Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/284 E. 2022/702 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/284
KARAR NO: 2022/702
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2021 (ARA KARAR)
NUMARASI: 2016/145 E. 2021/900
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı; dava konusu 31/10/2014 keşide tarihli, 500.000,00-TL bedelli, … seri numaralı ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine konu, 30/11/2014 keşide tarihli, 500.000,00-TL bedelli, … seri numaralı ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas (… eski esas) sayılı takibine konu ve 30/12/2014 keşide tarihli, 1.000.000,00 TL bedelli, … seri numaralı çeklerden ötürü ve yine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyası sebebiyle davalı … Faktoring Şirketi’ne borçlu olmadığının tespitini, birleşen davada, davacı …Taşıt Kiralama şirketinin asıl davaya konu taleplerini yinelediği, birleşen davacı …’ın dava ve 28/12/2020 tarihli açıklama dilekçeleri ile dava konusu üç ayrı çekten ötürü tüm davalılara ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibinden ötürü davalı … Faktoring Şirketi’ne borçlu olmadığının tespitini, birleşen davacı …’da dava ve 28/12/2020 tarihli açıklama dilekçeleri ile dava konusu üç ayrı çekten ötürü tüm davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmişlerdir.Davacı vekili 09/11/2021 tarihli celsedeki beyanında teminatsız olarak icra dosyalarının durdurulmasını talep etmiş olmakla ilk derece mahkemesince 11/11/2021 günlü ara kararla; ”Takipten sonra açılan menfi tespit davalarında İİK nın 72/3 maddesi uyarınca takibin tedbiren durdurulmasına karar verilemeyeceğinden asıl ve birleşen davacılar vekilinin takiplerin tedbiren durdurulması yönündeki talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Davacı şirket yetkilisi …’nın, çekleri sadece, şirket yetkilileri … ve …’ın baskıları sonucu imzaladığını, yani … ile, ne … Şirketi, ne de … Isı arasında hiç bir ticari ilişki hukuki iş ve işlem bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin, açılmış olan takipleri işbu dava açıldıktan sonra davalının cevap dilekçesinden, öğrenebildiğini, … Yatırım Şirketinin ciro yolu ile sonradan çeklere dahil edilmesinin ise tüm dava sürecinde önemle altını çizmek istedikleri üzere muvazaalı ve kötü niyetli olarak işlemler yaparak mevcut durumu mevzuata uydurma çabasından ileri geldiğini, bilindiği üzere temlik esası üzerine çalışma esasına dayalı olup faktoring şirketinin, temlik aldığı bedel üzerinden işlem gerçekleştirdiğini, Faktoring şirketinin, işleme konu çekler ile bire bir uyan fatura ve irsaliyeleri incelemesi, gerekli istihbaratı yapması, devamında ise ilgili faturaların bilgisini BDDK’ya vermesi gerektiğini, yani basiretli tacirden beklenen tüm özenin üstünde bir özeni yasa koyucunun faktoring şirketlerine yüklediğini, alacaklı olarak faktoring şirketinin icraya koyduğu dosyalar incelendiğinde beraber hareket ettiği şirketler aleyhine işlem yapmadığı gibi, hacizleri kaldırdığının veya düşürdüğünün görüleceğini, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak, öncelikle teminatsız olacak şekilde takiplerin durdurulmasını, bu talebimizin kabul görmemesi durumunda ise teminatlı olarak icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl ve birleşen davalar, 2004 Sayılı İcra ve İflas kanunun 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, … Faktoring tarafından … ve … Isı Yalıtım Şirketi aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, takip dayanağı ipotek belgesinin, …’in maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde tesis edilen 30/05/2014 tarihli protokole konu çeklerden doğan borcun ve bu protokole müteselsil kefil sıfatıyla imza atan …’in kefaletinden doğan borcun teminatı olarak … Faktoring lehine 3.000.000,00 TL limitli ipotek olduğu; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, … Faktoring tarafından; … Taşıt Kiralama şirketi, …, …, …, …, … Yatırım Şirketi ve … Isı Yalıtım Şirketi aleyhine 31/10/2014 keşide tarihli 500.000,00-TL bedelleri çeke dayalı olarak 14/11/2014 tarihinde kambiyo takibi başlatıldığı;İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, … Faktoring tarafından, … Taşıt Kiralama şirketi, …, …, … Yatırım Şirketi ve Komak Isı Yalıtım Şirketi aleyhine 31/11/2014 keşide tarihli 500.000,00 TL bedelleri çeke dayalı olarak 08/12/2014 tarihinde kambiyo takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. 2004 Sayılı İİK.72/3. maddesine göre, ”İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” Açıklanan işbu kanun hükmü gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin tedbiren karar verilmesine hukuki olanak bulunmamaktadır. Bu sebeple tedbir talep eden davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiş olduğundan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2021 günlü, 2016/145 Esas, sayılı ara kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022