Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/237 E. 2022/162 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/237
KARAR NO: 2022/162
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ:
NUMARASI: 2021/243 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında görülen markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile marka hükümsüzlüğü talepli davada, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi üzerine, Mahkemece 18/10/2021 tarihli tedbir kararı ile, “…dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları ve davaların niteliğine göre yaklaşık ispat koşununun gerçekleştiğinden SMK 159 ve HMK 389 maddeleri uyarınca davacının ihtiyati tedbir talebinin takdiren 200.000,00 TL nakti veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat karşılığı kabulü ile, davalının “…” , “…” ve “…” ibareli herhangi bir markayı veya benzerlerini tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte işletmekte olduğu iş yerinde veya sair herhangi bir fiziki yahut online mecrada kullanmasının, bu markayı taşıyan ürünlerin üretmesinin, ürettirmesinin, sağlamasının, elde bulundurmasının, satmasının, satışa arz etmesinin, depolamasının, ithal ya da ihraç etmesinin, internet üzerinde ve sair mecralarda tanıtmasının ve bu amaçlarla kullanılmasının tedbiren durdurulmasına, önlenmesine, ilgili ürünler, hizmetler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evraka ve malzemeye tedbiren el konularak yed-i emine teslimine, davalı adına kayıtlı olan … tescil numaralı “…+ŞEKİL” , … tescil numaralı “…+ŞEKİL” , …tescil numaralı “…+ŞEKİL” ibareli markaları ile, …,… ve … tescil numaralı “…” ve “…” ibarelerini taşıyan tasarım tescil belgelerine üçüncü kişilere devrinin tedbiren engellenmesine, davalı adına olduğu bildirilen, “www…com.tr” , www…net” ve “www…com” alan adlı internet sitelerine erişimin tedbiren engellenmesine,” karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece verilen tedbir ara kararına karşı, aleyhine tedbir kararı verilen davalı vekilince itiraz edildiği, itirazın duruşmalı olarak yapılan değerlendirmesinde, 16/12/2021 tarihli ara karar ile ”… yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, hükümsüzlük davası bulunması sebebiyle dava konusu marka ve tasarım tescillerinin üçüncü kişilere devri halinde taraf teşkilinde güçlük yaşanacağı, keza incelenen marka ve tasarımlar ile kullanım biçimlerine göre, hükmün etkinliğinin sağlanması bakımından SMK 159 ile HMK 389 ve devamı maddelerinde aranan ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğu, keza SMK’nun 155. Maddesi gözetildiğinde davalının sonraki tarihli tescillerinin koruma sağlayamayacağı ihtimali bulunduğu, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesinin gözetilerek yeterli miktarda (200.000,00 TL) teminat alındığı…” gerekçeleriyle reddine karar verildiği görülmüştür. Tedbir ara kararına yapılan itirazın reddine yönelik ara karara karşı istinaf yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2015 yılında başvurarak tescil ettirmiş olduğu “…” ve sonrasında “…” markalarıyla aynı adı ve şekli içeren davacının hiçbir zaman hiçbir markası veya tasarımı olmadığını, bu marka veya tasarımlar için davacının hiçbir zaman bu zamana kadar başvuru veya tescil yaptırmadığını, Davacının esasen davalı adına tescilli markaların işkolu olan 11 ve 35 nolu işkollarında yalın “…” ibareli hiçbir tescilli markasının bulunmadığını, davacının sadece, müvekkiliyle aynı işkolunda olmayan kendisine ait ve fakat yalın olarak hiçbir markasında kullanmadığı Türkçe’de anlamsız ve tek başına hiçbir şey ifade etmeyen “…” ekinin müvekkilinin markasının içinde geçmiş olmasını iltibas olarak iddia ettiğini, ancak müvekkilinin işkolu olan 11 ve 35 nolu sınıflarda yüzlerce “…” eklentili tescilli marka bulunduğunu ve davacının “…” ibareli eklenti markasının da 11 ve 35 nolu işkollarında tescilli bile olmadığını, Müvekkilinin ”su arıtma cihazı” yönünden tesciline itiraz etmeyen davacının daha sonra dava açmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davacı ile davalı markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, Davacı tarafın ihtiyati tedbir kararının uygulanmasını, süresi geçtikten sonra talep ettiğini, bu nedenle tedbirin kendiliğinden kalktığını, Müvekkilinin TC kimlik numarasının bilinöli olarak dava dilekçesine yazılmadığını, müvekkilinin dava dosyasının UYAP vatandaş erişimine kapalı olduğunu, bu nedenle içeriğine ulaşılamadığını, savunma hakkının kısıtlandığını, icra takibinde usûlüne uygun bir tebligat bulunmadığını, Davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, Müvekkilinin “…” veya “…” markalarının tescilden önce ve tescilden sonra ayırt edici nitelik kazandığını, SMK’nun 25/4.maddesi gereği hükümsüz kılınamayacağını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği yönünde Mahkemece yapılan değerlendirmenin HMK’nun ve SMK’nun 159.maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, Müvekkilinin, tescilli marklarını kullanmasının markaya tecavüz oluşturmayacağını beyan ederek, tedbirlerin kalktığının hükmen tespitine, Mahkemece verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, Mahkemece 16/12/2021 tarihli ara karar ile verilen ”tedbire itirazın reddi” kararının istinaf incelemesinden ibarettir. Taraflar arasında görülen markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile marka hükümsüzlüğü talepli davada, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi üzerine, Mahkemece 18/10/2021 tarihli tedbir kararı ile, “…dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları ve davaların niteliğine göre yaklaşık ispat koşununun gerçekleştiğinden SMK 159 ve HMK 389 maddeleri uyarınca davacının ihtiyati tedbir talebinin takdiren 200.000,00 TL nakti veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat karşılığı kabulü ile, davalının “…” , “…” ve “…” ibareli herhangi bir markayı veya benzerlerini tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte işletmekte olduğu iş yerinde veya sair herhangi bir fiziki yahut online mecrada kullanmasının, bu markayı taşıyan ürünlerin üretmesinin, ürettirmesinin, sağlamasının, elde bulundurmasının, satmasının, satışa arz etmesinin, depolamasının, ithal ya da ihraç etmesinin, internet üzerinde ve sair mecralarda tanıtmasının ve bu amaçlarla kullanılmasının tedbiren durdurulmasına, önlenmesine, ilgili ürünler, hizmetler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evraka ve malzemeye tedbiren el konularak yed-i emine teslimine, davalı adına kayıtlı olan … tescil numaralı “…+ŞEKİL” , 2015/99806 tescil numaralı “…+ŞEKİL” , … tescil numaralı “…+ŞEKİL” ibareli markaları ile, …, … ve … tescil numaralı “…” ve “…” ibarelerini taşıyan tasarım tescil belgelerine üçüncü kişilere devrinin tedbiren engellenmesine, davalı adına olduğu bildirilen, “www….com.tr” , www…net” ve “www….com” alan adlı internet sitelerine erişimin tedbiren engellenmesine,” karar verildiği, görülmektedir. Dosyaya celbedilen delillere göre, tedbir kararının süresinde uygulanmadığı ve tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağı yönündeki istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiğinden bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Diğer yandan, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK’nın 389/1. Maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, iltibas değerlendirmesinin hukuki bir konu olması nedeniyle hakim tarafından takdir edileceği, tarafların iddia ve savunmalarıyla mevcut delil durumuna göre somut olayda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, aleyhine tedbir kararı verilen tarafça ileri sürülen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/243 E., sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/02/2022