Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/182 E. 2022/226 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/182
KARAR NO: 2022/226
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/939 E.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; … San. ve Tic. A.Ş’nin tam donanımlı oto ekspertiz kuruluşu ve ikinci el oto test check-up merkezi olup, 2007 yılında İstanbul’da faaliyete başladığını, davalı …’in sahibi olduğu ve başka ortağı bulunmayan … Tic. Ltd. Şti. markasının sahibi olduğunu, müvekkili ile davalı … otomotiv firmasının sahibi davalı …’in … markasının ve … Otomobil şirketine ait … bayilerinin Oto rapora devredilmesi, diğer bayilerin ise Oto Rapor’a dönüştürülmesi hususlarında 12/03/2019 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, davalı şirket yetkilisi …’in sözleşmedeki tahhütlerini ifa etmediğini, müvekkili şirketin sözleşmenin akdedildiği 12/03/2019 tarihinden itibaren … markasını ve … firmasına ait olan bayileri devralamadığı için zarar ettiğini, … markasının davalı yanca devrinin engellenmesi için marka üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, sözleşmenin davalı yanca zamanında ifa edilmemesi sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu maddi zarar karşılığı olarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL gecikme tazminatının davalının temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren ticari reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerektiği, yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebinin var kabul edilebildiği, tedbir talep eden tarafın, gerekçesine dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, Yasal düzenlemeler ve açıklamalara göre taleple bağlılık ilkesi nazarında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalıya ait marka üzerine devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, mahkemenin 25/12/2019 tarihli ara kararı ile reddedildiği, dosyanın gelmiş olduğu aşama itibariyle tedbir kararı verilebilecek bir durum oluşmadığı, anılan marka hakkı davanın ve uyuşmazlığın konusunu oluşturmadığı gibi, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davacı tarafça istenilen ihtiyati tedbir konularına ilişkin yaklaşık ispat koşulunun bulunmadığı, dava konusu olayların ve iddiaya konu alacağın varlığı ve miktarının da yargılamayı gerektirdiği sonuç ve kanaatine ulaşılmakla ihtiyati tedbir taleplerinin tümüyle reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemede görülmekte olan davada davalıların, müvekkil şirket ile akdettikleri 12.03.2019 tarihli sözleşme ile … markası ve …’e ait tüm … bayilerinin müvekkili şirkete devri borcu altına girdiklerini, ancak halen edimlerini yerine getirmediklerini Davanın … markasının davalı tarafça devrini engellemek ve aynen ifanın güçleşmeden yerine getirilmesini sağlamak amacıyla tedbir talepli olarak ikame edildiğini, yerel mahkemenin tedbir talebini reddettiğini, davalının markayı muvazaa ile akrabalık bağı olduğu … Ltd. Şti’ne huzurdaki davanın ikamesinden hemen sonra devrettiğinin öğrenildiğini ve mahkemeden değişen mevcut durum ve markanın daha fazla el değiştirmesini önlemek adına yeniden tedbir talep edilmiş ise de 13/09/2021 tarihli celsede 5 numaralı ara karar ile tedbir talebinin reddine karar verildiğini, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda madde 389’da bir hukuki koruma olan ihtiyati tedbirin düzenlendiğini, düzenlemeye göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya tamamen imkânsız hale gelmesi ihtimalinin varlığı ve gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin söz konusu olması gerektiğini, buradaki gecikmeden kasıt uyuşmazlığın çözümünün gecikmesi olduğunu, Somut olayda; yerel mahkemece tedbir kararının reddedilmesinden faydalanarak … markasını muvazaalı olarak, kötü niyetle davalılardan … ile soyadı birliği olan ve akrabalık ilişkisi olduğu kuvvetle muhtemel …’in yetkilisi ve kurucusu olduğu şirkete devredildiğinin tespit ediliğini, … Ltd. Şti. 10.12.2019 tarihinde tescil ile kurulduğunu, kurucusunun … olduğunu, (EK-1) Davalı …’in davalı şirketin tek ortağı olduğu ve markanın devrediliği şirketin de kurucusunun … olduğunu, soyadı birliği ve devrin davanın ikamesinden hemen sonra yapılmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda, marka devir işleminin muvazaalı olduğunu müvekkilini zarara uğratma amacı taşıdığını, devir işleminin öğrenilmesi üzerine HMK 396. madde uyarınca yaşanan güncel gelişmeye istinaden tedbir talebi yinelenmiş ise de reddedildiğini, tedbir kararının verilmemesinin müvekkilinin netice talebinde mevcut aynen ifa talebinin yerine getirilmesini imkansızlaştırdığını, Türk Marka ve Patent Kurumu’ndan gelen müzekkere cevaplarından, davalıların markayı muvazaayla kuvvetle muhtemel tüm bu hususları bilen davalının akrabası olan …’in yetkilisi olduğu şirkete devrettiklerini, şirketten iyi niyetli 3. kişi de bu markayı devralabileceğini, bu ihtimal gerçekleştiğinde ise yerel mahkemenin aynen ifa talebinin yerine getirilmesini bizzat imkansızlaştırmış olacağını ve şirketin mahrum kaldığı karların yanında yıllar boyu sürecek mağduriyetinin oluşacağını, Somut olayda da tedbir kararının verilmesi için gerekli şartların oluştuğunu, davalıların, bu davaya konu eylemleri, davanın açılmasından hemen sonra markayı akrabasına devretmesi başlı başına davalıların kötü niyetini ve tek amaçlarının müvekkili şirketin sözleşmeden doğan hakkını almasını engellemek olduğunu gösterdiğini, müvekkili şirket için aynen ifa taleplerinin yerine gelemeyecek olmasının telafisi imkansız bir zarar olduğunu, izah edilen nedenler ile HMK’da aranan ciddi zararın varlığı için yeterli kabul edilmesi gerektiğini, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390. Maddesinin 2 ve 3. Fıkrasında; ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda da tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağının öngörüldüğünü, bu sebeple mahkemece tedbir talebinin kabulü gerekirken reddine ilişkin ara karar oluşturulmasının anılan hükümlere, öğretiye ve Yargıtay kararlarına aykırılık teşkil ettiğini, ( Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2012/11124 Esas 2012/9822 Karar ve 24.09.2012 tarihli kararı) Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2012/4060 Esas 2012/5172 Karar sayılı ve 06.07.2012 tarihli kararında ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın, hukuksal gerekçe ihtiva etmesi gerektiğinin belirtildiğini, istinafa konu ara kararının, açık ve somut sebep içermediğinden, tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararın usul, yasa, doktrin ve yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, anılan nedenler ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle, yaşanan muvazaa ile davalının markayı davadan hemen sonra soyadı birliği olan kişinin tek yetkilisi olduğu şirkete devretmesi neticesi yeniden talep ettikleri tedbir talebinin reddine yönelik 13/09/2021 tarihli celsede verilen 5 numaralı ara kararın kaldırılarak davalıların müvekkil şirkete devrini taahhüt ettiği … markasının devrini engellemek için yargılama sürecinde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; davalı … otomotiv firmasının sahibi davalı … … markasının ve … Otomobil şirketine ait … bayilerinin Oto rapora devredilmesi, diğer bayilerin ise …’a dönüştürülmesi konusunda 12/03/2019 tarihinde imzalanan sözleşme hükümlerinin davalı şirket yetkilisi … tarafından ifa edilmediğinden, … markasının davalı yanca devrinin engellenmesi için marka üzerine ihtiyati tedbir tesis edilerek, davalıların 12/03/2019 tarihli sözleşmede taahhüt ettikleri borçlarını aynen ifa etmelerine, marka ve … firmasına ait olan bayileri devralamadığı için uğradığı zararın tahsiline ilişkindir.Mahkemece 14/10/2021 tarihli ara kararı ile; davacının, davalıya ait marka üzerine devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, mahkemenin 25/12/2019 tarihli ara kararı ile reddedildiği, dosyanın gelmiş olduğu aşama itibariyle tedbir kararı verilebilecek bir durum oluşmadığı, anılan marka hakkı davanın ve uyuşmazlığın konusunu oluşturmadığı gibi dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davacı tarafça istenilen ihtiyati tedbir konularına ilişkin yaklaşık ispat koşulunun bulunmadığı, dava konusu olayların ve iddiaya konu alacağın varlığı ve miktarının da yargılamayı gerektirdiği sonuç ve kanaatine ulaşılmakla ihtiyati tedbir taleplerinin tümüyle reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın aynen ifasına karar verilmesini istediği 12/09/2013 tarihli Protokol’de; İşbu Protokol’ün konusu; … Yönetiminde, … Merkezleri’nin, Otorapor’a dönüşümü ile … markasının ve dönüşüm dışı … Bayileri’nin sözleşmelerinin Otorapor’a devir edilmesi protokolüdür. Bu protokolün imzalanmasından sonra … Bayileri’nde dönüşüm gerçekleşecektir. Otorapor; … Bayilerini devralırken isterse yeni bir şirket kurabilecektir. 4. …’in … -dönüşüm görevi: …; bu Dönüşümü yönetecektir, Şirket devralma ya da Şirket Birleşmesi yoktur. Bayilerinin konu hakkında bilgilendirilmesi dışında; “…” marka tescil ve patent devirleri, … Ekspertiz yazılımı şifreler devir, Google Ads hesapları devirleri, Domain devirleri, Mail devirleri ve diğer tüm devir edilmesi gereken vb. evraklarla alakalı tüm devir işlemleri hemen yapılacaktır. Dönüşüme konu Franchising yapılacak … bayileriyle, öncelikle … ile Bayiler Sözleşmesini Feshedecek, İbralaşacak; Bilahare Otorapor’la Franchising sözleşmesi yapılacaktır. Devir olmayan … bayileri ile ilgili Bayilik sözleşmeleri, devre konu olur. 8. İşbu Protokol gereği …, Tüm Bayilik sözleşmelerini ve haklarını gayri kabili rücuen Otorapor’a devrettiğini kabul ve taahhüt eder. (1.2.3.ve 4. maddelerindeki dönüşüm ve diğer hususlar bilahare adım adım yapılacaktır. ) hükümlerini ihtiva ettiği tespit edilmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesindeki netice-i talebi ” Davalıların 12/03/2019 tarihli sözleşmede taahhüt ettikleri borçlarını aynen ifa etmelerine,” ilişkin olduğundan, sözleşmenin 4. maddesi ile marka devri davalı …’e yüklenen edim olmakla marka devri davanın konusu olup, mahkemenin marka hakkının devrinin davanın konusu olmadığına ilişkin tespiti doğru olmadığından, bu sebeple tedbirin reddi yerinde değil ise de; dosya kapsamından “…” markasının yargılamanın devamı sırasında muvaza ile akrabalık bağı olduğu dava dışı … Ltd. Şti’ne, devredildiği belirtilmiş, dosya içerisinde mevcut marka sicil kaydından, markanın 20/12/2019 tarihinden itibaren … Mah. … Blv. No: … İç Kapı No: … Ümraniye /İstanbul adresinde mukim … Limited Şirketi adına tescilli olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın talebi yönünden tedbir kararı verildiğinde, markanın üzerine kayıtlı olduğu davanın tarafı olmayan … Ltd. Şti.’nin markası hakkında karar verilmiş olacaktır. Mahkemelerce davanın tarafları yönünden ve dava konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Davanın tarafı olmayan kişi veya kişileri etkileyecek şekilde karar verilemez. … Ltd. Şti. görülmekte olan davada taraf sıfatını taşımadığından aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden, mahkemenin tedbirin reddine ilişkin kararı sonuç itibariyle doğru olduğundan, davacı vekilinin tedbir talebinin reddine ilişkin 14/10/2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına ilişkin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarih ve 2019/939 E. Sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL harcın talep edenden tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine,3- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022