Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1695 E. 2022/1800 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1695 Esas
KARAR NO: 2022/1800
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2022
NUMARASI: 2021/45 E. – 2022/454 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ambalaj işiyle uğraşan, seri üretim yapan, tek ortaklı kurucusu … olan bir ticaret şirket olduğunu, 23.09.2020 tarihinde İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında alacaklı … bank vekili İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı talimat dosyası ile müvekkiline ait bulunan işyerine hacze geldiğini, her ne kadar borçlu … Tic.San.Şirketi ile müvekkili şirketin herhangi bir hukuki yada ticari bağı olmadığını belirtseler de alacaklı, müvekkiline ait işyerinde üretimi durdurmak amacıyla makina ve sair malzemeleri haczederek muhafaza altına alınacağını taraflarına beyan ettiğini, iki firmanın nitelikleri ve çalışma alanları birbirinden tamamen farklı olup, aralarında herhangi bir organik bağ kurulmasının imkanı olmadığını, … şirketinin halen ticaret sicil kayıtlarında, … Mahallesi … Sokak No …, Gaziemir, İzmir’de göründüğünü, müvekkilinin sicil kaydının ise … Mahallesi … Sokak No … ve …, Gaziemir, İzmir olarak gözüktüğünü, aradaki … Semti ibaresi bulunmayışından dolayı Ticaret Sicil Müdürlüğünün borçlu … şirketini ticaret sicilinden terkin etmediğinin anlaşıldığını, 23.09.2020 tarihli haciz tutanağınn 1. sayfasının 3. paragrafında görüleceği üzere, mülkü kiralayan .. .’ın kiralayan vekili …’ın ifadesine göre borçlu … firmasının ”..kira borçlarını da ödemeksizin buradan ayrıldığını ve … firmasının da … firmasıyla herhangi bir bağlantısının olmadığını..” bildirmesine karşın alacaklı tarafın ısrarla hukuka aykırı tutumunu sürdürdüğünü, söz konusu müvekkilinden kaynaklanmayan hukuki durumları fırsata çeviren alacaklı bankanın haciz günü olay yerine yediemin, vinç, polis ve gerekli taşıyıcı kişilerle haciz mahalline geldiğinden ve müvekkili şirketin üretim bandını da muhafaza işlemi yaparak durduracağından bahisle o gün itibarı ile alacaklı vekili hesabına 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, ödeme yapıldığı ayrıca haciz tutanağından bağımsız olarak 94.330,00 TL tutarlı bono düzenlendiğini, söz konusu bononun borçlusunun haciz günü itibarı ile olay yerinde bulunan ve işyerinde çalışmayan, müvekkili …’nun akrabası … olduğunu, bu hukuksuzluğa karşı tarafımızca İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurulmuş olup; dosya … E. Numarası ile görüldüğü, mahkeme nezdinde açılan işbu dava ile, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/477 E. sayılı dosyanın birleştirilmesini talep ettiklerini, davalı bankanın ise halen görülmekte olan tespit davası sırasında kötü niyetle davranarak tekrardan müvekkili şirkete ait iş yerine 21/12/2020 tarihinde hacze geldiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyaları gereği hacze geldiklerini ve … Ticaret Sanayi Ltd. Şti’ne ait borcun ödenmemesi halinde müvekkiline ait bütün iş makinelerinin haciz ve depo edileceğini belirttiğini, taraflarınca esas borçlu …’un yetkilisi …’in haciz mahalline getirilmiş ve haciz tutanaklarında da yer aldığı üzere …’in borcun kendi şirketine ait olduğunu, … isimli firma ile … adlı firmaların birbiri ile herhangi bir ilişkisi olmadığını ifade ettiğini, buna rağmen davalı vekili “borcu 3. Kişiden tahsil etme imkanım varken ticareti terk davasıyla uğraşamam” diyerek müvekkile ait makineleri depo etme istek ve arzusu yönünde ısrarcı olduğunu, bunun üzerine başkaca bir seçeneği kalmayan müvekkillerin 21/12/2020 haciz günü itibariyle davalı vekilinin üretimi durdurmasını önlemek için 15.000,00 TL kendisine ödeme yaptıklarını ve davalı vekilinin dayattığı protokole imza attıklarını beyanlarla bir sonraki ödeme tarihi 18/01/2021 olan senede ilişkin ivedilikle tedbir kararı verilmesine, taraflarınca haciz tehdidi altında ödenmiş 15.000,00 TL’nin iadesine, protokolde yer alan dosyaların borçluları ile herhangi bir ilişkileri olmadığının ve tüm dosya borcu ile herhangi bir ilgi ve alakamızın olmadığının tespitine; alacaklı yanı ihtar etmelerine rağmen haciz işlemlerine devam olunması ve borçlu olmadıkları meblağnın ödenmesi için taraflara baskı yapılması sebebiyle İİK 72/5. maddesi uyarınca dosya borcunun %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, işbu dosya ile İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/477 E. Sayılı dosyanın birleştirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından harcın mahkemece verilen kesin sürede tamamlamaması halinde iş bu davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından dava değerinin belirtmediğini ancak dava dilekçesinin netice-i talep kısmında tüm borçtan sorumlu olmadığının tespiti ve bonoların iptalinin talep edildiğini, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi uyarınca karar ve ilam harcının 1/4’ü peşin alınacağını, aynı yasanın 32. maddesine göre eksik harç tamamlanmadıkça müteakip işlemlere devam edilemeyeceğini, bu durumda mahkemece verilen süre içinde eksik peşin harç tamamlanmadığından ve bu sebeple yargılamaya devam edilemeyeceğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve yasal bekleme sürelerinin içinde de harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılması yolunda bir karar verilmesi gerektiğini, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulma şartı, borçlular tarafından yerine getirilmediğini, tedbir talebine ilişkin itirazda bulunduklarını, dava konu protokol ve ödeme aracı olan bono incelendiğinde; davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Ve İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyaları borcunun üstlenildiği , dosya borcunun davacı tarafından kabul ve kefalet edildiği, dosya borcuna ilişkin yapılan yapılacak ödemeler için kayıtsız şartsız müvekkiline gayrikabili rücu ibra ettiğini imza altına aldığının anlaşıldığını, protokol içeriğinde açıkça düzenlendiği ve protokol incelendiğinde açıkça tespit edilebileceği üzere; davacı tarafın, dava konusu İstanbul 6. İcra Müdürlüğü 2019/36022 E. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyalarına ilişkin borçları kabul ettiğini ve dosya borçlarını üstlendiğini beyanlarla davacının konuları farklı olan davaların birleştirilmesi talebinin reddine, dava konusu protokol ve ödeme aracı olan bono borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğundan ve davacı tarafından istirdatı talep edilen ödemeye ilişkin dekont açıklamasında dava konusu dosya bilgilerinin yer aldığı gözetilerek; haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen iş bu davanın esastan reddine, davacı taraf aleyhine %20 ‘den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi ile yapılan tüm yargılamalar ışığında; dava dilekçesinde dava değerinin toplam 188.636,67 TL olduğu, mahkememizin 22/03/2021 tarihli celsesinin 10 numaralı ara kararı gereği davacı tarafa dava konusu değer üzerinden eksik kalan peşin harcın yatırılması hususunda ihtarat yapılarak ihtar edilen eksik harcın ödenmemesi halinde davanın HMK 150. Maddesi uyarınca taraflardan biri tarafından yenileninceye kadar işlemden kaldırılacağı hususunun tefhim olunduğu, davacı vekilince her ne kadar 05/04/2021 tarihli dilekçe ile eksik harcın hesaplanıp taraflarına muhtıra gönderilmesi talep edilmiş ise de; yine mahkememiz tarafından 09/04/2021 tarihli ara karar ile davacı vekiline eksik harcı tamamlaması hususunda 1 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin 20/09/2021 ve 01/11/2021 tarihli celselere katılmadığı, dosyanın 01/11/2021 tarihinde davacı tarafça eksik harç yatırılmadığından işlemden kaldırıldığı, yenileme talebi üzerine yenileme tensip tutanağı ile bu kere davacı vekiline 3.221,44 TL peşin ve yenileme harcının yatırılması için kesin süre verildiği, işbu yenileme tensip tutanağının davacı vekiline e-tebliğ yoluyla tebliğ edilmiş olmasına rağmen verilen kesin süre içerisinde eksik harcın yatırılmadığı ve 06/06/2022 tarihinde verilen kesin süre dışında belirtilen kesin harcın tamamlanması üzerine davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -1 Haftalık kesin süre sınırlaması koyan Mahkeme kararının hak arama özgürlüğüne aykırı olduğunu, hak arama özgürlüğünün yargıya başvurma olanaklarının her olayda ve aşamada açık bulunmasını gerekli kılacağını, kişinin yargıya ve kanun yollarına başvurma olanaklarını engelleyen her kuralın hak arama özgürlüğünün karşısında adaleti yaralayan bir engel oluşturduğunu, İlk derece Mahkemesinin anayasal kurala aykırı olarak Usul kanununda belirtilmeyen bir kesin süre sınırlaması koymasının hak arama özgürlüğünü engelleyici bir unsur oluşturduğunu, bu sebeple sonradan da olsa tamamlanan harcın bahane edilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuken isabetsiz olduğunu, 6100 Sayılı HMK ‘nın süreleri düzenleyen 90.maddesi düzenlemesine aykırı olarak ilk derece Mahkemesi hakiminin süreyi kendisinin belirlediğini ve duruşma günü öncesi eksik harcın tamamlanmasına rağmen davayı açılmamış olarak kabul ettiğini, bu durumun gerek hakim takdir yetkisi gerekse de usul ekonomisi ilkesi ile bağdaşmadığını İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa öncelikle 22/03/2021 tarihli duruşmasında süre verildiğini, dosya kapsamında verilen iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafça eksik harç ikmal edilmediğini, 09/04/2021 tarihli tensip zaptı ile ara karar kurularak yeniden süre verildiğini, davacı tarafça kendisine ihtar edilen iş bu kararın gereklerinin de yerine getirilmediğini, dosya kapsamında gerçekleştirilen 01/11/2021 tarihli duruşmada davacının eksik harcı tamamlamadığı ve duruşmaya da katılmadığı görülmüş olup davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde eksik harcın yatırılmamış olması sebebiyle HMK’nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına, HMK’nın 150/5. fıkrası uyarınca 3 ay içinde eksik harç yatırılıp dosyanın yenilenmemesi durumunda davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtar edildiğini, davanın açılmamış sayılması ilişkin süre hakimin takdir yetkisi ile belirlediği sürelerden olmayıp kanun tarafından ayrıca düzenlendiğini, dosya kapsamında gerçekleştirilen 06/06/2022 tarihli duruşmada davacının kendisine verilen 3 aylık süre içerisinde harcı tamamlamamış olması sebebi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, Davacı tarafın her ne kadar 06/06/2022 tarihinde peşin harcın yatırılarak tamamlanmış olması sebebiyle kararın hukuku aykırılığından bahisle istinaf incelemesi talep etmekte ise de, kendisine verilen 3 aylık süre içerisinde harcın tamamlanmadığı ve dosyanın yenilenmediği anlaşılmakla dosyanın açılmamış sayılmasına ilişkin hüküm ve sonuçların kendiliğinden doğduğunu, istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece 22/03/2021 tarihli ilk duruşmada “Dava konusu istirdat bedelinin açılan dava değerinden daha yüksek olduğu görüldüğünden; Davacı tarafa dava konusu değer üzerinden eksik kalan peşin karar ve ilam harcını hesaplayıp mahkememiz veznesine yatırmak üzere 2 HAFTALIK KESİN SÜRE VERİLMESİNE, verilen süre içerisinde EKSİK HARÇ ikmal edilmediği takdirde. Harçlar Kanunu 30. maddesi gereğince davaya devam edilmeyeceği ve dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılacağının, ancak belirtilen harç miktarının yatırılması halinde dosyanın yenilenebileceğinin İHTARINA (ihtar edildi)” ihtarının yapıldığı, duruşmanın 20.09.2021 tarihine bırakıldığı, 20.09.2021 tarihli duruşmaya davacı tarafça mazeret dilekçesi sunulduğu harcın ikmal edilmediği duruşmanın 01.11.2021 tarihine bırakıldığı görülmüştür. 01.11.2021 tarihli duruşmaya davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu ancak “Davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde eksik harcın yatırılmadığı anlaşılmakla HMK’nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 150/5. madde ve fıkrası uyarınca 3 ay içinde eksik harç yatırılıp dosyanın yenilenmemesi durumunda davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına karar verildi. (hazır olan taraf vekillerine ihtarat yapıldı)” dosyanın işlemden kaldırıldığı görüşmüştür. Davacı vekilince 31/01/2022 tarihli dilekçe ile yenilenme talebinde bulunulmuş, Mahkemece “İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki talep miktarının 77.317,99 TL, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki talep miktarının 96.318,68 TL olduğu ve 15.000,00 TL bedelin istirdatı talep edildiği görülmekle; davacılar vekiline dava değeri olan 188.636,67 TL üzerinden hesaplanan 3.221,44 TL PEŞİN HARCI yatırması hususunda iki haftalık kesin süre ile mehil verilmesine, belirtilen peşin harç davacı vekilince yatırılmadığı taktirde dosyanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına, (ihtaratın yapılacak tebligata şerh düşülmesine) Dosyanın 01/11/2021 tarihinde işlemden kaldırıldığı, bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulduğu anlaşıldığından, ayrıca davacı vekiline 3.221,44 TL YENİLEME HARCI yatırması hususunda iki haftalık kesin süre ile mehil verilmesine,” karar verilmiştir. Mahkemece 06/06/2022 tarihli duruşmada ” Davacı vekilince bugün tarihli 3.222,00 TL peşin harcın yatırılmış olduğu ” gerekçesi ile DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiştir. Mahkemece, davacı vekiline eksik harcın ikmali için verilen 2 haftalık sürede eksik harcın ikmal edilmediği, dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve bu karar sonrasında yasal 3 aylık süre içerisinde de davanın yenilendiği ancak eksik harcın zamanında yatırılmadığı gerekçesiyle davanın HMK’nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına ve hukuka uygun düşmemektedir. Şöyle ki; Yargılama harcına ilişkin düzenleme 6100 Sayılı HMK’nın 120/1. maddesinde yapılmıştır. Buna göre “davacı, yargılama harçları ile Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutar, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.” Dava açarken yatırılması gereken başvuru ve peşin harcın yatırılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı tartışmasızdır. Dava açarken yatırılması gereken peşin harç yatırıldığı halde, bu yatırılan miktarın eksik olduğunun yargılama sırasında anlaşılması halinde ise 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince işlem yapılmak gerekecektir. Harçlar Kanunu’nun 30. maddesine göre; “muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça devam olunmaz.” Bu durumda; mahkemece eksik harcın tamamlanması için davacı tarafa gelecek oturuma kadar süre tanınması, eksik harcın tamamlanması halinde yargılamaya devam edilmesi, eksik harcın tamamlanmaması halinde ise 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesi gereğince önce dosyanın işlemden kaldırılmasına ve devamında 3 aylık süre içinde harç yatırılarak davanın yenilenmemesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmektedir. Mahkemece, davacıya eksik harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince süre verilmiş; verilen süre içinde harç tamamlanmamıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 16.09.2013 tarih 2013/494 Esas 2013/20891 Karar sayılı kararında da açıklandığı gibi “Harcın tamamlanmaması durumunda ne gibi bir işlem yapılacağı, yine aynı maddede gösterilmiş; harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, devam edilmesinin 6100 Sayılı HMK’nın 150. maddesinde gösterilen süre içinde harcın tamamlanmasına bağlı olduğu açıklanmıştır. Somut olayda Mahkemece 22/03/2021 tarihli ilk duruşmada verilen süre, yargılama harcının açıkça belirtilmemiş olması sebebiyle geçerli bir ihtarat niteliği taşımadığından 6100 Sayılı HMK’nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Mahkemece harcın tamamlanması için verilen kesin sürede yatırılan harç miktarı belirtilerek kesin süreye dair ara karar somutlaştırılmadığı gibi kesin süreye uymamanın sonucu da doğru gösterilmediğinden verilen kesin süre usulüne uygun olmamıştır. Mahkemece davacı tarafa harcın tamamlanması için ilk verilen kanunda olmayan 2 haftalık kesin süre usul ve yasaya açıkça aykırıdır. Dava konusu harç eksik harç olup, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesine göre; “muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça devam olunmaz” hükmü uyarınca takip eden celsenin 06/06/2022 tarihli olduğu ve bu tarihte eksik harcın duruşmadan önce tamamlanmış olduğu hal böyle olunca mahkemece, yukarıda açıklanan sebeplerle davanın süresinde ve nispi harcı ikmal edildiği dolayısıyla yenilemenin yöntemine uygun olarak yapıldığı kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken açıklanan sebeplerle mahkemece usule aykırı olarak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmakla davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/5. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/06/2022 tarih, 2021/45 E. 2022/454 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/5. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/5. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022