Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1737
KARAR NO: 2022/1734
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/10/2022
NUMARASI: 2022/146 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin uluslararası sektör lideri firmalardan biri olduğunu, fikri ve sınai haklarının korunması hususunda hassas bir şirket olduğunu, müvekkilinin tanınmış …, … ve … ibarelerine ait Türk Patent nezdinde ve uluslararası marka ofisleri nezdinde sayısız marka tescili bulunduğunu, … ibaresinin aynı zamanda Türk Patent nezdinde … sayı ile tanınmış marka olarak kayıtlı olduğunu, müvekkilinin tanınmış marka ve ürünlerinin sahibi olduğunu, davalıların davacıya ait tanınmış … tescil numaralı …, … tescil numaralı …, … tescil numaralı …, … tescil numaralı …, … tescil numaralı …, … tescil numaralı …, … tescil numaralı … numaralı markalarını karıştırılmaya mahal verecek şekilde kopyalayarak Türk Patent nezdinde tescil ettirdiğini, ürünler üzerinde müvekkilinin ticari görsel kimliğini kopyalamak suretiyle fiziki ve dijital ortamlar olmak üzere tüm mecralarda kullanarak müvekkilinin marka haklarını ihlal ettiğini ve haksız rekabete sebep olduğunu, davalıların işbu kullanımlarının tüketici nezdinde müvekkili şirket ile davalılar arasında ekonomik ve idari bir bağ varmış izlenimi oluşturduğu ve davacının çok tanınmış …, … ve … markalarının sulandırılmasına ve ticari itibarının zedelenmesine sebep olduğunu, “…” ibaresinin İngilizcede “yağ” anlamına geldiğini, motor yağları ve benzeri ürünler açısından bu ibarenin bir ayırt ediciliğinin olmadığını, davalılardan … Lojistik’in davaya konu markalarını oluştururken davacının yazı stili ve renklerini aynen kopyaladığını ve yanına da “…” rakamını ekleyerek markasını tescil ettirdiğini, işbu markaların ayırt edici unsurunun “…” rakamı olduğunu ve “…” rakamının uzun yıllardır motor yağları ve benzeri ürünler açısından davacı adına tescilli bir marka olduğunu, … markalarının başvuru sahibinin Türk Patent nezdinde … Tic. Ltd. Şti.’nin görünmekle birlikte söz konusu ürünlerin numunelerinin taraflarınca satın alınması üzerine faturada yazan şirketin … Tic. Ltd. Şti. unvanlı firma olduğunu, 3. kişilere ait e-ticaret platformları ve davalılara ait web sitesinin https://www…com.tr_ üzerinden gerçekleştirilen işbu davaya konu muhalefet teşkil eden … markası ve …,…,…,… ibarelerinin kullanımlarının noter kanalıyla tespit ettirildiğini, davalılardan … Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirkete ihtarname gönderildiğini, … üzerinden yapılan kontrol sonucu satıcı bilgilerinin … Tic. Ltd. Şti. Olduğunu, davalı firmaların arasında idari ve ekonomik bir bağlantı olduğunu, …’te davacı şirketin Türkiye’deki etkin faaliyetlerini ve tanınmışlığını açıkça ispatlar nitelikte olduğunu, 2022 yılında ise “…” uygulaması kullanıldığında yalnızca Türkiye’de 214 lokasyon bulunduğunu, davalıların markalarının tüm harflerinin aynı zamanda davacı şirket markasında da aynı sırayla bulunduğunu ve markanın aynı davacı markası gibi sonunda 1 sayısının yer aldığı göz önünde bulundurulduğunda markaların benzer olmasının yanında tüketici nezdinde muhatabın markasının davacı şirketin seri markası olarak algılanacağını, davalıların açıkça kötü niyetli olduğunu, markaların ve bu markaların stil ile renk kombinasyonlarının birebir kullanılmasının yanı sıra davalıların aynı zamanda markayı ürünlerde kullanış biçimini, markanın ambalajdaki pozisyonunu ve şişe şeklini dahi davacıdan kopyaladığını, bunu ispatlar nitelikteki Beyoğlu … Noterliği’nin onaylı e-tespit tutanağının yer aldığını beyan ederek dosyanın bilirkişiye tevdi ile yer alan görsellerin en az bir teknik bilirkişi ve bir fikri ve sınai haklar uzmanı marifetiyle tespitine ve ilgili dökümlerin alınarak mahkeme dosyasına sunulmasına, davalıların alan adında ve yukarıda sıralanan sosyal medya hesaplarında kullanımlarının olup olmadığının tespitine, ihtiyati tedbir taleplerinin değerlendirilerek davalıların, davacının tanınmış … tescil, … tescil numaralı, … tescil numaralı, … tescil numaralı, …, … tescil numaralı, … tescil numaralı markalarına karıştırılmaya mahal verecek derecede benzer olan … sayı ile 4. sınıfta yer alan ürünleri için tescil edilmiş ve … sayı ile 2. sınıfta yer alan ürünler için tescil edilmiş markaları ile davalıların ihlal teşkil eden kullanmalarının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan davaya konu fiil ve işlemlerinin müvekkili aleyhine ciddi zarar doğuracağını, HMK madde 389 (1) uyarınca davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden “…” ibarelerini içerir markaların üretim, satış, dağıtım ve tanıtım olmak üzere her türlü kullanımının dava sonuçlanana kadar durdurulmasına ve bunlarla sınırlı olmamak suretiyle motor yağı/antifriz, fren hidroliği ve araç bakım ürünleri ile dahi her türlü ürün, işyeri tabelası, araç üzeri reklam, ambalaj, broşür, fatura, katalog, poster, kartvizit vb. evrak ile bütün iş materyallerine, belgelerine ve bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıplara davalılara ait belirtilen adreslerde tedbiren el konulmasına, yargı gözetiminde tutulmasına, kararın icrası için gerekli müzekkerelerin yazılmasına, davacıya ait marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil eden kullanımları içerir linkleri sıralanan alan adlı web sitelerine ve sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesine, bu kararı uygulatma üzerine Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne veya yetkili mercilere müzekkere yazılmasına, davacıya ait marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturulduğunun ve davalıların kötü niyetli olduğunun tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, davalılar tarafından kullanılan ürün tasarımları da dikkate alınarak davacının ticari görsel kimliğinin kopyalanması sebebiyle haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, her türlü kullanım, üretim ve satışının, lisans verilmesinin, ithalat ve ihracatının durdurulması ve önlenmesine, davalılara ait ürünlerin ve bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıp, ambalaj, etiket, iş yeri tabelası, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el konulması ve imha edilmesine, işbu marka tescilinin kötü niyetli tescil olduğunun tespiti ile hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, Mahkeme karar özetinin tüm Türkiye’de yayınlanan ve en yüksek tiraja sahip ilk 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, ilan ücretinin peşin olarak davalılardan alınmasına ve Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “19.07.2022 tarihli ara karar ile; yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince İHTİYATİ tedbir talebinin takdiren 30.000,00 TL (otuzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla kabulüne, Dava konusu davalı adına tescilli 2016/64739 sayı ile tescilli markadan doğan haklarının yargılama sonuçlanıncaya kadar davalı tarafça davacıya karşı kullanılmasının tedbiren önlenmesine, tedbiren el konularak yeddi emine tevdiine, bilirkişi raporunun infazda dikkate alınmasına ve karara eklenmesine,” karar verilmiştir.İhtiyati tedbire itiraz üzerine İlk Derece Mahkemesince, duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde 11.10.2022 tarihli ara karar ile; muhtemel zararların temini açısından belirlenen teminat miktarı üzerinden ters tedbir kararının uygulanmasının yerinde olacağı gerekçesiyle, 10.000.000,00 TL (onmilyontürklirası) ya da bu miktardaki teminat mektubunun bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması/sunulması halinde aşağıda ayrıntıları belirtilen tedbir kararının uygulanmasının ertelenmesine, Belirtilen kesin süre içerisinde teminat yatırılmadığı ya da bu miktarda teminat mektubu Mahkememize sunulmadığı takdirde; Tedbir talebinin 19/10/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdiren 250.000,00 (ikiyüzellibin) TL teminat ya da bu miktardaki teminat mektubunun bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması/sunulması halinde kabulü ile; -Davalıların davacıya ait tescilli markalar ile iltibasa sebebiyet verdiği değerlendirilen … tescil numaralı, … tescil numaralı, … tescil numaralı, … tescil numaralı, …, … tescil numaralı, … tescil numaralı markaları ile karıştırılmaya mahal verecek derecede benzer olan …, … ,… , … ve … markasını ibaresini/logosunu içerir şeklindeki ve bunlarla sınırlı olmaksızın tüm ihlal teşkil eder kullanımlarının önlenmesine, karşı tarafa ait https://www…com.tr/, https://www.instagram.com/…, https://www.facebook.com/…/ URL adreslerinde yer alan “… ve …” ibaresini içerir kullanımların ilgili sitelerden kaldırabilmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine aksi takdirde ilgili sitelere erişiminin engellenmesine, -Davalılar tarafından üretilen ve … ve … markaları altında davalılar tarafından motor yağı/ antifriz, fren hidroliği ve araç bakım ürünlerinin bu markalar adı altında üretiminin e-ticaret siteleri üzerinden ya da herhangi bir suretle pazarlanmasının satışının durdurulmasına ve önlenmesine, bunu teminen; e-ticaret sitelerine kararın ihbaren Bildirilmesine, (-…com -…com -…com -…com.tr -…com -…com ) -Davalılar tarafından üretilen ve … ve … ihtiva eden motor yağı/ antifriz, fren hidroliği ve araç bakım ürünleri ile dahi ürünlerin davalılar ve/veya lisansörleri ile anlaşmalı olduğu firmalar tarafından ithalat ve ihracatının durdurulması ve önlenmesini teminen Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne ithalat ve ihracatının durdurulması yönünde müzekkere yazılmasına, -Bu ibareleri içerir her türlü ticari alanda kullanımının durdurulmasına ve önlenmesine, işyerlerinde, araçlarında ve tüm adreslerde kullanılan ‘… ibarelerini içerir afiş, tabela, stiker vb. her türlü tanıtım ve reklam evrakına, bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıplara, davalılara ait dava dilekçesinde belirtilen adreslerde taraf nezdinde olmak kaydıyla masrafları talep edene ait olmak üzere öncelikle sökülmesine aksi takdirde-, el konulmasına, toplanmasına ve yedi emine teslim edilmesine, ticari evrak ve faturaların ticari hayattaki güven ilkesi ve üçüncü kişilerinin haklarının teminat altına alınmasına bakımından el konulması işlemi dışında tutulmasına karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hükmedilen teminat miktarının müvekkilinin, ticari hayatını sonlandırabilecek yüksek ve fahiş oranda bir teminat olduğunu, mahkemece her ne kadar 30/08/2022 tarihli bilirkişi raporunun esas alındığından bahsedilmiş ise de söz konusu raporda SMK 6/1,6/4,6,5 hükümleri kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluşmadığından bahsedildiğini, yalnızca 6/9 maddesindeki kötüniyet iddiasının ispatı olabileceğinin değerlendirilmiş ise de davacı tarafından müvekkilinin kötüniyetli olduğuna dair hiç bir geçerli delil sunulmadığını,Kaldı ki, davacı tarafın oldukça uzun bir süre sessiz kaldığını, mahkemece verilen teminat yatırılmadığı takdirde uygulanacak tedbirlerde müvekkilinin tamamı ile ticari hayattan silineceğini, verilen tedbir kararlarının da oldukça fahiş olduğunu,Müvekkilinin markasının sırasıyla … harflerinde oluşmaktayken muhatabın markasının … harflerinden oluştuğunu, kaldı ki müvekkilinin markasının himbinasyonuna sahip olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ürünlerin ambalajlarının renginin aynı olmadığını, bu sebeple iddia edildiği gibi hak ihlalinin gerçekleşmediğini,Müvekkilinin ürünlerinin özelliklerine göre farklı renklerde ambalaja sahip olduğunu ve … rakamının ise bu ambalajın rengiyle aynı tonda görünmez kare çerçeve içerisinde kullanıldığını, muhatabın markasındaki … rakamının ise net bir şekilde siyah çerçeve içerisinde kullanıldığını ve mobil1 yazısının zaman zaman … rakamının olduğu çerçevenin üstünde ve altında kullanıldığını, müvekkilin … rakamını kullandığı ürünlerinin hepsinde oil1 yazısının ürün altında kullanıldığını, üstelik müvekkilinin … rakamını kullanmadığı ürünlerinde oil1 yazısı bulunmaktayken muhatabın ürünlerinde sadece … şeklinde bir kullanım bulunduğunu, iki markanın birbirinden tamamen farklı olduğunu ve ayırt edici nitelikte özellikleri bulunduğunu, Müvekkili ile muhatabın emtia listelerinin benzer olduğunun ifade edildiğini, bu durumun aynı sektörde hizmet sunan markalar için kaçınılmaz olduğunu, ürün gruplarının, emtiaların benzerliğinden bahsedilerek müvekkilin markasının iltibasa sebep olacağının doğru olmadığını, müvekkilinin ürünlerinin tüketici açısından ayırt edici niteliklere sahip olduğunu, ihtarname belirtilen tespit tutanağında kullanılan görsellerdeki diğerlerine göre daha küçük boyutlu olan ürünler arasında benzerlik kurulacak en ufak bir nokta olmadığını, diğer ürünlerin de gerek ambalaj farklılıkları gerekse markaların kullanış şekilleri ve renklerinin ürünleri ayırt edici hale getirdiğini, markalardaki mavi/kırmızı renklerin de tamamen farklı yerlerde kullanılmakta olup, yine ayırt edicilik sağlandığını, Davalı kullanımlarının tescile dayandığını, hukuka uygun olduğunu, dava sonucunu sağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olacağını, Bu kapsamda “…” şekil markasının tüketici algısında davacı ya da markası ile özdeşleşmesi mümkün olmayacağından, davacı tarafından açılan iş bu davanın tamamı ile reddi gerektiğini, Müvekkilinin söz konusu “…” adlı markanın patentini almasının akabinde yıllar içerisinde markanın değerinin ve duyunurluk seviyesini artırmak için oldukça büyük şeyler yaptığını ve her fırsatta isimi ön plana alarak çalışmalarına devam ettiğini, Ekli olarak sunulmuş olan fotoğraflarda görüleceği gibi müvekkilinin söz konusu markanın adının duyurulması için çeşitli forumlar, festivallerde de boy gösterdiğini, müvekkilinin söz konusu faaliyet alanlarında markasını “…” adını öne alacak şekilde yaptığını, hiç bir platformda davacının “…” “…” gibi ibarelerini tek başına dahi kullanmadığını, Bilirkişi heyet raporunun sonuç kısmının 3 nolu bendinde müvekkiline ait “…” markasının SMK ‘nın 6/1, 6/4, 6/5. maddeleri gereğince hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı şeklindeki görüş ve beyanlarının savunma ve beyanlarını aynen destekler mahiyette olduğunu, müvekkilinin başvuru anında kötüniyetli olduğuna dair hiçbir delil sunulmadığını beyan ederek, Açıklanan sebeplerle öncelikle tedbire talebinin reddine, aksi halde teminat miktarının düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Talep, Mahkemece daha önce verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine, bu defa 11.10.2022 tarihli ara karar ile verilen ters teminata yönelik ara kararın istinaf yoluyla incelenmesi talebinden ibarettir. Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i ile marka hükümsüzlüğünden kaynaklanan eldeki davada, Mahkemece davacı vekilinin tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, karara itiraz üzerine 11.10.2022 tarihli ara karar ile teminat karşılığında kararın uygulanmamasına karar verilmiş, bu karar istinafa konu edilmiştir.6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda; toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, tedbir şartlarının sağlandığı, ilk derece mahkemesince muhtemel zararlara karşılık olarak tedbirin teminat karşılığında uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların ticari hacmine ve markaların değerine göre, teminat miktarının yerinde olduğu, anlaşılmış olmakla, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2022/146 E., sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2022