Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/231 E. 2022/230 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/231
KARAR NO: 2022/230
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2021
NUMARASI: 2021/131 E. 2021/900 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar tarafından müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine girişildiğini, takip konusu çekin keşide tarihinin sonradan ciranta tarafından değiştirildiğini, çek tanzim edilirken belirtilen keşide tarihine göre çekin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin çeki … Elazığ şubesi’ne tahsil cirosu ile devrettiğini, müvekkili şirketin çeki davalı …’e ciro etmediğini, zira davalı …’e borçlu olmadığını, ciranta sıfatıyla müvekkili şirketten ödeme talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını ileri sürerek müvekkili şirketin takibe dayanak 15/04/2016 tarihli ve 2.250.000,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça ödeme emrinin tebliği akabinde İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2020/493 esas sayısı ile açılan davada, … Tic. Ltd. Şti. yetkilisi ve diğer davalı … tarafından paraflamanın bizzat kendisi tarafından yapıldığı, çekin tahrif edilmediği, açık rıza ile yeni bir keşide tarihi belirlenerek ciro ettiğini dosyaya sunulan yazılı beyan dilekçesi ile kabul edildiğini, şirket yetkilisinin açık beyanı varken şirket kaşesinin bulunmamasının önem arz etmediğini, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/493 E. sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini, gerekçeli kararda davacının bu davada iddia etmiş olduğu tüm hususların aksinin açıkça ortaya konulduğunu, davacının alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla kararı istinaf ederek tehir-i icra kararı aldığını ve huzurdaki davayı açmak suretiyle süre kazanmaya çalıştığını, borca itiraz niteliğinde açmış olduğu davada, çekin ciro edildiğini inkar etmediğini, çek üzerindeki tarihin değiştirilmesine ilişkin imzanın … tarafından atılmadığını iddia ederken, huzurdaki davada ise …’in danışıklı iş yapmak suretiyle tarihi değiştirdiğini iddia ettiğini, müvekkilinin çeki düzgün ciro silsilesi ile elinde bulunduran meşru hamil olduğunu, aksini ispat külfeti altındaki davacının kötüniyetin varlığını ispatlamayamadığını, belirterek davanın reddini ve davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.İlk Derece Mahkemesince; “İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında, takip alacaklısı davalı … tarafından, davacı ile diğer davalı ve diğer takip borçlusu hakkında 28/08/2020 keşide tarihli, 2.250.000 TL bedelli çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine girişildiği, Davacının takip ve dava konusu çekte lehtar olduğu, adı geçenin cirosu ile çekin …’e, onun cirosu ile de …’a geçtiği, … tarafından bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız çıkması üzerine, borçluları hakkında takibe girişildiği, çekin, 15/04/2016 olan keşide tarihinin üzeri çizilerek 28/08/2020 olarak düzeltildiği ve keşideci yetkilisi tarafından düzeltilmiş haliyle imzalandığı, bu hususun tarafların kabulünde olduğu,Davacı taraf dava ve takip konusu çeki işlem yapılmadan muhatap bankadan alarak keşideciye iade ettiğini ve keşide tarihinin bu şekilde tahrif edilerek tedavüle çıkartıldığını ileri sürmüş ise de; çekte davacının cirosunun bulunduğu ve bu şekilde ciranta …’e verildiği, …’in de çeki ciro ederek diğer hamile verdiği, ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı, keşide tarihindeki düzeltmenin, keşideci şirket yetkilisi tarafından yapıldığının da davacının kabulünde olduğu, imza yanına ayrıca şirket kaşesinin basılmamasının, yapılan düzeltmenin sıhhatini etkilemeyeceği, davacının kendi cirosuna bir itirazı olmadığı, cirosunun iptal edildiğine ilişkin herhangi bir ibare de bulunmadığı, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/493 E sayılı dosyasında, keşideci şirket yetkilisi davalı …’in beyanları dikkate alınarak; çekin keşide tarihinin 28/08/2020 olarak bizzat kendisi (keşideci) tarafından düzeltilip imzalandığı, davalı …’in düzeltilmiş keşide tarihi olan 28/08/2020 tarihi itibariyle dava dışı keşideci şirket yetkilisi olduğu, dolayısıyla çekteki sahtecilik ve tahrifat iddiasının yerinde olmadığı, takip alacaklısı davalının yetkili hamil olduğu (TTK’nın 790.md) ve çeki iktisabında kötü niyeti veya ağır kusurunun kanıtlanamadığı, diğer davalının da takip alacaklısı olmadığı, çekte yetkili hamil olduğu anlaşılan takip alacaklısı davalı tarafça, müracaat borçluları hakkında girişilen takipte yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça ileri sürülen ve yerinde görülmeyen davacı iddialarının davacıyı sorumluluktan kurtarmayacağından davanın reddine, dava ile takip durdurulmadığından, koşulları oluşmadığından davalı …’ın tazminat isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-… Elazığ Şubesi’nden sadır belgelerle sabit olduğu üzere çekteki müvekkili Şirkete ait beyaz cironun … Elazığ Şubesi’ne yapılan tahsil cirosuna ilişkin olduğunu, müvekkilinin çeki …’e ciro etmediğini, davalılar tarafından müvekkili şirketin …’e borçlu olduğuna, çeki …’e ciro ettiğine yönelik delil sunulmadığından ciro silsilesinin kopuk olduğunun kabulü gerektiğini, müvekkili şirketten ödeme talebinde bulunulamayacağını,2- Şirket yetkilisinin imzasının şirketi bağlaması için, imzanın Şirket unvanı ve kaşesi altına atılmasının zorunlu olduğunu, keşide tarihindeki düzeltmede keşideci şirket adına imza atıldığına dair hiçbir ibare ve kaşe bulunmadığından, imzanın ciranta …’in şahsı adına atıldığının kabulü gerektiğini, imza …’in şahsı adına atılmış olduğundan düzeltmenin yok hükmünde olduğunu, keşide tarihindeki düzeltme keşideci tarafından yapılmadığından, keşide tarihinin 15.04.2016 olarak kabulü gerektiğini ve bu durumda da çekin zamanaşımına uğradığını, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.02.2020 tarihli 2020/969 E. ve 2020/1428 K. sayılı kararı) 3-Sunulan deliller ve ticari hayatın olağan akışı nazara alındığında, hamil …’ın iyiniyetli kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddi yönündeki kararın somut olayla bağdaşmadığını ve hukuka aykırı olduğunu, Ödeme emrinin ekindeki çek suretinden; Çekte ciranta olarak görünen …’in 15.04.2016 olan keşide tarihini sonradan kötüniyetli olarak 28.08.2020 şeklinde değiştirdiği, çekin tahrif edildiği …’a yapılan cironun …’e yapılmış gibi gösterildiğinin tespit edildiğini, çek hamili …’ın avukatı olan Av. …’ın …’in de avukatı olması, çekin hileli işlemlerin ardından danışıklı olarak …’a devredildiğini ortaya koyduğunu, hamil …’ın iyinyetli 3. kişi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, çekin 01.09.2020 tarihinde icra takibine konulduğunu, bu tarihten hemen iki gün sonra …’in ödeme emrini icra dairesinde elden tebliğ aldığını, bu kadar kısa sürede icra takibinden haberdar olmasının mümkün olamayacağını, aleyhindeki icra takibini hızlandırmak için işlem yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, …’in borca itiraz dosyasını hızlandırmak amacıyla birçok işlem yaptığını, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalıların müvekkili şirketten haksız para tahsil etmek amacıyla hileli işlemler yaptıkları açık olup, …’ın kötüniyetinin kanıtlanamadığı yönündeki kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu,5-Gerekçeli karar hakkının, adil yargılanmanın en önemli unsurlarından olup Anayasa’nın 141/3. maddesinde güvence altına alındığını, gerekçeli kararda yer alması gereken hususların HMK’nun 297. maddesinde düzenlendiğini ve gerekçeli kararda taraf iddialarının karşılanması gerektiğini, mahkemenin, müvekkili şirketin taleplerine dayanak tuttuğu gerekçeleri gerçekten ve hakkın özüne uygun olacak şekilde değerlendirmediğini, davanın esas sorunları incelenmeden, maddi gerçekliğe aykırı, eksik inceleme ile hüküm verildiğini ve müvekkili şirketin gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini, sunulan belgelerle de sabit olduğu üzere müvekkili şirkete ait cironun tahsil cirosu olduğunun mahkemece yok sayılarak çekin ciro ile …’e devredildiğini belirttiğini, 6- Çekin zamanaşımına uğraması durumunda hamilin kambiyo senedinden kaynaklı olarak arasında doğrudan hukuki ilişki bulunmayan keşideci ve cirantalara başvurması mümkün olmadığı gibi, çekin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine konulmasının da mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddi kararının kaldırılmasını ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesi ile istinaf talebinin reddini istemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, dava konusu çekteki keşide tarihinin keşideci tarafından değiştirilmediğinden, düzeltmenin yok hükmünde olduğu ve 15/04/2016 ilk keşide tarihi nazara alındığında, takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığından bahisle borçlu olmadığının tespiti davası olup mahkemece açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ve takip konusu çekin … Bankası Elazığ Harput Şubesi’nden 15/04/2016 tarihinde …Tic. Ltd. Şti tarafından, … Ltd. Şti lehine 2.250.000,00 TL bedelli ve … çek numarası ile keşide edildiği, …’in 27/03/2020 tarihinden itibaren… Tic. Ltd. Şti’ni temsile yetkili olduğu, çekin … İnşaat tarafından …’e, … tarafından …’a ciro edildiği, çekin 15/04/2016 olan keşide tarihinin çizilip paraf edilerek 28/08/2020 olarak değiştirildiği, 31/08/2020 tarihinde .. Mecidiyeköy Şubesi’ne ibrazında karşılıksız kaşesinin basıldığı tespit edilmiştir. … tarafından 01/09/2020 tarihinde …, … İnşaat ve … Yapı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığı, borçlu … İnşaat’a ödeme emrinin 16/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, …’in ödeme emrini 03/09/2020 tarihinde icra dairesinde elden tebliğ aldığı, adresine çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği tespit edilmiştir. …İnşaat Şirketi tarafından … ve … aleyhine çekin keşide tarihinde tahrifat yapılarak, zamanaşımına uğradığından bahisle açılan itirazın kaldırılmasına ilişkin İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 202/493 esas ve 2021/73 karar sayılı davasında, keşidecinin keşide tarihini değiştirip paraf ettiğini kabul etmesi, davacının cirodaki imzasını inkar etmemesi, TTK 687. maddesindeki hamilin, bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin kanıtlanamaması sebebiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. 1-Çek kambiyo vasfı sebebiyle, temelindeki hukuki ilişkiden ayrık olarak, kayıtsız şartsız ödeme vasıtasıdır. Dosya içerisinde mevcut 23/10/2015 tarihli çek tevdi bordrosunda dava konusu çekin bankaya teslim edildiği sabittir. Çekin arkasındaki ciro silsilesinden davacı ve lehtar … inşaat tarafından …’e, … tarafından da …’a ciro edildiği, davacı tarafın çekin arkasındaki ciro imzasına itiraz etmediği sabittir. Bu hali ile şekli anlamda ciro silsilesinde kopukluk olmadığından, davacı vekilinin ciro silsilesinde kopukluk olduğu, çeki …’e ciro etmediğine ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Keşide tarihinin çek borçlusunun izni ve parafı ile değiştirilebileceği öğretide ve Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 25/09/2008 tarih ve 2007/7774 esas-2008/10540 sayılı kararı ile bu şekilde değiştirilmiş çekin geçerli olduğuna ilişkin mahkeme tespiti onanmıştır.) Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15/01/2020 tarihli 2019/274 Esas ve 2020/217 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; HMK’nun 207. maddesi hükmü gereğince senetteki düzeltmelerin keşideci tarafından paraf edilmesi gereklidir. Çekin ilk keşide tarihi 15/04/2016 olmakla birlikte, keşideci şirket yetkilisi tarafından keşide tarihinin 28/08/2020 şeklinde değiştirildiği ve paraf imza ile imzalandığı sübuta ermiştir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarında ve öğretide; keşide tarihindeki değişikliğin paraf edilmesi yeterli görüldüğünden, ( Yargıtay 12. HD’nin 20/11/2014 tarihli 2014/19989- 27824 esas ve karar) kaldı ki şirket yetkilisi şirket adına beyanda bulunma yetkisine sahip olduğundan ve İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 202/493 esas ve 2021/73 karar sayılı davasında, keşideci şirket yetkilisi, keşide tarihini değiştirip paraf ettiğini kabul ettiğinden, bu beyanı temsil ettiği şirketi bağlayıcı olduğundan, davacı vekilinin, keşide tarihindeki değişikliğin geçersiz olduğuna ilişkin istinaf sebebi yerinde olmadığı gibi, 28/08/2020 keşide tarihine göre 31/08/2020 ibraz tarihinde TTK 796. maddesindeki 30 günlük ibraz süresi geçmediğinden, çekin ibraz tarihinde zaman aşımına uğradığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 3- TTK 818. maddesinin yollaması ile TTK 683. maddesi uyarınca cironun poliçe veya poliçeye bağlı olan ve alonj denilen bir kağıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması gerekir. Lehine ciro yapılan kişinin gösterilmesi gerekmediği gibi, ciro cirantanın sadece imzasından ibaret olabilir. TTK 686. maddesindeki düzenlemeye göre; bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır. Hamil …, çeki …’den ciro yolu ile teslim almıştır. Kendisinden önceki cirolar müteselsil ve birbirine bağlıdır. Davalı … bu hali ile yetkili hamildir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca asıl olan iyi niyettir. Kötü niyetin varlığını ve yasal düzenlemenin aksini iddia eden, iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. … ve …’in vekilinin aynı kişi olması …’ın kötü niyetli olduğunun kanıtı olmayacağı gibi, E – Devlet ve Uyap Vatandaş Portalı’ndan kişilerin haklarındaki dava ve takipleri öğrenme imkanının olduğu günümüzde, borçlunun hakkındaki icra takibini öğrenmesi tebligatı bizzat alması hayatın olağan akışına aykırı olarak kabul edilemez. Davacı taraf, davalı …’ın çeki kötü niyetle iktisap ettiğini kanıtlayan delil göstermediğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.4-Mahkemenin gerekçeli kararında; tarafların iddia ve savunmaları özetlenerek, davacı tarafın iddiasının “dava ve takip konusu çeki işlem yapılmadan muhatap bankadan alarak keşideciye iade ettiğini ve keşide tarihinin bu şekilde tahrif edilerek tedavüle çıkartıldığını ileri sürmüş ise de;” saptaması yapılarak “çekte davacının cirosunun bulunduğu”, “cirosuna bir itirazı olmadığı gibi, cirosunun iptal edildiğine ilişkin herhangi bir ibare de bulunmadığı”, “ciro silsilesinde kopukluk olmadığı”, “İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/493 E sayılı dosyasında, keşideci şirket yetkilisi davalı …’in beyanları dikkate alınarak; çekin keşide tarihinin 28/08/2020 olarak bizzat kendisi (keşideci) tarafından düzeltilip imzalandığı, davalı …’in düzeltilmiş keşide tarihi olan 28/08/2020 tarihi itibariyle dava dışı keşideci şirket yetkilisi olduğu, dolayısıyla çekteki sahtecilik ve tahrifat iddiasının yerinde olmadığı; takip alacaklısı davalının yetkili hamil olduğu (TTK’nın 790.md) ve çeki iktisabında kötü niyeti veya ağır kusuru kanıtlanamadığı; diğer davalının da takip alacaklısı olmadığı; tüm bunlara bağlı olarak çekte yetkili hamil olduğu anlaşılan takip alacaklısı davalı tarafça, müracaat borçluları hakkında girişilen takipte yasaya aykırılık bulunmadığı gibi, davacı tarafça ileri sürülen ve yukarıda açıklandığı gibi yerinde görülmeyen davacı iddialarının davacıyı sorumluluktan kurtarmayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği belirtilmek suretiyle tarafların iddia ve savunmaları ayrı ayrı karşılanarak hüküm kurulmuştur. Davacı taraf, dava konusu çeki tahsil cirosu ile …a teslim ettiğini, keşidecinin yeni bir çek ile değiştirme talebi sebebiyle işlem yaptırmadan … Elazığ Şubesi’nden teslim alarak, muhatap bankaya iade edilmek üzere …’ya iade ettiğini ve karşılığında 30/05/2016 tarihli, … nolu 2.250.000,00 TL bedelli çeki aldığını iddia etmiş ve delil olarak, … çek teslim bordrosuna dayanmıştır. Dosya içerisinde mevcut 23/10/2015 tarihli çek tevdi bordrosunda dava konusu çekin bankaya teslim edildiği, 30/05/2016 tarihli, 7348710 nolu 2.250.000,00 TL bedelli keşidecisi …- … Ürt. İş olan çekin davacı elinde olduğu sabit ise de; dava konusu çekin bankadan bir başka çekle değiştirilmek üzere geri alınarak karşılığında … nolu çekin verildiğine ilişkin belge sunulmamış, çekin muhteviyatında bu yönde açıklama bulunmadığı tespit edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 200. maddesi gereğince bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktarı 2.500,00 TL’nı geçtiği taktirde senetle ispatlanması gerekir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. Davacı çeki bankadan kendisinin aldığını ikrar etmektedir. Çek tevdi bordosu çekin bankaya teslim edildiğini kanıtlar ise de; çekin bir başka çek ile değiştirilmek için geri alındığını, karşılığında 30/05/2016 tarihli, … numaralı 2.250.000,00 TL bedelli çekin verildiğini kanıtlamayacağından, mahkemece de iddianın kanıtlanmadığına karar verildiğinden, müvekkilinin iddiaları karşılanmadan karar verildiği ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı tespit edilmekle reddine karar verilmiştir. 5- Keşide tarihinin çek borçlusunun izni ve parafı ile değiştirilebileceği öğretide ve Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 25/09/2008 tarih ve 2007/7774 esas-2008/10540 sayılı kararı ile bu şekilde değiştirilmiş çekin geçerli olduğuna ilişkin mahkeme tespiti onanmıştır.) Yargıtay 12. HD’nin 15/01/2020 tarihli 2019/274 Esas ve 2020/217 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere HMK’nun 207. maddesi gereğince senetteki düzeltmelerin keşideci tarafından paraf edilmesi yeterlidir. Çekin ilk keşide tarihinin 15/04/2016 olmakla birlikte, keşideci şirket yetkilisi tarafından keşide tarihinin 28.08.2020 şeklinde değiştirildiği ve paraf imza ile imzalandığı ikrarı ile sübuta ermiştir. Bu hali ile keşide tarihi değişikliği geçerlidir. 6102 Sayılı TTK’nın 796. maddesi gereğince çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün, düzenlendiği yerden başka yerde ödenecekse bir ay içinde ibraz edilmek zorundadır. Çekin, hamil … tarafından, keşide edildiği şube dışındaki … Mecidiyeköy Şubesi’ne 31/08/2020 tarihinde ibraz edildiği tespit edildiğinden, zaman aşımı söz konusu olmadığından, halen kambiyo vasfı taşıdığından, kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılabileceği gibi, hamilin çekten dolayı arasında temel ilişki bulunmayan keşideci, hamil ve cirantalara kambiyo vasfından kaynaklı olarak başvurabileceğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2021 tarih ve 2021/131 E. 2021/900 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin alınan 118,60 TL’den mahsubuyla fazla yatırılan 37,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iade edilmesine,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.17/02/2022