Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/327 E. 2022/290 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/327 Esas
KARAR NO: 2022/290
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ:
NUMARASI: 2021/316 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Mahkemece 29.09.2021 tarihli ara karar ile, “… Mahallesi, … Cad. … Apt. No: … Sarıyer/ İstanbul adresinde bulunan … Ltd. Şti.’nde ve … Mah. … Cad. No:… Kağıthane/İstanbul adresinde bulunan – … Tic. Ltd. Şti.’nde ve gösterilecek diğer yer ve adreslerde tespit talep edene ait … tescil nolu “…” şekil ibareli markasına tecavüz teşkil eden taklit emtia, basılı ambalaj, kutu, broşür ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ve tecavüz oluşturan markayı taşıyan tabelalara EL KONULMASINA, MASRAFLARI TALEP EDENE AİT OLMAK ÜZERE TOPLANIP EL KONULAN ÜRÜNLERİN TEDBİREN MUHAFAZA ALTINA ALINMAK ÜZERE YEDDİ EMİNE TEVDİİNE, ” karar verildiği, Ara karara yapılan itiraz üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde 18.10.2021 tarihli ara karar ile; daha önce 29.09.2021 tarihli ara karar ile verilen tedbir kararın kaldırılmasına karar verildiği, kararının gerekçesi olarak, ”tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği” hususunun belirtildiği, tedbir talep eden vekilince bu ara karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu görülmektedir. Tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, ihtiyati tedbirin kaldırılması kararının gerekçesinde, yaklaşık ispat kuralına karşılık tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiğinden bahsedildiğini, bu gerekçenin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına esas olamayacağını, keza karşı tarafın tedbirin reddi kararına dayanak beyanlarının yeterli olmadığını, buna göre yerel mahkeme tarafından İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/193 D. İş sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararı yerinde olup kaldırılmasını gerektirir bir nedenin davalı tarafça ispatlanamadığını, Müvekkilinin markasına yönelik tecavüz eylemi gerçekleştiren davalılar hakkında ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu ve öncelikle tecavüzün tespiti için bilirkişi aracılığıyla delil tespiti yapılması talep edildiğini, İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/193 D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebi kabul edilerek dosyanın bilirkişiye tevdi edildiğini, yapılan incelemeler sonucu 26.08.2021 tarihli raporda; “… Söz konusu ürünler üzerinde … şeklinde bir kullanım tespit edildiği, ‘…’ ibaresinin ise ürünler üzerinde yer almadığı, ayrıca .. harfinin kullanımı dikkate alındığında, tescil edilmiş formdan farklı şekilde kullanıldığı, bu şekilde kullanımın kendi tescil ettirdikleri markada yer alan … formundan ziyade, bire bir aynı olmamakla beraber, tespit talep edenin markasındaki … formunu daha çok andırdığı, Tüketici nezdinde aynı harf olarak algılanmaları ve tarafların benzer alanda faaliyet göstermeleri nedeniyle, teşebbüsler arasında bağlantı kurulma ihtimali ve iltibas tehlikesinin olası olacağı…” şeklinde görüş ve kanaat belirtildiğini, iddialarının somut olarak ispatlanmış bulunduğunu Ayrıca uzman mütalasında; “Görüş talep edenin markası sadece “…” harfinden oluşmaktadır. Aleyhine görüş talep edilen markanın tarafın uyuşmazlığa konu markaları ‘…’ ve ‘…’ ve … ibarelerinden oluşmaktadır. Ancak tarafıma temin edilen ürünler üzerindeki kullanım yukarıda da görüldüğü üzere tescil edildiği şekilde değil … ibaresi tek başına altında … ibaresi yer alır şekildedir. Markanın tescilli şekli ise … ve… ibaresi bitişik yazılı arada – işareti ile yan yana yazılıdır. bu durumda görüş talep eden tarafın markasının ilişkilendirilme ihtimali söz konusu olabilmektedir.” şeklinde tespit yapıldığını ve davalı … firmasının kendi tescil ettirmiş olduğu markasına dahi riayet etmeyerek salt müvekkilinin markası ile benzerlik oluşturabilmek adına… ibaresini tek başına … ibaresinden ayrı olacak şekilde kullandığının belirlendiğini, gerek yerel mahkeme tarafından alınan rapor gerekse de kendilerince alınan mütalaa kapsamında her iki görüşte de davalının marka kullanımının teşebbüsler arasında iltibas tehlikesini doğurduğunun açıklandığını, Yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleştiğini, yerel Mahkemenin tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiğine dair hükmünün, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması kararına gerekçe olmaktan uzak olduğunu, Tüm davaların yargılamayı gerektirdiğini, dolayısıyla yargılamayı gerektirme şeklinde belirtilen gerekçenin hukuka uygun olmadığını, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/316 E. sayılı dosyası ile tecavüzün tespiti talebiyle esas davaya geçildiğini, buradan da anlaşılmaktadır ki yargılama, ihtiyati tedbir kararının devam ediyor olma ihtimalinde de görülmeye devam edecek olduğundan “yargılamayı gerektirme” şeklindeki gerekçenin kararı açıklamaktan uzak olduğunu beyan ederek, istinaf incelemesi ile kararın kaldırılmasına ve tedbirin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda, davalı… firması tarafından, davacı firmanın ”…” ibareli markasının taklit edilerek … markası üzerinden ticaret yapıldığının iddia edildiği, Mahkemece, 2021/193 değişik iş sayılı dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan 26.08.2021 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, teminat karşılığında tedbir kararı verildiği görülmektedir.6100 sayılı HMK’nun 396. maddesi; ”durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.” hükmünü içermekte olup, Mahkemece verilen tedbir kararından sonra, durum ve koşulların değiştiğine dair dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı gibi mevcut delil durumu ve yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde verilen ihtiyati tedbir kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilmeksizin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi hatalı görülmüş, bu itibarla tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik İlk Derece Mahkemesinin 18.10.2021 tarih, 2021/316 E. Sayılı ara kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin 2021/193 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden verilen 29/09/2021 günlü ihtiyati tedbir kararının devamına dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18.10.2021 tarih, 2021/316 E. Sayılı ara kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu kapsamda; 3- İlk Derece Mahkemesinin 2021/193 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden verilen 29/09/2021 günlü ihtiyati tedbir kararının devamına, 4- İhtiyati tedbire ilişkin karar uygulamasının ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 5- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafından istinaf incelemesi için peşin alınan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine, 6- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan toplam 448,50 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 7- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, 9- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022