Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/18 Esas
KARAR NO: 2022/383
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2021
NUMARASI: 2020/682 E. – 2021/593 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen 01.06.2017 tarih … tescil, … sözleşme numaralı, finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, mülkiyeti müvekkili şirkete ait malın sözleşme gereği kiracıya teslim edildiğini, kiracı sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini ve temerrüde düşürüldüğünü, Beyoğlu .. Noterliğinin 10.03.2020 tarih … yevmiye madde numarasıyla ihtarnameyi keşide ettiğini, ihtarnamenin 11.03.2020 tarihinde yanında çalışan …a tebliğ edildiğini, 60 gün içerisinde ödenmesi gereken kira bedelini kiralanan malların iadesini ve temerrüde düşülen meblağ ile vadesi gelmemiş kira bedellerinin ödenmemesi sebebiyle tahsil için yasal yollara başvurulacağını, ödeme olmadığı takdirde üç gün içerisinde sözleşme konusu malların teslim edilmesini ve imzalanan sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, haklarının zayi olmaması nedeniyle İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesi’nn 2020/119031 değişik iş sayılı dosyasıyla ihtiyati tedbir kararı verildiğini, finansal kiralama sözleşmesinin 23.maddesine göre kiralanan malların mülkiyetinin davacı şirkete ait olduğunu, aynı yasanın 31-33.maddesine göre kiracı sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde finansal kiralama konusu malları iade etmekte yükümlü olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshinin tespitine, kiralama konusu malların iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete 10.03.2020 tarihinde çekilen ihtarnamede davalının ödeyemediği taksitlerin ödenmesi için 60 gün süre verildiğini, ancak ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihlerde Covit 19 salgını nedeni ile borcunu ödeyemediğini, hastalık döneminde temerrüde düşen tüm borcun büyük kısmını ödediğini, davacı şirketin ticari kayıtlarında yapılan ödemelerin tamamının görülmekte olduğunu, açılan davanın haksız olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı vekilinin 20/09/2021 tarihli dilekçesi kapsamındaki beyanı doğrultusunda, davanın açılmasından sonra davanın konusuz kaldığı, davacı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin mevcut olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 331. maddesi uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece duruşma gününden önce dosya üzerinden karar verilmesinin savunma hakkını kısıtladığını, bu nedenle kararın usûlden kaldırılması gerektiğini, Diğer yandan sözleşmeden kaynaklanan borcun, cebri icra ve sözleşme konusu malın muhafazası tehdidi altında dava sonuçlanmadan ödenmek zorunda kaldığını, Davacı yanca keşide edilen ihtarnamede belirtilen borç miktarının gerçeği yansıtmadığını, yapılan ödemelerin davacı yanca ihtirazi kayıt konulmaksızın kabul edildiğini, muacceli yet şartının gerçekleşmediğini, sözleşmeye konu malın iadesi istenemeyeceği gibi faiz talebinde de bulunulamayacağını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, finansal kiralama sözleşmesine konu malın aynen iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş, karar yukarıda belirtilen nedenlerle davalı vekilince istinaf edilmiştir. 6100 Sayılı HMK.nun 320/1 maddesinde: “Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” hükmü öngörülmüştür. HMK.nun 320/1 maddesinde düzenlenen, mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir hükmü yorumlanırken öncelikle belirtmek gerekir ki anılan maddeye göre duruşma yapmadan karar verilebilmesi için hukuken bunun mümkün olması gerekir. Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği durumlarda dosya üzerinden karar verilemez. Bilindiği üzere HMK.nun hukuki dinlenilme başlıklı 27. maddesi gereğince davanın tarafları, kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda Hakim, Kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için Kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa’nın 36. maddesiyle düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin, doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur. Somut olayda, Mahkemece duruşmanın 24.11.2021 tarihine ertelenmesine karar verildiği, davacı vekilinin 21.09.2021 tarihli dilekçesi üzerine henüz duruşma gelmeden aynı tarihte dosya üzerinden yapılan incelemeyle, ”konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmek suretiyle yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere aykırı davranılarak, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır (Yargıtay 6. HD’sinin 2014/12382 esas, 2014/13235 karar sayılı kararı). Bu durumda Mahkemece, duruşma için belirlenen gün ve saatte davalı tarafa savunma imkânı sağlanarak sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığından, davalının istinaf başvurusunun sair sebepler bu aşamada değerlendirilmeksizin kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2021 tarih, 2020/682 E. 2021/593 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022