Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/175 E. 2022/259 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/175
KARAR NO: 2022/259
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2021 (Ek Karar)
NUMARASI: 2019/148 E. – 2020/440 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde finansal kurumlar birliği nezdinde düzenlenen sözleşmeler gereği dava konusu emtiaların davalı davalı … kiracıya kiralandığını ve teslim edildiğini, davalının finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü ve davacı şirket tarafından davalıya Beyoğlu … Noterliğinden keşide edilen 17/05/2018 tarihli … ve … yevmiye numaralı ihtarnameler gönderilerek borçlarını 60 gün içinde ödemesi ya da bu 60 günlük sürenin bitiminden itibaren 3 gün içerisinde kiralananları iade etmesi aksi taktirde bu sürenin sonunda sözleşmenin fesholacağının bildirildiğini, ihtarname ile tanınmış bulunan süreye rağmen ihtarnamede belirtilen borçların ödenmediği gibi belirtilen süre içerisinde finansal kiralama konusu malların şirketlerine teslimi için de herhangi bir girişimde bulunulmadığını , sözleşme konusu kiralananın iş bu dava sonuçlanıncaya kadar müvekkiline teslimi için davalı … kiracı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmesi için başvuru yapıldığını ve İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/253 Değişik iş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini işbu kararın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icraya konulduğunu belirterek açıklanan sebepler ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6361 sayılı yasalar ve finansal kiralama sözleşmeleri hükümleri gereğince mülkiyeti müvekkiline ait belirtilen kiralananın davacıya hükmen iadesine, hükmen iadesinin mümkün olmaması halinde mal bedelinin, finansal sözleşmesinde belirlenmiş olan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, işbu dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu kiralanan için verilen ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşinceye kadar devamına, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 08/11/2021 tarihli ek karar ile; “Mahkememizin 17/09/2020 tarihli kararı ile “davanın kabulüne” karar verildiği, ancak devletçe karşılanan arabulucu ücretinin tahsili hakkında hüküm kurulmadığı görülmüştür. HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 29/03/2019 tarihli … sıra nolu sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek, finansal kiralamadan kaynaklanan malın iadesi davalarında arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı, zorunlu olmadığı halde arabulucuya başvurması sebebiyle arabulucuk giderlerinin davacıya yükletilmesi gerektiği anlaşılmış, gerekçeli kararın hüküm kısmının aşağıdaki şekilde arabulucu ücretinin eklenmesine” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı müvekkil şirket ile davalı … arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince ekipmanın kiracıya kiralandığını, borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, ihtarname ile belirtilen sürelere uyulmaması sonucunda taraflarınca alacak davası açıldığını, kiralanan malın hükmen iadesi mümkün değilse bedelinin talep edildiğini, 4 numaralı celsede, 17/09/2020 tarihinde alacak davalarının kabulüne karar verildiğini, ancak 08/11/2021 tarihinde gerekçeli karar yazıldıktan ancak tebliğ edilmeden önce mahkemece ek karar kurulduğunu, taraflarınca ikame edilen davanın bir alacak davası olduğunu, taleplerinin bu şekilde olduğunu, davanın açılması ile birlikte verilen tevzi formunda da davanın ‘Alacak Davası’ olarak nitelendirildiğini, söz konusu davada taraflarınca alacak tutarınca nispi harç yatırıldığını, dava değerinin alacak miktarı olarak belirlendiğini, ek kararın hukuki dayanaktan yoksun olup bozulması gerektiğini, -Yerel mahkemenin gerekçeli kararın yazılmasından çok sonra, taraflarınca kararın tebliği istenildiğinde oluşturulan bir ek karar ile söz konusu davada arabuluculuğun dava şartı olmaması sebebiyle arabuluculuk ücretinin taraflarından tahsiline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın bozulması gerektiğini, Finansal Kiralama Sözleşmesinden doğan davaların mutlak ticari dava niteliğinde olup arabuluculuk şartı mevcut olduğunu, taraflarınca açılan alacak davasında dava ikame tarihi itibariyle sözleşme faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olduklarını, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir ticari dava söz konusu olduğunu, davada malın iadesi istenmiş olsa bile malın iadesinin mümkün olmaması durumunda malın dava tarihi itibariyle ikinci el piyasa rayiç bedeli talep edildiğinden, alacak talebinin mevcut olduğunu, -İlk derece mahkemesinin istinaf başvurusuna konu edilen 08.11.2021 tarihli ek kararının gerekçesiz olduğunu, ek kararda, huzurda görülen davada arabulucuya başvuru zorunluluğu şeklinde bir ifade yer alsa da bu tespiti nasıl ve hangi gerekçeyle yaptığının, kanun hükmün ne şekilde yorumlandığının belirsiz olduğunu, ek kararın Anayasa’ya aykırı olup, ek kararın kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 7155 Sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar para alacağı olan talepler hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.Somut olayda ise uyuşmazlık, 6361 Sayılı yasalar ve finansal kiralama sözleşmeleri hükümleri gereğince mülkiyeti davacıya ait belirtilen kiralananın davacıya hükmen iadesine, hükmen iadesinin mümkün olmaması halinde mal bedelinin, finansal sözleşmesinde belirlenmiş olan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline istemine ilişkin olup, terditli talep olup, asıl talep konusu bir miktar para alacağı değildir. Dava devam ederken bedelin hesaplanarak verilmesi halinde durum değişmeyecektir. Zira bedelinin tazmini istemi, malın iadesinin kabul edilmesine bağlıdır ve terditli bir talep olarak ileri sürülmektedir. O halde ilk derece mahkemesince davacının asıl mal iadesi talebinin 6102 sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı, davacının asıl davasının ayna ilişkin olup asıl talep değerlendirilmeden terditli istemin incelenmesi de mümkün olmadığından, dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamış olup, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesinin ek kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.11.2021 tarih ve 2019/148 E., 2020/440 K. Sayılı ek kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022