Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1530 E. 2022/1514 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1530
KARAR NO: 2022/1514
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2022
NUMARASI: 2022/3 Değişik İş – 2022/4 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili 10.01.2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … tescilli markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin öncelikle tespiti ile tedbiren durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması; satıştan kaldırma, kullanımı önleme, tescilli markaya iltibas sureti ile tecavüz eden aleyhine tedbir istenilen şirket ve şahıslara ait … marka saç, cilt ve vücut ürünlerin satış ve kullanımının önlenmesi bakımından tedbir talebi ile ihtiyaten el konulması, satıştan kaldırılmasının sağlanması, tedbir kararının Türkiye çapında tirajı en yüksek 3 gazetede ikişer hafta ara ile iki defa yayınlanmasına karar verilmesi talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 11.01.2022 tarihli ara kararı ile ” … Dosyanın re’sen alanında uzman, bir marka uzmanı ve bir bilişim uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek tedbir isteyen vekilinin dilekçesinde belirttiği hususlarda rapor düzenlemelerinin istenilmesine, … Bilirkişi ücreti olarak takdir edilen 750,00′ şer TL bilirkişi ücreti ile tebligat masrafının talep eden vekili tarafından yatırılmış bulunan gider avansından karşılanmasına, … Bilirkişi tarafından düzenlenecek raporun bir örneğinin ve tespit dilekçesinin karşı tarafa tebliğine, … Yapılan giderlerin ileride haksız çıkacak tarafa ait olmak üzere şimdilik tespit isteyen üzerinde bırakılmasına, …” talebin bilirkişi raporu alındıktan sonra değerlendirilmesine karar vermiştir. İlk Derece Mahkemesi 24.01.2022 tarihli ara kararı ile ” … Tespit isteyen tarafın “…” ibareli markası ile …’da satışı gerçekleştirilen “B…” ibaresi karşılaştırıldığında, her ikisinde de ortak ibarenin “…” olduğu , “…” ibaresinin İngilizce bir sözcük olduğu ve Türkçe’de “…” anlamına geldiği, bir ayırt ediciliği bulunmadığı, “…” ibaresi ile “…” ibaresi bir bütün olarak incelendiğinde ibarelerin benzer olmadığı, ayrıca taraf ürünleri arasında her ne kadar tasarım olarak benzerlik tespit edilmiş ise de tespit isteyenin tescilli tasarım sahibi olmadığı, dava dışı … LTD. ŞTİ’ nin … numaralı tasarımın 06/01/2022 tarihli başvuru sahibi olduğu fakat tasarım görsellerinin dosyada mevcut olmadığı, hak sahipliğine ve tasarımların ne zamandan beri kullanıldığına dair dosyada delil sunulmadığı gibi bu hususların ancak esas yargılaması ile birlikte değerlendirilebileceği anlaşıldığından, Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. Maddesi gereğince yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmediğinden ve yine HMK 389/1 gereğince ihtiyati tedbir için gerekli koşullar oluşmadığı kanaatine varıldığından …” gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir taleplerinin reddine dair ilk derece Mahkemesinin kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını, haklılıklarının hukuken gerekçeli olan dosyada bulunan farklı iki raporda varlığının açıkça ortaya konulduğu iddiası ile müvekkilinin tescilli … markasına … markası ile gerçekleştirilen iltibas ve yanaşma başta olmak üzere tecavüz suretiyle ve genel haksız rekabet hükümlerinin ihlali suretiyle gerçekleşen ihlallere bağlı olarak tedbir taleplerinin tümüyle kabulü ile talep ettikleri tedbir istemleri yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf … ve … Tic. Ltd.Şti vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İstinafa konu ilk derece mahkemesinin değişik iş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile yetkilisi … olan … Tic Ltd. Şti isimli şirketin aynı konu ve gerekçeye dayalı açmış olduğu Ankara 2. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2022/7 D. İş sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporunun aynı nitelikte olduğunu, “…” ve “…” ibarelerinin ürünler üzerindeki yazı karakteri, konumlandırılış şekilleri ve tasarımlarının farklı olduğu, bu iki marka arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, markalara ait konu ürünlerin şişe ve etiket tasarımları karşılaştırıldığında, şişeler üzerindeki etiketlerin genel tasarımları ve renklerinin, etiketler üzerinde kullanılan meyve figürlerinin, marka ve diğer yazıların konumu, yazı karakteri ve genel görünümlerinin ise önemli düzeyde farklılaştığını, bu kullanım şekliyle taraflarca kullanılan etiket tasarımları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, tespit isteyenin …’ın tasarıma ilişkin tasarım bilgisinde lisans kaydının ve dosya kapsamında lisans sözleşmesinin bulunmadığını, markaların ayırt edilecek düzeyde farklı olduğunu beyanla talep edenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı re’sen gözetilerek yapılmıştır. Talep; davacıya ait … tescilli markasına, karşı tarafın …/… markası ile tecavüz edildiği ve haksız rekabetin bulunduğu iddiası ile, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, bu durumun tedbiren durdurulması, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, ürünlerin satıştan kaldırılması, ürünlerin kullanımının önlenmesi, tescilli markaya iltibas sureti ile tecavüz eden aleyhine tedbir istenilen şirket ve şahıslara ait … marka saç, cilt ve vücut ürünlerinin satış ve kullanımının önlenmesi bakımından tedbir talebi ile ihtiyaten ürünlere el konulması, ürünlerin satıştan kaldırılmasının sağlanması, tedbir kararının Türkiye çapında tirajı en yüksek 3 gazetede ikişer hafta ara ile iki defa yayınlanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi tarafından, talep edenin ihtiyati tedbir talebi bilirkişi raporu alınmak suretiyle değerlendirilmiş, dosya kapsamına bilirkişi raporu kazandırılarak yapılan inceleme neticesinde ilk derece Mahkemesi tarafından talep edenin ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir. İstinafa konu uyuşmazlık, iş bu değerlendirme sonucu verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığının denetimine dairdir. Markalar arasındaki benzerlik incelenirken; markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik, çağrıştırma, bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman kriterleri ele alınmalıdır. Markalar arasında benzerliğin tespitinde iki kriter bulunmaktadır, bunlar; iki markanın aynı veya benzeri olması ve her iki markanın da aynı veya benzer tür mal ve hizmetlerde kullanılması durumudur. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporuna göre; tespit talep edenin “…” ibareli markasının tescilli olduğu sınıflardaki kozmetik ürünleri ile karşı tarafın satışını gerçekleştirdiği “…/…” markalı kozmetik ürünlerinin aynı emtialar olduğu tespit edilmiştir. Ancak, tespit talep edenin “…” ibareli markası ile …’da satışı gerçekleştirilen “…/…” ibaresi karşılaştırmalı olarak incelendiğinde; her ikisinde de ortak ibarenin “…” olduğu , “…” ibaresinin İngilizce bir sözcük olduğu ve Türkçe’de “…” anlamına geldiği, bir ayırt ediciliği bulunmadığı, “…” ibaresi ile “…/…” ibaresi bir bütün olarak incelendiğinde ibarelerin benzer olmadığı tespit edilmiştir. Endüstriyel tasarım; bir ürünün bütününün ya da bir kısmının çizgi, şekil, renk, biçim, doku, malzemenin esnekliği veya süslemesi gibi insan duyuları ile algılanabilen çeşitli unsur veya özelliklerin oluşturduğu görünümdür. Bir tasarımın tescil edilerek korunması ile hak sahibi inhisari haklara sahip olur. Tasarımlar, TMPK’na başvuru yapılarak tescil edilmiş olması halinde “tescilli tasarım” , ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde ise “tescilsiz tasarım” olarak korunur. Bir tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla 6769 sayılı Kanunla sağlanan haklardan yararlanır. Tespit talep edenin talep dilekçesinde belirttiği … numaralı tasarım başvurusunun 06.01.2022 tarihinde yapıldığı, başvuru sahibinin … Tic. Ltd. Şti olduğu ancak tasarımın yayınlanmadığı, ayrıca tasarım başvurusunda bulunan şirketin yetkilisinin ve ortağının ihtiyati tedbir talep eden … olduğu, tasarıma ilişkin tasarım bilgisinde lisans kaydının ve dosya kapsamında lisans sözleşmesinin bulunmadığı, SMK’nın 56. maddesi gereğince tasarımlar arasında benzerliğin tespitinde bilgilenmiş kullanıcının dikkate alınacağı hususuna dikkat edildiğinde tedbir istemine konu kozmetik ve sağlık açısından çeşitli yağ ürünlerine ilişkin inceleme yapılmakla ürünlerin bilgilenmiş kullanıcısının sıradan tüketiciler olduğu tespit edilmiştir. Her iki tarafın ürün ve ürün gruplarının etiketlerinin renk uygulamalarının aynı olduğu, ürün adının altında bulunan meyve görsellerinin içeriklerinin ve grafik yerleştirmesinin benzer olduğu, siyah alanda bulunan ürün açıklamasının da aynı olduğu, bu nedenle de tüketiciler nezdinde karışıklığa sebep olabileceği ancak tedbir talep edenin talep dilekçesindeki görsellerin tasarım başvurusuna konu olduğunu belirtmesi karşısında tedbir talep edenin beyanı ile bağlı kaymak kaydıyla, SMK’nın 59. maddesinin 1 fıkrası gereğince; tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine ait olduğundan, tasarım başvuru sahibi … Tic. Ltd. Şti. olmakla şirket adına talep bulunmamakla ve şirket tüzel kişiliği ile talep edenin gerçek kişiliği farklı olmakla, şirket yetkilisi …’ın kendi adına bu tasarım başvurusuna dayanarak tedbir talebinde bulunmasının olanaklı olmadığı tespit edilmiştir. Marka hukukundan doğan hak, mülkiyet hakkı olup, mülkiyet hakkı Anayasa ile teminat altına alınmış ise de; bu koruma sınırsız değildir. Mülkiyet hakkı mahkeme kararı ile geçici hukuki koruma türü olan ihtiyati tedbir yolu ile kısıtlanabilir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. Ayrıca marka hukukunda tescilli markalar bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almakla 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde kullanımların olduğunu ispat etmek şartıyla ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararı, talep edildiği tarih itibariyle dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirilerek verilmesi gereken geçici hukuki koruma türüdür. Bu sebeple yasa koyucu, mutlak ispatı değil yaklaşık ispatın varlığını yeterli görmüştür. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, bu kapsamda dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile yukarıda içeriği açıklanan Mahkeme kararı birlikte dikkate alındığında, eldeki dosyada ihtiyati tedbir koşulları açısından yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği tespit edilmekle, ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir talebinin reddi kararında isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, talep edenin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla talep eden vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24/01/2022 tarih ve 2022/3 Değişik İş, 2022/4 Karar sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27.10.2022