Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/298 E. 2022/289 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/298 Esas
KARAR NO: 2022/289
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 07/12/2021
NUMARASI: 2021/212 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Marka hükümsüzlüğü ve maddi tazminat talepli davada, ihtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 2013 yılından bu yana deneyimli ve profesyonel ekspertiz uzmanları tarafından en son teknolojiye sahip ekipmanlar kullanılarak hazırlanan …-…İkinci El Araç Ekspertiz Raporu ile araçların durumu ile ilgili kesin ve ayrıntılı bilgilendirme sunarak kurumsal firmalara ve son tüketiciye uluslararası tecrübesi ile bağımsız, tarafsız ve profesyonel ikinci el araç ekspertiz hizmeti vermekte olduğunu, davalı şirketin ise … (“…”) ticaret unvanı ile 26/04/2004 tarihinde İstanbul Ticaret Siciline tescilli bir anonim şirket olduğunu, müvekkili şirketin, ikinci el araç ekspertiz hizmeti alanında Türkiye çapında oldukça ciddi bir tanınırlığa sahip olup, işbu hizmetini de “…” marka ve logosu altında yerine getirmekte olduğunu,… başvuru numaralı ve 12.05.2014 başvuru tarihli “…” marka ve logosunun, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 02/12/2015 tarihinden bu yana 09, 12, 16, 35, 36, 37 ve 39. sınıflarda tescilli ve ikinci el araç ekspertizi sektöründe tüketiciler nezdinde ayırt edicilik ve tanınmışlık kazanmış bir marka olduğunu, müvekkili şirketin müşterilerinden gelen ihbar üzerine, davalı şirketle organik bağı bulunan dava dışı … ve .. A.Ş.ye ait “… Mah. … Cad. No:…, Ümraniye/İstanbul” adresinde yer alan işyerinde bulunan tabelalarda “…” ibaresinin kullanıldığı ve söz konusu tabelalarda kullanılan yazı, font ve yerleşimlerin müvekkili şirketin tüm Türkiye’deki işyerlerinde kullanmakta olduğu tabelalardaki yazı, font ve yerleşim ile tamamen aynı olduğunun, müvekkili şirkete ait marka ögelerinin ve müvekkili şirketçe halihazırda kullanılmakta olan tabelaların “…” yerine “…” harfi ve “…” logosu yerine “…” logosu kullanmanın dışında birebir kopyalandığının tespit edildiğini, akabinde müvekkil şirketçe yapılan tetkiklerde davalı şirket tarafından müvekkil şirketin “… marka ve logosu ile iltibas oluşturan “…” markasının tescili için 31/12/2020 tarihinde … başvuru numarası ile Türk Patent Marka Kurumu nezdinde başvuru gerçekleştirdiği ve söz konusu başvurunun reddine neden olacak kanuni sebepler gözetilmeksizin Türk Patent Marka Kurumu tarafından 31/08/2021 tarihinde de 37 ve 42. sınıflar için tescil edildiğinin anlaşıldığını, bunun üzerine Beyoğlu …. Noterliği’nin 10/08/2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirket ile organik bağı bulunan …A.Ş.ye ihtarname keşide edildiğini ve müvekkili şirketin marka hakkına tecavüzün derhal durdurulması, bu kapsamda başta açık hava tabelası olmak üzere “…” marka ve logosunu çağrıştıran ve iltibas yaratan her türlü ibarenin kaldırılmasının talep edildiğini, belirtilen yükümlülükler yerine getirilmediği takdirde ise yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, akabinde ise Beyoğlu … Noterliği’nin 18/08/2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete aynı konuda ihtarname keşide edildiğini, buna karşın davalı şirket ve dava dışı …. A.Ş. tarafından söz konusu ihtarnamelere herhangi bir cevap verilmediğini, davalı şirketin “…” markasını tescil ettirmesi ve müvekkil şirketle tamamen aynı sektörde faaliyet gösteren ve aralarında organik bağ bulunan dava dışı … A.Ş.ye işbu markayı kullandırmasının, müvekkili şirketin yıllardan beri süregelen emeğinden ve müşteri portföyünden bilinçli ve kötüniyetli olarak yararlanma amaçlı olduğunu belirterek, müvekkili şirketin davalı şirkete ve davalı şirket yetkililerine karşı sair her nevi hukuki ve cezai yollara başvuru hakkı ve manevi tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla yukarıda açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; öncelikle, “…” ve türevi ibarelerinin davalı şirket veya dava dışı üçüncü kişiler tarafından her nevi kullanımının işbu yargılama neticeleninceye kadar tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davalının ve üçüncü kişilerin marka kullanımının ne şekilde olduğuna dair dosyada bir delil bulunmadığı, davacı tarafça delil tespiti de talep edilmediği, ayrıca markayı kullandığı iddia edilen dava dışı şirket ile davalı şirketin bağlantısının bulunup bulunmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir. Tedbir talep eden istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilİ şirketin tescilli markasıyla iltisak oluşturan “…” ve türevi ibareli markaların fiilen kullanıldığının gerek dava dilekçesi ve dilekçenin ekindeki deliller ile gerek ise işbu ibareli markayı kullanan … Anonim Şirketi aleyhine ikame edilen davadaki delil tespiti neticesinde sübuta erdiğini, İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde … Hizmetleri Anonim Şirketi aleyhine ikame edilen davanın 2021/211 E. sayılı dosya üzerinden görüldüğünü, söz konusu yargılamada, İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından marka vekili unvanlı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda “Her iki kullanımda da belgelerin, markaların ve hizmetin adının bulunduğu yazı ve hizmet yeterlilik belgesi işaretinin bulunduğu konumlandırma aynı şekilde karakterize edilmiştir.” şeklinde durumun ifade edildiğini, iltibas tehlikesi bulunduğunun kabul edildiğini, “…” marka ve logosunun müvekkili şirketin tescilli “…” marka ve logosuna iltibas teşkil edecek ve ortalama bir tüketiciyi yanıltacak şekilde kötüniyetle kullanıldığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu görülmektedir. Bu açıklamalar ışığında, somut olayda uyuşmazlık; karşı tarafın kullanımında olduğu iddia edilen “…” marka ve logosunun tedbir talep eden adına tescilli “…” marka ve logosu açısından iltibas tehlikesi oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece Mahkemesince, davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de; tedbir talep eden yanca, karşı yan aleyhine aynı mahkemede ikame edilen başka bir davada, eldeki talebe ilişkin olarak delillerin sunulduğu ve iltibas değerlendirmesini içeren bilirkişi raporunun bu dosyada mevcut olduğu iddia edilmiş olmasına göre, tedbir talep eden tarafın, karşı taraf aleyhine aynı Mahkemede 2021/211 esas sayılı dosyada açmış olduğu ”markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i ile maddi tazminat” talepli dava dosyasının getirtilerek, dosyaya sunulan deliller ile var ise, bilirkişi raporu da incelenmek suretiyle yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı görülmüştür. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2-istanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/12/2021 tarih, 2021/212 E. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022