Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/216 E. 2022/263 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/216
KARAR NO: 2022/263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2021
NUMARASI: 2021/667 D.İş. – 2021/661 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkili davaya konu çeki usul ve yasaya uygun şekilde ciro yoluyla iktisap ettiğini, iyi niyetli son meşru hamili olduğunu, müvekkili şirket takip konusu çeke ilişkin alacağı usul ve yasaya uygun bir şekilde faktoring sözleşmesi, alacak bildirim formu, fatura tavsik edilerek … ‘den ciro yolu ile iktisap ettiğini, çek nedenli ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 08.10.2021 tarihli ihtiyati haciz talebinin kabul kararına, borçlular … ile … vekili tarafından itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekilinin 14/10/2021 tarihli dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin ihtiyati haciz talebine dayanak olarak sunduğu çek yetkili hamil olan müvekkili şirketin rızası hilafına elinden çıktığını, başvuruları üzerine çek hakkında Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/567 E. sayılı dosyası kapsamında 20/09/2021 tarihli tensip tutanağı ile bankada ödeme yasağı ve icra takibine konu edilmemesi hususunda TTK 757. Md ve HMK 389 vd. Maddelerine göre Tedbir Konulmasına karar verildiğini, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/567 E. Sayılı dosyasından verilen tedbir kararı sebebiyle mahkemece 08/10/2021 tarih ve 2021/667 D.İş sayılı dosya kapsamında tesis edilen dava konusu çekle ilgili ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, … A.Ş. mahkeme tarafından verilen “çekin icra takibine konu edilmemesi” yönündeki tedbir kararına aykırı şekilde hareket ederek tamamen kötüniyetle dava konusu çeke dayanarak İstanbul icra dairesinde takip başlattığını ve tedbir kararını mahkemeden saklayarak ihtiyati haciz kararı verilmesine neden olduğunu, karşı tarafça dosyaya yatırılan 15.000,00 TL tutarındaki ihtiyati haciz teminatının müvekkili şirketin uğradığı zararların tazmini amacıyla karşı tarafa ödenmeyerek dosyada tutulmasına karar verilmesini, ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulüne, kararın ifası için İstanbul … İcra Dairesi … E sayılı icra dosyasına gönderilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden … vekilinin 21/10/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ve ihtiyati hacze dayanak gösterilen çek üzerinde ismi yazılı bulunan lehtarın adresi Mersin ili olduğunu, çekin keşide yeri Mersin ili olduğunu, muhatap banka Mersin ili olduğunu, icra takibine ve ihtiyati hacze dayanak çek ile ilgili yapılacak işlemlerde İstanbul mahkemeleri ve icra daireleri yetkisiz olduğunu, yetkili yer Mersin mahkemeleri ve icra daireleri olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğundan yetkisizlik itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket çek bedeli kadar karşılığını bankada tuttuğunu ve banka tarafından bu kısma bloke konulduğunu, karşı tarafın alacağı mahkeme kararı hesaba konulan bloke ile garanti altına alındığını, ihtiyati haciz dayanağı çek üzerindeki muhatap banka kaşesinden de açıkça anlaşıldığını, 14/10/2021 tarihinde Mersin … İcra Müdürlüğü … Tal. dosyası ile müvekkili şirketin … Mah. … Cad. No:…/… Akdeniz/MERSİN adresinde, aynı adreste kiracı olarak oturan 3. Kişilere ait eşyalar İİK 96-97 maddeleri uyarınca istihkaklı olarak haczedildiğini ve karşı taraf vekilinin talebi üzerine 3. kişilere ait eşyalar muhafaza altına alınarak yediemine teslim edildiğini, müvekkilinin ticari itibarı zedelendiğini, maddi ve manevi zararlar doğduğunu, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını , kötüniyetli alacaklıya karşı tazminat davası açacaklarını, itiraz ve davalarımız sonuçlanıncaya kadar ihtiyati haciz teminatının dosyada tutulmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz isteyen vekilinin ihtiyati hacze itiraza ilişkin 20/10/2021 ve 28/10/2021 tarihli cevap dilekçelerinde özetle; Müvekkili davaya konu çeki usul ve yasaya uygun şekilde ciro yoluyla iktisap ettiğini, iyi niyetli son meşru hamili olduğunu, müvekkili şirket takip konusu çeke ilişkin alacağı usul ve yasaya uygun bir şekilde faktoring sözleşmesi, alacak bildirim formu, fatura tavsik edilerek … ‘den ciro yolu ile iktisap ettiğini, itiraz eden borçlunun mahkemenin yetkisine olan itirazları usul ve yasaya aykırı olduğunu, TBK md 89 gereğince; alacaklı müvekkilin yerleşim yeri yetkili hale geldiğini, yetkili mahkemeler İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı borçlu davaya konu icra takibinde yetkiye itiraz etmişse de; takibe konu çek muhattap bankaya ibraz edildikten sonra götürülecek borç haline dönüştüğünü, ihtiyati haciz kararı istanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında infaz edildiğini, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı usul ve yasaya uygun olduğunu, borçlunun ihtiyati haciz kararına itirazlarının İİK md. 265 gereği reddi gerektiğini, borçlunun ihtiyati hacze itirazlarının İİK md 265 ‘de tahdidi olarak sayılan sebeplerden olmadığını, mahkemenin ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya uygun olduğu sabit olduğunu, haksız ve kötü niyetli itirazların esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin itiraz eden borçlu aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 25.11.2021 tarihli ek kararıyla; “İhtiyati hacze itiraz edenler vekili ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde icra takip dosyasında yapılan haciz işlemleri ile beyanlarda bulunmuş ise de, bu husus İİK’nun 16. Maddesi uyarınca şikayet yoluyla İcra Mahkemesi’nde ileri sürülebilecek olup bu itiraz sebepleri İİK’nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden değildir. Bu nedenle de ihtiyati hacze itiraz yoluyla incelenemeyecektir. Ayrıca Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki çek iptali davası ve ihtiyati haciz talep eden şirketin iyiniyetli olmadığı ile ilgili hususlarda çekişmeli nitelikteki esas davada dikkate alınabilecek olup İİK’nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı kanaatine varılmakla bu yöndeki itiraza itibar edilmemiştir. Bu nedenlerle ihtiyati hacze itiraz sebepleri yerinde görülmediğinden ihtiyati haciz kararına yapılan itirazların ayrı ayrı reddine” karar verilmiştir. Karşı taraf … Tic.Ltd.Şti ve … Tic. Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ve ihtiyati hacze dayanak gösterilen çek üzerinde ismi yazılı bulunan lehtarın adresinin Mersin ili olduğunu, çekin keşide yeri Mersin ili olduğunu, muhatap banka Mersin ili olduğunu, icra takibine ve ihtiyati hacze dayanak çek ile ilgili yapılacak işlemlerde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkisiz olduğunu, yetkili yer Mersin mahkemeleri ve icra daireleri olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğundan yetkisizlik itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket çek bedeli kadar karşılığını bankada tuttuğunu ve banka tarafından bu kısma bloke konulduğunu, karşı tarafın alacağı mahkeme kararı hesaba konulan bloke ile garanti altına alındığını, ihtiyati haciz dayanağı çek üzerindeki muhatap banka kaşesinden de açıkça anlaşıldığını, yerel mahkeme gerekçesinin aksine ihtiyati haciz talebine dayanak yapılan çekin “karşılıksız işlemine” tabi tutulmadığını, bu sebeple Mahkemenin “çekin karşılıksız işlemine tabi tutulması sebebiyle aranacak borç vasfını yitirip götürülecek borç haline dönüştüğü” gerekçesinin hatalı olduğunu, -Faktoring şirketi olan karşı tarafın yetkili ve meşru hamil sıfatına sahip olmadığını, geçerli bir faktoring işlemiyle devralınmayan çekte faktoring şirketinin yetkili ve meşru hamil sıfatına sahip olamayacağını -İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için gereken şartların oluşmadığını, karşı tarafın alacağının mahkeme kararı hesaba konulan bloke ile garanti altına alındığını, başta yetki itirazları olmak üzere İstinaf başvurularının kabulü ile İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/667 D. İş, 2021/661 D.İş Karar sayılı, 25/11/2021 tarihli ek kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda ihtiyati hacze itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İhtiyati hacze itiraza ilişkindir. İhtiyati haciz ve ihtiyati hacze itiraz İİK’nın 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin; 20/09/2016 tarihli, 2016/8892 E.-2016/7362 K. sayılı, 14/11/2016 tarihli, 2016/12481 E.-2016/8797 K. sayılı, 05/12/2016 tarihli, 2016/12815 E.-2016/9299 K. sayılı, 13/09/2017 tarihli, 2017/2488 E.-2017/4324 K. sayılı ilamlarında ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 17/07/2019 tarih, 2019/1365 E. ve 2019/980 K. sayılı kaldırma kararında vurgulandığı üzere; muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanacağından ve 6100 Sayılı HMK’nın 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 Sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelecektir. Çekin götürülecek borç niteliği kazanabilmesi için bankaya ibrazı zorunlu ise de, karşılıksızdır işlemi yapılmasına gerek yoktur.Banka tarafından herhangi bir sebeple karşılıksızdır işlemi yapılmayıp çek bedeli de ödenmeyebilir. Çek süresinde ibraz edilmekle götürülecek borç niteliği kazanacaktır. Atıf yapılan Yüksek Mahkeme kararlarında da açıklandığı üzere muhatap bankaya ibraz edilerek bedeli tahsil edilmeyen talep konusu çek, artık aranacak borç olmaktan çıkarak götürülecek borç niteliği kazanmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 Sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtildiği gibi ihtiyati haciz talep eden alacaklı şirketin yerleşim yeri de yetkili hale gelmiştir. Borçlunun diğer itiraz sebeplerinin İİK md 265 ‘de sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı, yukarıda yapılan değerlendirmeler neticesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, Karşı taraf … Tic.Ltd.Şti ve … Tic. Ltd.Şti vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2021 tarih ve 2021/667 D.İş, 2021/661 K. sayılı kararına karşı karşı taraflar Karşı taraf … Tic.Ltd.Şti ve … San. ve Tic. Ltd.Şti vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın karşı taraflardan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Karşı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022