Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1773 E. 2022/1826 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1773
KARAR NO: 2022/1826
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 25/10/2022
NUMARASI: 2022/84 Değişik İş – 2022/84 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekilinin delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep dilekçesinde özetle; Karşı taraf aleyhine açılacak hukuk davaları ile yapılacak ceza şikâyetlerine dayanak olmak üzere, müvekkilinin marka sahipliğinden doğan haklarını ihlal eden ve aynı zamanda müvekkili aleyhine haksız rekabet yaratan maddi olguların tespiti anlamında ve gecikilmesi ve/veya duruşma ve/veya tebligat yapılması halinde kaybolma ihtimali bulunan http://www…com.tr internet sitesi alan adında ve içeriğinde ve https://…com/.. isimli twitter hesabının içeriğinde müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı iddiası ile söz konusu internet sitesinin alt ve üst domain’lerinin, yönlendirici kodlarının, metataglarının, anahtar sözcüklerinin, internet sitesi sahibinin kim/ kimler olduğunun ve söz konusu internet sitesi için oluşturulmuş alan adında müvekkilinin tescilli markasının ve bundan doğan haklarına tecavüz oluşturan ifadelerin kullanıldığının bilirkişi tarafından anılan internet sitesi incelenmek suretiyle HMK m.400 vd. uyarınca tespiti ile tespit edilecek içeriklerin kaldırılması, bu mümkün olamıyorsa anılan internet sitesinin erişimin ilgili internet sitesinin tüm domain’leri (alt domain – üst domain) dahil olmak üzere engellenmesi yönünde TTK m.61, SMK m.159 ve HMK m.389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbire karar verilmesi talep edilmiştir. İlk derece Mahkemesinin 20.07.2022 tarihli ara kararı ile dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve akabinde “… Mahkememizce 20/07/2022 tarihinde verilen değişik iş kararı ile tespit ve tedbir taleplerinin değerlendirilmesi yönünden dosyanın bilirkişiye tevdine, rapor sunulduktan sonra tedbir taleplerinin değerlendirilmesine karar verilmiştir. …Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, ilgili internet adresinde talep edenin markasının kullanıldığı görüş ve kanaati bildirilmiştir. … 6769 sayılı Kanun’un 159.maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde olup, söz konusu ihtiyati tedbir kararı, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebilir. Bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümleri uygulanır. … HMK 389.maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. … Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki genelde geçici hukuki korumalara, özelde ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacize karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. … Geçici hukuki korumalarda bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine, tüm delillerin incelenmesine yeterli bir zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. … Burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddiaının yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir. Zira kesin hukuki koruma zaten deliller toplanıp yargılama sonuçlandırıldıktan sonra haklılık durumuna göre sağlanacaktır. Dolayısıyla geçici hukuki korumanın önemi ve amacı verilecek bir tedbir kararı ile gerçekleştirilmiş olacaktır. … Tüm dosya kapsamı, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak değerlendirildiğinde, talep edene ait tescilli markanın alan adı olarak, ticari amaçlı satış için kullanıldığı dikkate alındığında talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle…” gerekçesi ile talep edenin tedbir talebinin 6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince taktiren teminatsız olarak kabulüne, talep konusu; http://www…com.tr ve http://… internet adresine erişimin engellenmesine karar verilmiştir. Karşı taraf … ile …. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. vekilinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; Markanın tescil edilirken kullanılan sembole, sınıfa, kullanılış amacına bakıldığında karşı yanın herhangi bir markası ile iltibas oluşturmadığını, bu sebeple ortaya ciddi bir zarar çıkmayacağını, bilirkişi raporu ile iltibasın olduğunun ortaya konulmadığını, müvekkilinin internet üzerinden yürüttüğü faaliyetleri erişim engeli sebebiyle yürütemediğinden işlerinin aksadığını, bu yüzden zarara uğradığını, dosyaya sunulu raporu da kabul etmediklerini, itiraz ettiklerini, hem HMK hem de SMK kapsamında usule yönelik ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, esasa yönelik de SMK m.4, 6, 29, 7/3 kapsamında markaların benzer olması, kapsadıkları mal/ hizmetlerin aynı/ benzer olması ve iltibas yaratması koşullarının birlikte gerçekleşmesi şartının gerçekleşmediğini, delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep edenin taşınmaz ve emlak alanında herhangi tescilli bir markası bulanmadığını, hal böyleyken müvekkilinin markasının talep edenin markasıyla benzer olduğu ve iltibas yarattğı iddiasının gerçek dışı olduğunu, talep eden ile iltibas oluşturabilecek aynı alanda hizmet veren bir markanın olmadığını, kaldı ki müvekkiline ait tasarımın talep edenin markasından farklı bir marka olduğunu açıkça gösterdiğini, talep edenin aynı marka tescili talebinin reddedildiğini beyanla neticeten mahkemenin kararına itiraz ile erişim engelinin kaldırılmasına karar verilmesini savunmuştur. İstinafa konu ilk derece Mahkemesinin 25.10.2022 tarihli ara kararı ile “… Karşı taraf vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde ve murafaa duruşmasındaki beyanlarında özetle, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, bilirkişi raporu ile markalar arasında iltibas olduğunun ortaya konmadığını, trendyol ibaresini logo ile birlikte kullandıklarını, ayrıca emlak kelimesi ile birlikte kullandıklarını, kullanımlarda tecavüz bulunmadığını, talep eden tarafın Trendyol emlak ibareli marka tescil başvurusu müvekkilinin marka başvurusundan sonra olduğu için reddedildiğini, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirterek, tedbir kararının kaldırılmasını aksi halde teminat kararı verilerek tedbirin devamına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. … Talep eden vekili 25/10/2022 tarihli murafaa duruşmasındaki beyanlarında özetle ; müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu, tanınmış markanın tüm mal ve hizmetler yönünde koruma sağladığını, müvekkilinin emlak sektöründe yer alıp almamasının bu konunun dışında olduğunu, karşı taraf şirketinin Haziran ayında tescil edildiğini, SMK m.155 gereği karşı tarafın bunu savunma olarak ileri süremeyeceğini belirterek, tedbir kararının devamını talep ettiği anlaşılmıştır. … İhtiyati tedbire itiraz mahkememizin 25/10/2022 tarihli oturumunda değerlendirilmiş taraf vekillerinin tedbire ilişkin talep ve itirazları tespit olunmuştur. … Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporu, taraf vekillerinin beyanları ve tedbir kapsamı, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak değerlendirildiğinde …” gerekçesi ile ihtiyati tedbire itirazın reddine, tedbirin aynen devamına karar verilmiştir. Karşı taraf … ile … PAZ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; İtiraz dilekçesindeki beyanları tekrarla, itirazlarının hukuka aykırı olarak reddedildiğini, HMK 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirin talep edilebilmesi için kanunda aranan şartların gerçekleşmediğini, tedbire hüküm verilmesi karşısında teminata hükmedilmesi gerektiğini, tamamlayıcı merasimin gerçekleştirilmediğini, bilirkişi raporu ile markalar arasında iltibas olduğunun ortaya konmadığını, trendyol ibaresini logo ile birlikte kullandıklarını ayrıca emlak kelimesi ile birlikte kullandıklarını, kullanımlarda tecavüz bulunmadığını, talep eden tarafın Trendyol emlak ibareli marka tescil başvurusu müvekkilinin marka başvurusundan sonra olduğu için reddedildiğini, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, neticeten tedbir kararının, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararının kaldırılmasını, müvekkiline ait http://www…com.tr ve http://… internet adreslerindeki erişimin engelinin kaldırılmasını savunmuştur. Talep eden vekilinin, karşı tarafın istinafına cevap dilekçesinde özetle; Yaklaşık ispat koşulunun fazlası ile yerine geldiğini, ilk derece Mahkemesinin kararının HMK ve SMK’ya uygun olduğunu, yüksek düzeyde benzerliğin bulunduğunun aşikar olduğunu, müvekkilinin sektörde tanınırlığının bulunduğunu, karşı tarafın tüketicileri yanılttığını, Trendyol ile birlikte Emlak ibaresinin de kullanıldığını savunmakta ise de Marka Hukuku bağlamında tanımlayıcı olan emlak ibaresinin bu anlamda herhangi bir ayırt edicilik sağlamadığının kuşkusuz olduğunu, davalının kullanımlar ile müvekkilini mağdur ettiğini, maddi- manevi zarara uğrattığını, kötü niyetli haksız kazanç sağlamayı amaçladığını, Trendyol markasının kendilerine ait olduğunu ve buna ilişkin taklitlerle mücadele edildiğini, davalının fiilleri ile kullanımının marka haklarına tecavüz ettiğini aynı zamanda haksız rekabetinin de bulunduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2018 tarihli E. 2017/11-107- K. 2018/1260 sayılı kararında karıştırılma ihtimalinin değerlendirildiğini, yine emsal mahiyette Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.06.2006 tarih ve E2006/11-338- K.2006/338 sayılı kararının bulunduğunu beyanla neticeten karşı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; http://www…com.tr internet sitesi alan adında ve içeriğinde ve https://… isimli twitter hesabının içeriğinde müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı iddiası ile söz konusu internet sitesinin alt ve üst domainlerinin, yönlendirici kodlarının, metataglarının, anahtar sözcüklerinin, internet sitesi sahibinin kim/ kimler olduğunun ve söz konusu internet sitesi için oluşturulmuş alan adında müvekkilinin tescilli markasının ve bundan doğan haklarına tecavüz oluşturan ifadelerin kullanıldığının bilirkişi tarafından anılan internet sitesi incelenmek suretiyle HMK m.400 vd. uyarınca tespiti istemi ile tespit edilecek içeriklerin kaldırılması, bu mümkün olamıyorsa anılan internet sitesinin erişimin ilgili internet sitesinin tüm domainleri (alt domain – üst domain) dahil olmak üzere engellenmesi yönünde TTK m.61, SMK m.159 ve HMK m.389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbire karar verilmesi istemine ilişkindir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir (HMK m.391/2-ç, 392). Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir. Yani tedbir talep edenden kural olarak teminat alınması zorunludur. Nitekim ihtiyatî hacizde, İcra ve İflâs Kanununda da benzer bir düzenleme yer almaktadır. Fakat, tedbir talep edenin talebi, resmî bir belgeye ya da kesin bir delile dayanıyorsa, mahkeme bu teminatın gösterilmesinden tarafı muaf tutabilir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. İhtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda; toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, tedbir şartlarının sağlandığı, ilk derece mahkemesince teminatsız tedbir kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla karşı taraf vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvurusu yerinde bulunmamış, Mahkemece tarafların iddia (talep) ve savunmaları (itiraz) değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulduğu gözlemlenmekle, dosyadaki bilgi, belge ve deliller ile gerekçe içeriğine, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi’nin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla karşı taraf vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/10/2022 tarih ve 2022/84 Değişik İş-2022/84 K. Sayılı kararına karşı, karşı taraf vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı karşı taraf tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Karşı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2020