Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1439 E. 2022/1505 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1439 Esas
KARAR NO: 2022/1505
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2022
NUMARASI: 2022/125 E. – 2022/493 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (İİKm.89)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafın alacaklı, borçlusunun dava dışı … İnş. A.Ş olduğunu, davacının dava dışı borçlu şirketin Esenler’de bulunan taşınmazında kiracısı olup 1 yıllık kirasının peşin ödendiğini, davalı tarafın 09/07/2020 tarihinde kira alacağına ilişkin davacıya İİK 89/1 haciz ihbarnamesi gönderdiğini, davacının 1 yıllık kirayı peşin ödediği ve dava dışı şirkete kira borcu olmadığı için itiraz etmediğini, davalının 24/10/2021 tarihinde İİK 89/2 haciz ihbarnamesi gönderdiğini , verilen cevapta 1 yıllık kiranın peşin ödendiği için ilk ödemenin 01/02/2021 tarihinde 1.150 TL olarak dosyaya ödeneceğinin bildirildiğini, davacının ilk ödemeleri düzenli yaptığını, daha sonrasında Covid-19 sebebi ile iş yerinin kapandığı ve işlerin kötü gitmesi sebebi ile 2 aylık borç tutarını ödeyemediklerini, davalının İİK 89/3 ihbarnamesi gönderdiğini, daha sonrasında ödenmeyen borcun icra dosyasına yatırıldığını, davacının dava dışı şirkete borcu olmadığı için takip borcundan da sorumlu olmadığını, gönderilen son ihbarnamede davalının 52.971,30 TL borçtan sorumlu tutulduğunu, davalı tarafından gönderilen ihbarnamelerde fazla hesaplamalar yapıldığını belirterek borçlu olmadığının tespit edilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının kötü niyetli olduğunu, davalı … ile dava dış … Otomotiv AŞ arasında davalıya ait su arıtma sistemlerinin tahsis edilmesi, sistem bakımlarının yapılması adına 26/08/2017 tarihli su arıtma sistemleri kurumsal abonelik hizmet sözleşmelerinin imzalandığını, taraflarca belirlenen aylık abonelik bedellerinin ödenmemesi sebebiyle sözleşmenin davalı tarafından fesh edildiğini, ödenmeyen bakiye bedellerinin, cihaz bedelleri başta olmak üzere sözleşmede belirtilen tüm borç kalemlerinin … tarafından ödenmemesi sebebiyle borcun tahsili için … aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından yasal süre içinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, akabinde borçlu … ile davacı … arasında kira sözleşmesi bulunduğu ve 3.kişi …’nın kira sözleşmesi gereği borçlu …’a kira bedeli ödediğinin tespit edildiğini, İİK 89/1.mad uyarınca borçlunun … nezdindeki alacaklarına haciz konulduğunu, söz konusu ihtarın davacı tarafından 14/07/2020 tarihinde alındığını ve 18/01/2021 tarihi itibariyle herhangi bir ödeme yapılmadığını, tebliği takiben yasal süre içinde itiraz edilmediğini, bunun üzerine 18/01/2021 tarihli ikinci haciz ihbarnamesinin düzenlendiğini, söz konusu tebliğin 19/01/2021 tarihinde … tarafından tebliğ alındığını, … tarafından 22/01/2021 tarihli dilekçe ile dosya borçlusu … ile arasında 20/01/2020 tarihli 1 yıllık kira sözleşmesinin bulunduğu ve 21/01/2021 tarihinden itibaren yeni kira döneminde ise aylık kira bedelinin 1.150,00TL olmak üzere anlaşmaya varıldığını, devamında 89/1 v 89/2 ihbarnamelerinin tebliğ tarihinde … uhdesinde alacağı bulunmadığını, ancak borcun ilk doğum tarihinin 01/02/2021 tarihi olduğu ifade edilerek sözleşmenin devam süresince ödemelerin müdürlük hesabına yapılacağının belirtildiğini, davacının işbu davayı ikame etmesinde hukuki yararının bulunmadığını, davacının kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderilene dek dosyaya hiçbir ödeme yapmadığını, ancak bu ihbarnamenin tebliğ edilmesiyle ödeme yapmaya başlandığını, ancak söz konusu ödemelerin eksik ve düzensiz yapıldığını, …nın üçüncü ihbarnamenin gönderildiği tarihe dek yükümlü olduğu yasal artış miktarları uyarınca arttırarak icra dairesine ödeme yapması gerektiğini, davacının kira ilişkisinden doğan bedelleri icra dosyasına ödemekle yükümlü olduğunu beyanla, davanın reddine, davacının İİK 89/3 uyarınca dava konusu alacağın %20den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece Mahkemesince ” … Alacaklı davalı tarafından dava dışı borçlu … Oto AŞ aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, kesinleşen icra takibinde davacı 3.şahıs şirkete haciz ihbarnameleri gönderildiği, … haciz ihbarnamesinin davacıya 14/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 31/08/2020 tarihinde borca itiraz talebinde bulunulduğu, süresinde itirazda bulunulmadığından davacıya 04/01/2021 tarihli müdürlük kararı ile … hacz ihbarnamesi gönderilmesine karar verildiği, … ihbarnamesinin 24/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından dosya borçlusu ile aralarında 20/01/2020 tarihli kira sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafından cevap verilerek 01/02/2021 tarihli kira sözleşmesinin devamı süresinde her ayın birinci günü 1.150-TLnin müdürlük dosyasına ödeneceğinin belirtildiği, haciz ihbarnamesine istinaden davacı tarafından ödemeler yapıldığı, davalı alacaklı tarafından davacı üçüncü kişi şirket tarafından 2 aylık kira bedeli eksik yatırıldığından bahisle 04/10/2021 tarihinde talepte bulunularak … haciz ihbarnamesinin davacıya gönderildiği ve davacıya 09/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 09/11/2021 tarihinde davacı üçüncü kişi tarafından eksik kalan iki aylık kira borcunu da icra dosyasına ödediği, davacı tarafın dava dışı borçluya olan kira borcunu icra müdürlüğü dosyasına ödediği, İstanbul 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021959 esas 2022/110 karar sayılı kararı ile de borcun ödendiğinden ve bu aşamadan sonra davacıya tüm dosya borcu kadar … ihbarnamesi gönderilmesinin usulsüz olduğu belirtilerek İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibinde icra müdürlüğünce verilen 28/10/2021 tarihli kararın kaldırılmasına ve … haciz ihbarnamesinin iptaline karar verildiği, davacının İİK 89. Maddesine göre gönderilmiş olan diğer haciz ihbarnameleri yönünden bir iddia ve talebinin bulunmadığı, İİK 89/3. Maddesi uyarınca davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinin de iptal edilmiş olması sebebiyle açılan menfi tespit davasının konusunun kalmadığı, davacı tarafından … Haciz ihbarnamesine itiraz edilmeyip ilgili borç ödendiğine göre davacının dava tarihi itibarı ile davasında haklı olduğu bu sebeplerle aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği gibi lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği, davalının da takipte kötü niyeti sabit olmadığından aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğinden davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında, davacının, … haciz ihbarnamesine cevabı ile müvekkile karşı borcunu ikrar etmesi ve akabinde borçlu olmadığına dair menfi tespit davasını açmasının çelişkili, kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, konusuz kalan davanın açılmasına sebebiyet verenin davacı taraf olduğunu, bu halde zaten … haciz ihbarnamesinin iptali konulu 2021/ 959 Esas 2022/110 Karar sayılı davayı ikame eden davacının, bu davanın sonucunu beklemeden huzurdaki menfi tespit davasını açması halinde davacının haklılığından söz edilemeyeceğinden HMK m. 331/1 uyarınca lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin hukuka aykırı olacağını, davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile lehlerine takdir edilecek vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK m.89/3’ten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2 nci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Dava; İcra ve İflas Kanunun 89/ 3. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; menfi tespit istemine ilişkindir. İş bu eldeki dava ticari dava değildir. Dava, İİK. nun 89. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Tarafların tacir olması da davayı ticari kılmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yukarıda izah olunan ticari davalardan hiç bir kategoriye de girmediği, davanın ticari dava olmadığı da değerlendirilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca TTK nun 4 ve 5 maddeleri kapsamında “ticari dava” olarak nitelendirilemeyeceği ve davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi hükmüne göre; göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi gereğince dava şartı olan bu husus, HMK nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır, göreve ilişkin dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün değildir. Dava konusu talebin temelinin 2004 Sayılı İİK 89/3. maddesine dayanan menfi tespit istemine dayandırıldığı anlaşılmakla ilk derece Mahkemesinin görevsizliği sebebi ile 100 Sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/1-2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği tespit edilmiş, davalının istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının re’sen gözetilen sebeple 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince kaldırılarak, İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik kararı verilmesi için kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2022 tarih, 2022/125 Esas- 2022/493 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, dosyanın İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi hususunda görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3 ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 27/10/2022