Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/196 E. 2022/261 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/196
KARAR NO: 2022/261
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/90 E.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 27/12/2021 tedbir talepli dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin yetkili hamili olduklarını ve ellerinden rızası hilafına çıktığını, dava konusu çekin yetkili hamili olan kendileri ve dava dışı keşidecisi ve cirantaları aleyhine Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası ile davalı tarafça takip başlatıldığını, yetki itirazı üzerine kendileri aleyhine başlatılan takibin Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında devam ettiğini, dava konusu çek keşidecisi … A.Ş.’nin de takibe yetki itirazı üzerine bu borçlu hakkındaki takibin Konya … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında devam edildiğini ve bu takip dosyasındaki icra takibinin durdurulmasına dair tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemenin 01/12/2021 tarihli tensip tutanağının 6 nolu ara kararı gereği Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takipteki icra veznesindeki paranın alacaklısına ödenmemesi yönünden davacı lehine iş bu davanın tarafları açısından ihtiyati tedbir karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 31.12.2021 tarihli ara kararıyla; “…Davacının taraf olmadığı icra takip dosyası yönünden ihtiyati tedbir karar verilmesi talep etme yetkisi ve hukuki yararı yoktur. Kaldı ki, 2004 Sayılı İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca; ” icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca ihtiyati tedbir ile icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra veznesindeki paranın alacaklısına ödenmemesi yönünden ise de yukarıda belirtildiği gibi davacı tedbir istediği icra dosyasının tarafı değildir ve tedbir talep etmekte de hukuki yararı yoktur. Bu nedenlerle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalı şirketin mali olarak zor durumunda olması ve dava sonucunda haklı çıkacak olmaları halinde Konya icra dosyasında ödeme yapılmış olması sebebiyle söz konusu takip bedelinin davalıdan tekraren tahsilinin mümkün olmayacağını, Konya icra dosyası borçlusunun keşideci olarak müvekkili şirket ile birlikte borçlu olarak gözükmesi ve bu sıkıntının yetki itirazı üzerine Bakırköy İcra Daireleri nezdinde başlatılan takibin müvekkili açısından Kayseri’ye, keşideci açısından da Konya’ya gitmiş olması sebebiyle vuku bulduğunu, aynı çek hakkında hem bakırköy icra dairesi’nde hem kayseri icra dairesi’nde hem de konya icra dairesi’nde takip yapıldığını ve bu takiplerde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresi içermediği de dikkate alınığında davalının kötüniyetli olduğunu, davalı şirket yetkilileri hakkında “Resmi Belgede Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık” suçlarından dolayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/57486 Soruşturma Numaralı dosyasının halen devam ettiğini, takip dayanağı çek bedelinin taraflarınca sunulan teminat mektubu ile garanti altına alınmış olduğunu, “ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair kararın hukuka aykırı olup kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlıdır. HMK’nın 33. maddesine göre ise, olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bu ilkeler ışığında, yukarıda da ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere, dava dilekçesi içeriğindeki anlatımdan ve davacının istinaf dilekçesindeki beyanından, uyuşmazlığın menfi tespit davası niteliğinde olduğu ancak menfi tespit istemine konu çek ile ilgili icra takibinde davacının taraf sıfatının olmadığı, menfi tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmakla birlikte, icra dosyasındaki takip yönünden tedbir kararı verilmesinde taraf sıfatı bulunmaması sebebiyle ve davacının takip dosyasında borçlu sıfatının bulunmadığı, diğer takip borçlularınca icra dosyası yönünden tedbir talebinde bulunulabileceği açık olmakla açıklanan sebeplerle; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2021 tarih ve 2021/90 E. Sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/02/2022