Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1799 E. 2022/1827 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1799 Esas
KARAR NO: 2022/1827
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 18/10/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/164 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı dava- ihtiyati tedbir talep dilekçesinde özetle; … AŞ’nin1980’li yıllardan bu yana faaliyetlerini “…” ve “…” esas unsurlu markaları ile yürüttüğünü, … OKULLARI’nın eğitim öğretim hizmetlerinde İstanbul, Kocaeli, Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Antalya, İskenderun, Gaziantep illerinde bulunan 34 anaokulu, 21 ilkokulu, 21 ortaokulu ve 18 lise ile faaliyet gösterdiğini, bir eğitim zinciri hâline geldiğini, başarılarının bulunduğunu, markanın eğitim kalitesi ile öne çıkmasını sağladığını, davalının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 41. sınıf kapsamındaki hizmetlerde … numarayla tescilli “…” markasının sahibi olduğunu ancak bugüne kadar faaliyetleri kapsamında ciddi bir içimde kullanmadığını, davalının … numaralı “…” markasının kullanılmama nedeniyle iptalini talep ettiklerini, davanın Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/312 Esas sayısına kayıtlı olduğunu, ancak davalının müvekkili markasıyla kasıtlı olarak iltibas yaratan kullanımlarda bulunmaya başladığını, müvekkilinin “…” markasına ciddi yatırımlar yaparak korunması gereken büyük bir ekonomik değer yarattığını, davalının adına … numara ile tescilli “…” markasını aşarak ve müvekkilinin tescilli ve tanınmış markaları ve ticaret unvanı ile iltibas yaratarak müvekkili markalarına ve ticaret ünvanına tecavüz ettiğini, haksız rekabet oluşturduğunu iddia ile “…”, “…”, “…com”,“… , “…”,”…”, şeklindeki kullanımlar ile “…” ya da “…” markasını öne çıkaran sosyal medya (instagram, twitter, facebook ve diğerleri) ve internet dahil her türlü mecrada, materyallerde, iş evrakı, fatura, iş yeri/ okul/ kurs tabelası, iş yeri unvanı, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Yönetmeliği ve sair ilgili mevzuat hükümlerine göre kurum adı, kartvizit, iş yeri kaşesi, reklam, tanıtım, broşür, yayın, ambalaj, yazılı, basılı, dijital her türlü materyal, sosyal paylaşım platformları, Google, yandex başta olmak üzere tüm arama motorları, web kullanımları başta olmak ve fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere basılı ve dijital ortamlardaki ve unsurlardaki tüm kullanımlardan men edilmesini ve kullanımın önlenmesini, mevcut kullanımların durdurulmasını ve mevcut kullanımların kaldırılmasını, müvekkili markalarına ve ticaret unvanına yaklaşan, onlarla iltibas ve haksız rekabet yaratan, davalı adına … no ile tescilli “…” markasını aşan ve bu markanın dışında kalan her türlü kullanımlardan men edilmesini ve kullanımın önlenmesini, mevcut kullanımların durdurulmasını ve mevcut kullanımların kaldırılmasını, www…..com / ….com alan adının kullanılmasının ve de web sitesine erişimin engellenmesini, teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin maddi ve manevi tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının, eylemlerinin müvekkilinin tescilli marka ve ticaret unvanından doğan haklarına vaki haksız ve hukuka aykırı şekilde tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüz ve haksız rekabet fiillerinin durdurulmasına, önlenmesine ve ref’ine, www…com/ ….com alan adının terkinine ve kullanımının önlenmesine, davalının müvekkilinin tescilli markasına ve ticaret unvana tecavüz ve haksız rekabet teşkil ederek, kullandığı her türlü kırtasiye malzemesinin, eğitim öğretim materyallerinin, tanıtım broşürlerinin, tabelaların, iş kaşelerinin, kartvizitlerin vs. tüm basılı unsurların toplatılmasına ve imhasına, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanına; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacının markalarına ve ticaret unvanına tecavüz fiilleri ve haksız rekabetin mevcut olmadığını, tescilli marka kullanım sınırları içinde kaldıklarını, müvekkili olan … A.Ş’nin 21/09/1987 tarihinde Merkez/ Bursa’da eğitim ve yayıncılık faaliyet koluna hizmet vermek üzere kurulduğunu, 09/10/2000 tarihinde kuruluşundan itibaren kullandığı markası olan … marka numarası ile … markasını tescil ettirdiğini, 2020 tarihinden itibaren yenilemesini de yaptığını, müvekkili firmanın kurulduğu tarihten itibaren … esas unsurlu markasını aktif olarak kullandığını, bu kullanımın bölgesinde tanınan, güven duyulan ve aranan bir eğitim hizmet markası haline getirdiğini, davacının müvekkilinin ilk tescil tarihinden sonraki 2001 tarihinde … markasını küçük b harfi içinde özel … kelime + şekil markası olarak tescil ettirdiğini, davacının 2010 yılında da … esas unsurlu marka müracaatlarında bulunduklarını, davacının müvekkilinin tescilli … kelime + şekil markasının mevcut ve eğitim öğretim alanında aktif olarak kullanılan bir marka olduğunu bilmesine rağmen sonraki tarihlerde müvekkilinin tescilli markası ile görüntü ve telaffuz yönünden birebir benzer … ana unsurlu ve marka değeri olmayan eğitim kurumları, okulları, Türkiye’nin ilkokulu, akademi, kazananların okulu gibi tanımlayıcı eklerle tescil ettirmeye devam ettiğini, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, işletmesine … markasını seçerken hizmet verdiği sektöründe başka bir firma adına bu markanın kullanılıp kullanılmadığını, tescilli olup olmadığını araştırmadığını ve müvekkiline ait … markasını esas unsuru birebir aynı olacak ve karıştırılacak şekilde kendine marka olarak seçtiğini ve kullandığını, davacı tarafın daha sonra İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/166 Esas sayılı dava dosyasında dava açarak markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve sicilden terkinini talep ettiğini, davacının davalının markasının hükümsüzlüğünü talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddedildiğini, bu kararın Yargıtay tarafından onandığını, kararın kesinleştiğini, davacı ile markalarının benzer olmasından kaynaklanan sıkıntıların sebebinin davacı olduğunu, ayrıca eğitim kurumları ibaresinin sektörde verilen hizmetin içeriğini açıklayıcı nitelikte olduğunu, tescilsiz kullanımın söz konusu olmadığını, davacının Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2021/312 Esas sayılı dava dosyasında 18.08.2021 tarihinde … markasının 5 yıl kullanılmaması konusunda marka iptali davası açtığını, davacının bir yandan markalarını kullanmadıklarını iddia ettiğini, diğer yandan eldeki dava ile markalarının benzer şekilde kullanıldığının tespitini talep ettiğini, bu durumun çelişik bir durum olduğunu beyanla davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini savunmuştur. Dosya evveliyatında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 30/12/2021 tarihli, 2021/1583 E. ve 2021/1693 K. Sayılı ilamı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 15/09/2022 tarihli, 2022/1113 E. ve 2022/224 K. Sayılı ilamı ile yerel mahkemeyle aynı gerekçelerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararlara karşı istinaf başvuruları reddedilmiştir. Davacı vekilinin 06/10/2022 tarihli dilekçesinde özetle; 29/09/2022 tarihli bilirkişi raporuna beyanlarını tekrar ile bilirkişi raporuna göre ihtiyati tedbirin şartlarının oluştuğundan bahisle ilk derece Mahkemesinin 18/10/2022 tarihli celsesinde beyanlarını tekrar ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini yeniden talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 18.10.2022 tarihli 1 numaralı celse 4 numaralı ara kararı ile davacı vekilinin tedbir talebinin koşulları oluşmadığından durum ve koşullarda değişiklik olmadığından reddine “… İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/143 d.iş sayılı dosyası ve mahkememizce aldırılan 29/09/2022 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar bilirkişi raporu ile davalı kullanımlarının davacı markasına tecavüz teşkil ettiği yönünde görüş bildirilmiş ise de; bilirkişi raporuna karşı henüz beyanda bulunulmadığı bilirkişi raporunun taktiri delil niteliğinde olduğu, tedbir talebinin reddine dair önceki 26/04/2022 tarihli ara karar koşullarında değişiklik olmadığından tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. …”15.11.2022 tarihinde gerekçesi yazılmak sureti ile karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davacı/ talep eden vekili özetle; Dava dilekçesini ve yargılama aşamalarındaki beyanlarını tekrarla, ilk derece Mahkemesi tarafından re’sen seçilen bilirkişilerin de 29/09/2022 tarihli raporlarını dosyaya sunduğunu, raporda davalının kullanımlarının dalarına tescilli … markasından farklı olduğu, müvekkilinin … esas unsurlu markaları ve ticaret unvanı ile iltibas oluşturduğunun ve müvekkilinin tescilli marka ve ticaret unvanına tecavüz teşkil ettiği tespitlerinin yapıldığını, konunun çözümünün özel veya teknik bilgiyi içermesi nedeniyle bilirkişi görüşünün alındığı noktasında şüphe bulunmamakta iken mahkemenin “bilirkişi raporunun takdiri delil olduğunu” belirterek müvekkilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın ikamesinden önce İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/143 D.İş sayılı delil tespiti dosyasından yapılan teknik inceleme nihayetinde hazırlanan bilirkişi raporu gerekse de işbu dava dosyasından alınan bilirkişi raporunun teknik değerlendirmeleri içerdiğinin izahtan vareste olduğunu, 18/10/2022 tarihli celsede davalının bilirkişi raporuna karşı beyanlarını henüz sunmamış olmasının ret gerekçesi olarak belirtilmesinin ve aynı gerekçe ile davalının bilirkişi raporuna karşı beyanlarını sunmasından oldukça sonra yazılan 15/11/2022 tarihli ara kararda da tekrarlanmış olmasının tedbir talebinin reddi için haklı bir gerekçe olamayacağının açık olduğunu, dosya mübrez tüm deliller ve teknik bilirkişi raporları dikkate alındığında mahkemenin kararının aksine davalının, müvekkilinin marka ve ticaret unvanına tecavüz teşkil eden fiillerinin varlığının yaklaşık değil tam olarak ispatlandığını, ihtiyati tedbirin şartlarının fazlasıyla oluştuğunu beyanla 15.11.2022 gerekçe tarihli kararın kaldırılmasını, 06.10.2022 tarihli dilekçe içeriğine göre dava sonucunun etkinliğinin sağlanabilmesi için teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; Davacının marka ve ticaret unvanı haklarına davalının tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunduğu iddiası ile bu durumların tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile tecavüz ve haksız rekabetin kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. 30.09.2022 tarihinde dosya kapsamına teknik konuda düzenlenen bilirkişi raporu alınmış olmakla; bilişim yönünden; davacının https://…com/tr adresli internet sitesi üzerinden yapılan incelemede; incelenen sayfada “…” ibaresinin yer aldığı, davacının internet sitesinin eğitim kurumları üstüne olduğu, ….com alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin gizli olduğu, alan adının 16.03.1999 tarihinde kayıt ettirildiği ve 15.03.2028 tarihine kadar kayıtlı olduğu, internet sitesinin alan adı kaydının …com,… kullanılarak yapıldığı ve … (yer sağlayıcısın) …com olduğu, davacının https://www.instagram.com/…/ adresli instagram sayfası üzerinden yapılan incelemede; incelenen sayfada “…” ibaresinin yer aldığı, incelenen sayfanın “Nisan 2012” yılında oluşturulmuş olduğu, davalının https://….com/ adresli internet sitesi üzerinden yapılan incelemede; incelenen sayfada “…” ibaresinin yer aldığı, davalının internet sitesinin eğitim kurumları üstüne olduğu, ….com alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin … olduğu, adres bilgisinin … mah. … sk. no:… Osmangazi/Bursa olduğu, alan adının 05.04.2021 tarihinde kayıt ettirildiği ve 05.04.2023 tarihine kadar kayıtlı olduğu, internet sitesinin alan adı kaydının … A. Ş. kullanılarak yapıldığı ve hosting (yer sağlayıcısın) … A. Ş. olduğu, davalının https://www…/ adresli instagram sayfası üzerinden yapılan incelemede incelenen sayfada “…” ibaresinin yer aldığı, incelenen sayfanın “Nisan 2021” yılında oluşturulmuş olduğu teknik olarak değerlendirilmiştir. Marka ve ticaret unvanı yönünden; davalının www…..com adlı internet sitesi incelendiğinde davalının kullanımının “…” şeklinde olduğu , işbu kullanım uluslararası 41. sınıfa dahil “eğitim ve öğretim hizmetleri” kapsamında olduğu , davalının tescilli markaları arasında bu ibarenin bulunmadığı, davalının kullandığı “…” ibaresinin kullanıldığı “eğitim ve öğretim hizmetleri” ile davacının tescilli “…” esas unsurlu markalarının tescil edildiği “eğitim ve öğretim” hizmetleri ile sınıfsal benzerlik teşkil ettiği davalının işbu kullanımının tescilli markalarının kapsamında olmadığı, tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olduğu ve davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davacının tescilli ticaret unvanı “… A. Ş.” olduğu, davalının kullanımının ise “…” şeklinde olduğu, söz konusu kullanımın davacının tescilli ticaret unvanı ile iltibas oluşturduğu, tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olduğu ve bu nedenle de davacının tescilli ticaret unvanına tecavüz oluşturduğu teknik olarak değerlendirilmiştir. Davacı ve davalı tarafın bilirkişi rapor içeriğine karşı beyanları ve itirazları mevcut olup ilk derece Mahkemesi tarafından bu durumuntedbirin şartlarının oluşup oluşmadığına dair değerlendirilmesinde esas kıstas olamayacağı muhakkaktır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenlemeler gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda; toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, tedbir şartlarının sağlandığı, tarafların ticari hacmine ve markaların değerine göre taktiren 500.000,00 TL teminat miktarının yerinde olacağına kanaat getirilmekle davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacı- davalı tarafın dayandığı belgelere, delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, durum ve koşullarda mevcut durum itibarı ile değişiklik olması karşısında yaklaşık ispata kanaat getirilmekle ihtiyati tedbire hükmedilebilecekken ilk derece Mahkemesi tarafından tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Yapılan hata yeniden yargılamayı gerekli kılmadığından, davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulüne, 18.10.2022 tarihinde verilen (15.11.2022 tarihinde gerekçesi yazılan) tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasına, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, teminat miktarının olası zararlar gözetilerek 500.000,00 TL olarak belirlenmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18.10.2022 tarih, 2021/164 E. Sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı anlaşılmakla kararın düzeltilerek yeniden ihtiyati tedbirin kabulüne dair ara karar düzenlenmesine, 4- Davacının ihtiyati tedbir talebinin taktiren 500.000,00 TL teminat karşılığında kabulüne, Davalının ““…”, “…”, “….”, “…, “…”,”…”, şeklindeki kullanımlar başta olmak üzere “…” ya da “…” markasını öne çıkaran sosyal medya (instagram, twitter, facebook ve diğerleri) ve internet dahil her türlü mecrada, materyallerde iş evrakı, fatura, iş yeri /okul/ kurs tabelası, iş yeri unvanı, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Yönetmeliği ve sair ilgili mevzuat hükümlerine göre kurum adı, kartvizit, iş yeri kaşesi, reklam ,tanıtım, broşür, yayın, ambalaj, yazılı , basılı, dijital her türlü materyal, sosyal paylaşım platformları, Google, Yandex başta olmak üzere tüm arama motorları, internet ortamında derin link verilmesi, anahtar sözcük/ yönlendirici kod olarak kullanılması, web kullanımları başta olmak ve fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere basılı ve dijital ortamlardaki ve unsurlardaki tüm kullanımlardan men edilmesine, bu yönde kullanımlarının önlenmesine, mevcut kullanımların durdurulmasına ve mevcut kullanımların kaldırılmasına, Davalı adına … no ile tescilli “…” markasını aşan ve bu markanın dışında kalan kullanımlardan davalının men edilmesine ve bu kullanımların önlenmesine, mevcut kullanımlarının durdurulmasına ve mevcut kullanımların kaldırılmasına, ….com, ….com.tr alan adlı web sitelerine erişimin engellenmesine, gereği için ilgili kuruma (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) müzekkere yazılmasına, Bu kararın davacı markasını tehlikeye düşüren davalı markası ile ilişkili, davalıdan isim hakkı alan üçüncü kişileri de kapsayacak şekilde verilmesine, İhtiyati tedbir kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ve Tüm Türkiye’deki İl Milli Eğitim Müdürlükleri’ne “…” ibaresini/ kurum adını taşıyan davalı ve davalıdan isim hakkı alan 3. kişilere ait tüm özel öğretim kurumlarında “…” adıyla faaliyette bulunulmasının, “…” ibaresinin anılan kurumlarda kullanılmasının men edilmesine (davalıya ait … no ile tescilli “…” markasının aşılmaması, başkaca davacı markası ile iltibas ve haksız rekabet yaratacak şekilde kullanılmaması amacı ile), kullanımın önlenmesine ve durdurulmasına yönelik bildirimde bulunulmasınına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 393/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 1 hafta içinde teminat yatırılmadığı takdirde ya da teminat yatırılsa bile aynı süre içinde kararın infazı için ilgili icra dairesine başvurulmadığı takdirde işbu tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 398. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağı hususunun ihtarına, 7- İstinaf talebi kabul edildiğinden talep eden tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,8- İstinaf yargılaması için talep eden tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 18,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 238,70 TL yargılama giderinin ileride haksız çıkan taraftan tahsil edilmesine,9- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,10- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022