Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1587 E. 2022/1597 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1587 Esas
KARAR NO: 2022/1597
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2022
NUMARASI: 2022/662 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacılar vekili 13/09/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından müvekkilleri aleyhine ikame edilmiş olan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına karşı Bakırköy 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/683 esas sayılı dosyası ile itiraz edildiğini, Bakırköy 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 26/11/2021 tarihli tensip ara kararıyla takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, tedbirin halen devam ettiğini, ancak icra hukuk mahkemelerinin kanunen şekli inceleme yapabileceğinden ötürü, Bakırköy 7. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından tesis edilmiş olan tedbir kararının ortadan kalkabileceğini, bu ihtimale binaen müvekkilleri açısından telafisi güç ve imkansız zararların ortaya çıkma ihtimali olduğunu, bu sebeplerle genel mahkeme sıfatıyla bu davayı görmekte olan İlk Derece Mahkemesinden Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından HMK’nun 209. maddesi uyarınca tüm hacizlerin kaldırılması suretiyle teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, müvekkillerinin murisi …’in ve dolayısıyla müvekkillerinin davalılara borçlu bulunmadığının tespiti ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasının iptaline, davalının İİK’nun 72/5 uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Somut olayda dava, icra takibinden sonra açıldığından,ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Öte yandan İİK, icra takip hukuku açısından HMK’na göre özel kanun olup takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İİK hükümlerinin uygulanması gerekir. HMK 209.madde hükmü sebebiyle önceleri icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında tedbir kararı verilebileceği yönünde Yargıtay 12. ve 19.Hukuk Dairelerinin kararları bulunmakta ise de, anılan Daireler daha sonra bu görüşlerinden vazgeçmişlerdir. Nitekim 12.HD’nin 17/02/2015 tarihli 2014/28104 E., 2015/3050 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi HMK’nun 209.maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup icra takibine etkisi yoktur. Yine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 10/09/2018 tarihli 2017/1388 E., 2018/3978 K. sayılı ilamında da İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında HMK’nun 209/1 maddesinin uygulama yerinin olmadığı belirtilmiştir. Senetlerdeki imzaların sahteliği iddiası sebebiyle İİK 72.maddesi uyarınca açılan davada takibin durdurulması mümkün olmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” şeklinde gerekçeyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İtiraza konu sahte bonoların ve bu bonolara dayanak tüm protokol ve belgelerin sahte imza ile üretilmiş olduğunu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/99307 soruşturma numaralı dosyası üzerinden yürütülen soruşturmada üç kişiden oluşan uzman heyet tarafından rapor tanzim edilmiş olan, 29/11/2021 tanzim tarihli imza inceleme mütalaa raporunun 26. sayfasının “sonuç” başlıklı bölümünde; “…İnceleme konusu belgeler üzerinde “…”e atfen atılı imzaların; “…”e ait tüm mevcut asıl olan mukayese belgelerindeki örnek imzalarına kıyasla aralarında gözlenen gerek yukarıda maddeler halinde belirtilen hususlar, gerekse grafolojik tanı unsurlarından TERSİM TARZI, İŞLEKLİK DERECESİ, ALIŞKANLIKLAR, İSTİF, EĞİM, DOĞRULTU, SEYİR, HIZ VE BASKI DERECESİ yönünden de saptanan FARKLILIKLARA atfen “…” ELİ ÜRÜNÜ OLMADIĞI, İnceleme konusu belgeler üzerinde “…”e atfen atılı İMZALARIN, “…”in samimi imzalarından faydalanılarak SERBEST TAKLİT YÖNTEMİ İLE ATILMIŞ OLDUĞU…” şeklinde kanaat bildirildiğini, Yine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/109546 soruşturma numaralı dosyası üzerinden yürütülen soruşturmada üç kişiden oluşan uzman heyet tarafından rapor tanzim edilmiş olup, 29/11/2021 tanzim tarihli imza inceleme mütalaa raporunun 24. Sayfasının “sonuç” başlıklı bölümünde; “…İnceleme konusu belgeler üzerinde “…”e atfen atılı İMZALARIN; “…”e ait TÜM MEVCUT ASIL OLAN mukayese belgelerindeki örnek imzalarına kıyasla aralarında gözlenen gerek yukarıda maddeler halinde belirtilen hususlar, gerekse grafolojik tanı unsurlarından TERSİM TARZI, İŞLEKLİK DERECESİ, ALIŞKANLIKLAR, İSTİF, EĞİM, DOĞRULTU, SEYİR, HIZ VE BASKI DERECESİ yönünden de saptanan FARKLILIKLARA atfen “…” ELİ ÜRÜNÜ OLMADIĞI, İnceleme konusu belgeler üzerinde “…”e atfen atılı İMZALARIN, “…”in samimi imzalarından faydalanılarak SERBEST TAKLİT YÖNTEMİ İLE ATILMIŞ OLDUĞU…” şeklinde kanaat bildirildiğini, Mürekkep yaşının tespitine ilişkin raporda ise; “Senetler, alonjlar ile 2010 yılına ait bir protokol hariç diğer üç prookol 18-24 aydan daha yeni, 2010 yılına ait bir protokol tablo-1 no: 7 ile tablo 2 (no: 6) ise 18-24 aydan daha eski olarak yazılı olduğunun delillerinin elde edildiği karar yüce yargınızda olmak üzere kanaat ve mütalaa ettiğimi saygılarımla arz ederim.” şeklinde kanaat bildirildiğini, Yaş tespit raporu ile bildirilmiş olan kanaat, dosya kapsamındaki İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ek kararı, dosya kapsamında bulunan HTS kayıtları, kamera kayıtları, sanık ikrarları, müşteki beyanlarının tanık beyanlarıyla birebir örtüştüğünü, tüm evrakların müteveffanın ölümünden sonra tanzim ve imza edilmiş olduğunun ortaya çıktığını, Senetlerin müvekkillerinin murisinin ölümünden sonra sahte imza ve dolandırıcılık yöntemiyle oluşturulduğunu, takibin tedbiren durdurulmaması halinde telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının HMK’nun 209. Maddesi uyarınca tüm hacizlerin kaldırılması suretiyle teminatsız olarak tedbiren durdurulmasın karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Talep, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, icra takibinin durdurulması yönündeki talebin reddine dair Mahkeme kararının istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir. İİK’nın 72/3. maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği” şeklindeki özel nitelikteki emredici düzenlemeye rağmen genel kanun olan HMK’nın 209/1. maddesine göre takip hukukuna ilişkin sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değil ise de; 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenleme yer aldığı, Kanunda bu hususun genel olarak düzenlendiği, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda dosya incelendiğinde; her ne kadar tedbir talebine dayanak senetlerin sahteliğine ilişkin olarak bağlantılı Ceza dosyalarına sunulmuş olan 29.11.2021 tarihli bilimsel mütala bulunuyor ise de; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/182988 soruşturma sayılı dosyasına sunulan ve icra takibine dayanak 11.12.2018 düzenleme, 01.11.2021 vade tarihli, 540.000 USD bedelli senedin de aralarında bulunduğu belgeler üzerinde yapılan imza incelemesine yönelik 08.06.2022 tarihli Adli tıp raporunda ”İnceleme konusu belgelerde Yahya Sönmez adına atılı imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu…” şeklindeki değerlendirme dikkate alındığında, yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmakla, Mahkemece verilen karar hatalı gerekçeye dayansa da kararın sonuç itibariyle doğru olduğu anlaşılmakla gerekçe yönünden kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.Açıklanan sebeplerle, tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, aynı yasanın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacılar vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince re’sen yapılan inceleme sonucunda;Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2022 tarih, 2022/662 E., Sayılı kararının gerekçe yönünden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda;3-Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 242,10 TL’den mahsuben bakiye 161,40 TL harcın talep halinde davacılara iadesine, 5- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2022