Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1765 E. 2022/1787 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1765
KARAR NO: 2022/1787
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/10/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/131 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 14/06/2022 ve 03/08/2022 tarihli dilekçelerinde özetle; – www…com alan adı, -https://www…com/…/ adresli Linkedin sosyal medya hesabı, -https://www.instagram.com/…/ adresli Instagram sosyal medya hesabı, -https://…com/… adresli … sosyal medya hesabı, -https://www.youtube.com/… adresli Youtube sosyal medya hesabı,- https://twitter.com/… adresli Twitter sosyal medya hesabında müvekkiline ait marka ile aynı özellikleri taşıyan marka ambleminin ticari maksatlı kullanımının önlenmesini; davalıların marka tescilinden kaynaklanan eylemlerinin müvekkili aleyhine uygulaması halinde telafisi mümkün olmayacak zararların doğması riskinin olduğunu, davalıların kullanım usulsüzlüğü olan kullanımlarının tedbiri istenilen ürünleri dilekçede bildirdiklerini, yine davalılardan … Tic. A.Ş. (MERSİS NO:…) (Adres:…-…-…-…. …. Mh. … Cad. … Apt. No: … Ataköy Bakırköy/İstanbul), diğer davalı ile birlikte işbu müvekkili adına tescilli markanın haksız bir şekilde davalılara ait hastanede, ofis ve tabelalar ile araçlar üzerindeki logolarda kullanılmakta olduğundan bulunan … şubesinde bulunan ve tespit edilen, adreste mukim müvekkiline ait marka ile bağlantılı yazılı duvar kabartmaları, kırtasiye malzemeleri (kalem, defter, bloknot) ıslak mendil, kartvizit, el broşürlerinin kullanılmasının engellenmesi ve malzemelerin imhası hususunda tedbir taleplerini yenilediklerini belirtmiştir.İlk derece mahkemesinin 14/09/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararıyla; “1-SMK’nın 159 ve HMK 389 maddeleri koşulları oluştuğundan takdiren 200.000,00TL teminat yatırıldığında ya da muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde ibrazı halinde davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; Davacıya ait … tescil numaralı markasına benzer olduğu bilirkişi raporları ile tespit olunan davalının …-…-…-…. … Mah. … Cad. … Apt. No:… Ataköy Bakırköy/İstanbul adresinde bulunan … markasını havi duvar kabartmaları, kırtasiye malzemeleri (kalem, defter, bloknot) ıslak mendil, kartvizit, el broşürlerinin kullanılmasının engellenmesine, – www…com alan adı, – https://www…com/…/ adresli Linkedin sosyal medya hesabı, -https://www.instagram.com/…/ adresli Instagram sosyal medya hesabı, -https://…com/… adresli … sosyal medya hesabı, -https://www.youtube.com/… adresli Youtube sosyal medya hesabı, – https://twitter.com/… adresli Twitter sosyal medya hesabında davacıya ait … şeklindeki … tescil numaralı markayla aynı özellikleri taşıyan marka amblemlerinin ticari maksatla kullanılmasının önlenmesine…” şeklinde karar verilmiştir. Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; 14/09/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına ek olarak davalı … markasına ait olarak davalı tarafça oluşturulan – www…com, https://www…com/…/ adresli … sosyal medya hesabı, https://www.instagram.com/hairofistanbul/ adresli Instagram sosyal medya hesabı, https://…com/… adresli … sosyal medya hesabı, https://www.youtube.com/… adresli Youtube sosyal medya hesabı, https://twitter.com/… adresli Twitter sosyal medya hesaplarındaki davacı müvekkiline ait marka ile aynı özellikleri taşıyan internet sitelerine erişim engeli yasağı konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının uygulanmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 26/09/2022 tarihli ek tedbir kararıyla; “… markasına ait olarak davalı tarafça oluşturulan; www…com, https://www…com/…/ adresli Linkedin sosyal medya hesabı, https://www.instagram.com/…/ adresli Instagram sosyal medya hesabı, https://tr….com/… adresli … sosyal medya hesabı, https://www.youtube.com/… adresli Youtube sosyal medya hesabı, https://twitter.com/… adresli Twitter sosyal medya hesaplarındaki davacıya ait … şeklindeki … tescil numaralı marka amblemleri ile aynı özellikleri taşıyan internet adreslerine Türkiye’den erişimin tedbiren engellenmesine, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne müzekkere yazılmasına” karar verilmiştir.Davalılar vekili itiraz dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararına konu olan alan adının ve sosyal medya hesaplarının davanın tarafı olmayan …’in mülkiyetinde olduğunu, bu sebeple davanın tarafı olmayan üçüncü taraflar bakımından ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, markayı hiç kullanmayan ve markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerle ilgili hiçbir ticari faaliyet yürütmeyen davacının 4 yıl sonra ihtiyati tedbir talep etmesi sebebiyle ihtiyati tedbirin gecikme sebebiyle zarara uğrama tehlikesinin söz konusu olmadığını, davacının bu başvurusunun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, dava dışı …’in öncelik hakkına sahip olduğu “…” ibaresinin kullanılması veya kullandırılmasının istikrarlı Yargıtay içtihatlarınca tecavüz fiili oluşturmayacağını, dolayısıyla ihtiyati tedbire ilişkin hiçbir yaklaşık ispatın sağlanmadığının aşikar olduğunu, bu sebeple ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 12/10/2022 tarihli ara kararıyla; “Buna göre, alınan rapor ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi için yaklaşık ispat koşulları oluştuğu, davalıların mahkememizce verilmiş ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itiraz dilekçesindeki hususların tahkikat aşamasında incelenecek ve değerlendirilecek iddialar olduğu, bu kapsamda davalı şirket yetkili müdürü adına kayıtlı sitedeki ihlal oluşturduğu iddia olunan markasal kullanımların davalı şirket yönetim ve idaresinde yapılıp yapılmadığı gibi hususların da yargılama aşamasında bilahare değerlendirilecek hususlar olduğu, bu aşamada mevcut delil durumu itibariyle tedbir kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu anlaşıldığından itirazın reddine” karar verilmiştir.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Davanın konusunu Türk Patent nezdinde … başvuru no’lu markanın (ilgili marka) sahibi olarak görünen …’nin (Davacı) … (Müvekkili) adına tescilli olan bir kısım markaların hükümsüzlüğü talebi ile … Ticaret A.Ş, … Ticaret A.Ş (Müvekkil Şirketler) ve Müvekkilinin Davacının markasına tecavüzde bulunduğu iddiasıyla bu tecavüzün men’i ve ref i talebi oluşturduğunu, Mahkemece tedbir kararı verildiğini, dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda dava dışı …’in, 26.06.2015 tarihinde “www…com” alan adını kendi adına tescil ettirdiğini, bu tarihlerde …’ın sahibi olduğu poliklinikte çalışan dava dışı …’in, ait bir saç ekimi konusunda faaliyet göstermeye karar verdiğini, bu fikrini yanında çalıştığı …’a ilettiğinde de bu işi birlikte yapabileceklerine yönelik anlaştıklarını, 2015 yılında internet üzerinden (söz konusu alan adı) ve Instagram hesabından (Ek-1) saç ekimi işlemi satışına başlandığını, işin reklam yönetiminde ise Müvekkili … bulunduğunu, işlerin belirli bir seviyeye ulaşmasının ardından Müvekkili …’in, 09.11.2016 koruma tarihli, halihazırda Davacının sahibi olduğu … başvuru no’lu markayı kendi adına tescil ettirdiğini, sonrasında bu işlemlerin ayrı bir şirket bünyesinde ve dava dışı … öncülüğünde yürütülebilmesi için 27.02.2017 tescil tarihi ile … A.Ş (…)(Ek-2), …, … ve … tarafından kurulduğunu, bu şirket bünyesinde Müvekkili … ile birlikte … ortakları tarafından saç ekim işlemi yapılmaya devam edildiğini, belirli bir süre sonra taraflar arasında … başvuru no’lu “…” ibareli ve işbu davada ihlal edildiği iddia edilen markanın … tarafından …’a devredilmesi hususunda anlaşıldığını ve bu kapsamda 15.12.2017 tarihinde söz konusu marka …’a devredildiğini, Ağustos 2018’de …’ın güven ilişkisini zedelemesi sebebiyle … tarafından … bünyesindeki faaliyetlerin sonlandırıldığını ve Müvekkili Şirketlerden … Ticaret A.Ş (…) kurulduğunu, … tarafından da işlemlerin yapıldığı ofis, …’a devredildiğini, …’ın tasfiye sürecinde bu şirketin yetkilisi sıfatı bulunan … tarafından … başvuru no’lu “…” ibareli ve işbu davada ihlal edildiği haksız şekilde iddia edilen markanın, damadı olan Davacı …’ye devredildiğini, bu devirden Müvekkili …’in de dava dışı …’in de haberi olmadığını, netice itibarıyla huzurdaki davada ihlal edildiği haksız şekilde talep edilen markanın 09.11.2016 koruma tarihi ile Müvekkili … tarafından tescil edildiğini, Müvekkili tarafından 15.12.2017 tarihinde …’a devredildiğini ve son olarak … yetkilisi … tarafından diğer ortaklar ve yöneticilerin haberi olmaksızın tasfiye sürecinde kötü niyetli şekilde damadı Davacı …’ye devredildiğini, bu kapsamda bir süre sonra … ve damadı … tarafından hairofıstanbul ibaresini kullanarak ticari faaliyetine devam eden dava dışı … ile Müvekkili …’den para talep edildiğini ve para verilmediği halde ticari faaliyetin engelleneceğinin belirtildiğini, … şirketinin tasfiyesinden sonra saç ekim işine esas itibarıyla … ile Müvekkili … devam ettiklerini, ancak diğer ortaklardan habersiz ve kötüniyetli şekilde markayı devralan …’nin bu alanda yıllarca hiçbir ticari faaliyette de bulunmadığını, davacının hayatı boyunca Müvekkili Şirketler ve Müvekkilinin faaliyet gösterdiği alanlarda hiçbir iş de yapmadığını, davacı ve ailesinin, dava dışı …’in www… com alan adını ve bu ada sahip Instagram hesabını 2015 yılından beri kullandığını ya da kullandırdığını, markaya ilişkin ticari faaliyeti esas olarak Müvekkili Şirketler, Müvekkili … ile dava dışı …’in yürüttüğünü bildiğini, davacı tarafından huzurdaki davanın kötüniyetli şekilde ikame edildiğini, -Davanın tarafı olmayan bir kimsenin malvarlığında bulunan alan adı hakkında erişimin engellenmesine yönelik tedbir kararı verilemeyeceğini, somut olayda dava dışı …’e ait alan adı hakkında verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbirin yalnızca davanın tarafı olan kişilerin malvarlığı içindeki haklar için verilebileceğini, dosya kapsamında alan adının dava dışı üçüncü bir kişiye ait olduğuna dair bir bilirkişi raporu olmasına rağmen Müvekkili Şirketin yönetim ve iradesinde markasal kullanımın yapılıp yapılmadığının yargılamayı gerektirdiğini belirterek itirazlarının reddine karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararının da ancak davanın tarafı olanlar hakkında hüküm ifade edecek şekilde verilmesi gerektiğini, üçüncü kişinin hukukunu etkileyecek şekilde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmamasının hukuka aykırı olduğunu, somut olayda bilirkişi raporuyla sabit olduğu üzere dava dışı üçüncü kişiye ait olan alan adına erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı vermenin usul hukuku bakımından hukuka aykırılık teşkil ettiğini, -Markayı hiç kullanmayan davacının markayı devraldığı sırada ve sonrasında markanın müvekkili şirketler ve müvekkilince kullanıldığını bilmesine rağmen markayı devraldıktan sonra yıllar boyunca marka kullanımlarına karşı sessiz kalmış olmasının bile ihtiyati tedbiri gerektirecek bir sebebin ve aciliyetin olmadığını gösterdiğini, Davacının kayınpederi (…) ile Müvekkili … ve dava dışı … yıllardır tanışmakta olup bir süre “…” ibaresiyle birlikte ticari faajiyet de yürüttüklerini, söz konusu markayı damadı Davacı …’ye tasfiye sürecinde diğer ortaklardan habersiz şekilde devreden … da damadı olan davacının da müvekkili şirketlerin ve müvekkilinin böyle bir ticari faaliyet yürüttüğünden haberdar olduklarını, markanın tescilinden yaklaşık 6 yıl sonra yaptıklarını, markanın maliklerinin markanın üçüncü taraflarca kullanılmasına uzun süre sessiz kalmasının ihtiyati tedbiri engelleyeceğini, davanın taraflarının birbirlerini uzun yıllardır tanımdığını ve geçmişte birlikte ticari faaliyet yürüttüklerini, ayrıca 2015 yılında alman alan adına karşı davacı veya devirden önce söz konusu markanın malikleri tarafından da hiçbir hukuki yola başvurulmadığını, dava dışı …’in alan adı kaynaklı önceki hak sahipliğine dair tartışma yapılmadan dahi, halihazırdaki kullanımların hukuka aykırı olduğunun söylenemeyeceğini, söz konusu davanın bu halde açılmasının hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini, -İstikrar kazanmış olan Yargıtay İçtihatları gereğince dava dışı …’in marka tescilinden önce aldığı alan adını ve bununla bağlantılı sosyal medya hesaplarını kullanmasının ya da kullandırmasının sonraki tarihte tescil edilen ilgili markaya tecavüz teşkil etmeyeceğini, dolayısıyla önceki tarihli bir hakka dayanılarak kullanılan alan adı ve sosyal medya hesapları hakkında ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceğini, Türkiye’nin de taraf olduğu Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması (TRIPS) m. 16/1 de aynı doğrultuda eskiye dayalı kullanıma dayalı üstün hakka karşı bu davanın açılamayacağının belirtildiğini, Yargıtay’ın istikrarlı uygulamasında hem 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 6/3’e hem de TRIPS anlaşmasına değinilerek önceki hak sahibinin hükümsüzlük davası açmasa dahi tescil edilmiş bir işareti/markayı önceki kullanıma dayanarak kullanması tecavüz teşkil etmeyeceğini, Yargıtay kararı gereğince marka tescilinden önce kullanılan alan adı ya da ticaret unvanıın da sonradan tescil edilen markanın tecavüzünü önleyeceğini, Yargıtay’ın bu istikrarlı uygulaması somut olay bakımından incelendiğinde dava dışı …’in söz konusu markanın 2016’daki tescilinden önce, 2015’te … com ” alan adını kendi adına aldığı bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, bu kapsamda dava dışı …’in istikrar kazanmış olan Yargıtay içtihatları gereğince söz konusu ibareyi/işareti tescilsiz olarak kullanmasının ya da kullandırmasının hukuka uygun olduğunu, -Yerel Mahkemece hakkında erişimin engellenmesine karar verilen Instagram hesabının da ilgili markanın tescilinden önce kullanımda bulunduğunu(Ek-1), hakkında erişimin engellenmesi kararı verilen hesaptaki ilk paylaşımın 03.08.2015 tarihinde, başka bir ifadeyle markanın tescilinden önce olduğunun delillerle sabit olduğunu, yalnızca alan adı değil alan adıyla bağlantılı şekilde sosyal medya hesaplarının da ilgili markanın tescilinden önce faaliyette bulunduğunu, bu kapsamda Müvekkili Şirketlerin söz konusu ibareyi kullanmasının tescilden önceye dayandığını, bu tedbir kararının devam etmesi durumunda Müvekkili Şirketlerin büyük ticari kayıplarının söz konusu olacağını ve mağduriyet oluşacağını, söz konusu alan adında ve yerel mahkemece hakkında ihtiyati tedbir kararı verilen sosyal medya hesaplarındaki “…” ibareleri marka tescilinden önceki kullanıma dayanmakta olup buna rağmen söz konusu hususların yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle tedbir konulmasının hukuka aykır ı olduğunu, Davacı tarafın söz konusu markayı hiçbir zaman kullanmaması ya da kullandırmaya ilişkin bir hukuki ilişki kurmaması, Davacının bu markanın ilgili olduğu sektörlerden tamamen bağımsız bir işte çalışması ve markayı kendisine …’ın tasfiye sürecinde devreden kişinin kayınpederi olması dikkate alındığında söz konusu devrin de kötüniyetli olduğunu, yaklaşık ispat şartlarının ve tedbir gerektiren acil bir durumun olmadığını, Yerel Mahkemece tesis edilen 14.09.2022 tarihli ve 26.09.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının ve 12.10.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Alınan rapor ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi için yaklaşık ispat koşulları oluştuğunu, davalıların mahkemece verilmiş ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itiraz dilekçesindeki hususların tahkikat aşamasında incelenecek ve değerlendirilecek iddialar olduğunu, bu kapsamda davalı şirket yetkili müdürü adına kayıtlı sitedeki ihlal oluşturduğu iddia olunan markasal kullanımların davalı şirket yönetim ve idaresinde yapılıp yapılmadığı gibi hususların da yargılama aşamasında bilahare değerlendirilecek hususlar olduğunu, bu aşamada mevcut delil durumu itibariyle tedbir kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğunu, söz konusu müvekkiline ait markanın müvekkilinin rızası olmadan ve benzer hali ile muhatap tarafından oluşturmuş oldukları internet sitelerinde,basılı evraklarında tüm tanıtımlarında afiş ve panolarda ve özellikle marka arama sonuç listelerinde kullanılmaya başlanıldığının davalının belirttiğinin aksine dava tarihinden çok kısa bir zaman öncesinde görüldüğünü, 35/44 Nice hizmet sınıfında müvekkilinin tescilli markasına rağmen, … Başvuru No ile “…” … Başvuru No ile “…” … Başvuru No ile “…” … Başvuru No ile “…” … Başvuru No ile “…” haksız olarak tescilli markalarını ve başkaca başvurularının ve davalı şirketlerin ticaret unvanlarının kullanımının müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiğini, davalı tarafa Bakırköy … Noterliği 31.01.2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile davalı tarafa keşide edilmiş olmasına rağmen davalı taraf uyarılara uymamış olmasından dolayı haksız tesciline devam ettiğini ve bu kapsamda da huzurdaki işbu davanın açıldığını, davalıların marka tescilinden kaynaklanan eylemleri müvekkili aleyhine uygulaması halinde telafisi mümkün olmayacak zararların doğması riski olacağını istinaf taleplerinin tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.Eldeki uyuşmazlığın da bu yasal düzenlemeler çerçevesinde çözülmesi gerekmektedir.Tarafların iddia ve savunmaları ile mevcut delil durumuna göre; somut olayda, davacının markasına yönelik markaya tecavüz ve hükümsüzlüğe ilişkin yasal koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında yaklaşık ispat koşullarının bulunduğu, davalı her ne kadar marka üzerinde öncelik hakkı bulunduğu ve davacının kullanımının kötü niyetli olduğu, aralarında önceye dayalı ortaklık bulunduğu yönünde istinaf isteminde bulunmuş ise de, davalılar ile davacı arasında önceye dayalı organik bağının olduğu ve tescilli markaların bulunduğu ve belirtilen hususların uyuşmazlığın esasına yönelik olup, yargılamayı gerektirdiği, davalı yanca markayı kullanmakta hak sahibi olup olmadığı ve öncelik hakkı hususlarının uyuşmazlığın esasını çözecek mahiyette olup tedbir yoluyla değerlendirilemeyeceği, ayrıca davalı tarafça ortaklık niteliğinde bir ilişki bulunduğu beyan edilmiş olup, dava konusu ibare ve özgün logo üzerinde birlikte hak sahibi olup olmadıklarının, bu durumda davacının da davalının da markanın ortak kullanımı yönünde hak sahibi olup olmadıklarının, sadece markayı tek başına tescil ettirmesinin kötü niyet gereği hükümsüzlüğüne neden olup olmayacağının da yargılama gerektirdiği, her ne kadar alan adı dava dışı … adına kayıtlı ise de, dava dışı …’in davalılardan … TİC. A.Ş.’nin yetkilisi olduğu, kullanılan alan adının da marka olarak şirket tarafından kullanıldığı, şirketin davalı olması organik bağ olup olmadığı hususlarının husumet hususunun da yargılama gerektirdiği, bu aşamada 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbirin kısmen reddine ilişkin ara karara karşı davalılar vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/10/2022 tarih ve 2022/131 E. Sayılı ara kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davalılar tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalılar tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022