Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1524 E. 2022/1513 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1524
KARAR NO: 2022/1513
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/09/2022
NUMARASI: 2022/40 Esas
DAVANIN KONUSU: Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan Tespit ve Durdurma
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebinde özetle; Müvekkilinin “…” markasının 19/12/2017 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle korunmak üzere 35. ve 42. sınıflarda tescilli olduğunu, … Limited Şirketi’nin markayı yalnızca tek bir üründe kullanma hakkının mevcut olduğunu ancak internet üzerinden satış hakkı bulunmadığı halde …com.tr alan adlı internet sitesinden ve davalıya ait siteden ürün satışı yaptığını, davalı şirkete ait www…com/… sayfasının durdurulmasına dair tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından iddia olunan vakıaları inkar ile müvekkilinin yer sağlayıcı olmasından dolayı davanın pasif husumetten reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi 16/02/2022 tarihli ara karar ile; ”… Davacının markasının kapsamı ve davalıya ait e-ticaret sitesinde hangi ürünler için kullanıldığının bu aşamada tespit edilemediği, ayrıca dava dışı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin markayı bir üründe kullanma yetkisinin mevcut olduğu dava dilekçesinde belirtildiğinden, bu ürünün ne olduğu ve bu ürün dışında bir kullanımın mevcut olup olmadığının bu aşamada tespit edilemediği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar vermiştir.Davacı vekili 18.06.2022 havale tarihli dilekçesi ile; Dava dilekçesi ile talep ettikleri ihtiyati tedbir ile ilgili henüz bir karar verilmediğini, Mahkemenin 2022/39 Esas sayılı dosyasında tedbirin reddi kararının istinaf edildiğini ve İstanbul BAM 16.Hukuk Dairesi’nin kararı ile istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiğini, karar gereğince dava dilekçesinde talep ettikleri üzere davalı şirkete ait www…com/… sayfasının durdurulmasına ve tedbir kararının uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 01.09.2022 tarihli ara karar ile; ” … Mahkememizin 2022/39 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde aynı markayla ilgili davacı tarafından başka bir e-ticaret sitesindeki ürün satışıyla ilgili aynı konuda dava açıldığı, aynı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerinde İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nce davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. … Mahkememizce bu karara karşısında benzer konuda olan bu davada da davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, marka uzmanı … ve bilişim uzmanı … oluşan bilirkişi heyetinden www….com/… isimli internet sitesi incelenerek davacıya ait … tescil numaralı “…” markasının tescilli olduğu mal ve hizmetlerde bu markanın kullanılıp kullanılmadığına dair rapor istenilmiş olup, 21/07/2022 tarihli heyet raporu ile; dosya kapsamında iddia, savunma, delil, www…com/… URL adresi ve TÜRKPATENT marka araştırma içeriğinde yapılan incelemeler neticesinde; www…com/… URL adresinde yapılan incelemede; kök URL’i https://www…com/ isimli sanal alışveriş sitesine ait olan iş bu URL’in …com sitesindeki “…” isimli mağazaya yönlendirdiği, iş bu URL adresinde 25/06/2022 tarihinde yapılan incelemede, açılan sayfada “…” isimli satıcının ürünlerinin gösterildiği, ana sayfanın yanında “Tüm Ürünler” ve “Satıcı Profili” sekmeleri bulunduğu, satıcı profiline bakıldığında ürün sayısının “200+” , kargoya teslim süresinin “1 Gün” olarak gösterildiği, Mağaza Puanı’nın “8.7” olduğu, ana sayfa sekmesinde çok sayıda ürün bulunduğu, tüm ürünlerin altında “…” ve “…” isminin geçtiği, bu ürünlerin “En çok satanlar”, “…”, “…”, “Telefon, Tablet ve MonitörStand” ve “Daha fazla ürün” başlıkları altında kategorize edildikleri, “En Çok Satanlar” başlığı altında 8 adet ürün bulunduğu, bunlardan “… Alüminyum Tablet Pc Standı 7-13 Inç” adlı ürüne tıklandığında ürüne ait bilgi ve görseller bulunduğu, ürün isminin hemen altında “Satıcı: …” açıklaması bulunduğu, tüm ürünler sekmesinde “…” isimli mağaza satıcısına ait 228 adet ürün gösterildiği, sol taraftaki kategorizasyona göre; ürünler içerisinde 165 adet “Barkod Okuyucu” ürün, 19 adet “Güvenlik Cihazları” ürünü, 9 adet “Tablet Standı” ürünü, 8 adet “Etiketler” ürünü, 1 adet “Powerbank” ürünü, 1 adet “Bilgisayar Yedek Parça” ürünü ve 1 adet “Monitör Aparatı” ürün bulunduğu, davacı tarafa ait … tescil numaralı ibareli markanın 6769 Sayılı SMK “Marka tescilinde mutlak ret sebepleri” başlıklı 5. maddesi kapsamında incelenerek kısmi yayın kararı verildiğine ve kısmi tescil edildiğine, davacı markasının kapsamında, dava konusu ürünlerin üretimini kapsayan 09. sınıfın bulunmadığına, yine ilgili ürünlerin satışını kapsayan 35. sınıf alt kategorisindeki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için … mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” şeklindeki satış hizmetleri bulunmadığı, sonuç olarak https://www…com/… URL adresinde satışa sunulan ürünlerin davalı tarafla ilgisinin bulunmadığı, davalı tarafın online satış platformu olduğu, platforma üye satıcıların, platform üzerinde kendi veya üçüncü kişilere ait malların satışını gerçekleştirdiği, dava konusu URL adresinde de satışa sunulan ürünlerin mağaza sahibi dava dışı … TİC. LTD. ŞTİ. olduğu, bu yönüyle davalı eylemlerinin 6769 Sayılı SMK’nun 7. ve 29. maddeleri kapsamında sayılamayacağı, bununla beraber satışa sunulan ürünlerin davacının tescilli markasının kapsamında bulunmaması sebebi ile marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir. … 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. … 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. … Davacıya ait marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; … tescil numaralı “…+Şekil” markasının 35 ve 42. sınıflarda “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi sağlama hizmetleri; Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri, İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.” için tescilli olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafın cevap dilekçesinde dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait olduğunu beyan ettiği … tescil numaralı “…com.tr+Şekil” markasının tescil kaydı TPMK’ndan istenilmiş, ancak tedbir talebinin değerlendirilebilmesi için TPMK’ndan online olarak alınarak dosyaya koyulmuştur. Marka tescil kaydı incelendiğinde; 28/05/2008 başvuru, 20/04/2009 tescil tarihli olduğu, halen korumasının devam ettiği, 09. Sınıfta “Makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları (elektrik, elektronikte kullanılan kablolar ve güç kaynakları dahil). Binalar için otomatik kapılar, otomatik turnikeler, binalar ve araç kapıları için elektrikli, elektronik veya uzaktan kumandalı açma-kapama tertibatı” için tescilli olduğu anlaşılmıştır. … Davacıya ait marka tescil kaydı, dava dışı şirkete ait marka tescil kaydı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalıya ait www…com isimli e-ticaret sitesinde “…” mağaza adıyla satış yapan şirketin dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, satışa sunulan ürünlerin davacıya ait … tescil numaralı markanın tescili kapsamında kalan mal ve hizmetlerden olmadıkları, bu şirketin kendisi adına tescilli … tescil numaralı “…com.tr+Şekil” markasının mevcut olduğu, satışa sunulan bir kısım ürünlerin … tescil numaralı markanın koruma kapsamındaki ürünlerle benzer oldukları, ayrıca dava dışı şirketin tescilli ticaret unvanında da mağaza adı olarak kullandığı “…” ibaresinin mevcut olduğu tespit edilmiş olup, tüm bu sebeplerle davalıya ait www…com isimli e-ticaret sitesinde dava dışı şirketin “…” adıyla ürün satışı yapmasının davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiğine dair yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmediği …” gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin marka hakkı sahibi olarak itirazlarının bulunduğunu, marka hakkının mal ve hizmetler kategorisinde 35. ve 42. sınıf kapsamında tescilli olduğunu, tespit raporunun dikkat ve özen kapsamında tescil belgesi gözetilerek hazırlanması gerektiğini, SMK m7;29 kapsamında itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin tescil etmiş olduğu hakların davalı şirketin aracılık etmesi suretiyle marka haklarına SMK madde 29/1-a, b, c maddelerinde bahsedilen tecavüz hallerinin oluştuğunu, aksinin savunulmasının dinlenemeyeceğini, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiğini beyanla 01.09.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını, müvekkili lehine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının hak sahipliğini ispat edemediğini, dava dışı şirketin internet sitesinde satış yapmasını engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararının verilmesinin mümkün bulunmadığını, davacının istinaf başvurusunun dayanaksız olduğunu, davanın esasını etkileyecek biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi tüm bunların dışında yaklaşık ispat şartının dahi sağlanamadığını, hak sahipliğinin somut deliller ile ispata muhtaç olduğunu beyanla davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacıya ait “…” markasına tecavüzün tespiti ve davalı şirkette ait www…com/… sayfasının durdurulması istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi tarafından, davacının ilk ihtiyati tedbir talebi reddedilmiş, akabinde davacı durum ve koşulların değiştiğinden bahisle yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, dosya kapsamına bilirkişi raporu kazandırılarak yapılan inceleme neticesinde ilk derece Mahkemesi tarafından davacının ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir. İstinafa konu uyuşmazlık, iş bu değerlendirme sonucu verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığının denetimine dairdir. Marka hukukundan doğan hak, mülkiyet hakkı olup, mülkiyet hakkı Anayasa ile teminat altına alınmış ise de; bu koruma sınırsız değildir. Mülkiyet hakkı mahkeme kararı ile geçici hukuki koruma türü olan ihtiyati tedbir yolu ile kısıtlanabilir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. Ayrıca marka hukukunda tescilli markalar bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almakla 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde kullanımların olduğunu ispat etmek şartıyla ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararı, talep edildiği tarih itibariyle dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirilerek verilmesi gereken geçici hukuki koruma türüdür. Bu sebeple yasa koyucu, mutlak ispatı değil yaklaşık ispatın varlığını yeterli görmüştür. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, bu kapsamda dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile yukarıda içeriği açıklanan Mahkeme kararı birlikte dikkate alındığında, eldeki davada iş bu aşamada ihtiyati tedbir koşulları açısından yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği tespit edilmekle, ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir talebinin reddi kararında isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ve 2022/40 Esas sayılı 01/09/2022 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/10/2022