Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1826 E. 2023/217 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1826 Esas
KARAR NO: 2023/217
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2020
NUMARASI: 2019/874 E. – 2020/833 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu olan 16.000,00 TL toplam bedelli 4 adet bononun müvekkili tarafından … Tekstil AŞ’ye aralarındaki ticari alım satım ilişkisi dolayısıyla düzenlenerek … Kargo ile gönderildiğini, bonoların 22/10/2018 tarihinde … Tekstil AŞ merkezi önünden … Kargo aracında iken çalındığını, esas lehdarın imzası ve kaşesi taklit edilmek suretiyle bonoların cirolandığını, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/719 Değişik dosyasına ait 18.10.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının devamına veya aynı konuda yeni bir ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu olan 16.000,00 TL toplam bedelli 4 adet bono dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli başlatılan icra takibi dolayısıyla davalının icra dosyasında alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, icra takibinin iptalini ve icra takibine konu bonoların iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin iyiniyetli olup davacının iddialarını müvekkiline karşı ileri süremeyeceğinden davanın reddi gerektiğini, takip konusu senetlerin ciro yoluyla müvekkiline intikal ettiğini, bu durumda müvekkilinin, davacı ve diğer ciranta arasındaki borç ilişkisi olup olmadığını bilebilmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğundan iyiniyetli hamil olduğunun kabulü gerektiğini, davacının, müvekkilinin kötü niyetli veya ağır kusurlu hareket ettiği iddiasını ispata dair sunabildiği hiçbir delil de bulunmadığını, müvekkilinin herhangi bir kötüniyeti veyahut kusuru bulunmadığını beyanla açılan davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava ve takip konusu bonoları düzenleyen keşideci davacının lehtarın ciro imzasına itiraz hakkının bulunmadığı, davacı keşidecinin imzasına itiraz etmediği, esas lehdar … Tekstil AŞ’nin imzası ve kaşesi taklit edilmek suretiyle bonoların cirolandığı iddiasında bulunduğu, yapılan atıf sebebiyle bonolar hakkında da uygulama imkanı bulunan TTK 677 maddesi nazara alındığında ciro imzasının lehtara ait olmamasının imzasına itiraz etmeyen davacı keşideci hakkında takip yapılmasına engel olmayacağı, dava ve takip konusu bonolarda lehdar … Tekstil AŞ’den sonra gelen … San. ve Tic. Ltd.Şti., … İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. adında dava dışı cirantaların bulunduğu da dikkate alındığında davacı keşidecinin borçlu olmadığı yönündeki iddiasının davalı hamile karşı ileri sürülemeyeceği, davalı hamilden, lehtarın ilk cirosunun sahte olduğunu bilmesinin de beklenemeyeceği, davalının kötüniyetli hamil olduğunun kanıtlanamadığı ve bu nedenle çeki iyiniyetle iktisap ettiğinin kabulü gerektiği, imzaların istiklali prensibi gereğince ile lehtar imzasının sahteliğine ilişkin mutlak defi veya bedelsizliğe ilişkin şahsi def’iyi davacı keşidecinin, davalı hamile karşı ileri sürerek borçtan kurtulamayacağı anlaşılmakla açılan davanın reddine, (Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 2017/3048 esas 2019/3158 karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 2017/127 esas 2017/402 karar sayılı kararı), İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/719 Değişik İş 2019/742 karar sayılı kararı ile %20 teminat karşılığında Beykoz İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verildiği, teminatın yatırıldığı, kararın gereğinin ifası için Beykoz İcra Müdürlüğüne 22/10/2019 tarihinde müzekkere yazıldığı, Mahkememizin 11/11/2019 tarihli tensip ara kararı ile İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/719 Değişik İş 2019/742 Karar, 18.10.2019 tarihli tedbir kararının devamına ve bu amaçla Beykoz İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasında tedbirin devam ettiğinin bildirilmesine karar verilerek aynı tarihte karar gereğinin ifası için müzekkere de yazıldığı, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verildiği, kararın ifası için müzekkere yazıldığı, böylelikle tedbir kararının uygulandığı da anlaşılmakla asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.200,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Bonolardaki ciro silsilesi bozulduğunu, davalının, müvekkilinin borçlu olduğunu ileri sürerek, bonolara dayanarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, davalı yanın, bonoların yetkili hamili olmadığını, bonolardaki ciro silsilesinin hukuka uygun olarak ilerleyebilmesi için ilk cironun, senedin esas lehtarı tarafından yapılması gerektiğini, senedin esas lehtarı tarafından yapılmayan cironun ardından gelecek olan ciroların geçersiz olacağını, bonoların esas lehtarının dava dışı … Tekstil A.Ş. olduğunu, müvekkilinin bonoları, … Tekstil A.Ş. ile aralarında mevcut ticari ilişki dolayısıyla keşide ettiğini ve … Tekstil A.Ş.’ne kargo yolu ile gönderdiğini ancak bonolar esas lehtara ulaşamadan kargo aracındayken çalındığını, bonolardaki ilk cironun esas lehtar tarafından yapılmadığını, bonolarda ciro silsilesinde kesiklik olduğunu, Dolayısıyla kopukluğu başlatan cironun ve sonrasındaki ciroların geçersiz kabul edilmesi gerektiğini, kopuk bir ciro silsilesi ile senedi elinde bulunduran kişinin senedin maliki sayılmayacağı için, hukuken bononun devri gerçekleşmiş sayılmayacağını, bononun yetkili hamili olamayacağınI, -Davalının tacir olduğunu, davaya konu bonoları bir önceki cirantadan teslim alırken, cirantanın/ciroların gerçekliğini ve bonoların karşılığının olup olmadığını araştırması gerektiğini, ticari hayatına ilişkin bir hususu bilmediği gerekçesiyle iyiniyetli olduğunu iddia etmesine 6102 sayılı TTK M.18/2 hükmünün engel teşkil ettiğini, basiretli iş adamı gibi hareket etmek zorunda olan davalının bonoların iyi niyetli üçüncü kişisi/lehtarı olamayacağını, -Davalının, müvekkili aleyhine 04/10/2019 tarihinde Beykoz İcra Müd.’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı icra takibi başlattığını, bonoların arka yüzünde hukuka aykırı olarak ilk ciranta gösterilen esas lehtar … Tekstil A.Ş.’nin kaşe ve imzasının taklit edilmiş olması dolayısıyla 29/11/2018 tarihinde takibe konu bonolar hakkında ödemeden men – ihtiyati tedbir kararı alındığını, 12/02/2019 tarihinde ise bonoların çalınmış olması dolayısıyla suçluların yakalanması için suç duyurusunda bulunulduğunu, Davalının söz konusu ödemeden men ihtiyati tedbir kararından haberi olmasına rağmen icra takibi yolu ile bonoları tahsil etmeye çalışmasının açıkça kötü niyetinin bir göstergesi olduğunu, müvekkilinin de 6102 sayılı TTK’nun 599’uncu maddesi uyarınca alacaklı-davalıya bir def’i olarak, borçlu olmadığını ileri sürebileceğini, Yargıtay 11. H.D. 06.03.2000 T., … numaralı kararı ile senetlere karşı ileri sürülen sahte imza def’inin mutlak def’i olduğunu, borçlunun söz konusu def’iyi hamile karşı ileri sürebileceğini, söz konusu def’inin varlığı durumunda da yapılan ödemenin istirdatı için de kullanabileceğini, -Müvekkilinin, bonolardan doğan borcunu esas lehdar olan … Tekstil A.Ş.’ye ödediğini, davalıya borçlu olmadığını, davalının, bonoları iktisap ettiği kişi/şirket ile arasındaki ilişkiyi ispatlaması ve iş yaparken basiretli tacir gibi hareket etmiş olduğununu ispatlaması gerektiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/55961 soruşturma numarası ile başlatılmış soruşturmanın halen devam ettiğini, Davalının bonoyu devraldığını ileri sürdüğü cirantası … İnşaat Sanayi Tic. A.Ş.’yi tanıyor olmasının, aralarındaki ticari ilişkiden dolayı bonoları devraldığını ispatlaması gerektiğini, aksi durumda davalının kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, -Bonolarda hukuka aykırı olarak ilk ciranta olarak gösterilen … Tekstil A.Ş.’nin imzasının gerçekliği araştırılmadan ve davalının iyi niyetli hamil olduğu ispatlanmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafça bonolara dayalı icra takibinin başlatılmasından sonra, esas lehtar … Tekstil A.Ş. tarafından Beykoz İcra Müd.’nün … E. sayılı dosyasına imza itrazında bulunulduğunu ve söz konusu davanın Beykoz İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/352 E. sayılı dosyası ile devam ettiğini, esas lehtar tarafından davalı yan taraf gösterilerek menfi tespit-istirdat istemli dava açıldığını, söz konusu davanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/17 E. Sayılı dosyası ile görülmeye devam ettiğini, esas lehtarın imzasının salahiyetinin belirlenmesi ve dolayısıyla ardından gelen cirantaların imzalarının gerçeklikleri ile davalının kötü niyetinin tespiti için esas lehtar tarafından açılan imzaya itiraz ve menfi tespit davalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacı müvekkilin davalıya borçlu olup olmadığının tespit edilebilmesi ve davalının iyi niyetli olup olmadığının ispatı için, esas lehtarın (bonolarda hukuka aykırı olarak ilk ciranta görünen … Tekstil A.Ş.) imzasının gerçekliğinin araştırılmasının yapılması gerektiğini kararın bu nedenle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde takibin konusu çekte ciro zincirinin bozuk olması sebebiyle alacaklının takip hakkı olup olmadığı iddiasına ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nın 788. maddesi uyarınca, emre yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çek, ciro ve teslim yolu ile devredilebilir. Çekin emre yazılı veya belirli bir kişi lehine düzenlenmesi halinde, ilk cironun lehtara ait olması gerekir. Lehtarın cirosundan sonra senedi devralan hamiller yetkili hamil olurlar. 102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesine göre, çekten dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’îleri başvuran yetkili hamile karşı ileri süremez. Ancak hamil, çeki iktisap ederken çekin keşidecinin rızası dışında elinden çıktığını ya da çekin karşılığının daha önce çeki elinde bulunduran kişiye keşideci tarafından ödendiğini bile bile keşidecinin zararına hareket etmiş olması durumunda keşideci hamile karşı kötü niyet def’înde bulunabilir. Çekte hak sahibi olabilmek için yetkili hamil olmak gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Bu maddeden de anlaşıldığı üzere bir çeki elinde bulunduran kişi yetkili hamil olduğunu yani çek üzerindeki hakkın kendisine ait olduğunu çek üzerinde bulunan birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile ispat edebilir. Çek üzerindeki cirolar birbirini takip etmiyor veya ciro zincirinde bulunan cirolardan biri geçersiz veya sahte olması dolayısı ile ciro zincirinde kopukluk olması durumunda çekteki hak, kopukluktan sonraki kişilere geçmeyeceği için ciro zincirinde kopukluk olan çeki elinde bulunduran hamil yetkili hamil sayılamaz. Yetkili hamil olmadığı için de ciro zincirinin koptuğu kişiden itibaren ciranta ve keşideciden talepte bulunamaz. Her ne kadar çeki elinde bulunduran kişi yetkili hamil olduğunu ispat edememiş olması sebebiyle yani ciro zincirinde kopukluk olması durumunda kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye gidemez ise de, 6102 Sayılı TTK’nın 677. maddesinde ki; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” düzenlemesi karşısında “imzaların istiklali (bağımsızlığı) ilkesi” gereği ciro zincirinin kopmasından sonraki cirantalara başvurabilir. YHGK’nın 2017/19-2738 Esas- 2021/1513 Karar- 30.11.2021 tarihli kararında vurgulandığı üzere; ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtara ve keşideciye son yetkili hamil görünenin başvurma hakkı bulunmamakla ve kopukluk sonrası cirantaların kopukluktan önceki lehtara ve keşideciye rücu hakkı bulunmamakla birlikte; imzaların istiklali ilkesi gereğince kopukluk sonrası son yetkili hamil görünenin kendinden önceki cirantalara başvuru hakkı TTK m.677 gereği olup çekler üzerindeki ilk ciranta imzasının sahte olmasının arada bulunan diğer ciro imzalarının geçerliliğini etkilemeyeceği de malumdur. Lehtarın cirosundan önce başka ciro yapılması ve daha sonra da lehtarın cirosunun bulunması halinde ise, lehtarın cirosundan önceki cirolar yok sayılır. Somut olayda, çekte ilk ciroda imzasına itiraz edilip sahte olduğu ileri sürülün lehtar cirosunun bulunduğu, ilk cirodan başka cirantaların geldiği cirosunun geldiği, ispat edilmesi halinde ilk ciro yok hükmünde olacağından davacının ciro silsilesi içinde yer alamayacağı, senetlerdeki ciro zincirinin kopuk olması veya zorunlu unsuru olmayan cirantaya ait imzanın sahte olması senedin kambiyo senedi olma vasfını ortadan kaldırmamakla birlikte senedin lehdarı tarafından yapılmayan ciro ve ondan sonraki ciroların geçersiz olması sonucunu doğuracağından, davalı alacaklının ciro silsilesi içerisinde ancak lehtardan sonra gelen çek borçlularına yönelik kambiyo takibi yapma hakkı bulunmakta olup, ciro silsilesinde lehtardan önce gelen davacı borçlu aleyhine kambiyo takibinde bulunma hakkı mevcut olmayacağından her ne kadar imzaların istiklali prensibi bulunsa da ilk cironun lehtara ait olmaması halinde bu prensibin uygulama alanı bulmayacağı bu nedenle eğer ispatlanır ise çekte lehtar cirosunun bulunmadığı bu sebeple, davalının 6102 Sayılı TTK’nın 790. maddesine göre yetkili hamil olduğunu birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile ispat edemediği, bir başka anlatımla lehtar cirosunun sahteliği ile ciro zincirinde kopukluk olması sebebiyle yetkili hamil olduğunu kanıtlayamadığından ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye başvurma hakkı bulunmayacağı gözetilerek, hukuka aykırı olarak ilk ciranta olarak gösterilen … Tekstil A.Ş.’nin imzasının gerçekliği araştırılmadan ve davalının iyi niyetli hamil olduğu ispatlanmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı tarafça bonolara dayalı icra takibinin başlatılmasından sonra, esas lehtar … Tekstil A.Ş. tarafından Beykoz İcra Müd.’nün … E. sayılı dosyasına imza itrazında bulunulduğu ve söz konusu davanın Beykoz İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/352 E. sayılı dosyası ile devam ettiği, esas lehtar tarafından davalı yan taraf gösterilerek menfi tespit-istirdat istemli dava açıldığı, söz konusu davanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/17 E. Sayılı dosyası ile görülmeye devam ettiği, esas lehtarın imzasının salahiyetinin belirlenmesi için esas lehtar tarafından açılan imzaya itiraz ve menfi tespit davalarının sonucunun beklenmesi gerektiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2020 tarih, 2019/874 E. 2020/833 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy çokluğuyla karar verildi. 16/03/2023
MUHALEFET ŞERHİ: Hukuk Genel Kurul kararının 2014/19-806 Esas 2016/298 karar sayılı kararında; “Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık; davaya ve takibe konu çekteki lehtar imzasının sahte olması halinde ciro yolu ile hamil davalının yetkili hamil olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre keşideci davacının hamile karşı sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı mülga TTK’nın 589. maddesi hükmü gereğince; ticari senetteki geçersiz imza zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile değin tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez. Yine 6102 sayılı TTK’nun Kanunun 710/3. (e.622/3) maddesi uyarınca; “Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça poliçeyi vadesinde ödeyen kişi borcundan kurtulur. Ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir teselsülün bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir”. Bu durumda takibe ve eldeki davaya konu dosya kapsamından, taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; çek lehtarının ilk cirosunun sahte oluşu, ondan sonraki … ve … adındaki davalı cirantaların bulunması, bedelinin lehtara ödendiği sabit olan çekin, davalı hamil tarafından lehtarın ilk cirosunun sahte olduğunu bilmesinin beklenemeyeceği dolayısıyla, davalı hamil …’ün çeki iyiniyetle iktisap ettiğinin kabulü ile çekte lehtar imzasının sahteliği ve bedelinin lehtara ödendiğine ilişkin şahsi def’iyi davacı keşidecinin, çek hamili davalıya karşı ileri sürerek, borçtan kurtulamayacağının kabulü gerekir.” denilmektedir. Yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda; keşideci ile lehtar arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi defiler, iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemez. Hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği, başka bir anlatımla kötü niyetli olduğu dosya kapsamında ispatlanamamıştır. Ayrıca ciro silsilesinde görünüşe göre kopukluk ta bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı keşideci, lehtarın imzasının sahte olduğunu ileri süremez. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.