Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1645 E. 2022/1643 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1645 Esas
KARAR NO: 2022/1643
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/09/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/111 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesindeki tedbir talebinde özetle; SMK’nın159. maddesi uyarınca, müvekkili şirket marka haklarına tecavüz doğuran fillerin durdurulması amacıyla, müvekkili şirketin bildirilen markaların kullanıldığı özgün dondurma ambalaj tasarımları ile ayniyet arz eden ve yine yukarıda bildirilen davalı taraf marka ve tasarımlarını taşıyan ürünlerin üretimin durdurulması, mevcut ürünlere Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman ve bölgeler dahil olmak üzere bulundukları her yerde el konulmasına ve saklanması, müvekkil şirket dondurma dolapları ile ayniyet arz eden davalı taraf dolaplarının bulundukları yerden kaldırılması na dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Davalı tarafa ait … (Marka Tescil No: …) ana markası altında, … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No:…), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …) markalarının hüküm kesinleşinceye kadar sicile şerh verilerek devir ve temikinin tedbiren durdurulmasını, dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin, dava kesinleşinceye kadar ürünlerde kullanımının yasaklanmasına, dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin kullanıldığı ürünlerin, dava kesinleşinceye kadar tedbiren toplatılmasına ve dahil el konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 23/02/2022 tarihli ara kararıyla; “İhtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile tedbir talep eden eden tarafından karar tebliğ tarihinden itibaren 1 HAFTALIK KESİN SÜRE içerisinde, 150.000,00 TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu Mahkememize depo edildiğinde; 2-Davalı tarafından, dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin, ürünlerde kullanımının YASAKLANMASINA, Dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin kullanıldığı ürünlerin, TOPLATILMASINA, EL KONULMASINA,” karar verilmiştir.Davalı vekili 05/04/2022 tarihli dilekçesi ile, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 28/04/2022 tarihli ara kararıyla; “İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilinin Mahkememiz tarafından verilen ihtiyati tedbir kararına karşı 05/04/2022 tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği, Mahkememiz 23/02/2022 tarihli tedbir kararının davalıya 27/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, bu haliyle 05/04/2022 tarihinde yapılan itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin itirazının reddine” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 28/04/2022 tarih 2021/111 Esas sayılı ara kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 30/06/2022 tarih 2022/965 Esas, 2022/1100 Karar sayılı kararı ile kaldırılmasına karar verilmiştir.İlk derece mahkemesinin 22/09/2022 tarihli ara kararıyla; “Davacının …, …, …, …, …, …, …, … markalarının tescilli sahibi olduğu, davalının ise Banitto markası ile faaliyette bulunduğu, mahkememizce dava açılıp tedbir talep edildiğinde tedbirin değerlendirilmesi için dosyanın bilirkişi heyetine sunulduğu, bilirkişi heyetince sunulan 30/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda, davacının … markasına benzer şekilde aynı renklerle ve aynı kalp şekli olmak üzere benzer kullanımlarının … markasına benzer olarak değerlendirilen …, … markasına benzer olanan değerlendirilen …, … markasına benzer olan …, … markasına benzer şekilde … yine davacı markalarının kullanıldığı davacı markalarının kullanıldığı ürün üzerindeki tasarımların da davalı tarafından marka ile birlikte tasarım da benzetilmek suretiyle kullanıldığına dair bilirkişilerce tespit yapıldığı yine mahkememizce de ürünler karşılaştırılarak mevcut dosya bakımından marka ve tasarım hakkına tecavüz olduğu yönünde kanaate ulaşıldığı bu sebeple de tedbir kararına hükmedildiği, verilen tedbir kararının mevcut delil ve bilirkişi raporu kapsamında dosya ile uyumlu olduğu ve usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tedbire itirazın reddine” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Asıl dava sonucunu öne çekecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, Mahkemece, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin HMK’nın 394/5’ne aykırı olduğunu, -Yine somut davanın, yargılamayı gerektirdiğini ve yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmediğinden ve davanın kapsamı ve müvekkilinin bu tedbir sebebiyle uğrayacağı zarar göz önüne alındığında, 150.000,00 TL gibi cüzi bir teminatla verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbirin uygulanması halinde, müvekkili şirkete ait fabrikada yaklaşık 2 ay üretim yapamayacak duruma gelineceğini, mevsim itibariyle dondurma sezonun açıldığı ve müvekkilinin en yüksek dondurma satışı yapabileceği bir sezona girmişken, henüz daha haklı ya da haksız tarafın tespiti yapılmamışken, müvekkiline hiçbir şekilde savunma hakkı tanınmadan, müvekkilinin bu tedbir sebebiyle uğrayacağı zararın boyutu göz önüne alınmaksızın, cüzi bir teminatla verilen bu tedbir kararıyla hak ve adalet dengesinin bozulduğunu, -Mahkemenin 23.02.2022 tarih ve 2021/111 esas sayılı ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının bu haliyle de infazında da tereddüt bulunduğunu, tedbir kararında, 30/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayıldığını, Tedbir kararında açıkça hangi markalar için tedbir verildiği hususu belirtilmediğinden, bu haliyle tedbir kararının uygulanması halinde, dava konusu ( müvekkile ait … (Marka Tescil No: …) ana markası altında, … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No:…), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …) … Usulü ) tüm markalarının ve ambalajlarında kullandığı amblemlerinin tamamının kullanımının yasaklanması, dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin kullanıldığı ürünlerin, toplatılması, el konulması şeklinde telafisi imkansız zarar doğuracağını, bilirkişi raporundaki aleyhe husus ve tespitleri kabul etmemekle birlikte, bilirkişi raporunda; Marka bakımından, Müvekkile ait … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …) şeklindeki kullanımın, davacıya ait markalarla ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağı ve Tasarım bakımından; dava konusu müvekkile ait …, …, …, …, … Usulünün müvekkile ait kullanım görseli, davacı tarafa ait kullanım üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda taraflara ait kullanımların farklı olarak algılandıkları ve ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağının da açıkça belirtildiğini her hangi bir ayrım yapılmaksızın tüm dava konusu markalar üzerinde verilen tedbirin hatalı olduğunu, -Davacı tarafın ileri sürdüğü hususlar esas olarak davacıya ait marka ile müvekkile ait markalar arasındaki şekil olarak benzerlik iddialarına dayandığını, tarafların markaları arasında bezerlik bulunmadığını, markalar arasındaki kelime unsurlarının birbirinden farklı olmasının yanı sıra markalar arasında şekil bakımından da ciddi farklılıklar bulunmakta olduğunu, davacıya ait … tescil numaralı … markası ile müvekkiline ait … (Marka Tescil No: …) markasının ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını, tasarım olarak da ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını, -Davacıya ait … tescil numaralı … markası ile müvekkiline ait … (Marka Tescil No: …) markasının ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını Tasarım bakımından da incelenediğinde; kullanım görseli ile müvekkiline ait kullanım görseli bakımından, kullanımların farklı olduğunu ve ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını, -Davacı taraf, müvekkilin tescil etmeden kullandığı … Usulü kullanımının, davacı şirkete ait … tescil numaralı marka hakkına tecavüz yönünden müvekkilin kullanımında olan … USULÜ ile davacı tarafın … USULÜ markasının gerek yazı karakterleri, renkleri, figüratif unsurları ve ambalajlarının birbirinden tamamen farklı olduğunu, -Müvekkiline ait … (Marka Tescil No:…) markasının, davacı tarafa ait … USULÜ markası ile kullanımların ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını, -Davacı taraf, müvekkilie ait olduğunu iddia ettiği … (MARKA TESCİL NO: …) markasının, davacıya ait … tescil numaralı marka hakkına tecavüz oluşturduğunu belirterek hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de davacının bu talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın açıldığı tarih itibariyle … (marka tescil no: …) adında müvekkilinin hak sahibi olduğu bir markanın bulunmadığını, davacı tarafın hükümsüzlük talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kullanım açısından ise farklılık bulunduğunu, -Davacı tarafın, müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği … (Marka Tescil No: …) markasının, davacıya ait … tescil numaralı tasarım ve … tescil numaralı … ibareli marka hakkına tecavüz oluşturduğunu belirterek hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de; davanın açıldığı tarih itibariyle … (marka tescil no: …) adında müvekkilin hak sahibi olduğu bir markanın bulunmadığından, davacı tarafın hükümsüzlük talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporundaki aleyhe tespiti kabul etmediklerini, taraflara ait kullanım görselleri detaylı incelendiğinde, yatay ve dikeyde şeklin gelişinde farklılar bulunduğunu, -Davacı tarafın, müvekkiline ait … (Marka Tescil No: …) markası ile davacıya ait markanın ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğu iddiası ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de, davacının markası ile herhangi bir benzerlik bulunmadığını, -Davacı taraf, müvekkile ait … (Marka Tescil No: …) markası ile davacıya ait … tescil numaralı ibareli markanın ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğu iddiası ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de taraflara ait kullanımların farklı olduğunu, -Davacı taraf, müvekkiline ait … (Marka Tescil No: …) ana markası altında kullanımının, davacıya ait markalar ile ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğu iddiası ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de, davacıya ait kullanım görseli ile müvekkiline ait kullanım görselinin tamamen farklı olduğunu, -Bilirkişi raporunda; davacıya ait magnum marka ile müvekkile ait magnezz markasında sunulan dondurma görsellerinin karşılaştırılmasında, davacı tarafa ait kullanım çubuklu dondurmanın dış yüzeyi çikolata kaplı olup, içinde açık renk dondurma yer aldığı, dondurmaların üst yüzeylerinden benzer biçimde kırılmış ve içi gösterilmiş olduğunu, taraflara ait kullanımların birbiri üzerinde iltibas yaratacak kadar benzer olduğu belirtilmişse de bu tespiti kabul etmediklerini, Türkiye genelinde dondurma da bu şeklin yaygın kullanıldığı düşünülürse, davacı tasarımı ile oluşmayan bu kullanımın sadece davacıya özgünlenmesinin, davacı tekelinde bırakılması, haksız rekabet ortamın oluşmasına da sebep olacağını, -İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22.09.2022 Tarih ve 2021/111 Esas sayılı ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılmasına, haksız ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Emsal kararlar gereğince verilen teminat miktarı hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunu, diğer yandan, davanın esasının öne çekildiği iddiasının hukuken yerinde olmadığını, davanın esasının markanın hükümsüzlüğü ve markaya tecavüzün durdurulması olduğunu, davalının eylemlerinin devam ettiği her an müvekkili şirket telafisi mümkün olmayan zararlara uğradığını, davalı baniddo markası altında kötüniyetli olarak müvekkili şirketin marka+logo+tasarım+ürün gruplarını top yekün taklit ve takip ettiğinden verilen tedbir kararının hukuka uygun olduğunu, davalının bu hususta cevap dilekçesinde hiçbir cevap unsuru barındırmadan teker teker markaların farklılıkları üzerinde durmaya çalıştığını, oysa, Doktrinde ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere karıştırılma ihtimali incelenirken benzerlikler üzerinde durularak karşılaştırma yapıldığını, tüm dava konusu markalar ve ambalaj kullanımları karşılaştırıldığında benzer öğelerin çok fazla olduğunu, toplu takip kastından hareketle davalının tüm markalarının oluşturulduğunu, bu sebeple davalının farklılıklar üzerinden cevap oluşturmaya çalışmasının kabul edilemez nitelikte olduğunu, davalının her müvekkili şirket markasına karşılık bir taklit markası bulunduğunu, davalı cevap dilekçesinde markaların farklılıkları üzerinde durduğunu, benzerliklerinden ise hiç bahsedilmediğini, ufak değişikliklerle müvekkili şirketin tanınırlığından faydalanma ve oluşan güveni kendi lehine kullanma kastı bulunmakta olduğunu, yapılan tüm bu taklit ve takip kastının hukuka aykırı olduğunu, davalının bir diğer savunma argümanın bu tip kullanımların Türkiye’de yaygın olarak kullanıldığı yönünde olduğunu, bir an için yaygın kullanımda olduğu düşünülse dahi bu durumun marka hakkına tecavüzü hukuka uygun hale getirmediğini, davalının bir diğer savunmasının … ve … markalarının tescil edilmediği, hükümde olmadığı yönünde olup, davalı … ve … markalarının tescil edilmediğini, kendilerine ait olmadığını ileri sürdüğünü, bu markaların davalı tarafa ait olup tescil sürecinde davalı tarafından yenilenmediği için sicilden düşmüş olma ihtimalleri bulunduğunu fakat marka hakkına tecavüz için markaların tescilli olma zorunluluğu bulunmamakta olup davalının bu fiili marka kullanımları da müvekkil şirket markalarına tecavüz teşkil ettiğini, bu sebeple davalının bu cevaplarının da hukuken yerinde olmadığını, top yekün taklit ve takip kastından dördüncüsü; marka, ürün, tasarımlar haricinde davalının takip kastı müvekkili şirketin reklam kampanyalarında dahi devam ettiğini, davalının, resmi internet sitesi olan www…com.tr üzerinden yaptığı reklam kampanyasında, aşağıdaki kampanya görsellerinden görüleceği üzere müvekkili şirketin, “…” kampanyasını birebir kopyalayarak “…” şeklinde kampanya yaptığını, kesinleşmiş yargı kararları ile davalının markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğinden tedbirin yerinde olduğunu, istinafın reddini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesi gereğince; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 Sayılı HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı) “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.Aynı Kanunu’nun 159. maddesinde öngörülen ispat şartı tam bir ispat değildir. Delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak ön ispat tedbir kararı verilmesi için yeterlidir. Mahkeme tarafından ön ispatın tespiti, yargılama aşamasında Kanun gereği yapılması gereken bir tespit olup, ihsası rey olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Yine, ileride verilecek olan hükmün etkinliğini temin etmek üzere verilen ihtiyati tedbir kararının dava konusu ile aynı sonucu doğuracak bir ihtiyati tedbir kararı olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Bilirkişi raporuna göre inceleme yapıldığında, Davalı tarafa ait … tescil numaralı markanın, davacıya ait … tescil numaralı ibareli marka ile ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğuna, davalı tarafın web sitesi içeriğinde yer verdiği … ibareli markanın, davacıya ait … tescil numaralı … ibareli marka ile ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğuna, ayrıca davalı tarafın her ne kadar … tescil numaralı … ibareli markası bulunsa da tescilli markasının ayırt edici karakterine zarar vermek suretiyle davacı markasına yanaştırma yaptığına, Davalı tarafın web sitesi içeriğinde yer verdiği … şeklindeki kullanımın, davacıya ait … tescil numaralı … ibareli markayla ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağına, Davalı tarafın web sitesi içeriğinde yer verdiği … şeklindeki kullanımın, davacıya ait … tescil numaralı … ibareli markayla ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağına, Davalı tarafın web sitesi içeriğinde yer verdiği kullanımın, davacıya ait … tescil numaralı markayla ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağına, Davalı tarafın web. Sitesi içeriğinde yer verdiği … şeklindeki kullanımının, davacıya ait … tescil numaralı … ibareli marka ile ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğuna, Davalı tarafın web sitesi içeriğinde yer verdiği şeklindeki kullanımın, davacıya ait … tescil numaralı tescil numaralı şeklindeki tasarım ve … tescil numaralı ibareli markanın üzerinde bulunan görsel ile ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğuna yönelik rapor sunulmuş olup, Mahkemece tüm kullanımlar yönünden verilen kararın hatalı olduğu, dosya ayrıntılı ve kapsamlı bir muhasebe incelemesi gerektirmesi, geçici hukuki korumanın amacı ve önemine binaen ele alınması, hem hukuki korumanın tüm deliller toplanıp yargılama sonuçlandırıldıktan sonra haklılık durumuna göre değerlendirilebileceği, istinaf konusu tedbirin uygulanması halinde davalı firma açısından ticari yönden telafisi imkansız zararların meydana gelmesi ihtimalinin bulunduğu, bununda ihtiyati tedbir kararı verilirken gözetilmesi gerekli menfaatler dengesine aykırılık oluşturulacağı, bu açıdan verilen tedbir kararının yargılamayla ulaşılması hedeflenen amacın baştan teminine yol açacak şekilde davalı yönünden sonuçlarının ağır olabileceği, taraf menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması gerektiği, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 159. maddesi gereğince davalı tarafından teminat yatırılması karşılığında ters tedbir kararı verilmesinin yerinde olacağı, bu sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddine dair 22.09.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına, fakat yapılan hata yeniden yargılamayı gerekli kılmadığından, 23.02.2022 tarihinde verilen tedbirin ters teminat tedbirine çevrilmesine, teminat miktarının olası zararları da gözetilerek 500.000,00 TL olarak belirlenmesine, kararın tebliğinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde 6769 Sayılı SMK. 159/2-c maddesi gereğince 500.000,00 TL teminat yatırılmadığı takdirde verilen ihtiyati tedbirin devamına şeklinde karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile,2- İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/09/2022 tarih, 2021/111 E. Sayılı ihtiyati tedbire itiraz kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3/a- İhtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile tedbir talep eden eden tarafından karar tebliğ tarihinden itibaren 1 HAFTALIK KESİN SÜRE içerisinde, 150.000,00 TL nakdi veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminatın ilk derece mahkemesine depo edildiğinde, 3/b- Davalı tarafından, dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin, ürünlerde kullanımının YASAKLANMASINA, Dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin kullanıldığı ürünlerin, TOPLATILMASINA, EL KONULMASINA, 3/c- 30/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına, 3/d- Kararın görevli ve yetkili İcra Müdürlüğü’nce yerine getirilmesine, 3/e- İnfaz sırasında refakate marka ve tasarım uzmanının alınmasına, 3/f- Davalı tarafa ait … (Marka Tescil No: …) ana markası altında, … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No:…), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …) markalarının hüküm kesinleşinceye kadar sicile şerh verilerek devir ve temikinin tedbiren durdurulmasına, bu hususta TPMK’ ya müzekkere yazılmasına, 4- Ancak aleyhine tedbir talep edilen davalı tarafından, takdiren 500.000,00 TL (beşyüzbintürklirası) nakdi veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminatın kararın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içinde yatırılması halinde tedbirin UYGULANMAMASINA, 6769 Sayılı SMK. 159/2-c. maddesi gereğince teminat yatırılmadığı takdirde tedbirin derhal uygulanacağı hususunun ihtarına (ihtaratın kararın tebliği ile yapılmış sayılmasına), 5- 6100 sayılı HMK’nın 393/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 1 hafta içinde teminat yatırılmadığı takdirde ya da teminat yatırılsa bile aynı süre içinde kararın infazı için ilgili icra dairesine başvurulmadığı takdirde işbu tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 6- HMK 398 md uyarınca ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağı hususunun ihtarına, 7- Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde kendisine iadesine, 8- İstinaf yargılaması için davalı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 27,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 247,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine, 9- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 10- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, 11- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/11/2022