 9 adet çekin kargo firması ile taşınması sırasında hırsızlık yapılmak suretiyle çalındığını, çekleri çalanların davacı şirket bilgilerini içeren sahte kaşe ve sahte imza ile ciro edip piyasaya sürdüklerini, nama yazılı çeklerin davacıya ulaşmadan çalındığından davacı adına atılan imza ve kaşenin kesinlikle sahte olup kambiyo vasfı bulunmadığını, bu hususta Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/313 Esas sayılı dosyası ile açılan çek iptali davası devam etmekte olup ödemeden men kararı verildiğini belirterek, 28/09/2021 tarihli … seri numaralı 16.561,60-TL bedelli … Ltd Şti keşidecisi olan …Kayseri Şubesi’ne ait çek ile … Argıncık Kayseri Şubesi’ne ait 31.11.2021 tarihli … seri numaralı 30.000,00-TL bedelli … keşideli çekin icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, daha sonra 25.11.2021 tarihinde İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/757 Esas sayılı dosyasında davaya konu çekin icra takibine konu edilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir talebiyle menfi tespit davası açılmış olup İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/591 Esas sayılı dosya ile birleştirildiğini, birleşen dosyada çekin icra takibine konu yapılmamasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, davalı şirketin, müvekkili … aleyhine 16.12.2021 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, haciz tehditi altında bulunan davacının ilgili icra dosyasına ödeme yapmak durumunda kalacağını belirterek, İİK Madde 72/3 gereği %15 teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş,, Mahkemece 09.12.2021 tarihli ara kararıyla ilk talebinin,10.01.2022 tarihli ara kararıyla ikinci talebinin reddine karar verilmiş,, davacı vekili, süresinde her iki arar kararı yukarıdaki sebeplerle istinaf etmiştir. Davacı davaya ve tedbire konu çeklerde keşideci konumunda olup, her hangi bir imza itirazında bulunmamaktadır. Çeklerin lehtara kargoyla gönderilmesi sırasında çalınarak lehtarın imzasının taklit edilmek suretiyle piyasaya sürüldüğü ve en son davalının eline geçtiğini, davalının kötü niyetli olarak çekleri icraya koyduğu ileri sürülmektedir. Mahkemece her iki tedbir talebinin reddine dair kararlarının, Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali prensibi gereğince ciranta imzalarından birinin sahte olması halinde keşideci imzasının geçerliliği etkilenmeyeceği, keşidecinin iyi niyetli senet hamiline karşı sorumlu olmaya devam edeceği, keşidecinin ciranta imzasının sahteliğini ileri sürmesine olanak bulunmadığı, davaya konu çekte davalı hamil ile lehdar ciranta arasında başka ciroların bulunduğu, keşidecinin, ancak hamilin kötü niyetli olduğunu iddia ve ispat ederek senetten doğan sorumluluktan kurtulabileceğin, hamil olan davalının çeki iktisabında kötü niyetli olup olmadığının ancak yargılama sonucunda tespit edilebileceği, davacı tarafça sunulan delillerin HMK 390/3. maddesi gereğince davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık ispata yeterli olmadığı gerekçesine dayandırıldığı görülmektedir. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’da 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389.maddesinde;”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 390.maddesinde;”İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2)Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3)Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde ihtiyati tedbirin şartları, 3.fıkrada ihtiyati tedbir talep eden tarafın, “davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda” olduğu hüküm altına alınmıştır. Dosya kapsamına göre öne sürülen istinaf sebepleri ile davacı iddialarının ancak yargılamayla kanıtlanabileceği, davalının kötü niyetli olup olmadığının yargılama sonucunda tespit edilebileceği, bu aşamada mevcut delillerin yaklaşık ispat koşullarını sağlamadığı, sonuç olarak, ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararlarında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin her iki istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/591 E. sayılı 21/09/2021 tarihli ve 11.01.2022 tarihli ara kararlarına karşı davacı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 140,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 59,30 TL harcın talebi halinde davacı …’e iadesine 3- Davacı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı … tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022