Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/322 E. 2022/357 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/322
KARAR NO: 2022/357
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/09/2021
NUMARASI: 2017/11 E. 2021/856 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan … Çamaşırhanesini demirbaş devir sözleşmesi ile sadece makinalarını satın aldığını ve yeni işyeri açılışı yaptığını, karşılığında davalıya 9.250,00 TL elden ödeme yaptığını, ardından 10.750,00 TL ödediğini, kalan 40.000,00 TL için ise 12 adet senet karşılığında anlaştıklarını, ancak davalının müvekkiline işleri öğretme bahanesi ile kötüniyetli olarak müşterilerle anlaşma yapıp 6.000,00 TL ücretlik işi aldığını ancak müvekkiline haber vermediğini, davalının geçmişteki borçlarından dolayı müvekkilinin satın aldığı makine ve ekipmanların haczedilerek yediemin deposuna alındığını, hukuki ayıp nedeniyle sözleşmenin hükümsüz sayılarak senetlerin iadesi gerektiğini, senetleri 3. kişilere ciro edip başkalarını da zarara uğrattığını, davalının anılan dükkanın sahibi …’a olan borcuna karşılık verdiğini senedi müvekkiline ödeterek daha sonra ödemelerden düşeceğini söylediği halde düşüm yapmadığını, tüm bunların ardından müvekkilinin işyerindeki makinelerin hacziyle iş yapamaz hale geldiğini, işyerinin battığını ve 23.03.2016 tarihinde işyerini kapattığını ileri sürerek İİK. 72. maddesi gereğince müvekkilinin senedin borçlusu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit, istirdat, sözleşmenin iptali ile sözleşmeden dönerek uğramış olduğu menfi zararın tazminini, senedin iptalini ve iadesini, davalı kötü niyetli olduğundan %20 tazminata mahkum edilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle senetlerin tahsiline engel teşkil eden tedbir kararının kaldırılmasını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile özellikle tedbir sebebi ile müvekkilinin uğradığı zararlarının tazminine yönelik olarak teminatın iade edilmemesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”… Tüm dosya münderecaatı kapsamında; Davacı ile davalı arasında tanzim edilen 02.11.2015 tarihli “Demirbaş Devir Sözleşmesi” ne göre, İstanbul Maltepe’de … Çamaşırhanesi’nde bulunan, 40 kg ve 30 kg sanayi tipi çamaşır makineleri, 40 kg sanayi tipi kurutma makinesi, 2.5 m sanayi tipi kayalar marka ütü, 1 ade paskara, 1 adet kuru temizleme buharlı el ütüsü, 1 adet bilgisayar ve diğer ofis malzemelerinin, 60.000,00 TL ( 9.250 TL elden alınan, 13.11.2015 tarihinde 10.750 TL ödeme, kalan 40.000 TL için 12 senet şeklinde) karşılığında devri hususunda anlaşıldığı, demirbaş devir sözleşmesinin taraflarca imzalandığı hususunda ihtilaf olmadığı, Bu kapsamda, davacı ile davalı arasında 02.11.2015 tarihinde demirbaş devir sözleşmesi yapıldıktan sonra davalı hakkında 25/11/2015 tarihinde şahsi bir borcu nedeniyle ihtiyati haciz kararı alındığı, demirbaşların bulunduğu adreste İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden 08/12/2015 ve 06/01/2016 tarihlerinde fiili hacizler yapıldığı, bu bilgilere göre davalının demirbaşları devrederken üzerlerinde herhangi bir haciz bulunmadığı, bilindiği üzerine icra uygulamasında icra alacaklıların bildirdikleri adreste fiili hacizlerin yapıldığı, olayda da İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası alacaklı vekilinin talebi üzerine adreste haciz yapıldığı, daha sonra yine bu alcaklı vekilinin talebi üzerine muhafaza işlemi yapıldığı, bu noktada davacıca istihkak iddialarına rağmen bu işlemlerin alacaklı vekilinin talebiyle yapılmaya devam ettiği, ortada işletmenin borcundan kaynaklı bir takip olmadığı, bu nedenle davacının müteselsil sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, bu cihette davalının olayda herhangi bir ayıplı mal teslimi söz konusu olamadığı, sorunun İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E alacaklı vekilinin beyanı üzerine adreste yapılan haciz ve muhafaza işlemleri olduğu anlaşılmakla, 02.11.2015 tarihli sözleşmenin geçerli olmasından ötürü, Davacı vekilinin, 24/07/2015 tarihinde 9.250,00TL elden ödenen, 13/11/2015 tarihinde 10.750,00 TL yapılan ödemenin, iş yerinin devri nedeniyle ödenen 15.12.2015 tarihli 3.000,00TL lik senedin, 15.01.2016 tarihli 3.000,00TL lik senedin, 15.02.2016 tarihli 3.000,00TL lik senedin istirdadı, 15.03.2016 tarihli 3.000,00TL’ lik senet bedelinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas dosyasından gönderilen … ihbarnamesi sonucu anılan dosyaya ödenmesi nedeniyle bu bedelin istirdadı, Tedbir kararı ile durdurulan 15.04.2016 tarihli 3.000,00 TL’lik, 15.05.2016 tarihli 3.000,00 TL’lik senet, 15.06.2016 tarihli 3.000,00 TL’lik senet, 15.07.2016 tarihli 3.000,00 TL’lik senet, 15.08.2016 tarihli 3.000,00 TL’lik senet,15.09.2016 tarihli 3.000,00 TL lik senet, 15.10.2016 tarihli 5.000,00 TL’lik senet,15.11.2016 tarihli 5.000,00 TL’lik senet nedeniyle ise borçlu olunmadığının tespiti, Taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davalı tarafından müşterilere iş yapma vaadiyle müşterilerden alınan 6.000,00 TL’lik ödeme karşılığında müşterilerin işini yapmadan işi müvekkiline devrettiği için 6.000,00TL lik işi müvekkilinin ücretsiz yapmak zorunda kaldığından bahisle 6.000.00 TL’nin davalıdan tahsilini istemişse de, bu hususta herhangi bir yazılı delil sunamadığı, bu yöndeki alacak ispatlanmadığından, talebin reddine, Davacı vekilinin 15/12/2015 tarihli … çek karşılığında dükkan sahibine davalının dükkan sahibine borcu nedeniyle, dükkan sahibine davalı adına çek ile yapılan 1.300,00 TL ödemenin davalıdan istirdadını, istemişse de bu hususta herhangi bir yazılı delil sunamadığı, bu yöndeki alacak talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili 12/11/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; 1-Öncelikle gerekçeli kararda dava özetinin yazıldığını, hakimin hangi gerekçeye dayanarak karar verdiğinin anlaşılmadığını, HMK 294 ve devamındaki usule uyulmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, 2-Dava açıldığı tarihten itibaren birden fazla mahkeme ve çok sayıda hakim değiştiğinden, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, 3-Kötüniyet yönünden davanın ispatlanmasına rağmen, hile ile müvekkilini ve tüm iş yaptığı kişileri kandırıp borçlanarak ve bu borçlar için de müvekkilini öne atarak çekilen davalı lehine red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 4-İş yeri devri yapılmamasına rağmen, TTK uyarınca işyeri devri gibi algılanarak tüm istihkak ve tazminat taleplerinin reddedildiğini, Cumhuriyet Savcılıklarının da bu durumda “ihtilaf hukuki alacak davasıdır, Savcılıklar alacak tahsili makamları değildir” mantığı ile hareket ettiğinden, bu hukuki boşlukların kötüniyetle hareket eden kişileri koruduğunu, işe atılmaya çalışan genç girişimcilerin dolandırılması ile sonuçlandığını, izah olunan ve re’sen dikkate alınacak gerekçelerle; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2021 tarih ve 2017/11 E 2021/856 K sayılı kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 06/01/2022 tarihli istinaf talebinin reddine dair karar yönünden istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen karara karşı süresi içinde istinaf süre tutum dilekçesi verildiğini, istinaf harçlarının yatırıldığını, avans eksikliği muhtırası tebliğ edilir edilmez müvekkiline bildirilerek eksikliği gidermesi talep edilmesine rağmen Pandemi koşulları ve müvekkilinin davaya konu olaylar nedeniyle yaşadığı ekonomik sıkıntılar dolayısıyla eksik avansı geç tamamlayabildiğini, gecikmenin dosyayı sürüncemede bırakma amacına hizmet edemeyecek kadar kısa olduğunu, 2 günlük gecikme ile müvekkiline hak kaybettirme çabaları da davalı yanın dosyanın istinaftan bozulmasına dair çekincelerinin tezahürü olduğunu, harçları ve süre tutum dilekçesini hemen göndermelerine rağmen 2 günlük avans gecikmesinin bahane edilerek dosyada savunma haklarının kısıtlanmasının kabul edilemeyeceğini beyanla ilk istinaf dilekçeleri nazara alınarak esastan incelenmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça açılan sözleşmenin feshi, menfi tespit, istirdat ve alacak davasında mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, gerekçeli karar davacı tarafa 08/11/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurarak 162,10 TL istinaf yasa yoluna başvurma harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı depo etmesine rağmen, istinaf posta gideri yatırmadığından, ilk derece mahkemesince 01/12/2021 tarihinde 162,10 TL istinaf yasa yoluna başvurma harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı ile 150,00 TL istinaf posta giderini 1 haftalık kesin süre içinde depo etmesi için gönderilen muhtıranın 06/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, muhtıra tebliğ tarihine göre süre 13/12/2021 akşamı sona ermesine rağmen davacı tarafça 150,00 TL istinaf posta giderinin 15/12/2021 tarihinde tamamlandığı, mahkemece istinaf posta gideri süresinde yatırılmadığından, 20/12/2021 tarihli kararın istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilerek, kararın gönderildiği e-tebligatın davacı tarafça 09/01/2022 tarihinde okunmuş sayıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça, istinaf yasa yoluna başvurulmamış sayılma kararı aleyhine 06/01/2022 UYAP’a kayıt tarihli dilekçe ile istinaf yasa yoluna başvurulduğu, ancak istinaf yasa yoluna başvurma harcı ve istinaf karar harcı ile posta masrafının depo edilmediği, 21/01/2022 tarihli muhtıra ile 220,70 TL istinaf yasa yoluna başvurma harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcı depo etmesi için 7 gün süre verildiği, davacı tarafça 26/01/2022 tarihinde depo edildiği tespit edilmiştir. HMK 344.maddesinde istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı, istinaf karar harcı ve tebliğ gideri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içerisinde harç ve giderler tamamlanmadığı taktirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılamasına karar verir hükmü mevcut olup, davacı taraf; ilk derece mahkemesinin kararı aleyhine 12/11/2021 tarihinde istinaf yasa yoluna başvurarak 162,10 TL istinaf yasa yoluna başvurma harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı depo etmesine rağmen, istinaf posta gideri yatırmadığından, ilk derece mahkemesince 01/12/2021 tarihinde “162,10 TL istinaf yasa yoluna başvurma harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı ile 150,00 TL istinaf posta giderini 1 haftalık kesin süre içinde depo etmesi” için muhtıra gönderdiği, muhtıranın 06/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, süre 13/12/2021 akşamı sona ermesine rağmen davacı tarafça 150,00 TL istinaf posta giderinin 15/12/2021 tarihinde tamamlandığı sübuta ermiş olup, yasadaki süre kesin olduğundan, kesin süreler tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı olduğundan, mahkemece HMK 344. maddesi uyarınca istinaf posta gideri süresinde yatırılmadığından bahisle verdiği 20/12/2021 tarihli kararın istinaf edilmemiş sayılmasına ilişkin kararı usul ve yasalara uygun olduğundan istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2021 tarih ve 2017/11 E. 2021/856 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı 26/01/2022 tarih ve … seri … sıra numaralı sayman mutemet alındısı ile yatırıldığından mahsubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça ek kararın istinaf talebi yönünden istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022