Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1763 E. 2022/1771 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1763
KARAR NO: 2022/1771
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 16/09/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/207 E.
DAVANIN KONUSU: Marka ve Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” markasının ve 11/07/2013 tarihli … tescil nolu “…” markasının sahibi olduğunu ayrıca … adlı tescilli markanın kullanıldığı çikolata ürününün ambalajında bulunan ve bir adet tıpkı çekiminin 13/08/2014 tarihli … tescil nolu tasarım belgesi ve 26/08/2019 tarihli … yenileme belge numaralı tasarımın müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının … adlı fuar alanında standında müvekkili şirkete ait … tescilli markası ve müvekkili şirkete ait tasarım muhteviyatında yer alan ambalaj deseni ve çikolata tasarımı ile şüpheden uzak ve kesin bir biçimde benzer ve hatta aynı görünümde “…” emtiasını içeren davaya konu … ve … adlı çikolata emtiası ürünü ile karşılaşıldığını, davalının hukuka aykırı şekilde müvekkili şirketin marka ile tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet fiillerini gerçekleştirdiğini, bu durumun Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/200 Değişik iş sayılı dosyasından alınan rapor ile sabit olduğunu, ayrıca davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/95425 Soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu beyanla davalı tarafın müvekkili şirkete ait sınai mülkiyet hakkına tecavüzü hususunda ciddi ve yeterli delilin bulunduğu iddiası ile müvekkili şirketin sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara ve fakat tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlan dahil olmak üzere bulundukları her yerde tedbiren el konulmasına ve yediemine teslimine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/200 değişik iş sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde, talep edenin …, karşı tarafın … olduğu, tespit sonucu alınan raporda “Tespit isteyen tarafın … tescil numaralı … markasını 30.Sınıfta tescil ettirmiş olduğu, … tescil numaralı tasarımın da “…” için tescil edildiği, tasarımın 26.08.2019 tarihinde yenilendiği, Aleyhine tespit talep olunan şirketin …, … ve … markaları kullandığı tespit edilmiştir. Bu ibarelerin TPMK veri tabanında … tescil numaralı … ve … tescil numaralı … ibareleri ile tescile bağlanmış olduğu, Tespit mahallinde 02.09.20222 tarihinde yapılan incelemede …, … ve … ibarelerinin ürünler üzerinde kullanıldığı, Tespit isteyen tarafa ait … markası ile aleyhine tespit talep edilen tarafça kullanılan …, … ve … ibareli markalar birebir aynı olmamakla birlikte Özellikle ürün ambalajlarında kullanılan …, … ve … ibarelerinin yazı karakteri, tertip tarzı, kullanılan renkler bakımından tespit isteyen tarafın ambalajlarına benzediği, bu anlamda iltibas yoluyla marka hakkı ihlali ve haksız rekabetin gerçekleştiği, Tespit isteyen tarafa ait … tescil numaralı tasarım bakımından yapılan değerlendirmede, yerinde inceleme esnasında tespit edilen ve karşı tarafa ait olan “…” marka çikolata ürününün tescil içeriğindeki 2 numaralı tasarım ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, “…” marka ambalaj tasarımının ise aynı tescil içerisindeki 1 numaralı ambalaj deseni ile benzer olduğu” hususlarını tespit ve rapor edilmiştir. … Talebin ve dosyanın incelenmesinde; SMK’nın 159 ve HMK 389 maddeleri koşulları oluştuğundan takdiren 80.000,00 TL teminat yatırıldığında yada muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde ibrazı halinde davacıya ait … tescil nolu markaya ve … tescil nolu tasarıma benzer olduğu bilirkişi raporu ile tespit olunan ve görsellerine yer verilen davalı yana ait “…”, “…”, “…” markalı ürünlere, ¸, ¸, ¸ görseline havi ürünlere ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan kalıplara el konularak yediemine teslimine karar vermek gerekmiştir. … Davacı vekilinin üretim veya satılan ürünlere ve üretimde kullanılan araçlara Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde el konulması talebinin, gümrük bölgesinde karşı yana ait herhangi bir ürün ele geçirilmediği anlaşıldığından bu yöndeki talebin reddine …” gerekçesi ile 1-Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/200 değişik iş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporu marka ve tasarım tescil belgesine göre, SMK’nın 159 ve HMK 389 maddeleri koşulları oluştuğundan takdiren 80.000,00 TL teminat yatırıldığında yada muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde ibrazı halinde ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile; -Davacıya ait … tescil nolu markaya ve … tescil nolu tasarıma benzer olduğu bilirkişi raporu ile tespit olunan ve görsellerine yer verilen davalı yana ait “…”, “…”, “…” markalı ürünlere ve ¸, ¸, ¸ görseline havi ürünlere ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan kalıplara tedbiren el konularak yed-i emine teslimine, 2-Davacı vekilinin üretim veya satılan ürünlere ve üretimde kullanılan araçlara Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde el konulması talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanları tekrarla, müvekkili şirketin “…” markasının sahibi olduğunu, 11/07/2013 tarihli ve … tescil numaralı “…” adlı markaya ait Marka Tescil Belgesi ile “çikolata” emtiasını kapsayacak şekilde; ¸ “…” adlı tescilli markanın sahibi olduğunu,”…” adlı tescilli markanın kullanıldığı çikolata ürününün ambalajında bulunan 13/08/2014 tarihli ve … tescil numaralı Tasarım Tescil Belgesinin, 26/08/2019 tarihli ve … tescil numaralı Tasarım Yenileme Belgesi muhteviyatında yer alan; ambalaj deseninin ve çikolata tasarımının sahibi olduğunu, müvekkili şirket çalışanları tarafından 01/09/2022 tarihinde tespit olunan hususlar doğrultusunda, müvekkili şirket çalışanlarının iş faaliyetlerinin konusuna ilişkin olarak organize edildiği için gezdikleri ve esasen 31/08/2022-03/09/2022 tarihleri arasında düzenlenmekte olan, … unvanlı, “… Mah. … Bakırköy/İSTANBUL” adresli ve “…” adlı fuar alanında bulunan …NE (VKN: …) ait tanıtım ve satış standında müvekkili şirkete ait “…” tescilli markası ve müvekkil şirkete ait yukarıda anılan Tasarım Tescil Belgesi ve Tasarım Yenileme Belgesi muhteviyatında yer alan ambalaj deseni ve çikolata tasarımı ile şüpheden uzak ve kesin bir biçimde benzer ve hatta aynı görünümde “çikolata” emtiasını içeren işbu dava dilekçesine konu; ¸ “…” ve ¸ “…” adlı “çikolata” emtiası ürünü ile karşılaşıldığını, dava dilekçesine konu Ürün-Katalog-Kartvizit-Fuar Künyesi Örnekleri ve Stant Fotoğrafları ile müvekkili şirkete ait Tescilli Markaya Benzerlik Karşılaştırmasını İçeren Evrak aracılığıyla anlaşılacağı üzere, hukuka aykırı şekilde müvekkili şirketin marka ile tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet haksız fiillerinin gerçekleştiğini, öncelikle 02/09/2022 tarihli talep dilekçesi ile tevzi olunan Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/200 Değişik İş sayılı (delil) tespit konulu dosyasında sunulu deliller doğrultusunda bilirkişi raporu tanzim edildiğini, müvekkili şirkete karşı marka ile tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet haksız fiillerinde bulunulduğunun tespit edildiğini, tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporu marka ve tasarım tescil belgesine göre, SMK’nın 159. ve HMK’nın 389. maddeleri koşullarının oluştuğunun esas hakkında açılan davada Mahkemece kabul edildiğini ancak davalının üretim veya satılan ürünlere ve üretimde kullanılan araçlara Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil bulundukları her yerde el konulması talebinin reddine karar verildiğini, bu yöndeki tedbir taleplerinin de yukarıda izah olunan açıklamalar çerçevesinde kabul edilmesi gerektiğini, davalı tarafın uluslararası ticaretinin de pekala mümkün ve muhtemel olabileceği gerçeği göz ardı edilemez vaziyette olduğunu, fuarların ulusal ve uluslar arası tanıtım vesilesi olduğunu beyanla kısmen redde ilişkin kararın kaldırılmasını, teminatsız olarak davalı tarafın müvekkili şirkete ait sınai mülkiyet hakkına tecavüzü hususunda ciddi ve yeterli delilin bulunması sebebiyle müvekkili şirketin sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara ve fakat tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil olmak üzere bulundukları her yerde tedbiren el konulmasına karar verilmesini, el konulan ilgili ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtaların tedbiren saklanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstinafa konu talep; ilk derece Mahkemesi tarafından, davacının ihtiyati tedbir isteminin ‘gümrük bölgesinde karşı yana ait herhangi bir ürün ele geçirilmediği’ gerekçesi ile kısmen reddettiği kısım yönünden; davacı adına tescilli … marka çikolata ürününün, davalı tarafından … ve … markaları ile ambalaj deseni ve çikolata tasarımı birebir aynı olarak ürün üretildiği, satıldığı, pazarlandığı, … bu fiillerin davacının marka ve tasarım hakkına davalının tecavüzü olduğu ve haksız rekabet teşkil ettiği iddiası ile, davalı tarafından bu kapsamda üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara ve fakat tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil olmak üzere bulundukları her yerde tedbiren el konulmasına karar verilmesi, el konulan ilgili ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtaların tedbiren saklanması istemine ilişkindir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. Ayrıca tescilli markalar ve patentler bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almakla 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde kullanımların olduğunu ispat etmek şartıyla ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararı, talep edildiği tarih itibariyle dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirilerek verilmesi gereken geçici hukuki koruma türüdür. Bu sebeple yasa koyucu, mutlak ispatı değil yaklaşık ispatın varlığını yeterli görmüştür. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, bu kapsamda Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/200 Değişik iş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu, iddia, savunma, bilgi- belge ve deliller ile yukarıda içeriği açıklanan Mahkeme kararı birlikte dikkate alındığında, eldeki dosyada ihtiyati tedbir koşulları açısından yaklaşık ispat olgusunun kısmen reddedilen kısım açısından henüz gerçekleşmediği, buna ilişkin gümrük bölgesinde karşı yana ait herhangi bir ürün ele geçirilmediği şeklindeki değerlendirmenin yerinde olduğu, yaklaşık ispata kanaat için bu aşamada mevcut dosya durumu itibarı ile tedbir açısından aksi yönde bir değerlendirme yapılamayacağı, gümrük ile ilgili hakim nezdinde sadece davacı iddialarının bağlayıcılığının bulunmadığı, kararın ölçülü olduğu tespit edilmekle, ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir talebinin kısmen reddine ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığı, davacının ihtiyati tedbire itiraz sebepleri sınırlı olmakla bunlar dışındaki ve sunulu istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı belirlenmiştir. İstinaf dilekçesinde öne sürülen diğer sebepler yargılamanın esasına ilişkin olup yargılamayla çözümlenecek hususlardır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tarafların dayandıkları bilgi ve belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre karar isabetli bulunmuş, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin tüm istinaf sebebleri yerinde görülmemiş olmakla davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/09/2022 tarih ve 2022/207 E., sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/02/2022