Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1664 E. 2022/1617 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1664
KARAR NO: 2022/1617
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2022
NUMARASI: 2022/798 Değişik İş – 2022/852 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz (Finans)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekili dilekçesinde özetle; Aleyhine ihtiyati haciz talep ettiği şirket ile yapılan faktoring sözleşmesi kapsamında, şirkete finansaman sağlandığı, sözleşme gereği şirketin 588.080,00-TL borçlu olduğu, diğer borçlunu da sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı, sözleşmenin II-6 maddesi ile IV-2 ve 3 maddeleri uyarınca; şirketin, devrettiği alacağının tahsil kabiliyetini garanti ettiği, bu sebeple şirket ve kefilin ihtarlara rağmen ödenmeyen borcu ödemekle yükümlü oldukları iddiaları ile borçlular hakkında ihtiyati haciz talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dilekçe ekinde sunulan sözleşme ve ihtarnameler ile hesap ekstreleri incelenmiş, talep edenin temlik aldığı alacağın tahsil edilip edilemediğine dair herhangi bir delil sunmadığı görülmüştür. Talep eden faktorin şirketinin kredi kuruluşu olmadığı, bu sebeple tek başına hesap kat ihtarına dayalı ihtiyati haciz talep edemeyeceği, öte yandan faktoring sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı iddia olunan finansman karşılığında temlik alınan alacakların tahsil edilemediğine dair yaklaşık ispat düzeyinde delil sunulmadığı, bu haliyle İİK’nın 257/1 maddesi ile İİK 258 maddesi koşullarının somut olayda oluşmadığı” gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman Ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde müşterisi … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili şirket … A.Ş. arasında 13.02.2018 tarihli … müşteri numaralı Faktoring Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin … tarafından müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını, Faktoring Sözleşmesi kapsamında müşteri … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … seri numaralı, 20.04.2022 tarihli, 100.000 TL bedelli; … seri numaralı, 20.03.2022 tarihli, 25.000 TL bedelli; … seri numaralı, 29.03.2022 tarihli, 50.000 TL bedelli; … seri numaralı, 12.04.2022 tarihli, 120.000 TL bedelli; … seri numaralı, 20.02.2022 tarihli, 50.000 TL bedelli; … seri numaralı, 20.02.2022 tarihli, 140.000 TL bedelli çeklerin müvekkili … A.Ş.’ye ciro edildiğini, bu çeklere istinaden de borçlu müşteri tarafından; … seri numaralı, 17.11.2021 tarihli; … seri numaralı, 17.11.2021 tarihli; … seri numaralı, 29.12.2021 tarihli; … seri numaralı, 13.10.2021 tarihli; … seri numaralı, 03.12.2021 tarihli; … seri numaralı, 15.11.2021 tarihli faturaların verildiğini, faturalarla tevsik edilmiş çek alacaklarına binaen müvekkili şirketin alacağını tahsil edememesi üzerine … A.Ş. aracılığı ile 25.04.2022 tarihli iadeli taahhütlü mektup gönderildiğini, taraflar arasındaki hesabın kat edildiğini, sözleşmelerin fesih edildiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak 588.080-TL’nin en geç 24 saat içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, taraflar arasındaki faktoring sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından fesih edilmesi akabinde borçlular hakkında İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında icra takibine girişildiğini, akabinde mahkemeden ihtiyati haciz talep edildiğini, mahkemenin yasal şartların oluşmasına rağmen ihtiyati haciz talebini ret ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin 6. maddesi gereği sözleşmeyi feshettiğini, alacakların tahsil edilemediğine ilişkin yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, ihtiyati haciz talebinin çeke değil faktoring sözleşmesine dayalı olduğunu, hesap ektresi ile ihtarnamenin mevcut olduğunu, Yargıtay 19. HD’nin 2015/685 Esas- 2015/13030 karar sayılı, Yargıtay 11. HD’nin 2013/935 Esas- 2013/2192 Karar sayılı emsal kararlarının bulunduğunu, müvekkilinin sözleşme ve hesap kat’ına dayalı olarak ihtiyati haciz istemesinin hukuki olduğunu, emsal mahiyette İstanbul BAM 16. HD’nin 2018/3099 Esas- 2018/2244 Karar sayılı kararının mevcut olduğunu, İİK m.257 ihtiyati haciz şartlarının oluştuğundan bahisle kabul kararı verilmesi gerektiğini, icra takibinin başlatıldığı İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında bu kararın tarafları olan borçluların mernis adreslerine yapılan tebligatlardan görüleceği üzere tebligatların iade geldiğini, borçluların hiçbir şekilde iletişim adres ve numaralarına ulaşılamadığını, borçluların alenen borçlarından kurtulmak için mernis adresi bildirmeksizin/ güncellemeksizin kaçtıklarını, bu koşullara rağmen ihtiyati haciz istemlerinini ret edilmesinin açıkça kanuna muhalefet teşkil ettiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen mahkeme kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gereklidir. İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. cümlesine göre de: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek şekilde ispat etmek durumundadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere; mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ve uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, iddia edilen alacağın varlığı, alacak mevcut ise miktarının ne kadar olduğu, karşı taraftan talepte bulunulabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ancak yargılama ile belirlenebileceği, mübrez delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığından henüz söz edilemeyeceği gibi borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir delil de ibraz edilmediği yine talep edenin temlik aldığı alacağın tahsil edilip edilemediğine dair herhangi bir delil sunmadığı, talep eden faktoring şirketinin kredi kuruluşu olmadığı, bu sebeple tek başına hesap kat ihtarına dayalı ihtiyati haciz talep edemeyeceği, öte yandan faktoring sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı iddia olunan finansman karşılığında temlik alınan alacakların tahsil edilemediğine dair yaklaşık ispat düzeyinde delil de sunulmadığı dikkate alındığında, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığına kanaat getirilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca, ilk derece mahkemesinin kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/06/2022 tarih ve 2022/798 Değişik İş-2022/852 Karar sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı talep eden tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2022