Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1613 E. 2022/1615 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1613
KARAR NO: 2022/1615
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/09/2022
NUMARASI: 2022/108 Değişik İş – 2022/113 Karar
DAVANIN KONUSU: Delil Tespiti- İhtiyati Tedbir (Değişik İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir ve tespit isteyen vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …’nin TPMK nezdinde tescilli TR … sayılı patentin sahibi olduğunu, diğer müvekkilinin ise ilgili patent ile korunan … 100 Mcg/MI Iv Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul ürünlerinin Türkiye’deki üretim, ithalat ve satış ruhsatnamelerinin sahibi olduğunu, karşı tarafın ruhsat sahibi olduğu … 100 Mcg/1 MI I.V.I.M. Enjeksiyonluk Çözelti ürünlerinin müvekkilinin patent haklarına muhtemel surette tecavüz ettiğini, karşı tarafın ürünleri için ruhsat ve satış izni aldığını, geri ödeme listesine girdiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmediği takdirde telafisi imkansız zararlara sebep olacağını belirterek, SMK m. 159/(1), TRIPS m. 50(1) ve HMK m. 389 ve devamı hükümler uyarınca ileride açılacak patent tecavüzünün önlenmesi davasının etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve müvekkilinin KML tedavisinde kullanıma yönelik dasatinib etken maddesi içeren … isimli ürünlerinin satışının, satış için teklif edilmesinin, sözleşme için teklif edilmesinin, her türlü ticari amaçla elde bulundurulmasının, üretimi, ithalatı, tanımı da dâhil olmak üzere herhangi bir şekilde ticaret mevkiine konulmasının önlenmesini, hali hazırda üretilmiş olan mütecaviz ürünlerin ürünler toplatılarak dava sonuna kadar muhafaza altına alınarak, karşı tarafın söz konusu ürününü üretmesi, elde bulundurması veya ithal etmesi durumunda dağıtılan veya satışa sunulmuş olan tüm ürünlerin toplatılmasını, mütecaviz … ürünlerinin satış için teklif anlamına gelen; Sosyal Güvenlik Kurumu Geri Ödeme Listesi’ne dâhil edilmesinin önlenmesini ve eğer dâhil edilmiş haldeyse Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilecek bir müzekkere ile karşı tarafın ilacının Sosyal Güyenlik Kurumu Geri Ödeme Listesinden çıkartılmasını, tedbir kararının Sağlık Bakanlığı TİTCK ve SGK’ya bildirilmesini, … isimli orijinal ürünlerinin ruhsat dosyalarını referans göstermek suretiyle ruhsat aldığı … ürünlerinin ruhsat dosyalarının işbu talep ve tedbir kararı neticesinde açılacak dava sonuçlanıncaya kadar 3. kişilere devrinin tedbiren önlenmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince”… Tedbir talep eden vekilinin, patente tecavüz davası açmadan D.İş dosyası üzerinden tedbir talebinde bulunduğu anlaşılmışsa da; davacının patentinin kapsamı göz önünde bulundurulduğunda etken madde ve istemlerin karşılaştırmasının davalı KÜB ve KT dokümanları ve patent istemleri ile karşılaştırılması isteminin teknik yönden alanında uzman kişilerin incelemesini gerektirdiği, patente tecavüz bulunup bulunmadığı yönündeki tespitin talep gereği bir menfi tespit içeren esasa taalluk eden bir talep olması esas hakkında yazılı yargılama usulüne göre görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği, basit usule tabi delil tespiti davası yoluyla çözümlenemeyeceği, karşı tarafın ruhsat başvurusu yapmış olmasının hatta fiyat onayı almış olmasının patente tecavüz olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, zira uygulamada ruhsat başvurusu yapılması, fiyat onayı alınması, SGK geri ödeme listesine girilmesinin Yargıtay ve İstinaf mahkemelerinin istikrar kazanan içtihatlarına göre yasal bir hakkın kullanımından ibaret olduğu, yani BOLAR istisnası kapsamında olduğu, bu eylemlerin patente tecavüz olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, tedbir kararı verilmesinde aciliyet olmadığı, davanın esasını çözümleyecek şekilde tedbir kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu bilinmektedir. … 6769 sayılı SMK 85/3-c maddesi uyarınca “İlaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dâhil olmak üzere, patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller” patentten doğan hakların istisnası oluşturarak, patentle korunan hakka tecavüz etmemektedir. Bu istisna Bolar İstisnası olarak adlandırılmaktadır. Bu istisna; jenerik ürün üreticisinin patente koruma süresinin bittiği günün ertesi günü jenerik ürününün pazarda olabilmesi amacı ile konmuştur. Kanun koyucu ilaç ruhsat başvurusunun patent ile korunan hakka tecavüz etmediğini hüküm altına almıştır. Bu hüküm karşısında, kanuna aykırı olarak Yönetmelik ile başka bir koruma sağlanması ve jenerik ürüne ilişkin başvurunun engellenmesi mümkün değildir. … Jenerik ürünün pazara sunulabilmesi için 1262 sayılı kanunun 6. maddesi ile Yönetmelik gereği ruhsatlandırılmış ve satış izninin alınmış olması gereklidir. Gerçekten de Yönetmeliğin 5. maddesi “Bu Yönetmelik hükümlerine göre Bakanlık tarafından ruhsatlandırılmayan hiçbir beşeri tıbbi ürün pazara sunulamaz.” hükmüne haizdir. Ayrıca ürünün piyasaya sunulabilmesi için satış izni de alınmış olması gereklidir. O halde ilaç üreticisi kişi öncelikle söz konusu tıbbi ürününü ruhsatlandırmalıdır. Bu bağlamda jenerik ilaç üreticisinin patent süresinin veya veri imtiyaz süresinin bittiği günün ertesi günü pazara ürün sunabilmesi için bu tarih öncesinde test ve deneyler yapması gereklidir. Talep edenin patentinin de yani TR … nolu patentin de koruma süresinin 29/09/2031 tarihine kadar olduğu talep eden tarafça belirtilmiştir. Dolayısıyla 85/3-c kapsamında aleyhe tespit talep edilenin test ve deneyler yapması, fiyat onayı alması hatta listeye girmesi hukukidir. … Öte yandan TRIPS 39. maddesi ile hüküm altına alınan “bu verileri haksız ticari kullanıma karşı koruyacaklardır.” hükmü Yönetmeliğin 28. maddesi ile sağlanmaktadır. “Bir ürüne ruhsat almak üzere başvuru sahibi tarafından Bakanlığa sunulan bilgiler gizlidir. Bu gizlilik Bakanlıkça korunur.” hükmü gereğince ruhsatlandırılmış ürün verileri gizli tutulmakta, uluslararası hukukun öngördüğü düzenleme iç hukuka yansıtılmış olmaktadır. Ruhsat başvurusunda bulunulması herhangi bir haksız eylem durumu yaratmamakta, TİTCK tarafından gizli tutulan veriler ifşa edilmemekte, kısaltılmış ruhsat başvurusunda bulunan kişi de söz konusu verileri kullanmamaktadır. … Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 03.02.2009 tarih ve 2007/6358 E, 2009/1166 K, 29.09.2009 tarih ve 2007/4802 E, 2009/9797 K, sayılı içtihatları , Bam 16.HD’nin 2018/759 Esas,2018/1070 karar sayılı ilamları) ile birlikte incelendiğinde; talep edenin patentine tecavüz edildiğine dair somut delil sunulmadığı, aleyhine tespit ve tedbir istenen tarafın ise eyleminin ise Yargıtay ve İstinaf mahkemelerinin istikrar kazanan içtihatlarına göre yasal bir hakkın kullanımından ibaret olduğu, öte yandan D.iş evrakı üzerinden teknik bir konunun basit yargılamaya tabi usul ile incelenmesinin hak ihlaline yol açacağı, davalının gizli bilgilerinin incelemeye açılmasına sebep olacağı hususları gözetildiğinde böyle bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, HMK 401 vd.maddeleri uyarınca delil tespitlerinin ancak kaybolma ihtimali bulunan somut bir takım delillerin şimdiden tespiti için yapılabileceği hususu gözetilerek talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir. …” gerekçesi ile tespit ve tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Talep edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; Talebin ileride açılacak davanın etkinliğini arttırmayı amaçladığını, mahkemenin yüzeysel özensiz ve yetersiz inceleme yaptığını, Bolar istisnasının mevcut olmadığını, mahkeme gerekçesinin başka bir karardan “aynen” kopyaladığı için somut olayla hiçbir ilgisi bulunmayan ve muhtemelen farklı bir dosyaya ait “müvekkilinin KML tedavisinde kullanıma yönelik” gibi ifadelerin de kararda yer aldığını, müvekkilinin delil tespiti ve ihtiyati tedbir başvurusuna dayanak teşkil eden TR … sayılı patent 29.09.2031 tarihine kadar geçerli olduğunu, diğer tarafa ait … ilacı ise aşağıda detaylı olarak açıklandığı üzere 13.03.2022 tarihinde ruhsat ve 12.08.2022 tarihinde fiyat onayı aldığını, ardından 25.08.2022 tarihi itibariyle SGK’nın geri ödeme listesine girdiğini, diğer tarafa ait … adlı ürünün artık 6769 sayılı SMK madde 85/3’deki istisnadan yararlanma olasılığının kalmadığını, emsal mahiyette Yargıtay 11. HD’nin kararlarının bulunduğunu, talebin asıl dava ile talep edilebileceği yönündeki gerekçeye katılmadıklarını beyanla ret kararının kaldırılmasını, karşı tarafın … 100 Meg/i MI IV/IM Enjeksiyonluk Çözelti ürünlerinin müvekkilinin başvuruya dayanak TR … sayılı patentinin koruma süresinin bitimine 9 yıl olmasına rağmen satış ruhsatı, fiyat onayı aldığı ve SGK geri ödeme listesine girdiği dikkate alınarak, gerekirse hususların teyidi için ilgili kurumlara müzekkereler yazılarak ve bilirkişi incelemesi yapılarak neticede ihtiyati tedbir ve delil tespiti taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf vekili talep edenlerin istinafına cevap dilekçesinde özetle; Delil tespiti koşullarının oluşmadığını, buna ilişkin yaklaşık ispata yeter mahiyette bilgi, belge ve delil sunulmadığını, ruhsata ilişkin idari adımların patent hakkı kapsamı dışında olduğunu, ürünün piyasaya çıkmadığını, Bolar istisnasına ilişkin davacı vekilinin makalesinin de gerekçeli kararı doğruladığını, ruhsata konu ürünün tespit talep edene ait … sayılı patent kapsamında olmadığını, talep edenin tespit ve tedbir talep etmekte hukuki menfaatinin bulunmadığını beyanla talep edenlerin istinaf başvurusunun reddine karar i savunmuştur.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep edenlerin TR … sayılı patentine, karşı tarafın kuvvetle muhtemel tecavüz teşkil ettiğini iddia ettiği … 100 Meg/l1 MI IV/LM. Enjeksiyonluk Çözelti ürünü için satış ruhsatı ve fiyat onayı almış olduğundan, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun geri ödeme listesine girdiğinden ve telafisi imkansız zararın her an oluşabileceğinin belirlendiğinden bahisle, ileride açılması muhtemel davanın etkisini arttırmak amacıyla delil tespiti istemi ile ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını delil tespiti talebi ile isteyebilir. Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır. Talep edenin tedbir talep edebilmesi için de karşı tarafın kullanımının, kendi patentine tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmesi, mevcut durumda değişiklik olacağını, tedbir kararı verilmediği taktirde hükmün infazının zorlaşacağını, imkansız hale geleceğini, bu fiillerden zararının doğduğunu, doğma ihtimali bulunduğunu yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanıtlaması gerekir. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Eldeki değişik iş dosyasında, asıl davanın açılması ile yargılama esnasında elde edilebilecek ve veya yargılama neticesinde elde edilebilecek mahiyette delil tespiti ile ihtiyati tedbir talep edildiği, basit usule göre görülen değişik iş dosyasında bu talebin karşılanmasının delil tespiti ve ihtiyati tedbir düzenlenmesinin amacını aşar mahiyette olduğu, talebin kabulü halinde karşı tarafın gizliliğinin ihlal edilebileceği, ihtimalinde taraflar arasında denge gözetildiğinde orantısızlık oluşabileceği, talep edenin bahse konu talebinde ileri sürdüğü delillerin kaybolma ihtimalinin bulunmadığı, karar verilmesini gerektiren aciliyetin bulunmadığı, asıl dava ile çözümlenebilecek konuda delil tespitinde hukuki yarar olamayacağı ve tedbir verilmesinin de yasa gereği mümkün olamayacağı, delil tespiti ve ihtiyati tedbir kararı verilmesinde elverişlilik, gereklilik ve orantılılığın bulunmadığı dikkate alındığında verilen kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi delil tespiti ile ihtiyati tedbire ilişkin kanun maddelerinin uygulanmasını gerektirici sebeplerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun ilk derece Mahkemesi’nin kararı isabetli bulunmuştur. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, talep edenlerin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla talep edenlerin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/09/2022 tarih ve 2022/108 Değişik İş, 2022/113 Karar sayılı kararına karşı talep edenler vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Talep edenler tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Talep edenler tarafınca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/11/2022