Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1771 E. 2023/50 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1771 Esas
KARAR NO: 2023/50
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/490 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır Almanya’ da çalışmakta ve yaşamakta olduğunu, elde ettiği kazanımları ile ülkemizde gayrimenkul yatırımı yaptığını, öz kardeşi olan davalının oturması için Bağcılar ilçesinde bir daire aldığını ve yine bu davalının çocuklarına ait tüm eğitim giderlerini karşıladığını, davalı kardeşini ve onun ailesini 45 yıl boyunca sırtında taşıdığını, belli bir süre sonra Türkiye’ ye döndüğünü ve Yalova ilinde bulunan yaklaşık 4.500 m2 büyüklüğündeki arsasını satmaya karar veren müvekkilinin bahsi geçen arsanın satılması için o bölgede emakçılık yapan … isimli şahıs ile anlaştığını, sonra internet sitesinde ilana satışa konulduğunu, davalı ve iki oğlunun, internet üzerindeki satıştan haberleri olduğu için müvekkiline ve emlakçı … isimli şahısa tuzak kurduğunu, davalı ve davalının çocuklarının mafya ile anlaştığını, müşteri gibi hareket ettiğini ve emlakçı … ile telefon görüşmesi yaparak söz konusu arsayı almak için görüşme yapacaklarmış gibi müvekkilini ve emlakçı … isimli şahsı Pendik Kaynarca’ da bir yere davet ettiklerini, Müvekkilinin ve emlakçı …’ ın 23 aralık 2016 cuma günü birlikte müşteri zannettikleri mafyanın kendilerini davet ettiği yere gittiklerini, mafya, davalı ve çocuklarının müvekkiline zorla 250.000,00 TL, 300.000,00 TL, 500.000,00 TL 1.500.000,00 TL’lik senetler imzalattıklarını, 300.000,00 TL’lik senet icra takibine konu yapılmadığı için iş bu davaya konu olmadığını, müvekkilinin bu olaydan sonra hastaneye ve oradan da Polis karakoluna gittiğini, İstanbul And. 6. ACM’nin 2020/102 Esas sayılı dava dosyası üzerinden davalının da içerisinde bulunduğu sanıklar hakkında kamu davası yürütüldüğünü, sanıklar hakkında beraat kararı verildiğini, dosyanın Yargıtay’ da olduğunu, İstanbul And. 4. ATM’nin 2016/1483 Esas sayılı dava dosyasından senetlerin iptalleri için dava açıldığını, davadan feragat edildiğini ve dosyanın kesinleştiğini, İstanbul And. 4. ATM’nin 2017/25 Esas sayılı dava dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, derdestlik nedeniyle davanın red olduğunu ve dosyanın kesinleştiğini, davalının, 1.500,000 TL ve 500.000 TL meblağlı senetleri İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 250.000 TL ve 250.000 TL olan iki farklı senedi de İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas Sayılı dosyası üzerinden icra takibe başladığını, 23.12.2016 düzenleme tarihli 04.03.2017 vade tarihli 250.000.-TL bedelli senedin borçlusu ve adres kısmında; … Adresi Olarak … Cd. No … … İş Hanı Kaynarca yazdığını, bu senetle ilgili İstanbul 10. ATM’nin 2021/283 Esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davasının devam ettiğini, bu senetle ilgili İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi’ ne kayıtlı 2019/1356 Esas sayılı dosyası üzerinden iptal davası açıldığını, alınan bilirkişi raporu ile senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek iptaline karar verildiğini, 23.12.2016 düzenleme tarihli 04.03.2017 vade tarihli, 250.000.-TL bedelli senette ödeyecek kişi … olup, adres kısmında sadece İstanbul yazdığını beyan ve gerekçelerle İhtiyati tedbir kararı verilerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyalarının tedbiren durdurulmasını, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki 250.000 bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini, davalının kötüniyetli olması nedeniyle %20 oranında tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 07/10/2022 tarihli ara kararıyla “Tüm izah edilen nedenler çerçevesinde; açılan davanın, icra takibinden sonra başlatılan menfi tespit davası olduğu, İ.İ.K.’nın 72/3. Maddesi gereğince de icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez hükmü göz önüne alındığında davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takiplerinin durdurulması talebinin İ.İ.K. 72/3. Maddesi gereği yerinde görülmediğinden reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne kayıtlı yukarıda esas numarası belirtilen davanın konusunun tarafımızca açılan menfi tespit talepli dava olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki 250.000 bedelli senetten (sadece 1 senetten) dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiklerini ve ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, İİK 72. Maddesinde İhtiyati tedbir kararlarının ikiye ayrıldığını, Yasa maddesine göre, icra takibi başlatıldıktan sonra açılmış olan menfi tespit davalarında borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere yatıracağı teminat ile ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini talep edebilir hükmünün bulunduğunu, çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereği; ihtiyati tedbir kapsamında yapmış oldukları başvurunun ‘icra takibinin durdurulması’ ve ‘teminat karşılığı dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesi’ şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemenin taleplerini sadece ‘icra takibinin durdurulması’ kapsamında değerlendirdiğini bu nedenle mahkemenin kararı hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne kayıtlı 2022/490 Esas sayılı dosyası kapsamında verilen 07.10.2022 tarihli İhtiyati Tedbir Başvurusu’ nun reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasını; İİK’ nın 72/3. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibinin tamamen durdurulmasına karar verilmesini, şayet icra takibinin tamamen durdurulması mümkün değilse, bu durumda çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince …nun 72/3. maddesi gereğince alacağın % 15’i oranındaki teminat karşılığında dava konusu icra takibi girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalı tarafa ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.2004 Sayılı İİK’nın menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. 2004 Sayılı İİK’nın 72. madde menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir ile ilgili özel düzenleme olup davanın takipten önce veya sonra açılması, verilecek tedbirin şekli yönünden değişikliğe yol açmaktadır.2004 Sayılı İİK’nın 72. maddenin 3. fıkrasında “….İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Maddenin düzenleniş biçimi nazara alındığında, düzenlemeyle borçluya alacaklının gecikmeden doğan zararlarını karşılamak üzere teminat yatırarak, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödememesini isteme hakkı tanınmıştır. Dolayısıyla bu durumda mahkemenin tedbir hususunda takdir hakkı bulunmamakta, sadece teminat tutarını asgari oranda belirlemede takdir hakkı bulunmaktadır. Bu maddede yer alan düzenleme 6100 Sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir ile ilgili düzenlemeye benzeyen ancak kendine özgü özellikleri de olan ve borçluya tanınan bir hak olduğu, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği anlaşılmıştır.Somut olayda, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası söz konusu olduğundan, icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilemez ise de, İİK 72/3 maddesi kapsamında, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir. İhtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması istemi icra takibine başlandıktan sonra talep ve dava edildiği gözetildiğinde davacının tedbir talebinin mahiyetinin İİK 72/2. maddesinde yer alan takibin durdurulmasına ilişkin olduğu anlaşılmakla takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin tedbir talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır ancak davacının icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesine ilişkin talebi yönünden dava değeri üzerinden hesaplanacak %15 teminat mukabilinde İİK 72/3. maddesi gereğince icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda açıklanan hususlar gereğince, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak tespit edilen eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacının tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2- İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2022 tarih, 2022/490 E. sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,3- Davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KISMEN KABULÜ ile; 2004 Sayılı İİK’nın 72/3. maddesi gereğince borçlu tarafından gecikmeden doğan zararları karşılamak ve toplam alacağın %15’i oranında nakdi veya süresiz kesin banka teminat mektubu teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine,4- İhtiyati tedbire ilişkin karar uygulamasının ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,5- 6100 Sayılı HMK’nın 393/1. maddesi gereğince iş bu kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde tedbirin uygulanması için başvurulması aksi halde tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına,6- Davacı tarafından peşin alınan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde, kendisine iadesine,7- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 18,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 238,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,8- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,9- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile tedbir kararının infazının ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,10- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/01/2023