Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1632 E. 2022/1808 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1632
KARAR NO: 2022/1808
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 06/10/2022 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/42 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili 16/09/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece 13/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararında “www…com” isimli internet sitesine erişimin tedbiren engellenmesine karar verildiğini ve bu tedbirin uygulanması için de Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazıldığını, fakat buna rağmen söz konusu siteye halen erişilebildiğini, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliği ile yapılan görüşmede, “www” ibaresi yazılmadan ve farklı yöntemlerle de internet adresine erişim sağlanabildiğini, bu durumu engellemek için müzekkere içeriğinde bu hususların da ayrıca ifade edilmesi gerektiğinin belirtildiğibni, bu bağlamda söz konusu internet sitesine erişimin tamamen engellenebilmesi için müzekkere içeriğine “www…com” ile birlikte “…com, https://…com, https://…com/” şeklindeki adreslerin de eklenerek Erişim Sağlayıcıları Birliğine tekrar müzekkere gönderilmesini; bunun dışında, söz konusu internet sitesine erişim sağlayan başka isim, yönlendirme ve yöntemler varsa onların da engellenmesi hususunun müzekkere içeriğinde belirtilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, “İncelenen dosya kapsamı, davacı vekilinin talep dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce 13/06/2022 tarihli ara kararında sonuç olarak ” ihtiyati tedbir talebinin 300.000,00 TL teminatı kabulüne karar verildiği, davalıya ait “www…com” isimli internet sitesine ve Davalıya ait, www.twitter.com/…, www.instagram.com/…, www.facebook.com/…, www.tiktok.com/… ve www.linkedin.com/…/ isimli sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesine”, karar verildiği, davacı vekilince süreside teminat yatırıldığı, davacı vekilince tedbir kararımız gereği erişim engellenmesine kara rerilen www…com isimli internet sitesine www ibaresi yazılmadan ve farklı yöntemlerle de erişim sağlanabildiği bu sebeple tedbirin genişletilmesi talebinde bulunduğu, mahkememizce dosya içeriği incelendiğinde; 13/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir ara kararımıza karşı yapılan itiraz üzerine ters teminat tedbirine hükmedildiği davalıyanca mahkememizin 07/07/2022 tarihli ters teminat tedbirince belirlenen 600.000,00 TL teminat miktarı yatırılmadığından mahkememiin 13/06/2022 tarihli tedbir kararının devam ettiği görüldü. Davacı vekilinin talebinin verilen ihtiyati tedbirin etkinliğinin sağlanması bakımından dosya kapsamında uygun olduğu anlaşıldığından .. 1-ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, teminat alınmasına yer olmadığına, 2-davalıya ait “www…com ile birlikte …com, https://…com, https://…com/” isimli internet sitelerine erişimin engellenmesine … Dair, dosya üzerinden, ihtiyati tedbirin uygulanmasından, tedbir yokluğunda uygulanmışsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde aleyhine tedbir kararı verilen tarafından mahkememize İtiraz Kanun Yolu Açık Olmak Üzere” karar verilmiştir.Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkilinin “…” markasını kullanma hakkı bulunduğunu, davacının davasının mesnetsiz olduğunu, mahkeme tarafından davacı-karşı davalının erişim engeli uygulanmasına talebinin kabulüne karar verildiğini ve tarafca yapılan itirazla 07/07/2022 tarihli duruşmasında müvekkil şirketin ters teminat tedbirince 600.000 TL nakit teminat yatırılması halinde kısmi kabul kısmi red kararı verildiğini, asıl marka sahibi olan müvekkil şirketler grubunun tüm bu süreç nedeniyle itibar, intibas, garanti ve teklik ilkesi gereği tüm hakları zarar uğramış ayrıca kazanç kaybına sebebiyet verdiğini, tarafça 07/07/2022 tarihli oturum ara kararına karşı istinaf başvurusunun yapılmış olduğunu ve dosyanın istinaf incelemesinden dönüşü beklenirken davacı-karşı davalı tarafın yerel mahkemeye 16/09/2022 tarihli talep dilekçesiyle müvekkil grup şirketlerine ait tüm hesaplarına yeniden erişim engeli konmasına karar verilmesini talep etmekle mahkemenin 06/10/2022 tarihli ara kararıyla müvekkil şirkette ait olan marka hakkında tüm satış platformları-sosyal medya hesapları üzerine erişim engeli konmasına karar verildiğini; davacı-karşı davalının hesabını ve diğer satış platformlarındaki hesaplarını ne zamandan beri kullanıldığı bilinmediği için oluşan zararın tespiti mümkün olmadığından ve halen devam ettiğinden kanun gereği ivedi şekilde ters teminatlı ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek mahkemenin 06/10/2022 tarihli kararının kaldırılarak, müvekkili grup şirketler adına konulan tüm erişim engellerinin teminatsız olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın mahkemenin 06/10/2022 tarihli ara kararına karşı itiraz yoluna başvurması gerekirken o yola başvurmayarak istinaf yoluna başvurduğunu, bu nedenle ara kararın kesinleştiğinden başvurunun usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olması sebebiyle davalı vekilinin yerinde olmayan başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı vekili tarafından istinaf konusu yapılan husus, ihtiyati tedbirin kabulü kararının kaldırılmasına ilişkindir. HMK’nın 394. maddesi ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz yolunu düzenlemiş olup madde ”(1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz. (2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/42 md.) Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir. (3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. (4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. (5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.” hükmünü haizdir. İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar 6100 Sayılı HMK’nın 341. maddesinde şu şekilde sayılmıştır: (1) İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir: a) Nihai kararlar. b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar. (2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir. (3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. (4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. (5) İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir. İstinaf aşamasında ön incelemeyi düzenleyen HMK’nın 352. maddesi ”(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda aşağıdaki durumlardan birinin tespiti hâlinde öncelikle gerekli karar verilir : a) İncelemenin başka bir dairece veya bölge adliye mahkemesince yapılmasının gerekli olması b) Kararın kesin olması c) Başvurunun süresi içinde yapılmaması ç) Başvuru şartlarının yerine getirilmemesi d) Başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi (2) Ön inceleme heyetçe veya görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır ve ön inceleme sonunda karar heyetçe verilir. (3) Eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır.” hükmünü haizdir. Davalının istinaf talebinin, tarafların yokluğunda ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbir talebinin kabul kararına yönelik olduğu tespit edilmekle, bu karara karşı davalı tarafın itiraz yoluna başvurması gerektiği açık ve net bir şekilde kanunda belirlenmiş olmakla ve verilen karar istinafı kabil olmayan kararlardan olmakla, istinaf başvurusu şartının sağlanmadığına kanaat getirilmiş, davalının talebi itiraz olarak nitelendirilerek ilk derece Mahkemesi tarafından belirlenecek murafaa gün ve saatinin şerhli davetiye ile taraflara bildirilip itiraz incelemesi yapılması gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Tedbir talep eden vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-ç. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden talep eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde talep edene iadesine, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 346/1. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022