Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1556 E. 2022/1566 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1556 Esas
KARAR NO: 2022/1566
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2017
NUMARASI: 2016/546 E. – 2017/1232 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Kurumu AŞ nezdinde bulunan dolar ve euro hesabının, bu şirketin tasfiye sürecine girmiş olması sebebiyle 04/01/2011 tarihinde davalıya sözleşme ile delil ve temlik ettiğini, davalı tarafından … Kurumu AŞ ‘de bulunan alacaklarının kendisine ödeneceğinin taahhüt edildiği ve ödeme planının hazırlandığı ancak kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple icra takibi başlattığını beyan etmektedir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen alacağın henüz hukuken talep edilebilir durumda olmadığını, her ne kadar sözleşmede alacağın temliki ibaresi kullanılmış ise de; alacaklının değişmemesi aksine borçlunun değişmiş olması sebebiyle borcun naklinin söz konusu olduğunu, borcu nakledilen … AŞ ‘nin tasfiye sürecinin halen devam ettiğini, tasfiye sonucu beklenmeden alacağın talep edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi incelemesi ile; davacının dava dışı Tasfiye Halinde … Kurumu AŞ nezdinde bulunan … numaralı hesabında 10.000 USD ile 1.022,58 Euro bulunduğu ve 04/01/2011 tarihinde temlik ve ibra sözleşmesi ile hesabın davalı tarafından devir ve temlik alındığı, temlik sebebiyle davacı tarafından Tasfiye Halinde … Kurumu AŞ. ‘nin ibra edildiği, sözleşme kapsamına göre taraflar arasında kar ve zarar katılma ortaklığı ilişkisi bulunduğu, bu ilişki sürecinde … Kurumu’nun faaliyet izninin BDDK’nın 10/02/2001 tarih ve 171 sayılı kararı ile kaldırıldığı, finans şirketinin bu şekilde tasfiye sürecine girdiği ve dava sırasında tasfiyenin halen devam ettiğinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 06/10/2017 tarihli yazı cevabı ile sabit olduğu, buna göre finans şirketinin tasfiyesi devam ederken davacının talep hakkının bulunmadığı, tasfiye sonuçlanıp kar ve zarar durumu belirginleştikten sonra davacını talep hakkının oluşabileceği anlaşıldığından davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalı tarafça da sarih bir şekilde imzalanmış olduğu kabul ve beyan edilen “alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi” uyarınca müvekkili …’nun Tasfiye Halinde … Kurumu A.Ş ile olan ilişkisinin sonlandırıldığını, borçlu sıfatının sözleşme ile davalı şirkete intikal ettirildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.3 numaralı maddesinde “Temlik alan, muhatabın kendisine temlik ettiği tutarı, muhataba aşağıda belirtilen vadelerde taksitler halinde ödeyecek olup, her bir taksit ödeme günündeki TCMB döviz alış kuru karşılığı Türk Lirası olarak ödeyecektir.” kısmının bulunduğunu, ödeme planı belirlendiğini, müvekkilinin Tasfiye Halinde … Kurumu A.Ş’den olan mevcut alacağının davalı şirket tarafından devir ve temlik alındığını, davaya konuyu alacağın varlığının … Kurumu A.Ş’den bağımsız hale geldiğini, mevduatın (alacağın) tahsili hususunda, sadece davalı …. Tic. Ltd.Şti. yönünden icra takibi başlatıldığını, davanın tarafı dahi olmayan … Kurumu A.Ş’nin tasfiye sürecinin neticesinin beklenilmesini gerektirecek herhangi bir hususun var olmadığını, devir ve temlik alınan bu alacağın davalı şirket tarafından müvekkiline belirli vadelerde ödeneceğinin, kayıtsız ve şartsız olarak taahhüt edildiğini, kararın ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yeniden değerlendirilmek üzere mahkemeye iadesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Taraflar arasındaki 04/01/2011 tarihli Tasfiye Halindeki … Kurumu A.Ş. nezdindeki alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihi olan 28/04/2016 tarihi itibariyle 6102 Sayılı TTK yürürlüktedir. Anılan kanunun 4. maddesinde de ticari dava ve işler sayılmıştır. Aynı yasanın 5. maddesinde ise bir yerde asliye ticaret mahkemesinin bulunması halinde, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4. madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağına değinilmiş, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, ihtilaf halinde göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenmekte olup göreve ilişkin kurallar kamu düzeniyle ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır. Somut olayda, davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının borcunu ödemediği iddia edilerek alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki tasfiye halindeki … Kurumu A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Davacının alacağının davalıya temlikinden doğan alacağın artık davacı ile … Kurumu A.Ş. arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi bir tüketici işlemi de sayılmaz. Uyuşmazlığın çözümünde 6098 Sayılı TBK’nın 183. vd. maddeleri uygulanacak olup, işbu dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi değildir. Hal böyle olunca, mahkemece asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla davaya bakılıp, işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece ticaret mahkemesinin görevli olduğu, davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakıldığı anlaşılmakla isabet görülmemiştir. Tüm bu sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun re’sen gözetilen sebeplerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın görevsizlik kararı verilmek üzere yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2017 tarih, 2016/546 E. 2017/1232 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/11/2022