Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1807 E. 2022/1852 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1807 Esas
KARAR NO: 2022/1852
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/10/2022
NUMARASI: 2022/153 E.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli)|Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Taraflar arasında yapılan 10.11.2020 tarihli sözleşmeden kaynaklı muarazanın giderilmesine yönelik açılan asıl ve birleşen davada, davalı birleşen davacı tarafından; piyasada faal olarak film yapımı ve içerik üretimi ile uğraşan bir şirket oldukları, dava ile ilgili olarak davalı hakkında basın-yayın yasağı konulmadığı takdirde ticari itibarının zedeleneceği, bu durumun yalnızca uyuşmazlığa konu ”…” sinema filmi bakımından değil, özellikle de gelecek yıl vizyona girecek ”…” filminin ticari başarısını olumsuz olarak etkileyeceği gerekçeleriyle, basın-yayın yasağı talep edildiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince; “2022/153 esas sayılı asıl dosyada 06.09.2022 tarihli ara karar ile, 2022/159 esas sayılı birleşen dosyada ise 05.09.2022 tarihli ara karar ile; tedbir talebinin kabulüne, dava ve davalı birleşen davacı ile ilgili dava sonuçlanıp karar kesinleşinceye kadar tüm yazılı, görsel, sosyal medya ve internet ortamında yayın yapılmasının tedbiren önlenmesine,” karar verilmiştir. Bu kararlara karşı davacı birleşen davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine, bu defa Mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde, 28.10.2022 tarihli ara karar ile tedbirlere yönelik itirazların reddine karar verilmiş, bu karar davacı birleşen davalı tarafından istinaf edilmiştir. davacı birleşen davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı birleşen davalı istinaf dilekçesinde özetle; Tedbir isteyen tarafın, kararların kendisine tebliğinden itibaren bir hafta içinde tedbirin uygulanmasını Mahkemeden talep etmediğini ve bir haftalık sürenin sonu olan 18.09.2022 tarihi resmi tatil gününe rastladığından kararların 20.09.2022 tarihinde (HMK md. 93) kendiliğinden kalktığını, Mahkemece bu durumun tespit edilerek itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, itirazların reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı birleşen davacı ise istinafa cevap dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen yayın yasağının bir ihtiyati tedbir olmadığını, bu sebeble süresinde uygulanmadığı gerekçesiyle kendiliğinden kalkmış sayılacağı yönündeki iddianın yerinde olmadığını beyan etmiştir. Talep; dava konusu haberler ve paylaşımlar ile ilgili olarak yayın yapılmasının önlenmesi için tedbiren yayın yasağı konulması talebine ilişkin olup, uyuşmazlık; Mahkemece hükmedilen 05.09.2022 ile 06.09.2022 tarihli tedbirlerin kendiliğinden kalkmış sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir. Kanunda bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir yetkisi verilmiş olup, ihtiyati tedbir kararının amacını gerçekleştirmek için ne yönde verilebileceği, örnekleyici bir sayımla belirtilmiş ancak, Mahkemenin gerekli tedbirleri alması sınırlandırılmamıştır. Somut olayda olduğu gibi yayın yasağı olarak bir hukuki koruma türü bulunmadığından, Mahkemece verilen kararın ihtiyati tedbir müessesesi içerisinde değerlendirilmesi gerektiği açıktır. HMK’nın 389/1. Maddesine göre, ihtiyati tedbir kararının uygulanması, bu kararın, tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar. Somut olayda, Mahkemece hükmedilen 05.09.2022 ile 06.09.2022 tarihli tedbir ara kararlarının davalı birleşen davacıya 11.09.2022 tarihinde tebliğ edildikleri, ancak yukarıda belirtilen yasal bir haftalık süre içerisinde ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının talep edilmediği, bu yönde bir iddianın da bulunmadığı görülmekle, Mahkemece tedbir ara kararlarının kendiliğinden kalktığının tespit edilmesi ile yetinilmesi gerekirken, 28.10.2022 tarihli ara karar ile tedbirlere yönelik itirazların reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan sebeblerle, davacı birleşen davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi’nin 28.10.2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 05.09.2022 ile 06.09.2022 tarihli tedbir ara kararlarının kendiliğinden kalkmış sayılmasına dair karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı birleşen davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile,2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/10/2022 tarih, 2022/153 E., Sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Tedbire itirazın reddi kararıyla ilgili olarak; 05.09.2022 ile 06.09.2022 tarihli ihtiyati tedbir ara kararlarının 6100 Sayılı HMK’nın 393/1. maddesi gereğince kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 4- Davacı birleşen davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- İstinaf yargılaması için davacı birleşen davalı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 325,00 TL tebligat ve posta masraf gideri olmak üzere toplam 545,70 TL yargılama giderinin davalı birleşen davacıdan tahsiliyle davacı birleşen davalı tarafa verilmesine,6- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022