Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1468 E. 2022/1474 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1468 Esas
KARAR NO: 2022/1474
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/08/2022
NUMARASI: 2022/457 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava ve takinbe konu üç adet bono ile teslüm tesellüm makbuzunun ve gayrimenkul komisyoncuk sözleşmesinin, davacıya ait olmayan sahte imzalarla oluşturulduğunu, davalıların nitelikli dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarına istinaden yargılandıklarını, İstanbul 16. Ağır Ceza mahkemesi’nin 2020/256 Esas sayılı dosyasına sunulan 09/09/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Raporu ile bu durumun sabit olduğunu beyan ederek, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibinin HMK’nın 389 ve devam eden maddelerine istinaden teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 16.08.2022 tarihli ara karar ile;” İİK’nun 72. maddesi gereğince, icra takibi başladıktan sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle, takibin durdurulması yönündeki talebin reddine, İİK’nun 72/3.maddesi gereğince dava değerinin %20’i oranında teminat yatırıldığı takdirde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinin yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına,” karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Açılan davanın bir menfi tespit davası olmadığını, bu davada HMK’nun 208.maddesi uyarınca senedin sahteliğinin tespitine karar verilmesinin talep edildiğini, dolayısıyla Mahkemece, İİK’nun 72.maddesi çerçevesinde yapılan değerlendirmelerin yerinde olmadığını, tedbir talebinin HMK’nun 389.maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiğini, icra takibine konu senetlerin sahteliğinin, ceza davasında aldırılan Adli Tıp raporu ile sabit olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, Mahkemece 16.08.2022 tarihli ara karar ile; icra takibinin durdurulmasına yönelik talebin reddine ilişkin olarak verilen kararın istinaf yoluyla incelenmesi talebidir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, açılan dava ”menfi tespit” davası olarak nitelendirilmiş ve icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında 2004 sayılı İİK’nun 72/2. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulamayacağı, ancak aynı kanunun 72/3.maddesi uyarınca icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilebileceği gerekçeleriyle, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin bu talebi reddedilmiş ise de; eldeki dava 6100 sayılı HMK’nun 208/3. maddesi kapsamında açılan ”senedin sahteliğinin tespiti” davası olup, somut tedbir talebinin İİK’nun 72.maddesi kapsamında takip hukukuna etki edecek şekilde değerlendirilmesinin hatalı olduğu, bu itibarla tedbir talebinin 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenleme yer aldığı, Kanunda bu hususun genel olarak düzenlendiği, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakıldığı anlaşılmıştır.Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; Ceza Mahkemesine sunulan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 09.09.2021 tarihli raporunda, ihtiyati tedbir talep eden davacının, durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilen 08/05/2017 keşide, 30/01/2019 vade tarihli ve 5.300.000 USD bedelli bononun, ”davacı imzasından faydalanılarak oluşturulduğu” tespitinde bulunulmuş olup, gerek rapor ve gerekse tarafların iddia ve savunmaları dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulunun sağlanmış olması sebebiyle icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Diğer yandan somut olayın özelliklerine, göre icra takibinin durdurulmasına yönelik talebin takdiren teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.Açıklanan sebeplerle, İlk Derece Mahkemesinin 16.08.2022 tarihli ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. Maddesi gereğince kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.08.2022 tarih, 2022/457 E. sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda;3- Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile,4-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı yönünden takdiren teminatsız olarak durdurulmasına, 5- İhtiyati tedbire ilişkin karar uygulamasının ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının ileride haksız çıkan taraftan tahsiline, 8- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 9- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/10/2022