Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/178 E. 2022/165 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/178
KARAR NO: 2022/165
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03.12.2021
NUMARASI: 2021/777 E.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; Faktoring sözleşmesinden kaynaklı olarak asıl borçlu davalı ve kefil olan diğer davalılardan alacaklı olduğunu, alacağın muaccel olduğunu ve borçluların mal varlıklarını kaçırma hazırlığında olduğunu ileri sürerek borçluların malları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 03.12.2021 tarihli ara karar ile; “Alacağın varlığı ve miktarı ile muacceliyetinin yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği, İİK.’nın 257/2.maddesindeki koşulların varlığına ilişkin herhangi bir kanıt sunulmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalıların icra takip dosyasındaki sorumluluklarından kurtulabilmek ve mal kaçırabilmek adına İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/215 Esas ve İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/859 Esas sayılı dosyası ile imzaya ve borca itiraz davası açtıklarını, öte yandan, faktoring sözleşmesi kapsamında teminat olarak alınan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna gidildiğini, ancak (1) numaralı davalının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine de itiraz ettiğini, davalı şirketler ve davalı …’ın, açılan icra takiplerinin hepsine itiraz edip zaman kazanma saiki ile hareket ettiğini, bu sırada mal kaçırma olasılığının gündeme geldiğini, Alacağın teminatı olan ipoteğin paraya çevrilmesi için İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile (1) No.lu davalı-borçlu … Ltd. Şti. aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, ancak davalı-borçlunun işbu ipotek takibine dahi haksız yere itiraz ettiğini, bu hususun dahi tek başına mal kaçırma saiki ile hareket edildiğini gösterdiğini, bunun üzerine kendilerince açılan İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/957 Esas, 2020/569 Karar sayılı davada verilen karar ile borçlunun itirazının iptaline karar verildiğini, zira bahsi geçen dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmış, ilgili bilirkişi raporunda, taraf defter ve kayıtlarının incelenmesi üzerine müvekkilinin davalıdan alacağının bulunduğunun tespit edildiğini, Faktoring sözleşmesinde kefil olarak imzaları bulunan (2) – (3) – (4) – (5) numaralı davalıların borçları rehinle teminat altına alınmamış olduğundan, herhangi bir şekilde mal kaçırma eylemi gerçekleştirmeleri halinde müvekkilinin alacağı teminata bağlı olmadığından müvekkilinin mağduriyeti doğabileceğini, müvekkilinin alacağının faktoring sözleşmesi gereği vadesi geçmiş bir alacağı içerdiğinden bu davalıların mal varlıklarına ihtiyati haciz şerhi işlenmesi gerektiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, alacak davasında, ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen mahkeme ara kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gereklidir. İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. cümlesine göre de: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek şekilde ispat etmek durumundadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere; mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ve uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, iddia edilen alacağın varlığı, alacak mevcut ise miktarının ne kadar olduğu, karşı taraftan talepte bulunulabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ancak yargılama ile belirlenebileceği, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre mübrez delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir delil de ibraz edilmediği dikkate alındığında, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin 03.12.2021 tarihli ara kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2021/777 E., sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/02/2020