Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1416 E. 2022/1454 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1416
KARAR NO: 2022/1454
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/294 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacının murisi olan … tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı …’nun kendisi aleyhine 4 adet her biri 100.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 400.000,00 TL’lik bonoya dayalı olarak icra takibine giriştiğini, bonolarda alacaklı olarak gözüken …, … ve … isimli kişilere böyle bir borcu bulunmadığını, bu kişileri tanımadığını, dava konusu senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını düşündüğünü, ancak …’ın kendisini kandırarak bazı kağıtlara imza attırdığından senetlerin böylelikle kendisinden habersiz oluşturulmuş da olabileceğini, kendisinin Antalya Finike- Muğla Fethiye turistik bölgelerinde davet üzerine kaval, saz gibi enstrüman çalıp sanat icra eden bir kişi olduğunu, geçimini bu şekilde sağladığını, davet üzerine gittiği bir yerde … isimli biriyle tanıştığını, bu kişinin zengin biri gibi görüntü verdiğini, kendisini … yarışma programına katılmasını sağlayacağını söyleyerek kandırıp farklı yerlere götürdüğünü, buluştukları bir yazıhanede kendisine verdiği suyu içince ciddi alkol almış gibi kafasının bulandığını, bu haldeyken önüne boş kağıt getirip ucunu da kıvırarak sadece ucunu gösterip yarışma başvurusu için imzalaması gerektiğini söyleyip imzalattığını, daha sonra kendisini İstanbul’da bulduğunu, İstanbul’a nasıl gittiklerini bile hatırlayamaz halde olduğunu, daha sonra bu kişinin tekinsiz biri olduğunu düşünerek irtibatı kesse de yıllar sonra bu senetlerle karşı karşıya kaldığını, yaşadığı bu olayların gazetelerde bile çıktığını, bu kişi hakkında Finike CBS 2013/852 soruşturma dosyasıyla şikayet yapsa da ortada oluşmuş suç bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiğini, takip başlatılınca yaptığı suç duyurusunun ise Fethiye CBS 2014/3647 sayılı soruşturma dosyasında devam ettiğini, ayrıca senetler hakkında imza itirazı yaptığını ve İstanbul 12. İcra HM 2014/482 E dosyasında devam eden davası olduğunu, senet imzalarının incelenmesini talep ettiğini, kendisinin yaşlılığı, hastalığı, zor durumundan yararlanan ve çıkar amaçlı birlikte hareket ederek kendisini aldatan-dolandıran davalılar ve dava dışı kişiden şikayetçi olduğunu belirterek, öncelikle İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip işlemlerinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, davalılara borcunun olmadığının tespitine, davalıların haksız ve kötü niyetli takip yapmış olmaları sebebi ile bonolarda yazılı miktar olan 400.000,00 TL’nin %20’si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … aleyhine açılmış olan dava, feragat sebebiyle bu dosyadan tefrik edilmiş ve mahkemenin başka esasına kaydedilmiştir. İlk derece mahkemesinin 14/06/2022 tarihli ara kararıyla; “Davacı tarafın, dava konusu icra takibinin durdurulması şeklindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine,2-Tedbir talebinin, 2004 sayılı İİK’nun m.72/3 maddesi gereğince; takip konusu alacağın %15’inden (65.070,82-TL) aşağı olmamak üzere nakdi teminat mahkeme veznesine yatırıldığında veya aynı tutarda kesin banka teminat mektubu ibraz edildiğinde İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibi kapsamında icra veznesine girecek paraların davalı alacaklılara verilmemesi şeklinde kabulüne” karar verilmiştir. Davacı mirasçı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel mahkemenin takibin durdurulmasına yönelik taleplerini reddettiğini ancak satış yapılması durumunda icra veznesine yatan paranın davalılara ödenmemesi yönünde %15 teminat karşılığı olarak ihtiyati tedbir kararı verdiğini, icra takibinin durdurulmasına yönelik taleplerinin reddi kararının hem usul ve yasaya hem de dosya içindeki delillere aykırı olduğunu, eğer icra takibi durdurulmaz ise haksız ve kötü niyetli davalıların müvekkilinin taşınmazını icradan sattıracağını, taşınmazın icradan satılması halinde telafisi imkansız zararların oluşacağını ve eldeki davanın da hukuken anlamsız hale geleceğini, haksız ve kötü niyetli davalıların amaçlarına ulaşmalarının önüne geçilmesinin ve böylece adaletin sağlanmasının tek çaresinin takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi olduğunu, eğer takip durdurulmaz ise açmış oldukları menfi tespit davasının müvekkiline anlamlı bir hukuki koruma sağlamayacağını, -Verilen tebdir kararının teminatsız bir şekilde verilmesi gerektiğini, müvekkilinin ekonomik olarak zor durumda olduğu için 65.000TL gibi çok yüksek teminat miktarını ödemesinin imkansız olduğunu, icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde teminatsız olarak icra veznesine yatan paranın davalılara ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.2004 Sayılı İİK’nın menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.2004 Sayılı İİK’nın 72. madde menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir ile ilgili özel düzenleme olup davanın takipten önce veya sonra açılması, verilecek tedbirin şekli yönünden değişikliğe yol açmaktadır. 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddenin 3. fıkrasında “….İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Maddenin düzenleniş biçimi nazara alındığında, düzenlemeyle borçluya alacaklının gecikmeden doğan zararlarını karşılamak üzere teminat yatırarak, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödememesini isteme hakkı tanınmıştır. Dolayısıyla bu durumda mahkemenin tedbir hususunda takdir hakkı bulunmamakta, sadece teminat tutarını asgari oranda belirlemede takdir hakkı bulunmakta, ilk derece mahkemesince verilen tedbir kararının yasaya uygun olduğu ve alınan teminat miktarının yasaya ve uygulamada alınan teminat miktarı ile uyumlu olduğu, Mahkemenin takdir hakkı içinde kaldığı anlaşılarak davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, belirlenen teminat miktarının Hakim takdirine bırakıldığı, teminat mukabilinde icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin 2004 Sayılı İİK’nın 72/3. maddesine göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı mirasçı … vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2022 tarih ve 2022/294 E. Sayılı ara kararına karşı davacı mirasçı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/10/2022