Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1675 E. 2022/1803 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1675 Esas
KARAR NO: 2022/1803
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2022
NUMARASI: 2022/548 E. – 2022/745 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili olan davacı şirket ile davalı şirket arasında Beyoğlu …. Noterliğinden 03.10.2017 tarihli … yevmiye numaralı temlik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre müvekkili olan şirket ile dava dışı borçlular Tarihi … İnş. San. Tic. A.Ş., … San. ve Tic. Ltd. Şti, … ve …’den olan İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasındaki alacağını ayni ve ayni olmayan teminatları 5.750.000,00 TL karşılığı davalı şirkete devir ve temlik ettiğini, iş bu temlik sözleşmesi, davalı banka tarafından nakden ve defaten her türlü vergi, resim, harç ve masraflardan ari olarak 03.10.2017 tarihinde 2.000.000,00 TL peşin olarak müvekkili olan şirkete ödenmesi ile geçerlilik kazandığını, müvekkili şirketin alacağının bakiye 3.750.000,00 TL’lik kısmı İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasından İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kayıtlı … dükkan ve … vasıflı taşınmazın gerçekleştirilen/gerçekleştirilecek olan ihalesinin kesinleşmesi üzerine taşınmazın davalı adına tapuda tescili ya da ihale bedelinin davalı hesabına gönderilme tarihinden itibaren 10 iş günü içerisinde müvekkilin hesabına ödeneceği kararlaştırıldığını, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini ancak davalı bankanın edimini yerine getirmediğini, taraflarınca Beşiktaş … Noterliğinden keşide edilen 23.11.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini ve bakiye alacak olan 3.750.000,00 TL’nin işlemiş faiz, munzam zarar ve mahrum kalınan kar ile birlikte ödenmesi ihtar edildiğini, davalı banka tarafından Beşiktaş … Noterliği’ nin 06.12.2021 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verdiğini, temlik sözleşmesindeki şartların gerçekleşmediğinden bahisle müvekkiline ödeme yapmayı reddettiğini, 01.04.2022 tarihinde Arabuluculuk görüşmesi neticesinde anlaşma sağlanamadığını ve anlaşamama şeklinde sonuçlandığını bu sebeplerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL asıl alacaklarının tahsilini, 10.000,00 TL ihtarname tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek olan Türkiye Bankalar Birliği tarafından ilan edilen TR + Libor yıllık Türk lirası Referans Faizinin tahsili ile, 10.000,00 TL munzam zarar ve 10.000,00 TL mahrum kalınan kar payı alacaklarının davalıdan tazminini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava dosyasında mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın usulden reddine, HMK’nın 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden birine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın, Müvekkili ve … Factoring arasında 3 Ekim 2017 tarihinde imzalanan temlik sözleşmesinden (“Temlik Sözleşmesi”) kaynaklanan bir alacak davası olduğunu, davaya konu uyuşmazlık bakımından açık sözleşme hükmü olduğunu, huzurdaki davanın redde mahkum bir dava olduğunu, usuli bir gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesinin hukuka uygun olmadığını, Davacı’nın talep ettiği ödemenin, Temlik Sözleşmesi’nde, ihalenin kesinleşmesi şartına bağlandığını, bunun bir geciktirici şart olduğunu ve bu geciktirici şartın gerçekleşmediğini, söz konusu ihalenin Davacı’nın da taraf olduğu bir ihalenin feshi dosyası kapsamında feshedildiğini, bu kapsamda, Davacı’nın Müvekkilinden talep ettiği alacağın muaccel olmadığını, Müvekkilinin Davacı’ya borcu olmadığını, bu hususun tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açık olduğunu ve aslında yargılamayı dahi gerektirmediğini, Mahkeme’nin uyuşmazlığın esasına dair inceleme yaptığını, maddi vakıalar irdelendikten sonra huzurdaki davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini ve verilmiş olan görevsizlik kararının sadece bu süreci uzatmaya sebep olacağını, sözleşmede yer alan açık hükmün ihtisaslaşmayı gerektirmeyen, her hakimin kolaylıkla yorumlayabileceği, son derece açık bir hüküm olduğunu. -Uyuşmazlığın esasının bankacılık mevzuatından değil ticari bir sözleşmeden kaynaklandığını, alacağın devri yani temlikinin 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun beşinci bölümünde düzenlendiğini, davanın da … Factoring ve Müvekkili arasında akdedilmiş olan Temlik Sözleşmesi’nden kaynaklandığını, dolayısıyla somut uyuşmazlığın esasen ticari bir uyuşmazlıktan doğduğunu, davaya esas uyuşmazlığın, bankacılık mevzuatından kaynaklanmadığı gibi HSYK Kararı uyarınca “finans davası” da olmadığını, yalnızca Müvekkilinin bir banka olması sebebiyle verilen bu kararın hukuka aykırı olması sebebiyle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın dayanağı olan haklı bir dava olduğunu, Davanın, davacı faktoring şirketi ile davalı banka arasında imzalanan temlik sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olduğunu, nitekim Finans Hukukunun, para, kredi, faktoring, tahvil gibi işlemleri konu alan hukuk dalı olduğunu, Bankacılık Hukuku ile birbirini tamamladığını, Bankacılık Kanunu Madde 2′ de —” Türkiye’de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye’deki şubeleri ,finansal holding şirketleri, Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bunların faaliyetleri bu Kanun hükümlerine tâbidir” denildiğini, bu sebeple dosyanın görevli ihtisas mahkemelerine gönderilmesi kararının hukuka uygun olduğunu, Davalının kötü niyetli istinaf başvurusu yaptığı açık olduğundan davalı aleyhine HMK md.329 uyarınca 5.000,00 TL disiplin para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı ve davalı arasındaki temlik sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun, görev hususunu düzenleyen 5. maddesinin ikinci fıkrasında ” Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4. madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.” hükmü getirilmiştir. İlk derece mahkemesince, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’mn 25.11.2021 tarihli işbölümüne ilişkin kararı doğrultusunda, eldeki dava dosyasına İstanbul 6., 7., 8. ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden birine tevzii edilmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’mn 25.11.2021 karar tarihli ve 1232 karar nolu kararıyla; Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek; asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirildiği, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından fınans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlendiği, bu itibarla; 1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden (Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finans kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden,.. Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; …f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması sebebiyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına), bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesince, Hakimler ve Savcılar kurulunun 25.11.2021 tarih ve 1232 sayılı kararı uyarınca mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ise de, anılan kararda, TTK’nın 4/1-f. bendinde bendinde düzenlenen bankacılık işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara, yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6,7,8 ve 9. numaralı asliye ticaret mahkemelerince bakılmasına, bu kapsamda görülmekte olan dava ve işleri iş bölümüne dayandırarak mezkur mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine karar verilmiştir. Belirtilen kararda görev ilişkisi tanımlanmamış olup, belirtilen uyuşmazlıklar yönünden iş dağılımı esası düzenlenmiş ve bu tür davaların anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine karar verilmiştir. Bu sebeple, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu gerekçeyle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. Kaldırma kararımız üzerine ilk derece mahkemesince yapılması gereken iş, dava dosyasının Hakimler ve Savcılar kurulunun 25.11.2021 tarih ve 1232 sayılı kararı uyarınca görevli mahkemeye tevzi edilmek üzere gönderme kararı vermekten ve dava dosyası görevli mahkemeye tevzi edilmek üzere ilgili birime göndermekten ibarettir. 6100 Sayılı HMK’nın 329/2 maddesi uyarınca kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadan dava açan taraf, disiplin para cezası ile mahkum edilebilir. Ancak davalının başvurusunun yürürlükteki mevzuata uygun olup, davalının istinaf başvurusunun kötüniyetli olduğu ve yargılamayı uzatmak amacıyla yapıldığına dair delil bulunmadığına göre, davalının 6100 Sayılı HMK’nın 329/2. maddesi uyarınca disiplin para cezasına mahkum edilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. İlk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/5. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2022 tarih, 2022/548 E. 2022/745 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/5. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/5. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022