Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1735 E. 2022/1785 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1735
KARAR NO: 2022/1785
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 07/09/2022
NUMARASI: 2022/99 D.İş. – 2022/114 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle; Davacı yanın 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiği sektörde birçok tescilli tasarımı ve markasının olduğunu, davacı yanın ”…” adlı mağaza zincirinin sahibi olduğunu, ”…” üretiminde branşlaştığı ve dünya çapında da haklı bir üne sahip olduğunu, davacı yana ait tasarımların piyasadaki diğer şirketlerce taklit edildiğini ve bunlardan birinin de aleyhine tespit talep edilen yan olduğunu, bildirilen adreste yapılan ve müvekkili olan firmaya ait tescilli tasarımlardan kaynaklanan hakların tespitini talep ve beyan ettikleri anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 03/10/2022 tarihli ara kararıyla; “Yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı, aleyhine tedbir ve delil tespiti istenen karşı taraf ile inceleme yapılan firma bilgilerinin uyuşmadığı dikkate alındığında yasal şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili firmaya ait patentli ve tescilli tasarım ürünlerin, davalı yanca taklit edilerek üretildiğini, bayilerine ve franchise satış noktalarına dağıtımın yapıldığını ve bu yolla satıldığını öğrendiklerini, işbu hukuka aykırı haksız eylemlerin tespiti ve durdurulması amacıyla İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/99D.İş sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu tespit talepleri kapsamında 15/09/2022 tarihinde bir marka tasarım vekili ve bir endüstriyel tasarım uzmanı ile birlikte “…” tabelalı mağazaya keşfe gidildiğini, 20/09/2022 tarihli bilirkişi raporu sunulduğunu, bilirkişi raporu ile; müvekkili firmaya ait tescilli tasarımların taklidi olan 5 üründe gerçekleştirilen incelemeler neticesinde, davalı yana ait ürünlerin müvekkil firmanın tasarımları ile benzer olduklarının tespit edildiğini ancak buna karşın taklit olduğu tespit edilen ürünler nezdinde talep etmiş oldukları ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, -Müvekkili şirketin 2001 yılından itibaren mobilya ürünlerin imalatını ve perakende ile toptan satışını yaparak ticari ortamda faaliyet gösterdiğini, tescil belgeleri ve profesyonel katalogları, TV reklamları, gerek yerel gerekse uluslararası fuarlara katılarak, bünyesinde birçok tasarımcı çalıştırmakta olduğunu, bu ürünlerin Türk Patent Enstitüsünce verilen tasarım belgeleri ile Türk Patent Enstitüsüne Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine uygun olarak tescil ettirerek ürünlerinin koruma altına alınmasını sağladığını, özellikle “…” üretiminde branşlaştığını ve gerek kalitesi gerekse tasarım ürünleri ile Türkiye’nin önde gelen MOBİLYA üretim ve satış firmalarından biri olduğunu, “…” adı ile mağazalar zinciri oluşturmayı başardığını yurtiçi ve yurtdışında tanınan, Televizyon Reklamları olan, bilinirliği ve marka değeri ile Türkiye’nin sektörde sayılı firmalarından biri olduğunu, yasal koruma altındaki tasarımlarının piyasada yer alan bazı firmalar tarafından ısrarla taklit edilmekte olduğunu, tasarım ürünleri taklit ederek, haksız kazanç sağlayan firmalardan birinin … San ve Tic A.Ş. olduğunu, bilirkişiler tarafından tespit edildiğini, davalı … firması tarafından üretilen ürünlerin satışının yapıldığı ve ismi de … olan mağazanın vergi levhasında “… San ve Tic Ltd Şti” unvanının yazılı olması sebebiyle Yerel Mahkemece tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, söz konusu taklit ürünlerin, davalı yana ait Bursa adresli fabrikada üretilmekte, Bursa’da ve İstanbul’da kendi marka adları ile mevcut mağazalarında satılmakta olduğunu, keşfe gidilen ve taklit ürünlerin tespiti sağlanan adresin de davalı yanın satış mağazalarından biri olduğunu, mağazanın her iki yanında bulunan adeta devasa tabelalarda yazılı “…” unvanı ile de sabit olduğunu, adreste yapılan keşifte her ne kadar vergi levhasının “… San ve Tic Ltd Şti” adına olduğu görülmüş ise de,… San ve Tic A.Ş. tarafından franchise verilen firmalardan biri olduğunu ve … adına pazarlama ve satış yapıldığının aleni bir şekilde ortada olduğunu, müvekkili firmaya ait tescilli tasarım ürünlerin taklidi oldukları ispat olunan ürünler kapsamında, bu ürünlerin, üretimine yarayan tüm araç ve gereçlerin, reklamının yapıldığı tüm reklam, broşür, katalog vs tüm tanıtım araçlarının tedbiren zapt edilmesine, el konulmasına, devam eden tüm üretim, pazarlama ve satış gibi tüm ticari faaliyetlerin durdurulmasının talep edildiğini, İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/99D.İş sayılı 03/10/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının yapılacak istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve müvekkil firmaya ait tescilli tasarım ürünlerin taklidi oldukları açıkça ispat olunan ürünler nezdinde; bu ürünlerin, üretimine yarayan tüm araç ve gereçlerin, reklamının yapıldığı tüm reklam, broşür, katalog vs tüm tanıtım araçlarının tedbiren zapt edilmesine, el konulmasına, devam eden tüm üretim, pazarlama ve satış gibi tüm ticari faaliyetlerin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 Sayılı HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda, tasarıma ve markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti amacıyla yapılan delil tespitine istinaden ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş olup, bilirkişi raporunda tasarımın benzer olduğu rapor edilmiştir. Ancak keşif yapılan yerin ve sunulan örneklerin aleyhine tespit istenene ait olup olmadığının tespiti konusunda, adreste … Tic. Ltd. Şti. unvanlı firma bilgilerinin yer aldığı, ilgili vergi levhası üzerinde yer alan adres ile inceleme yapılan adres bilgilerinin örtüşmediğinin belirlendiği, davalı tarafça her ne kadar bayilerine ve franchise satış noktalarına dağıtımın yapıldığı beyan edilmiş ise de, bu durumun ancak ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda tespit edilecek olmasına, dava henüz dilekçeler teatisi aşamasında olup, davalı tarafın tasarımlarının bayilik veya franchise satış olarak kullanımlarının ve üretip sattığı ürünlerin tedbir talep edenin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği, haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı hususunun ancak yargılama sırasında gerekli deliller toplanarak, toplanan delillere göre ürünler üzerinde teknik uzman bilirkişiler aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu anlaşılabileceği, 6100 Sayılı HMK’nın 390/3. madde gereğince ihtiyati tedbir talebinde bulunulabilmesi için, talep eden tarafça haklılığının yaklaşık olarak ispatı gerektiği bu aşamada, tespite konu ürünlerin üçüncü kişi adresinde incelendiği, bu ürünlerin karşı tarafa ait olup olmadığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı kanaatiyle, mahkemece bu aşamada tedbir talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmekle, tedbir talep edenler vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/09/2022 tarih ve 2022/99 D.İş, 2022/114 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022