Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1393 E. 2022/1406 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1393
KARAR NO: 2022/1406
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2022
NUMARASI: 2021/352 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.10.2020 vade tarihli 135.000 TL bedelli, keşideci unvanı … ANONİM ŞİRKETİ olan, … BANKASI KONYA ORGANİZE SANAYİ ŞUBESİ /… numaralı çekin cirolanarak kargoya verildiğini ancak çalındığını, bu sebeple çek iptali davası açıldığını, ödeme yasağı verildiğini, iş bu çek sebebiyle davalılara borçlu olunmadığının tespitini/ bedel ödendiği taktirde bedelin istirdadını, çek bedelinin ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazı ile Bakırköy ATM’lerin yetkili olduğunu, ara buluculuk dava şartının yerine getirilmemesi sebebi ile davanın usulden reddini, çekin kayıp olduğuna dair bilgisinin bulunmadığını, çekin iyi niyetli meşru hamili olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Davacı vekili tarafından 06/10/2021 tarihli talep dilekçesi ile, dava konusu çek hakkında davalılardan … tarafından icra takibi başlatıldığını, icra takibinde çek keşidecisinin de borçlu olarak yer aldığını, bu sebeple tüm taraflar yönünden çekin icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 25.10.2021 Tarihli İhtiyati Tedbire İlişkin Ara Kararı : Mahkeme ” … 1-Geçici hukuki koruma tedbirlerinden biri olan ihtiyati tedbir kararının ancak davanın tarafları ile sınırlı olarak verilebilmesi karşısında davacının icra takibinin tüm taraflar yönünden durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, 2- İİK’nın 72/3. maddesinin kıyasen uygulanmak suretiyle icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi ile ilgili ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile huzurda görülen davada davacı vekili tarafından teminat yatırıldığı görülmekle yeniden teminat alınmasına gerek olmaksızın Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki icra takibi sebebiyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalı/alacaklı …’ya ödenmemesine/verilmemesine, …” karar vermiştir. İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2022 Tarihli İstinafa Konu Ara Kararı : Mahkeme ”… Her ne kadar davalı … vekili tarafından ihtiyati tedbir kararının tamamen kaldırılması ya da davanın taraflarıyla sınırlı olmak kaydıyla devamına karar verilmesi talep edilmiş ise de; İİK’nın HMK hükümlerine göre daha özel nitelikte olması sebebi ile öncelikli olarak İİK hükümlerinin uygulanması gerektiğinden İİK.m.72/3 uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davalarında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilebileceği; söz konusu maddenin uygulanmasının herhangi bir sınırlandırmaya tabi olmaması ve teminat karşılığı takdiren mahkememizce tedbir kararı verilmiş olması karşısında …” davalı … vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ya da değiştirilmesi talebinin reddine karar vermiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacaklısı ve hamili olduğu … Bankası, Konya Organize Sanayi Şubesi, 25.10.2020 keşide tarihli, … seri numaralı 135.000.00-TL’lik, hesap sahibi … A.Ş. tarafından keşide edilmiş ve Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından icraya konulmuş çek hakkında davanın tarafı olmayan tüm borçlular hakkında tedbir verilmediğini ancak İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine hangi yol ile olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalı/ alacaklı …’ya ödenmemesine şeklinde hatalı tedbir kararı verildiğini, bu karara itirazları üzerine işbu istinafa konu 07.06.2022 tarihli ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın verildiğini, davanın tarafı olmayan borçlu tarafından yatırılan paranın ödenmemesinin mümkün bulunmadığını, davanın tarafı olmayan keşideci şirket hakkında icra takibinin durmadığını, bu durumda ilk derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Keşidecisi … A.Ş. olan, … Bankası A.Ş.’ye ait … seri numaralı, 135.000,00 TL bedelli çek gösterilerek davalı … tarafından müvekkili aleyhine Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, söz konusu çek konu edilerek diğer borçlu … tarafından dosya alacaklısı aleyhine dava açıldığını Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/608 Esas sayılı dosya kapsamında verilen ara karar ile; “Keşidecisi … A.Ş. olan, … Bankası Konya Organize Sanayi Şubesine ait … numaralı 25/10/2020 keşide tarihli, 135.000,00 TL bedelli çekin 3. kişiler hariç olmak üzere davalılar tarafından icra takibine konu edilmemesi ve bankaya ibrazı halinde ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir suretiyle durdurulmasına..” şeklinde karar verildiğini, bu tedbirin devam ettiği Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/352 Esas sayılı dosyasında yazılan 27.10.2021 tarihli müzekkere ile de açık olduğunu, çekin davacı şirkete teslim edildiğini, hamil tarafından çekin kaybolduğu iddiası ile ilgili davaların derdest olduğunu, davalının iddiaları değerlendirilerek keşideci olarak diğer cirantalara nasıl menfi tespit davası açılacağının taraflarınca anlaşılamadığını, somut olayda bakılması gereken hususun … tarafından diğer cirantalara menfi tespit davası açılmış olması ve sadece …’i değil davalı tarafından (menfi tespit davasının davalıları dışında elinde bulunduran üçüncü kişi hariç olmak üzere) halihazırda çek üzerinde yazılı olan keşideci, davayı açan davacı ve diğer davalılara karşı icra takibine konu edememesine yönelik tedbir kararı verilmiş olduğunu, kurulan tedbir kararının yanlış yorumlanmakta olduğunu ve sadece … aleyhine icra takibine girilemeyeceğinin yazılmadığını, çekin davalılar tarafından icraya konu edilemeyeceğinin belirtildiğini, keşideci olan müvekkili şirketin çeki icraya koymasının mümkün olmadığından bahsi geçen davada taraf olmasının zaten beklenemeyeceğini, gelinen süreçte taraflarına icra baskısı altında dosya borcunun tamamının depo edildiğini, işbu davanın sonucunun beklenilmesi ve halihazırda dosyada teminat olduğu da gözetilerek mahkeme tarafından icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi talep edildiğini, mahkemece hakkaniyete uygun olarak paranın alacaklıya ödenmemesine dair karar kurulduğunu, davalı aleyhine derdest edilen tüm davalarda davalının haksız olduğunu, sırf kötü niyetli olarak alacak tahsili yapabilmek adına tedbir kararının kaldırılmasını talep edildiğini, ancak mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılması halinde müvekkili şirket dahil birçok tarafın telafisi mümkün olmayacak mağduriyetlere uğrayacağını, tedbirin kaldırılması halinde davalı tarafından taraflarınca icra dosyasına yatırılan paranın tahsil edileceğini, davacının davasının kabulüne karar verilmesi ihtimalinde davalının sebepsiz şeklinde zenginleşmiş olacağını, taraflarınca ödenen paranın iadesinin mümkün olmayacağını, bu hali ile müvekkili şirketin davaya konu çek bedelini gerçekte yetkili olan hamile yeniden ödemek zorunda kalacağını, ancak davalının işbu davada haklı çıkması halinde uğrayacağı herhangi bir mağduriyetin söz konusu olmayacağını, icra dosya borcunun tamamının depo edildiğini, davalı haklı ise alacağına kavuşacağını, çekin tahsil edilmiş olacağını, davalının somut olayda hiçbir şekilde mağduriyeti söz konusu olmayacakken haksız ve kötü niyetli bir şekilde itirazlarda bulunmaya devam etmekte olduğunu, dava konusu çekte bulunan tüm tarafların mağduriyetine sebep olacak şekilde tutum sergilediğini, müvekkilinin ödeme günü banka hesabında çekin karşılığını bulundurmuş olmasına rağmen mahkemenin vermiş olduğu ödeme yasağı sebebi ile çeki ibraz edene herhangi bir ödeme yapılamadığını, keşidecinin çekin ödeme gününden sonra da çek bedelini hesabında tutmuş olduğunu, üzerine düşen ödeme edimini yerine getirdiğini, yargılamanın taraflarının aynı haklara, aynı ölçüde sahip olması gerektiğini, icra hukukunun sadece alacaklı tarafın menfaatlerini göz önüne almaması gerektiğini, borçlunun da -ve hatta takibe taraf olmayan üçüncü kişilerin de- hukuken korunması gereken menfaatlerini gözetmesi gerektiğini, mahkemece de bu hususların gözetildiğini, somut durum değerlendirilerek takdir yetkisini kullanmak sureti ile tedbirin devamına karar verildiğini, tedbirin devam etmesini, hakkaniyet gereği davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacının ciroladığı çekin kargoda çalındığı bu sebeple ciro silsilesinde kopukluk olduğu iddiası ile icra takibi öncesi 16.11.2020 tarihinde açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mezkur çek, davalı … tarafından Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından İİK m.72 /3 kapsamında icra takibi sebebiyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalı/ alacaklı …’ya ödenmemesine/ verilmemesine karar verilmiştir. Davalı … tedbir kararının takip tarafı olan ancak davanın tarafı olmayan kişilere teşmil ettirilemeyeceğinden bahisle kararın hatalı olduğunu ileri sürmekte olup; çekişme, kararın davanın tarafı olmayan ancak takip tarafı olan kişilere etkili olup olmayacağı, onları kapsayıp kapsamayacağı hakkındadır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle menfi tespit davasının hukuki niteliği, menfi tespit davasının icra takibine etkisinin irdelenmesinde ve yasal mevzuatın açıklanmasında yarar bulunmaktadır. Davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 346). Menfi tespit davası, 2004 sayılı İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır. İİK’nın “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesinde “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Somut menfi tespit davası sırasında takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmediği gibi, esasen davacının da böyle bir iddiası bulunmamaktadır. Gerçekten mahkeme 07.06.2022 tarihli kararla icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda alacaklının zararının önlenmesi açısından yasanın aradığı teminat karşılığında tedbir kararı vermiştir. Bu tedbir, mahiyeti itibariyle tahsil aşamasına gelen paranın alacaklıya ödenmesini engellemeye ve dava sonucuna göre hareket edilmesine yönelik olup, takibin durmasına ve haciz yapılmasına engel teşkil etmez, dava tarafı olmayan takip tarafı olanlar açısından da bu durum böyledir. Kaldı ki davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde ihtiyati tedbir kalkacaktır. Hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alması doğaldır. Bu halde tayin edilecek zarar asıl alacağın takip tarihine göre yüzde yirmi veya kırkından aşağı olamayacaktır. İİK 72. maddesini gerekçe göstererek verilen tedbir kararı usul ve yasaya uygun olduğu gibi tedbir kararını kaldırma konusunda sunulan delillerin takdir ve münakaşasını yapmak mahkeme hakimine ait olmakla değerlendirme yapıldığı belirlenmiş, gelinen aşamada verilen tedbirin yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandığı bilgilere, belgelere, delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, ilk derece Mahkemesinin 07.06.2022 tarihli ara kararına karşı davalı … vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yargılamanın bu safhasında mevcut duruma göre ilk derece Mahkemesi tarafından isabetli değerlendirme yapıldığı tespit edilmiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesinin ara kararlarında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı … vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2022 tarih ve 2021/352 Esas sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2022