Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1758 E. 2022/1731 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1758 Esas
KARAR NO: 2022/1731
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/10/2022
NUMARASI: 2022/96 E. – 2022/97 K.
DAVANIN KONUSU: Tedbir (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Tedbir talep eden vekili başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … markasının TPMK nezdinde … numaralı başvuru ile 12/02/2015 yılını takiben tanınmış marka olarak kabul edildiğini ve tanınmış marka olarak korunduğunu, TPMK’da özel korunan markalar arasında yer aldığını, hal böyleyken, karşı yanın “… Mah. … Sk. … Kadıköy/İstanbul ” iş yeri adresinde iş yeri iç ve dış cephe tabelalarında, iş yeri içerisinde yer alan ürünlerde, satış fişlerinde ve sair tanıtım malzemeleri üzerinde, müvekkili şirket adına TPMK nezdinde tescilli olarak korunmakta olan “…” ibareli markalarının ayrıt edilemeyecek düzeyde benzerinin karşı yan tarafından hiçbir teknik zorunluluk bulunmamasına rağmen “…” şeklinde kullandığını ve hatta söz konusu markasını “…” markalarına daha da yakınlaştırmak amacıyla tescilli … markalarında kullanılan aynı yazı tipi ve turuncu tonu ile kullanılmakta olduğunu ve müvekkili şirket ile aynı ticaret alanında hizmet verildiğini, bu şekli ile müvekkili şirket ile arasında bir bağ olduğu izlenimi yaratıldığını, müvekkili şirketin mağazası izlenimi yarattığı ve tüketicileri yanılttığının tespit edildiğini, hemen tespit edilmemesi halinde kaybolacak ve bu halde ileride açılacak davada ileri sürülecek iddialarının ispatını imkansızlaştıracak olması sebebi ile müvekkili şirketin tanınmış markasını görsel ve işitsel açıdan mutlak surette iltibasa sebebiyet verecek şekilde taklit eden ve ticari takdim şekli açısından tıpkı müvekkili şirketin markalarında olduğu gibi aynı yazı tipi ve turuncu renkteki “…” ibaresinin kullanımının ve söz konusu ihlal edici faaliyetlerde bulunan mağaza sahiplerinin “… Mah. … Sk. … Kadıköy/İstanbul ” adresinde bulunan işyerinde yerinde inceleme yapılarak konusunda uzman marka uzmanı bilirkişi marifetiyle HMK 400. maddesi uyarınca tespitine, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md. 159 vd. TTK md. 61 ve HMK md. 389 vd. maddeleri uyarınca teminatsız olarak söz konusu tescilli ve tanınmış … markalarına tecavüz teşkil eden işyeri içinde ve dışında yer alan her nevi tabela, iş evrakı, satış fişi, broşür ve sair tanıtım vasıtalarının kullanımlarının durdurulması ve karşı yan iş yeri adresinde ve bulundukları her yerde el konulması ve yediemine teslim edilmesi, adreste gerçekleştirilecek tespit işlemi esnasında müvekkili şirketin markasına ayırt edilemeyecek derecede benzer “…” ibaresinin kullanıldığı tanıtım araçlarından birer adet dosyaya numune alınarak, karşı yandan söz konusu ürün ve tanıtım araçları 3. firmalardan temin etmekte ise bu firma bilgilerinin ve satın alıma ilişkin belge ve dokümanları sunmasının istenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 15.08.2022 tarihli ara karar ile; ”ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle talebin reddine,” karar verilmiştir.Tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde;Bilirkişi tarafından ihlalin tespit edildiğini, yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yargılamayı gerektirmenin tedbir talebinin reddine gerekçe olamayacağını, Karşı yanın müvekkili markasını taklit ettiğini, haksız ve kötü niyetli olarak markadan faydalanma amacı güttüğünü, tüketicilerin işletmelere arasında bağ kurma ihtimali bulunduğunu, Karşı yanın eylemlerinin marka hakkına tecavüz oluşturacağının açık olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, İlk Derece Mahkemesince 11.10.2022 tarihli ara karar ile verilen ”tedbir talebinin reddine” dair kararın istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir. Davacı; tedbir talep eden şirkete ait … markasının TPMK nezdinde … numaralı başvuru ile 12/02/2015 yılını takiben tanınmış marka olarak kabul edildiğini, karşı yanın “…” şeklindeki marka kullanımının, müvekkili markalarına yakınlaştırılmak suretiyle tescilli … markalarında kullanılan aynı yazı tipi ve turuncu tonu ile gerçekleştiğini iddia etmiştir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmaktadır.Dosyaya sunulu deliller ile bilirkişi tespitleri dikkate alındığında; karşı yanın “…” şeklindeki marka kullanımının, tedbir talep eden tarafın ” … ” ibareli tanınmış markasıyla işitsel ve görsel anlamda iltibas oluşturabileceği ve ortalama tüketici nezdinde işletmesel bağ algısı yaratabileceği hususunda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu gözetilmeksizin, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, teminatsız olarak tedbir talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle, tedbir talep edenin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11.10.2022 tarih, 2022/96 E., Sayılı ihtiyati tedbirin reddi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,3- Talep edenin İhtiyati Tedbir talebinin teminatsız olarak KABULÜNE,4- Karşı tarafın “…” ibareli iş yeri içinde ve dışında yer alan her nevi tabela, iş evrakı, satış fişi, broşür ve sair tanıtım vasıtalarının kullanımlarının DURDURULMASINA, bu vasıtalara iş yeri adresinde ve bulundukları her yerde EL KONULMASINA ve YEDİEMİNE TESLİM EDİLMESİNE, 5- Bilirkişi raporunun infazda dikkate alınmasına ve kararın eki sayılmasına, 6- HMK’nın 393/1.maddesi gereğince, 1 hafta içerisinde ihtiyati tedbirin uygulanması talep edilmediği takdirde ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 7- HMK 398 md. uyarınca ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağı hususunun ihtarına,8- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesine göre 2.400,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiliyle ihtiyati tedbir talep edene verilmesine, 9- Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde kendisine iadesine, 10- İstinaf yargılaması için davalı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 88,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 308,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine, 11- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 12- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, 13- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2022