Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1566 E. 2022/1570 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1566
KARAR NO: 2022/1570
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2022
NUMARASI: 2022/159 E. – 2022/435 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı … A.Ş.’de katılım hesabı olduğunu, farklı tarihlerde toplam 7.298 USD yatırım yaptığını, … A.Ş.’nin müvekkilinin alacağını ödeyemeden tasfiyeye girdiğini, tasfiye sürecinde 24.01.2011 tarihinde; davacı, davalı ve … A.Ş. arasında yapılan temlik sözleşmesi ile müvekkilinin alacağını davalının üstlendiğini, ekte sunulan sözleşmeye göre toplam 7.298 USD olan alacağı, 28.06.2012 tarihinde ilk taksit olmak üzere 24 taksitte ödeneceğini, 24. Taksit 398 USD diğer taksitlerin 300 USD olduğunu, ancak davalının ilk taksit dahil hiçbir ödemeyi yapmadığını, bunun üzerine davalıya karşı icra takibi başlatıldığını ancak davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu beyan etmiştir. Bu sebeplerden dolayı; itirazın iptali ile takibin devamını, alacaklarının yasal faiz oranı ile tahsilini, davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın 6502 sayılı yasadan kaynaklanan bir vakıa olmadığını, tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, nitekim konusu iş bu davayla bire bir aynı olan başkaca davalarda dosyaların Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verildiğini, dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya dayanağı sözleşmede davacının imzasının bulunmadığını ve bu neden BK 14, 17 ve 27. Maddeleri uyarınca sözleşmenin hükümsüz olduğunu, davacı tarafın her ne kadar imzasız ve hükümsüz de olsa, 24.01.2011 tarihli sözleşmeye dayanarak iş bu davayı açtığını, sözleşme tarihinin 24.01.2011 olduğu dikkate alındığında iş bu davanın en geç 24.01.2021 tarihine kadar açılması gerektiğini, 21.10.2021 dava tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, dayanak sözleşmenin alacağın temliki değil borcun nakli niteliğinde olduğunun açık ve sabit olduğunu, hal böyle olunca dayanak sözleşmenin niteliği gereği borcu devralan yeni borçlunun eski borçlunun alacaklıya karşı haiz olduğu itiraz ve def’ileri alacaklıya karşı ileri sürebileceğini, bu çerçevede dava dışı … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, kar ve zarara, hesabı sahilerine tasfiye sürecinde alacak isabet edip etmeyeceğini ve edecekse bu alacağın miktarının ancak tasfiye sonucunda belli olacağını, ayrıca işlemiş faiz talebinin de yasal dayanağı bulunmadığını, bu sebeplerle davanın reddini, davacının %20 oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davacı ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının tacir olmadığı ve davalının da ticari işletmesini ilgilendiren bir borç söz konusu olmadığı da gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Uyuşmazlık, TBK’da düzenlenmiş olan temlik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup uyuşmazlığın çözümünde TBK’nın 183. ve devamı maddeleri uygulanacağından, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu sebeple, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, 6100 Sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. (HGK’nın 21/03/2019 Tarih, 2017/11-2630 Esas-2019/328 Karar sayılı) açıklanan sebeplerle görevsizlik kararı” verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Güncel Yargıtay ve BAM içtihatları uyarınca iş bu davada görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak davası olduğunu, ihtilaf konusu sözleşme ve işin bu sözleşmenin ifası tacir olan müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olup, ticari iş niteliğinde olduğunu, TTK ’nun 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan bir iş/sözleşmenin diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, iş bu uyuşmazlığa bakmakla görevli Mahkemenin, TTK ’nun 4. ve 5. maddeleri gereğince Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusunun iş niteliği itibarıyla TTK ’nun 4/1-f bendi kapsamında kaldığını, Yargıtay 20.HD. 2018/3018 E., 2018/4835 K. sayılı, 25.06.2018 tarihli kararı, Yargıtay 19.HD. 2016/17275 E., 2018/1741 K. sayılı kararı, İstanbul BAM 37.HD. ’nin 2018/1862 E., 2019/393 K. Sayılı kararı, İstanbul BAM 16.HD. ’nin 2020/1100 E., 2020/1219 K. Sayılı kararı, İstanbul BAM 14.HD.’nin 2019/1898 E., 2019/1620 K. Sayılı kararı gereği kararının bozularak kaldırılmasına ve İstanbul Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine, itirazın iptaline ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde “bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu” belirtilmiş, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır. … bu davada taraf değildir ve uyuşmazlık taraflar arasındaki temlik sözleşmesinde, davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği iddiasından kaynaklanmıştır. Benzer uyuşmazlıklara konu davalarda verilen (Bakınız Yargıtay 11.HD’sinin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) emsal kararlar ile, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 Sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına ” karar verilmiştir. Somut olayda davacı, davalı ile aralarında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca, davacının … Kurumundan olan alacağının davalı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının edimini yerine getirmediğini belirterek alacağın tahsilini talep etmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın temlik sözleşmesinden kaynakladığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K. sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 Sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına ” karar verilmekle, dosyamız davacısının da tacir olduğuna dair bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Sonuç olarak, bu doğrultuda ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2022 tarih ve 2022/159 E., 2022/435 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-g. maddesi gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10/11/2022