Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/296 E. 2022/341 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/296
KARAR NO: 2022/341
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/01/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/216 E.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Resmi Makamlarca Açılan Hükümsüzlük İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin endüstriyel yakma sistemlerinde sanayi sektörüne hizmet verdiğini, demir çelik, alüminyum eritme fırınlarının otomasyonunu sağlayarak üreticilere enerji tasarrufu sağladığını, deneyimli kadrosuyla endüstriyel tesislerin yakma sistemleri için tasarruflu çözümler sunduğunu, müşterilerinin sistemlerine uygun projelendirilme, NFPA, EN ve TS – EN standartlarına uygun ekipmanlarının dizaynı, uzman ekibiyle devreye alma, 7/24 servisin müvekkili şirketin en spesifik özelliği olduğunu, Türkiye genelinde yaklaşık 7 yılda 25 haddehane, demir çelik, alüminyum, tel tav, cam fabrikalarını devreye alan müvekkili şirketin ekibinin dünya genelinde gerek Amerikan, gerek Japon, gerekse de diğer sistemlerin tamamına aşina olduğunu, sektöründe en ince ayrıntısına kadar bilgi ve tecrübeye sahip olan müvekkili şirketin müşterilerine aynı zamanda ücretsiz danışmanlık da yaptığını, sektöründe Türkiye’nin öncü firması olma yolunda hızla ilerlediğini, endüstriyel fırınlarda enerji tasarrufu için Ar-Ge çalışmalarına devam ettiğini, davalı şirketin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde usul ve yasaya aykırı şekilde 21/07/2017 tescil tarihli … tescil numaralı “….” başlıklı faydalı model belgesini adına tescil ettirdiğini, belgeye konu ürün yıllar önce Alman… firması tarafından geliştirilmiş ve piyasaya sunulmuş ve 10 Mart 2005 tescil tarihli … tescil numaralı Amerikan patent belgesine konu ürün ile birebir aynı olduğunu, ayrıca İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2021/107 D.İş sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti ile de davalının faydalı modelinin yenilik özelliğinin bulunmadığının kanıtlandığını, davalı şirketin 2009 yılına kadar Alman … firmasının Türkiye distribütörlüğünü yaptığını ve bütün teknik verilerin davalı şirkette bulunduğunu, davalı şirketin 2009 yılında Türkiye Bursa’da bulunan … firmasına …‘tan temin ettiği Alevsiz Brülör Sistemini kurduğunu ve bu esnada orijinal olan brülörü birebir kopyaladığını, … firmasına takılan alevsiz brülörlerin bütün teknik spekleri devreye alma sırasında … firması tarafından verildiğini, davalı şirket … firmasından aldığı bilgi ve dokümanlar neticesinde birebir aynı ürün için usul ve yasaya aykırı şekilde faydalı model belgesi aldığını ve bu belgeyi 2017 öncesi aldığı için faydalı model belgesine konu ürünün sadece Türkiye’de araştırıldığını, patentler inceleneceğinde brülörlerin dış yapılarının yanı sıra içyapıları ve en önemlisi alevsiz çalışma yöntemlerinin dahi aynı olduğunu, … Alevsiz Brülör ile … Alevsiz Brülörün dış yapısının birbirinin aynısı olup, brülörün dış yapısı, sac ve flanşlar olmak üzere üç parçadan oluşmakla, hava ve gaz girişleri ile brülörlerin yanlarında bulunan açılı boruların bile … brülörü ile aynı olduğunu, brülörün üst kısmında hava girişinde servomotorlar bulunduğunu, alevsiz sistemini gerçekleştiren hava akışını ikiye bölmeye yarayan (alevsiz oluşumunu sağlayan) en önemli sistem olan servomotorun, … brülöründe olduğu gibi Yeten brülöründe aynı yerde olduğunu, görsel olarak sadece renk değişikliği haricinde bir fark görülmediğini ve brülör iç yapısı olarak; ikisinin de refrakterden yapılmış, alev çıkışında, yani brülörün arka bölümündeki hava ve gaz açıları, şekilleri, ölçülerinin birebir aynı olduğunu, davalı yanın öncellikle kötü niyetli şekilde kendisine ait olmayan, uzun yıllardan bu yana kullanılan ve halka mal olmuş olan ürünler için faydalı model belgesi aldığını ve bu tarihten itibaren de kötü niyete matuf bir şekilde kendisi ile aynı sektörde faaliyet gösteren firmaları baskı altına almaya ve tekel olmaya çalıştığını beyanla, bu nedenle Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca karşı tarafın faydalı model belgesinden doğan haklarını müvekkiline ve 3. kişilere karşı kullanmaması yönünde ihtiyat tedbir kararı verilmesine, davalı taraf adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde usul ve yasaya aykırı olarak 21.07.2017 tescil tarihli … tescil numaralı “…” başlıklı faydalı model belgesine konu buluş yenilik kriterini taşımadığından hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine; anılan faydalı model belgesinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek verilecek kararın Türk Patent ve Marka Kurumu’na gönderilerek siciline işlenmesine; hükmün masrafı karşı tarafça karşılanmak üzere traji en yüksek Gazetelerden birinde ilanına, tazminata ilişkin ve sair haklarımızın saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve karşı vekaletin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesinin 08.12.2021 tarihli ara kararıyla; “Davalıya ait … tescil numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğünün talep edildiği, söz konusu markanın üçüncü kişilere devri halinde davada taraf teşkili sağlanmasının zaman alabileceği, davacının haklı olması halinde hakkını elde etmesinin gecikebileceği, davacının bu nedenle zarara uğrayabileceği, bu konuda HMK 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, 10.000,00 TL teminat karşılığında dava konusu … tescil numaralı faydalı modelin dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, davaya konu faydalı modelin yenilik özelliğinin bulunup bulunmadığının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, bu aşamada hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığının tespiti mümkün olmadığından, ayrıca davalının tescilli faydalı modelinden kaynaklanan haklarını kullanmasının önlenmesinin mülkiyet hakkının sınırlandırılması niteliğinde olacağından, davalının … tescil numaralı faydalı modelden kaynaklanan haklarını davacıya ve 3. kişilere karşı ileri sürmesinin engellenmesi talebiyle ilgili yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden bu talebin reddine” karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davalı-karşı davacı vekili özetle; Faydalı modelin hükümsüzlüğü için açtığı karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının müvekkiline ait faydalı modelin hükümsüzlüğü için açtığı asıl davada kendi faydalı modellerini hükümsüzlük mukayesesi için ileri süremediğini, oysa elindeki faydalı modelleri dayanak yaparak müvekkili firma itibarını zedelemek ve müvekkili firmaya zarar vermek amacıyla faydalı modellerini hukuka aykırı kullandığını, davacı-karşı davalının kötü niyetli olduğunu belirterek, davacı-karşı davalıya ait …, … ve … numaralı faydalı modellerin hükümsüzlüğüne karar verilmesini, telafisi imkansız zararların doğmaması için SMK uyarınca davacı – karşı davalı tarafın …, … ve …numaralı faydalı model belgesinden doğan haklarını müvekkiline ve üçüncü kişilere karşı kullanmaması ve anılan faydalı modellerin yargılama sırasında üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 11.01.2022 tarihli ara kararıyla; “Karşı davada davacı – karşı davalıya ait …, … ve … tescil numaralı faydalı modellerin hükümsüzlüğünün talep edildiği, söz konusu faydalı modellerin üçüncü kişilere devri halinde davada taraf teşkili sağlanmasının zaman alabileceği, davalı-karşı davacının haklı olması halinde hakkını elde etmesinin gecikebileceği, davalı-karşı davacının bu nedenle zarara uğrayabileceği, bu konuda HMK 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, her bir faydalı model için 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL teminat karşılığında karşı dava konusu …, … ve … tescil numaralı faydalı modellerin dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, davacı-karşı davalının tescilli faydalı modellerinin hükümsüz kılınıp kılınamayacağı yargılama sonucunda belli olacağından, tescilli faydalı modellerinden kaynaklanan haklarını davalı-karşı davacıya veya 3. kişilere karşı kullanmasının önlenmesinin mülkiyet hakkının sınırlandırılması niteliğinde olacağından, davacı-karşı davalının …, … ve … tescil numaralı faydalı modellerden kaynaklanan haklarını davalı-karşı davacıya ve 3. kişilere karşı ileri sürmesinin engellenmesi talebiyle ilgili yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, bu talebin reddine” karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacıların müvekkilin ait görsel, çizim, tasarım ve yazılımların aynılarını müvekkilinden izin almadan kullandığını, kopyaladığını ve imal ettiğini, -Müvekkili firmanın emeğine saygı gösterilmemesi ve davacıların kopyalamayı alışkanlık haline getirmesi nedeniyle davacılara haksız rekabet sebebiyle İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi – Dosya No: … E.davasını açtığını, -Davacıların kendi haksız eylemlerini gizlemek ve yağ gibi üste çıkmak için delil tespiti adı altında firmalarını taciz ettiğini, İstanbul Anadolu 1.fikri Ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021 / 107 D.iş, Davacının anılan dosya ile delil tespiti başvurusunda mahkemeyi yanıltmak için kendi faydalı modelindeki istemlere uymayan bir ürününü kıyaslama için dosyaya sunduğunu, -Davacı tarafın hükümsüzlüğe konu faydalı model belgelerini üste çıkmak için kötü niyetli olarak hukukun silah olarak kullanmakta taciz ve zarar verme gayretiyle hareket etmekte olduğunu,-Davalı taraf adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde usul ve yasaya aykırı olarak tescil edilen …/ … ve … faydalı model belgesine konu buluşların yenilik ve uygulanabilirlik ve de diğer kriterini taşımadığının İstanbul Anadolu 1.fikri Ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021 / 107 D.iş Raporu saptandığını, tüm nedenlerle mahkemenin 11/01/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilen kısımı için istinaf yolu yoluna başvurur kararın kaldırılmasına, Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca karşı tarafın …/ … ve …faydalı model belgesinden doğan haklarını müvekkiline ve 3. kişilere karşı kullanmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, anılan faydalı model belgelerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek verilecek kararın Türk Patent ve Marka Kurumu’na gönderilerek siciline işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Patent ve faydalı modelin hükümsüzlüğüne yönelik davalarda dava konusu olan tescil belgesinin üçüncü kişilere devredilmek suretiyle taraf teşkilinde sorunlar yaşanmaması ve usul ekonomisi prensipleri gereği tedbir kararı verilmesi gerek Yargıtay kararları, gerekse Dairemizin kararları ile yerleşik uygulama haline gelmiştir. Davalı tarafın bu yöndeki Mahkeme kararına ilişkin bir talebinin olmadığı, süresi içerisinde tedbirin uygulanmasına ilişkin denetimin Mahkemece yapılması gerektiği anlaşılmakla bu hususta yeniden karar verilmesini gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alındığında; patent ve faydalı modelin hükümsüzlüğüne yönelik olarak açılan davada, davalının tedbir talebinin kısmen reddine yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelemesinde; davacı adına adına tescilli bulunan …, … ve … sayılı faydalı modellerin, davalılara ait görsel, çizim, tasarım ve yazılımların aynıları olup olmadığının, kopyalanıp kopyalanmadığının yargılama gerektirdiği, davacı tarafın hükümsüzlük davasının kötü niyetli olarak açıldığı hususunun da herkesin dava açma hakkı bulunması nedeniyle kötü niyetli olarak yorumlanmasının hukuki bulunmadığı, tüm hükümsüzlük talebine ilişkin faydalı modellerin ihlal edilip edilmediği hususlarının yargılamayı gerektirdiği, somut olayda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmemiş olduğu, ilk derece mahkemesince tedbirin kısmen reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, tedbir talep eden tarafça ileri sürülen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/01/2022 tarih ve 2021/216 E. sayılı ara kararına karşı davalı karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı davalı karşı davacı tarafından peşin yatırıldığından karar verilmesine yer olmadığına, 3- Davalı karşı davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022