Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/166 E. 2022/258 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/166 Esas
KARAR NO: 2022/258
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 05/11/2021
NUMARASI: 2021/188 E. – 2021/367 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ruhsat başvurusunun sonuçlanmasının ardından “…” markasını yoğun bir şekilde kullanmaya başladığını, markanın tescili için yaptığı başvurunun davalı adına tescilli … no’lu “…” ve … no’lu “…” markalarının gerekçe gösterilerek reddedildiğini, davalı markalarının hükümsüzlüğü için açılan davalar sonucunda markaların hükümsüz kılındığını, davalıların marka tescillerini, müvekkilinin ticari faaliyetlerini engellenmek için gerçekleştirdiğini, ciddi kullanımlarının bulunmadığını, davaya konu … no’lu “…” markasının da davalı tarafından hiçbir suretle kullanılmadığını belirterek, davalı adına tescilli … no’lu “…” markasının kullanmama sebebiyle iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1953 yılında faaliyetine başladığını, ilaç konusunda üretim ve pazarlama faaliyetlerini gösterdiğini, dava konusu … sayılı markanın yenileme işlemi dosyalanmadığından 23/04/2020 itibariyle hukuken geçersiz bir marka olduğunu, iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesinin mümkün olmadığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “6100 Sayılı HMK m. 331 “1-Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmünü haizdir. Her ne kadar davanın açıldığı tarih itibari ile dava konusu markanın yenilenmediğinden davalı adına hüküm teşkil etmediği TPMK kayıtlarından görülmüş ise de TPMK kayıtlarında müddet bilgisinin işlenmediği, güncel kayıtlara güvenilerek davanın açıldığı, davalının da davanın açılmasına bu nedenle sebebiyet vermediği, kurum kayıtlarının güncellenmemesi nedeni bağlı işbu davanın açıldığına kanaat getirilmekle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, taraflara vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığı görüşüne varılmış olup, davanın konusuz kalması nedeniyle” karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Huzurdaki davanın, dava açıldıktan sonra konusuz kalmadığını, davanın baştan itibaren konusuz olduğunu, davacının konusu olmayan bir davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, dava konusu markanın dava tarihinden önce hükümsüz hale geldiğini, Sınai Mülkiyet Kanununun 23. Maddesinin 1. Fıkrasına göre “Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. ” 2. Fıkrasına göre 10 yıldan sonraki 6 ay içinde yenileme yapılmaz ise marka kendiliğinden hükümsüz hale gelir hükümleri dikkate alınarak, dava açıldığı Haziran 2021 tarihinde Kurum siciline bakıldığında; markanın koruma süresinde 23.04.2010 tarihi yazılı olduğunu ve 10 yıllık korumasının 23.04.2020 tarihinde sona ermiş olduğunu, yenilenmemiş olduğunu, dava açıldığı tarihte markanın hukuken hükümsüz olduğunun sicil kayıtları ile sabit olduğunu, ayrıca bir bildirime gerek olmadığı gibi zorunlu da olmadığını, dava şartı sağlanamadığından davanın reddine karar verilmesinin gerekli olduğunu, yenileme işleminin sicile kaydedilmesi zorunlu işlemlerden olmadığını, -Yerel Mahkemece karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiğini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığını ancak HMK 323. Maddesine göre yargılama gideri sayılan vekalet ücretine hükmedilmediğini, HMK 331. Maddesine göre “konusuz kalma sebebiyle karar verilmesine yer olmadığı” kararı verilmesi halinde ” hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” maddesine de açıkça aykırılık bulunduğunu, bu kapsamda vekalet ücretine hükmetmesinin zorunlu olduğunu, tarafları lehine vekalet ücreti verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu bu sebeple istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dosyadaki mübrez TPMK kayıtları incelendiğinde davanın açıldığı tarihte marka durumuna “müddet” bilgisi işlenmiş olmadığını, 10 yıllık koruma süresi dolan markaların durum bilgisinin, marka sahibi tarafından TPMK’ya yapılacak bildirim neticesinde “müddet” olarak güncellendiğini, taraflar arasında İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/299 Esas sayılı dosyasında devam eden hükümsüzlük davasının varlığına rağmen davalının kötü niyetli olarak kurum’a bildirimde bulunmayarak marka durumunu güncelletmediğini ve işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, yenilemeye dair talep ve işlemlerin de Kurum tarafından süresinde sayfaya yansıtılmadığından, marka durumuna müddet bilgisi işlenmeksizin, markanın yenilenip yenilenmediğinin, dolayısı ile de geçerliliğini sürdürüp sürdürmediğinin taraflarınca bilinebilmesinin mümkün olmadığını, asıl olanın TPMK’nın herkese açık olan kayıtları olduğunu, taraflarınca Kurum’un güncel kayıtlarına güvenilerek davanın ikame edildiğini, Mahkemece “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Toplanan delillere ve TPMK kayıtlarına göre, davalı adına … tescil numarasıyla kayıtlı ”…” markasının başvuru tarihinin 23.04.2010 olduğu, 10 yıllık koruma süresinin 23.04.2020 tarihinde dolduğu, ancak markanın yenilendiğine dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, eldeki davanın ise koruma süresi dolduktan sonra 02.06.2021 tarihinde açıldığı görülmüştür. O halde davanın açıldığı tarih itibariyle hükümsüzlüğü talep edilebilecek bir marka bulunmadığından ve marka koruma süresinin sona erdiği hususu basit bir araştırmayla öğrenilebilecek nitelikte olup, ayrıca Sınai Mülkiyet kanununun Uygulanmasına dair Yönetmelik hükümleri uyarınca, sicile kaydedilecek işlemlerden olmadığından davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, 6100 Sayılı HMK’nın 114/(1)-h maddesine göre “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmasının” dava şartı olduğu, işbu dava şartının dava açılırken mevcut olması gerektiği, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı anlaşıldığından aynı kanunun 115/(2). maddesi gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş olması hatalı görülmüştür. Bu sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi ve davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının dava tarihine göre dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 Sayılı HMK’nın 114/(1)-h ve 115/(2). maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/11/2021 tarih, 2021/192 E., 2021/371 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3- Davacının, dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından 6100 Sayılı HMK’nın 114/(1)-h ve 115/(2). maddeleri gereğince DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 32,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 194,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022