Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1646 E. 2022/1649 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1646 Esas
KARAR NO: 2022/1649
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/529 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü … Es. sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptali ve davalının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi ile icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar teminat karşılığı tedbir yoluyla durdurulması ve İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesine yatan paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi, teselsül hükümleri uyarınca, icra takibinin durdurulması ve İİK 72/3 maddesi uyarınca “icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmesinin engellenmesi” talebinin keşideci …, lehtar … ve davacı müvekkilinden önceki cirantalar … Tic. Ltd. Şti yönü ile de kabulüne karar verilmesi ve konulan tüm hacizlerin kaldırılması yönünde tedbir talebi verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 16/09/2022 tarihli ara kararıyla; “Davacı vekili tarafından mahkemede açılan işbu davanın icra takibi başlatıldıktan sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK 72/3. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği gözetilerek, somut olayda Davalının hamil olduğu görülmekle; 3. Şahıs konumunda olan hamil yönünden dosyada bulunan mevcut bilgi ve belgeler uyarınca henüz yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği ve tedbir kararı verilemeyeceğinden tedbir taleplerinin reddi gerektiği, yine teselsül hükümleri uyarınca, icra takibinin durdurulması ve İİK 72/3 maddesi uyarınca “icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmesinin engellenmesi“ talebinin keşideci …, lehtar … ve davacıdan önceki cirantalar … Tic. Ltd. Şti yönü ile de kabulüne karar verilmesi ve konulan tüm hacizlerin kaldırılması yönündeki taleplerin aleyhine tedbir isteminde bulunulanların işbu davada taraf olmadıkları görülmekle; yerinde olmayan istemin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili 21/10/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Davacı şirket elinde iken kargoda çalınan 3 adet çekten biri olan …’a ait çeke ilişkin yapılan takipte davacının borçlu olamdığının tespiti ve çek istirdadı talebi ile iş bu davanın açıldığını, davalı tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçelerinde takip konusu çekin, ne suretle ve hangi ticari ilişki çerçevesinde iktisap edildiğine dair hiçbir beyan bulunmadığını, davacı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya borcunun davacı tarafından ödendiğini, ödenen paranın İİK 72/3 md gereğince icra veznesindeki paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 25/10/2022 tarihli ara kararıyla; “Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davaya konu çek bedeli olan 12.500,00 TL’nin %15’i oranında nakdi veya kesin ve süresiz teminat mektubu sunulduğu takdirde icra kasasına girecek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalı aleyhine ikame ettikleri menfi tespit ve çek istirdadı konulu işbu davada, İİK 72/3 maddesi gereğince verilecek hükmün kesinleşmesine kadar ve taktir edilecek teminat mukabilinde icra veznesine yatan paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir talebinde bulunulduğunu, Yerel Mahkeme tarafından, iş bu davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu ve İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesi ile ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, ancak icra dosyasının hesaplanarak alacağın icra veznesine depo edilmesi ve teminat mukabilinde icra veznesindeki paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesine karar verilmesi yönündeki ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini, -Davaya ve takibe konu çekin kargoda çalındığını, dosyada yer alan Kahramanmaraş 5.Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/299 E sayılı dosya ile 16.06.2022 tarihinde çek iptali davası açıldığını, ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurularının 2022/146355 Soruşturma nolu dosya ile devam ettiğini, kargo yetkilisi şikayeti ve ifade tutanağı ile de çeklerin bulunduğu kargo gönderisinin çalındığının açıkça anlaşıldığını, ciro silsilesindeki kopukluk ve davalının ağır kusurlu ve kötüniyetli olarak çeki iktisab ettiğinin yargılama sürecinde ispat edileceğini, müvekkilden sonraki cirantaların ticari faaliyeti olmayan şirketler olduğunu, davacı müvekkilden sonraki cirantalar ve davalı …’in kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunu, öncelikle davalı …’in yetkisiz icra dairesinde takibe geçmiş olması sebebi ile taraflarınca yetki itirazında bulunulduğunu ve yetki itirazlarının devam ettiğini, İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinde (yeni İstanbul 39.İcra Hukuk Mah.) kayıtlarında davalısı yine … olan kırkı aşkın aynı mahiyette dosyalar olduğunu, yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarında şüpheli … hakkında aynı mahiyette çok sayıda şikayet olduğunu, İhtiyati tedbir kararının verilebilmesi için aranan koşulların talepte bulunan müvekkilleri tarafından sağlandığını, icra veznesine depo edilecek paranın uygun görülecek teminat karşılığında alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin reddi kararının kaldırılmasına istinaf incelemesi neticesinde ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı, menfi tespit talebinde bulunmuş ise de çekteki imzasına itiraz etmediğinden ve borcu ödediğine dair bir iddiası bulunmadığından menfi tespit açısından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, davacı, aynı zamanda çekin istirdatını talep etmiş ise de; dava dilekçesinde müvekkilinin kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğuna yönelik somut hiçbir delil sunulmadığını, davacı, çek iptal davası açtığını ve ödeme yasağı kararı aldığını belirtmiş ise de; çekte ödeme yasağı bulunmasının çekin icra takibine konu edilmesine engel teşkil etmediği gibi müvekkilinin kötüniyetli olduğunu da göstermediğini, mevzuat gereği çeklerin kargo aracılığıyla taşınması yasaklanmış olup bunu bilmeyen veya bilip de önemsemeyen davacının kendi kusurunu müvekkiline yüklemesinin beklenemeyeceğini, mevzuata aykırı hareket eden davacının kendi kusurunu müvekkiline yüklemesinin ‘hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz’ ilkesine de aykırılık teşkil ettiğini, bu sebeple de basiretsiz davranışlarının sonucuna müvekkili değil, davacının kendisinin katlanması gerektiğini, davacının, çekin rızası dışında elinden çıktığını ispat etmesi halinde dahi olayda istirdat şartları oluşmadığını, müvekkilinin, çeki iktisap anında çekin çalıntı olduğuna dair bir bilgisi bulunmadığı gibi davacı tarafın buna ilişkin somut bir delil de ibraz etmediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, çekte bulunan ödeme yasağının müvekkiline kötüniyetli hale getirmediğini ve çekin çalıntı olduğu konusunda bir bilgisi bulunmayan müvekkilinin TTK 790 maddesi gereğince meşru hamil olduğunu, davacının menfi tespit ve istirdat taleplerinin yaklaşık ispat edilemediği gözönüne alındığında HMK 389 ve devamı şartlarının oluşmadığını, davacının ihtiyati tedbirin reddi kararına ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.2004 Sayılı İİK’nın menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.2004 Sayılı İİK’nın 72. madde menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir ile ilgili özel düzenleme olup davanın takipten önce veya sonra açılması, verilecek tedbirin şekli yönünden değişikliğe yol açmaktadır. 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddenin 3. fıkrasında “….İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Maddenin düzenleniş biçimi nazara alındığında, düzenlemeyle borçluya alacaklının gecikmeden doğan zararlarını karşılamak üzere teminat yatırarak, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödememesini isteme hakkı tanınmıştır. Dolayısıyla bu durumda mahkemenin tedbir hususunda takdir hakkı bulunmamakta, sadece teminat tutarını asgari oranda belirlemede takdir hakkı bulunmaktadır. Bu maddede yer alan düzenleme 6100 Sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir ile ilgili düzenlemeye benzeyen ancak kendine özgü özellikleri de olan ve borçluya tanınan bir hak olduğu, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği anlaşılmıştır. Somut olayda, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası söz konusu olduğundan, icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilemez ise de, İİK 72/3 maddesi kapsamında, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir. İhtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması istemi icra takibine başlandıktan sonra talep ve dava edildiği gözetildiğinde davacının tedbir talebinin mahiyetinin İİK 72/2. maddesinde yer alan takibin durdurulmasına ilişkin olduğu anlaşılmakla takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin tedbir talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır ancak davacının icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesine ilişkin talebi yönünden dava değeri üzerinden hesaplanacak %15 teminat mukabilinde İİK 72/3. maddesi gereğince icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda açıklanan hususlar gereğince, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak tespit edilen eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacının tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2- İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2022 tarih, 2022/529 E. sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,3- Davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ ile; 2004 Sayılı İİK’nın 72/3. maddesi gereğince borçlu tarafından gecikmeden doğan zararları karşılamak ve toplam alacağın %15’i oranında nakdi veya süresiz kesin banka teminat mektubu teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine,4- İhtiyati tedbire ilişkin karar uygulamasının ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,5- 6100 Sayılı HMK’nın 393/1 maddesi gereğince iş bu kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde tedbirin uygulanması için başvurulması aksi halde tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına,6- Davacı tarafından peşin alınan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde, kendisine iadesine,7- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 22,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 242,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,8- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,9- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile tedbir kararının infazının ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,10- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/11/2022