Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1678 E. 2022/1678 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1678
KARAR NO: 2022/1678
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/05/2022
NUMARASI: 2022/128 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPMK nezdinde … sayı ile tescilli “…” ibareli markanın tescilli sahibi olduğunu, müvekkiline ait tescilli markanın müvekkilinin izni olmaksızın davalı şirketin iş yeri tabelasında kullanılmasının yanı sıra ayırca çevrimiçi ortamdan da müvekkilinin izni olmaksızın kullanıldığının tespit edildiğini, tecavüz teşkil eden bu eylemin sonlandırılması için noter aracılığıyla ihtarname keşide edildiğini ancak bu kullanımların sonlandırılmadığını, davalının son bulmaz eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkilinin markasına yönelik tecavüzün engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalının fiili kullanımının davacı marka haklarına tecavüz ettiğine dair yaklaşık ispata yeterli delil olmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerde de görüldüğü üzere davalı şirketin, müvekkilinin marka adıyla birebir aynı ismi taşıyacak şekilde ve dikkat çekici şekilde büyük ölçüde yaptırmış olduğu tabelayı işyerine astığını,Davacı ile davalı şirketin aynı ticari sektörde olup yakın adreslerde ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalı şirketin, davacıya ait markanın itibarını ve güvenini kullanarak kazançlarını davacı aleyhine arttırdığını, bu durumun açıkça marka hakkına tecavüz olup, dava dilekçesinde sunulan eklerin ihlali açıkça gösterdiğini, davacının marka adıyla birebir aynı olan “https://…com” internet sitesi üzerinden e-ticaret faaliyeti yürütüldüğünü beyan ederek; Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesin’nin 2022/128 Esas ve 12.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak; davalının kullandığı tabelanın derhal kaldırılması ve https://…com internet sitesi üzerinde davacı lehine mülkiyet hakkı tanınmasını, aksi halde dava sonuçlanıncaya kadar söz konusu internet sitesine erişim engeli getirilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, davacı adına kayıtlı “…” ibareli markanın davalı şirketin iş yeri tabelasında kullanılması ve “https://…com” internet sitesi üzerinden e-ticaret faaliyeti yürütülmesi fiillerinin tedbir talep eden davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle bu fiillerin durdurulmasına yönelik tedbir talebinden ibarettir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda; gerek davalı yanca iş yeri tabelası olarak marka kullanımına ilişkin fiillerin davacı markasıyla iltibas oluşturup oluşturmadığı, internet alan adının davalı adına kayıtlı olup olmadığı, internet sitesi içeriğinde markasal kullanım bulunup bulunmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği ve bu hususlarda sunulan delillerin yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmesine yeterli olmadığı, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, tedbir talebinde bulunan davacı tarafça ileri sürülen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/05/2022 tarih ve 2022/128 E., sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/12/2022