Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/236 E. 2022/514 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/236
KARAR NO: 2022/514
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2021
NUMARASI: 2009/126 E. – 2021/373 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A. O ile davalı kiracı … arasında Bafra … Noterliği’nden 13 şubat 2008 tarih ve … nolu düzenleme şeklinde finansal kira sözleşmesi imzalandığını, davalılar … ve …’nın sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, finansal kiralama sözleşmesine konu taşınırların, … Limited Şirketi’nden bizzat kiracı tarafından alındığını, yasa gereği fatura ve irsaliyenin müvekkili adına tanzim edildiğini, fatura irsaliye ve tesellüm belgesi ile satıldığı iddia edilen malların kiracılara teslim edilmediğini, başka malın teslim edildiğini, eksik malın teslim edildiğini, davalıların birlikte hareket ederek BK 19. Maddesinin tanımladığı şekilde yasanın men ettiği eylemi gerçekleştirdiğini, 3226 Sayılı Finansal Kirala Sözleşmesinin 23/11 maddesinde; “Taraflardan birisinin sözleşmeye aykırı harekette bulunduğu hallerde, bu aykırılık nedeniyle diğer tarafın sözleşmeyi devam ettirmesinin beklenemeyeceği durumlarda sözleşmenin fesh edilebilir“ dendiğini, müvekkilinin finansal kiralama şirketinin Yasanın 23/2 maddesi uyarınca fesih hakkı doğduğunu, Beyoğlu … Noterliği’nden gönderilen 09 Ocak 2009 gün ve … nolu ihtarname ile sözleşmenin fesih edildiği, kiralanan taşınırların iadesini, ödenmeyen ve ilerde ödenmesi gereken kira paralarının tahsilinin talep edildiğini, kiracı …’nın Bafra … Noterliği’nden 16/01/2009 tarihinde gönderdiği … sayılı ihtarnamede … makinesinin kendilerine teslim edilmediğini iddia ettiğini, müvekkili Finansal Kiralama Şirketi, hakkı nedenle sözleşmeyi fesih ettiğini, Yasanın 25. Maddesi uyarınca tazminat ve istihkak taleplerini dava olarak huzura getirdiğini, kiracı sözleşmenin 12. Maddesine göre Türk Lirasına … Bankası temerrüt faizine eklenecek %50 artışla %126 yabancı para için %30 temerrüt faizi ödemeyi kabul ettiğini belirterek taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin feshine, finansal kira sözleşmesine konu 2008 model … Marka … balya Makinesi seri … ve 2008 Model … şaşe no … kırmızı renkli … kabinli … plaka sayılı traktörün davalı kiracıdan alınıp müvekkiline teslimine, teslim edilmediği takdirde bedelinin aynı faiz oranı ile tahsiline, 102.212.56 Euro’nun dava tarihinden itibaren %30 faizi ile tahsiline, 374.04TL’nin %126 faizi ile tahsiline, %18 KDV karşılığı 38.641,12TL’nin %126 faizi ile tahsiline, sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca %126 faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, finansal kiralama konusu makineni müvekkiline tedbiren teslimine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davacının ihtarnameyi dayanak göstererek alıp kullandığı ve borcunu eksiksiz olarak yerine getirdiği … traktörünü sözleşmeyi fesh ederek geri istemesinin öncelikle … iyi niyet kuralı ile bağdaşmadığını, bahse konu traktörü kullandığını, borçlarını da eksiksiz ödediğini, davacının fesih ve bedel tespit talebinin haksız olduğunu, davacının dayandığı 17/09/2008 tarihli soruşturma evrakından da anlaşılacağı üzere ortada bir … tarafından yapılan bir dolandırıcılık olayının olduğu belli olduğunu, bu şirketin kendisini kandırarak balya makinesi tedarik edeceğini söylediğini ancak makinenin kendi zilyetliğine hiç geçmediğini, davacının bu güne kadar bu malı kendisine teslim etmediğini, bu hususta davacıya 16/01/2009 tarihli ihtarname çektiğini, ancak yine mal tesliminin yapılmadığını belirterek davanın yetkisiz yer mahkemesinde açıldığından ve yetkili yerin ikametgahı olan Bafra Mahkemesi olmasından dolayı davanın yetkisizlik nedeni ile reddine, davanın MK-2 ve teslim olgusunun ispat edilememesinden ve esasında da teslimin hiç yapılmamasından dolayı esastan reddine, tam red olmaması halinde taraf kusurlarının tespiti ile kusur durumu araştırmasının yapılarak kusur durumuna göre tazminatta indirim yapılmasına, yargılama giderlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Dosya kapsamında, Beyoğlu … Noterliği’nin 09.01.2009 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinde satıcı ve kiracının sözleşmeye aykırı hareket ettiklerini belirterek sözleşmeyi fesih iradesini karşı tarafa bildirdiği, ayrıca kiralanan malların iadesi ile ödenmeyen ve ilerde ödenmesi gereken kira paralarının da ödenmesinin talep edildiği, dava dilekçesinde malın iadesi, iade mümkün olmadığı takdirde malın bedeli ve kira bedelinden kaynaklanan alacağın tahsilinin talep edildiği, bilirkişi incelemesi sonucunda ödenmesi gereken kira alacaklarının mevcut olduğu, davacının imzalanan finansal kiralama sözleşmesi kapsamında toplam kira alacağının KDV dâhil 142.209,66-Euro olduğu, davalı kiracının ilk kira taksitini süresinde 14/02/2008 tarihinde KDV’ siz 23.681,00 Euro olarak ödediği, davacının dava tarihi itibariyle 102.212,56-Euro talep edebileceği, davacı kiralayanın, 2008 model … marka … model … seri numaralı Balya Makinesinin ve … marka … kabinli … şase numaralı … plakalı traktör için satıcıya ödediği toplam 134.250,00-TL’nin dava tarihindeki Euro cinsinden değerinin 130.900,00-TL (61.600,00-Euro) olup, sözleşmeye devam etmesi kendisi için çekilmez hâle gelen davacının, sözleşmeyi 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun (FFK) 23/2 maddesine uygun olarak feshettiği ve davalılardan kiracı ile kefillerden feshe ve FKK’nın 25.maddeye dayanarak kira bedelleri toplamı olarak 256.297,99-TL karşılığı olarak (2.1250-TL kur üzerinden) KDV dâhil 120.610,82-Euro talep edebileceği, davacının diğer alacak taleplerine ilişkin bir açıklama sunmadığı, alacağın dayanağı belgeleri sunmadığı anlaşıldığından bu kısma ilişkin taleplerinin de reddine” karar verilmiştir. Davalı … Mirasçıları istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel mahkemenin gerekçeli kararında davalıların, Satıcı Firma olan diğer Davalı … Ltd. Şti’den malı teslim almadığı halde, teslim aldığını gösterir yazılı bir tesellüm belgesi vermek sureti ile muvazaalı işlemler yaparak davacı … şirketini yanıltmış olduğundan dolayı, Davacının uğramış olduğu zarardan, davalıların sorumlu olduğundan bahisle davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, davacı tarafın iş bu muvazaa olgusuna,(güveni kötüye kullanmaktan açılan ve mahkumiyetle sonuçlanan bir ceza davası ve içeriği gibi) hiç bir delil sunmadığını ve bu muvazaanın tek delili olarak da, teslim ve tesellüm belgelerinin, davalı kiracı tarafından imzalanmasını gösterdiğini ve yerel mahkemenin de salt bu delile dayanarak, satıcı firma ile kiracı arasında bir muvazaayı kabul ettiğini, ancak müvekkili kiracıya imzalatılan teslim tesellüm belgesinin, satıcı(davacı) firma tarafından değil, Davacı firma yetkilileri tarafından finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı tarih olan 13.02.2008 tarihinde, noterde müvekkilinin de dolandırılarak, haricen imzalatılarak alındığını, -Davacı … şirketinin, basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek kendi sorumluluğunda olan ana borcu durumunda ki teslim borcunu yerine getirmediğini ve davalı müvekkili gibi onlarca vatandaşı dolandırıcı bir firmanın eline bırakarak hem kendisinin ve hem de davalı müvekkillerin maddi ve manevi yıkımına yol açtığını, Davacı taraf ile diğer davalı satıcı …’ın, davalıların bilgisizlik ve tecrübesizliğinden yararlanarak, teslim ve tesellüm belgelerini mal teslimi sırasında değil daha sözleşmeler imzalanırken noterde imzalatarak, iş bu ödemelerin finansal kiralama şirketi tarafından yapılmasını sağladıklarını ve davacı firmanın da bu teslim ve tesellüm belgelerinin gerçek bir mal teslimini yansıtmadığını mahallinde görerek tespit etmeden kendi zararına, satıcı davalı firmanın dolandırıcılığına bilerek yada bilmeyerek göz yumduğunu, teslim tesellüm belgesinde teslimin ne zaman yapıldığına dair bir tarih bulunmamakta olduğunu, dahası teslimin hangi mallar için yapıldığının dahi açık ve net bir şekilde tesellüm belgesinde bulunmadığını, davalı yılmazlar center şirketi, hariç diğer tüm davalıların davalı şirket ve davacı şirketin gerek bilerek ve gerekse kusurlu hareketleri sonucunda yanıltıldıklarını, kandırıldıklarını ve dolandırıldıklarını, dosya içerisindeki tüm faturaların naylon fatura olup; bizzat davacı … şirketinin 17.09.2008 t. sayılı soruşturma raporuna göre; ürünlerle ve uzel çıkış faturalarının uyuşmadığının tespit edildiğini, davacı … şirketinin, davalı kiracıyı, dolandırıcı …’in eline teslim ettiğini ve bu kişilerin, finansal kiralamaya konu malların, gelecek vaadi ile kandırılarak gösterilen yerlere, sözleşme düzenlenirken ve sonrasında imza atmaları sağlanarak dolandırılmasına sebep olduklarını, -Davalı satıcı firmanın dosyaya vekili aracılığıyla sunduğu dilekçe ile dava konusu malları ekonomik sıkıntı nedeni ile kiracılara teslim edilmediğini, en kısa sürede teslim edileceğini bildirdiklerini ve ekonomik sıkıntı sebebi ile malları müvekkili kiracıya teslim etmediği yönündeki diğer davalının kabulü ve tüm dosya kapsamına göre malların kiracı müvekkile teslim edilmediğini, -Mahkeme gerekçesinde taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinin muvazaalı olduğunun, kiracının finansal kiralama sözleşmesi yapma iradelerinin bulunmadığının belirtildiğini, muvazaalı sözleşmeler hukuken geçersiz olup, hüküm ifade etmeyeceklerinden, mahkemenin, finansal kiralama sözleşmesinin muvazaalı olduğunu kabul etmesine rağmen, geçersiz bir sözleşme hükümlerine istinaden hüküm tesis etmesinin yasal olarak imkansız olduğunu, -Kefiller yönünden ek istinaf gerekçesi olarak, taraflar arasında imzalanan 13.02.2008 tarihli sözleşme hükümlerine göre kefillerin sorumlu olduğu üst limit belirtilmediğini, mahkeme tarafından yapılan kefalet sözleşmesinin geçersiz olmasına rağmen tarafları aleyhine karar verilmesinin hukuka aykırı olup, kararın kendileri yönünden reddine karar verilerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı tarafın iş bu muvazaa olgusuna hiç bir delil sunmadığı gibi bu muvazaanın tek delili olarak da,teslim ve tesellüm belgelerinin, davalı kiracı tarafından imzalanmasını gösterdiğini ve yerel mahkemenin de salt bu delile dayanarak, satıcı firma ile kiracı arasında bir muvazaayı kabul ettiğini, müvekkilinin kiracıya imzalatılan teslim tesellüm belgesini, satıcı(davacı) Firma tarafından değil, davacı firma yetkilileri tarafından finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı tarih olan 13.02.2008 tarihinde, noterde müvekkilinin de dolandırılarak, haricen imzalatılarak alındığını, Davacı … şirketinin, basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek kendi sorumluluğunda olan ana borcu durumunda ki teslim borcunu yerine getirmediğini ve davalı müvekkili gibi onlarca vatandaşı dolandırıcı bir firmanın eline bırakarak hem kendisinin ve hem de davalı müvekkillerin maddi ve manevi yıkımına yol açtığını, Davacı taraf ile diğer davalı satıcı …’ın, davalıların bilgisizlik ve tecrübesizliğinden yararlanarak, teslim ve tesellüm belgelerini mal teslimi sırasında değil daha sözleşmeler imzalanırken noterde imzalatarak, iş bu ödemelerin finansal kiralama şirketi tarafından yapılmasını sağladıklarını ve davacı firmanın da bu teslim ve tesellüm belgelerinin gerçek bir mal teslimini yansıtmadığını mahallinde görerek tespit etmeden kendi zararına, satıcı davalı firmanın dolandırıcılığına bilerek yada bilmeyerek göz yumduğunu, zararına kendisinin sebep olduğunu, -Teslim tesellüm belgesinde teslimin ne zaman yapıldığına dair bir tarih bulunmadığını, teslimin hangi mallar için yapıldığının dahi açik ve net bir şekilde tesellüm belgesinde bulunmadığını, bundan başka kimin ve nerde bu teslimi yaptığı dahi bu tesellüm sözleşmesinde bulunmadığını, -Yargıtay 23. Ceza Dairesi’nin 2015/4316 e. sayılı ilamında “…, … ltd.sti yetkilileri hakkinda katılan şirkete ait malların sanığa ve başka mağdurlara teslim edilmediği halde teslim edilmiş gibi işlemler yapmaları nedeni ile haklarında açılmış bir dava olup olmadığı. finansal kiralama sözleşmesinde imzaları bulunan d.k. ile a.a.’nın de makinelerin teslim edilip edilmediği hususunda tanık sıfatıyla beyanlarının alınıp. tüm delillerin sonucuna göre gözetilmeden eksik incelem ile hüküm verilmesi bozmayı gerektirmiştir… “(ek-1) dendiğini, -Dosya içerisindeki tüm faturaların naylon fatura olup; bizzat davacı … şirketinin 17.09.2008 t. sayılı soruşturma raporuna göre; ürünlerle ve uzel çıkış faturalarının uyuşmadığının tespit edildiğini, davacı … şirketinin, davalı kiracıyı, dolandırıcı yılmazlar oto center ‘in eline teslim ettiğini ve bu kişilerin, finansal kiralamaya konu malların, gelecek vaadi ile kandırılarak gösterilen yerlere, sözleşme düzenlenirken ve sonrasında imza atmaları sağlanarak dolandırılmasına sebep olduklarını, -Davalı satıcı firmanın dosyaya vekili aracılığıyla sunduğu dilekçe ile dava konusu malları ekonomik sıkıntı nedeni ile kiracılara teslim edilmediğini, en kısa sürede teslim edileceğini bildirdiklerini ve ekonomik sıkıntı sebebi ile malları müvekkili kiracıya teslim etmediği yönündeki diğer davalının kabulü ve tüm dosya kapsamına göre malların kiracı müvekkile teslim edilmediğini, -Mahkeme gerekçesinde taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinin muvazaalı olduğunun, kiracının finansal kiralama sözleşmesi yapma iradelerinin bulunmadığının belirtildiğini, muvazaalı sözleşmeler hukuken geçersiz olup, hüküm ifade etmeyeceklerinden, mahkemenin, finansal kiralama sözleşmesinin muvazaalı olduğunu kabul etmesine rağmen, geçersiz bir sözleşme hükümlerine istinaden hüküm tesis etmesinin yasal olarak imkansız olduğunu, -Mahkeme tarafından kira konusu malların kiracıya teslim edilmediği kabulünde olmasına rağmen, kira konusu malların davalı kiracıdan alınarak davacıya teslimine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde kira konusu malların dava tarihindeki değerinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, kiracıya teslim edilmeyen bir malın aynen iadesine, iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin tüm davalılardan tahsiline karar verilmesinin mümkün olmadığını tüm nedenlerle istinaf kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, finansal kiralama sözleşmesinin feshi, finansal kiralama konusu makinelerin iadesi, iadesi mümkün olmadığı takdirde bedeli ile ödenmeyen kira bedellerinin tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı ile davalı kiracı … arasında Bafra … Noterliği’nden 13/02/2008 tarih ve … nolu düzenleme şeklinde finansal kira sözleşmesi imzalandığı, davalılar … ve …’nın sözleşmeyi kefil olarak imzaladıkları anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde, satıcı şirketin finansal kiralama görüntüsü altında yasaya aykırı işlemler yaptığı, malların teslim edilmediği, ve/veya başka mal teslim edildiği, eksik mal teslim edildiği, ve davalıların birlikte hareket ederek haksız fiil işlediğinin iddia edildiği görülmüştür. Dosya içeriğinden Bafra Ağır Ceza Mahkemesi’nde davacının da katılan sıfatıyla yer aldığı, davalı satıcı şirketin ortaklarının sanık olarak yargılandığı kamu davasında da davalı şirket hakkında mallar teslim edilmediği halde teslim edilmiş gibi işlem yapıldığından bahisle şikayette bulunulduğu görülmüştür. Ağır ceza mahkemesince verilen kararda davalılardan … şirketi yönünden beraat kararı verilmesi sebebiyle davacının muvazaa iddiasının ispatlanamadığı ancak kira bedelleri ödenmediğinden fesihte haklı olduğu, teslim şartının yerine getirilmediğine dair dosyada başka delil bulunmayıp, teslimin yapıldığının yazılı belge ile sabit olması ve aksinin de ispatlanamaması nedeniyle mahkeme kararında eksiklik bulunmadığı, sözleşme tarihleri 2008 yılı olup, 6098 Sayılı TBK’nun yürürlüğünden önce olmakla, 6101 Sayılı Yasa gereği kefalete ilişkin TBK’nın 583 ve 584 maddelerinin uygulama kabiliyetinin bulunmadığı, uygulanması gerekli olan 818 Sayılı BK’nın 484. maddesine göre kefaletin yazılı olması ve miktarının gösterilmesinin geçerliliği için yeterli olduğu, somut sözleşmelerde kefalet miktarının gösterildiği, dolayısıyla kefaletin geçerlilik koşullarını taşımadığına ilişkin davalılar istinaf sebebinin yerinde olmadığı görülmüştür. Kural olarak, kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından mesuldür. Kefil asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumludur. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … Mirasçıları ve davalı … vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2021 tarih ve 2009/126 E., 2021/373 K. sayılı kararına karşı davalı … Mirasçıları ve davalı … vekili tarafından yapılan istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 17.216,69 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 4.304,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.912,49 TL harcın davalı … Mirasçılarından müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 17.216,69 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 4.304,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.912,49 TL harcın davalı …’dan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022