Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/252 E. 2022/361 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/252
KARAR NO: 2022/361
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2021/355 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin sektörün lider firmalarından biri olduğunu, … ibareli pek çok tescilli markasının bulunduğunu, davalıların, müvekkiline ait tanınmış … ibaresinin birebir aynısını izinsiz olarak Türk Patent nezdinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin marka haklarını ihlal ettiğini, haksız rekabete neden olduğunu ve müvekkilinin ticari itibarına zarar verdiğini belirterek söz konusu ürünlere el konulmasını, ithalat ve ihracatının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 16/09/2021 tarihli ara kararı ile; ”6769 sayılı Kanun’un 159. madde hükmüne göre verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesinin mahkemeden talep edebileceği, ihtiyati tedbir kararının, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebileceği, bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümleri uygulanacağı, HMK 389. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, Tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi ve ekinde sunulan ürünlere ilişkin görseller İstanbul 1. FSHHM’nin 2019/85 esas sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ve yaklaşık ispat şartı da dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle davacının tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalılar vekilinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in 22.12.2009 başvuru ve … tescil numaralı uyuşmazlığa konu “…” ibaresini ve/veya markasını Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde tescilli bir şekilde hak sahibi olarak 21. Sınıfta yaklaşık 12 yıldır kullandığını, markanın 06.12.2019 tarihinde yenilendiğini, marka tescilinin 21. Sınıfın belirli ürünlerine istinaden olup, davacı tarafın asıl faaliyet alanı deterjanlar ile çakışmadığını, “…” ibaresiyle … tescil numarasıyla ve 5. Sınıfta başkaca bir tescil olduğundan, diğer marka sınıflarında kullanılması ve/veya tescillenmesine TPM Kurumu uhdesinde herhangi bir kısıtlama olmadığını, ayrıca davacı taraf şirketlerin TPM Kurumu bünyesindeki marka tescillerinin neredeyse tamamının MÜDDET halinde iptal edildiğini, mahkeme tarafından tesis edilen ihtiyati tedbir kararının, ticari hayatı en geniş anlamda kapatmaya ve/veya müvekkili şirketin 12 yıldır devam eden gelirlerini tümden ve telafisi imkansız halde engelleyerek mahfına sebebiyet verebilecek şekilde olduğunu, ihtiyati tedbir kararının, yargılama sonucunda elde edilecek hakkın yargılamanın başında elde edilmesi niteliğinde olduğundan HMK Madde 389/1’e aykırı olduğunu, tedbir kararının iptal edilmesini, iptal talebinin yerinde görülmemesi halinde, alınan 250.000-TL teminat tutarının 2.500.000-TL’na yükseltilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 12/01/2022 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddi kararı ile; 6769 sayılı Kanun’un 159.ve HMK’nun 389.maddesindeki yasal düzenlemeler sıraladıktan sonra, ihtiyati tedbirin geçici hukuki koruma olduğu, geçici hukuki korumalarda yaklaşık ispatın yeterli görüldüğü belirtilerek; tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mahkemece verilen 16.09.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına ilişkin davalılar tarafından yapılan itirazların İstanbul 1. FSHHM’nin 2019/85 esas sayılı dosyası kapsamında alınan rapor ve SMK 155.md. uyarınca reddine,” karar verilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in 22.12.2009 başvuru ve akabinde tescil tarihi olmak üzere, yaklaşık 12 yıldır davaya konu … tescil numaralı “…” ibaresini ve/veya markasını Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde tescilli hak sahibi olarak 21. sınıfta kullandığını, markanın 06.12.2019 tarihinde yenilendiğini, tescilin sürdüğü 12 yıllık sürede, davacı şirketin dava ikame etmediği gibi, hiçbir yazı ve/veya ihtarname dahi gönderilmediğini, marka tescilinin 21. sınıfın belirli ürünlerine ilişkin olup, davacı şirketlerin asıl faaliyet alanı deterjanlar ile çakışmadığını, “…” ibaresiyle … tescil numaralı 5. sınıfta başkaca bir tescil olup, ibarenin diğer marka sınıflarında kullanılması ve/veya tescillenmesinde TPM Kurumu uhdesinde herhangi bir kısıtlama olmadığını, İstanbul 4 FSHHM tarafından tesis edilen ihtiyati tedbir kararının, satış, dağıtım, tanıtım engelleme, toplatma, el koyma, ihracat ve ithalatın durdurulması ve engellenmesi gibi ticari hayatı en geniş anlamda kapatmaya ve/veya müvekkili şirketin 12 yıldır devam eden gelirlerini tümden ve telafisi imkansız halde engelleyerek mahfına sebebiyet verebileceğini, tesis edilen ihtiyati tedbir kararının, dava sonucunda elde edilecek hak olduğunu, yargılamanın başında elde edilmesinin HMK madde 389/1’e aykırı olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesine göre öncelikle mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkânsız hale geleceğinden endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı alınabileceğini, mevcut durumda meydana gelebilecek değişmeyle kastedilenin taraflar arasında çekişmeli veya yargılama konusunu oluşturan şey yada hak üzerindeki değişimler olduğunu, Davada müvekkili şirket ile davacı şirketlerin nitelikleri ve pazardaki finansal hacimleri karşılaştırıldığında ve müvekkilince markanın 12 yıllık çekişmesiz kullanımı da gözetildiğinde, HMK 389/1 maddesi uyarınca davacı şirketler aleyhine gecikme nedeniyle sakınca ve/veya mevcut durumda meydana gelebilecek değişme halinin olmadığını, İtirazı kabul görmediği taktirde, alınan 250.000-TL teminat tutarının durumun gereği ve hakkaniyete göre 2.500.000 TL’na yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf, tanınmış marka olan “…” markasının, davalı tarafça bire bir aynısının izinsiz olarak Türk Patent nezdinde tescil ettirilmek suretiyle marka hakkı ihlal edildiği, haksız rekabete neden olduğu ve ticari itibarına zarar verdiğinden bahisle söz konusu ürünlere el konulması, ithalat ve ihracatının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup, mahkemece 16/09/2021 tarihli ara karar ile; tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi ve ekinde sunulan ürünlere ilişkin görseller, İstanbul 1. FSHHM’nin 2019/85 esas sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ve yaklaşık ispat şartı da dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle davacının tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafın tedbir kararına itirazı üzerine, İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce 04/01/2022 tarihinde; tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mahkemece verilen 16.09.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına ilişkin davalılar tarafından yapılan itirazların İstanbul 1.FSHHM’nin 2019/85 esas sayılı dosyası kapsamında alınan rapor ve SMK 155.md. uyarınca reddine karar verilmiştir. Davalı vekili kararı istinaf incelemesine getirmiştir. Resmi Gazete’nin 10/01/2017 tarihli 29944 sayısında yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1. Maddesinde ki; ” Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.” düzenlemesi uyarınca tedbir talep edilebilir. Yasanın 159/3. maddesinde; ” ihtiyati tedbirler ile ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun uygulanacağı” düzenlenmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 389/1. maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 390/3. maddesinde ise, tedbir talep eden taraf dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Mahkemenin gerekçe olarak aldığı 6769 Sayılı SMK’nun “Önceki tarihli hakların etkisi” başlıklı 155. maddesi; “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” şeklindedir. Davacı tarafa ait … tescil numaralı … markası 07/07/2009 tarihinden itibaren, … tescil numaralı … markası 09/04/2008 tarihinden itibaren 3. sınıfta, … tanınmış markası 06/12/2019 tarihinden, … tescil numaralı … markasının 04/05/1989 tarihinden itibaren 1-2-3. sınıfta koruma altında olduğu tespit edilmiştir. İhtiyati tedbir geçici hukuki koruma türü olup, tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmayacak şekilde verilmesi gerektiğinden, tedbir uygulanması istenen 22.12.2009 başvuru ve … tescil numaralı uyuşmazlığa konu “…” markasının 21. sınıfta halen davalı … adına tescilli olup, davacı tarafın markasının tanınmış marka olması vasfı ve … tescil numaralı markasının koruma tarihi ile 6769 Sayılı Kanun’un 155. maddesi, tedbir kararının verildiği tarih itibariyle dosya kapsamı nazara alındığında, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği tespit edildiğinden, mahkemece de bu gerekçeler ile tedbir kararı verildiğinden, mahkemece tedbir kararı verilmediği taktirde, davalının davaya konu markasına konu ürününü dava süresince haksız üretiminden kaynaklı olarak davacı zararı ve mağduriyeti devam edeceğinden, HMK 389. maddesi uyarınca mahkemece tedbir kararı verilebilmesi koşullarından, “gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali” gerçekleştiğinden, benzer gerekçe ile tedbir talebinin reddine karar verildiğinden, ret kararında usule aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Mahkemece 250.000,00 TL nakdi veya aynı miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığı tedbir kararı verilmiş olup, tedbirin niteliği, tarafların ekonomik gücü ve dosya kapsamına göre teminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmakla birlikte, yargılama aşamasında mahkemece talep üzerine veya re’sen her zaman arttırılabileceğinden, teminat miktarına yapılan istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/355 E. Sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/03/2022