Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/320 E. 2022/356 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/320
KARAR NO: 2022/356
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2020
NUMARASI: 2019/697 E. 2020/729 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak,Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının dava dışı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ve dosyadan icra talimatı alarak, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı talimat dosyası ile müvekkiline ait 1 adet giyoton makas ve 1 adet eksantirik 35 ton pres makinasını 17/07/2017 tarihinde haczettirdiğini, dava dışı borçlunun müvekkilinin eski kiracısı olduğunu, müvekkili firmanın borçla alakasının olmadığını, İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesi’ne açtıkları 2017/530 esas sayılı istihkak davasının lehlerine sonuçlanarak mallar üzerindeki hacizlerin kalktığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına hacizlerin kaldırılması için ödenen 16.000,00 TL bedelin 03/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerince istirdadını talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kanundan kaynaklanan haklarını kullanan ve alacağını tahsil eden müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın hukuksal niteliği itibariyle, cebri icra tehdidi altında haksız olarak ödendiği iddia olunan bedellerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkin olduğu, Davacı şirketin takip dosyasının tarafı olmadığı 3. kişi konumunda olduğu, davacı tarafından dava dışı borçlunun borcunun tasfiyesi amacıyla yapmış olduğu ödemelerin alacaklı yönünden borca mahsuben ödenmiş sayılmakla birlikte alacaklının sebepsiz zenginleştiğinin düşünülemeyeceği, sebepsiz zenginleşme ve bedel iadesi talebinin dava dışı borçluya yöneltilmesi gerekiği, takip borçlusu dava dışı firmanın borçtan kurtulma yoluyla sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olduğu, dolayısıyla davacı tarafın yanlış kişiye dava açtığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından işin esasına girilmesi gerektiğini, davayı açarken; haciz tehdidi altında ödenmiş olan paranın iadesini talep ettikleri halde …72 maddesinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, somut olayla birebir aynı olan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2019 tarihli 2014/707 esas ve 2019/484 karar sayılı “davacı şirket tarafından icra tehditi altında ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığı, davacının icra takibinde taraf olmadığı, takip konusu çekte keşideci, ciranta veya avalist olarak yer almadığı, davalı …. San. ve Tic. A.Ş’nin bu eylemlerinin haksız eylem (haciz) niteliğinde olduğu, (aynı yönde Yargıtay 4. HD 2015/9812 E. 2016/10946 K. Sayılı kararı) yapılan haczin haksız olduğu kanaatine varılmış olup, davacı şirketin haciz tehdidi altında icra dosyasına ödemiş olduğu paranın iadesine karar verilmesine” ilişkin kararı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2019/2000 E. 2021/2293 K. 09.11.2021 tarihli kararı ile davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verdiğini, Somut olayda; Dava dışı borçlunun, müvekkili şirketin eski kiracısı olup 03.10.2017 tarihinde haczedilen malların muhafaza işlemi için davalı tarafından müvekkiline ait iş yerine gelindiğini, malların muhafazasını önlemek için haciz tehdidi altında müvekkil şirketin haczedilen malların bedeli 6.000 TL’yi alacaklıya ödenmemesi kaydıyla itirazı kayıtla icra dosyasına yatırdığını ve İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2017/530 e. Sayılı istihkak davasında, 02.10.2018 tarihinde hacizli malların müvekkilin ticari defterlerine kayıtlı olması sebebi ile kabulüne karar verilerek mallar, üzerindeki hacizlerin kalktığını ve 15.10.2019 tarihinde kesinleşmesi üzerine, ödenen paranın iadesi için davanın açıldığını, müvekkili şirketin, davalı firmaya borcu olmadığını, davanın, hukuka aykırı şekilde ödenen paranın iadesi olduğunu, bu sebeple, ilgili kararın ortadan kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; dava dışı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde dosyadan yazılan talimat uyarınca iş yerinde yapılan haciz ile 1 adet giyoton makas ve 1 adet eksantirik 35 ton pres makinası haczedildiğinden, dava dışı borçlu ve borçla alakası olmadığından ve İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/530 esas sayılı istihkak davası lehine sonuçlanarak hacizler kalktığından, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına hacizlerin kaldırılması için ödenen 16.000,00 TL bedelin 03/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı taraftan tahsiline ilişkindir. Mahkemece; Davanın hukuksal niteliği itibariyle, cebri icra tehdidi altında haksız olarak ödendiği iddia olunan bedellerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkin olduğu, Davacı şirketin takip dosyasının tarafı olmadığı, 3. kişi konumunda olduğu, davacı tarafından dava dışı borçlunun borcunun tasfiyesi amacıyla yapmış olduğu ödemelerin alacaklı yönünden borca mahsuben ödenmiş sayılmakla birlikte alacaklının sebepsiz zenginleştiğinin düşünülemeyeceği, takip borçlusu dava dışı firmanın borçtan kurtulma yoluyla sebepsiz zenginleştiği, sebepsiz zenginleşme ve bedel iadesi talebinin dava dışı borçluya yöneltilmesi gerekiğinden, yanlış kişiye dava açıldığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın ilk istinaf sebebi; Dava dilekçesi ve yargılama aşamalarında taleplerinin istirdat davası olduğu yönünde hiçbir şekilde beyanları veya yerel mahkemece iddia edilen şekilde bir nitelendirme yapılması yönünde bir talepleri olmadığı halde, talebin istirdat davası olduğuna ilişkin mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, taleplerinin sebepsiz zenginleşme olduğu halde istirdat olarak değerlendirilerek husumetten reddinin doğru olmadığına ilişkindir. İcra İflas Kanununun 72. maddesinde öngörülen istirdat davası, TBK’nun 77 ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat ( sebepsiz zenginleşme) davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır. 6100 Sayılı HMK’nın 26. maddesi gereğince hakim tarafların talep sonucu ile bağlıdır, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, tarafların talep sonucu ile bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. HMK 33.maddesi uyarınca hakim Türk Hukukunu re’sen uygular. Yargıtay HGK’nun 06/09/2020 tarih ve 2020/19-94 esas ve 2020/358 karar, Yargıtay HGK’nun 24/11/2020 tarih ve 2018/17-172 esas ve 2020/934 karar, Yargıtay 11. HD’nin 08/06/2016 tarih ve 2015/11283 esas ve 2016/6338 karar, sayılı ilamları ve aynı nitelikteki çok sayıda ilamında belirtildiği üzere, bir davada maddi olayı anlatmak taraflara ait ise de anlatılan olaylara ilişkin hukuki nitelendirmeyi yapmak hâkimin görevidir. İstirdat; geri alma, İstirdat davası ise; borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödenen paranın geri alınması için açılan dava türüdür. Davacı taraf “davalı tarafa borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödeme yaptığını” iddia ettiğinden, Yargıtay 19. HD’nin 2014/20553 E ve 2015/11664 K. sayılı kararı ve dava dilekçesindeki anlatım şekline göre dava istirdat davasıdır. Davacı anlatımı doğrultusunda davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesinde ve “Bir davada maddi olayı anlatmak taraflara ait ise de anlatılan olaylara ilişkin hukuki nitelendirmeyi yapmak hâkimin görevidir.” ilkesi gereği bu nitelendirmenin re’sen yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, mahkemece dava istirdat davası olarak nitelendirilerek, davacı icra takip dosyasında borçlu konumunda olmadığından, İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabileceğinden davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalıdan isteme hakkı bulunmadığından, aktif dava ehliyetinin bulunmaması sebebiyle davanın reddinde isabetsizlik olmadığından, bu sebebe dayalı istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. (19. HD. 08.05.2014 günlü, 2013/11618-2014/8909 sayılı kararı) Davacı takip dosyasının tarafı olmadığından, üçüncü kişi konumundadır. 2004 sayılı İİK 12. maddeye göre; icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben ödenmiş sayılacağından, dosyanın tarafı olmayan davacı üçüncü kişinin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, davalı alacaklı sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığından, davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden, mahkemece de aynı yönde karar verildiğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin de reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2015/15811 Esas, 2016/10061 Karar sayılı ilamı) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2020 tarih ve 2019/697 E. 2020/729 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022