Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1302 E. 2023/403 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1302
KARAR NO: 2023/403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2022
NUMARASI: 2021/505 E. – 2022/446 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in … mobil bankacılık sistemi üzerinden 13.04.2020 tarihinde müvekkili şirket bünyesinde yatırım hesabı açtığını ve müvekkili … A.Ş. ile davalı … arasında 14.04.2020 tarihli … T.A.Ş. ve … A.Ş. Sermaye Piyasası Araçları Alım Satımına Aracılık, Repo, Ters Repo ve Yatırım Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi’nin yapıldığını, mevcut sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca müvekkili şirket tarafından, davalının talimatıyla, davalı nam ve hesabına yatırım işlemlerinden kaynaklı çeşitli işlemlerin gerçekleştirildiğini, davalının işlem hacmi belli bir seviyeye ulaşınca, kendisine 13.08.2020 tarihinde yatırım danışmanı tanımının yapıldığını ve Eylül ayında … canlı veri aboneliğinin açıldığını, 12.11.2020 tarihinde banka devir sisteminin sehven iki kez çalıştığını, yaşanan bu teknik sorun nedeniyle sistemin, davalının teminat limitinin üzerinde alım yapmasına izin verdiğini ve davalının hesabına fazladan paranın geçtiğini, davalının da mevcut bu parayla hisse senedi aldığını, sorun bildirildiğinde davalı ile iletişim kurulduğunu, kendisine parayı iade etmesi ya da fazladan aldığı hisse senetlerini satmasının istendiğini, ancak davalının internet bankacılığından hesap hareketlerini incelemek ve bir hata olup olmadığına emin olmak istediğini müvekkili şirkete ilettiğini, davalının talebinin …’ın ilgili birimlerine iletildiğini, ayrıca davalıya incelemesi için yatırım danışmanı tarafından 17.11.2020 tarihinde ve 26.11.2020 tarihinde işlem ekstrelerinin gönderildiğini, ancak davalının bu ekstrelere güvenmediğini, kendisinin internet bankacılığından alacağı ekstreyi dikkate alacağını ilettiğini, bu süreç zarfında yatırım danışmanının davalıya borcunu ödemezse resen satış yapması gerekeceğini bildirdiğini, ancak davalının 30.11.2020 tarihinde banka şubesi aracılığıyla hisse senetlerini başka bir kurum nezdinde başka bir kişiye ait yatırım hesabına, hesapta eksi bakiye varken virman yapılmamasına rağmen, yine sistemden kaynaklı hata sonucu virman yaptığını, davalının taleplerinin müvekkili şirket tarafından derhal yerine getirilmiş ve gerekli aydınlatma sağlanmış ise de davalının iyi niyetten uzak bir şekilde, esasen kendisine ait olmayan müvekkili şirket nezdindeki varlıklarının dahi başka bir kurumda, başka bir kişinin hesabına virmanlandığını, 20.01.2021 tarihinde müvekkili şirket tarafından davalıya, Beşiktaş … Noterliği aracılığıyla … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnamede – belirtildiği üzere, 17.11.2020 tarihinden itibaren gerçekleştirilen mevcut işlemlerde, müvekkili şirketin, varant, hisse senedi alımından ve/veya bedelli sermaye artırımı rüçhan hakkı kullanımı ile saklama komisyonu ve komisyon alacağından kaynaklı bir takım alacak haklarının doğduğunu, ihtarnamede, 20.01.2021 tarihi itibariyle, davalı tarafından yükümlülük süresi içinde ödenmeyen 40.647,61 TL anapara, 94,65 TL komisyon, 4,73 TL BSMV ve 2.739,96 TL temerrüt faizi, 136,99 TL temerrüt faizine ait BSMV olmak üzere toplam 43.623,94 TL’nin üç iş günü içerisinde müvekkili şirkete ödenmesinin gerektiği, mevcut tutarların 20.01.2021 tarihi itibariyle geçerli olduğu, bu tarihten sonra ödenecek tutarlar için müvekkili şirkete başvurularak güncel tutarları talep edilmesinin gerektiğinin ihtar ve ihbar olunduğunu, ancak davalı …’in, belirtilen süre içerisinde herhangi bir ödeme gerçekleştirmediğini, müvekkili şirkete, 01.02.2021 tarihinde Beşiktaş … Noterliği aracılığıyla … yevmiye numaralı ihtarname ile karşı cevaplarını sunduğunu, davalı tarafından, ihtarnamede, hesap hareketlerinin incelenmesine izin verilmediğini belirtilmişse de müvekkili şirketçe davalıya gönderilen 22.01.2021 tarihli Beşiktaş … Noterliği … yevmiye numaralı ikinci ihtarnamede de belirtildiği gibi, …’ın internette hesap özeti görüntüleme konusunda yaşanılan sorunun … iş birimlerine ivedilikle iletildiği, davalının talebine istinaden 17.11.2020 ve 26.11.2020 tarihinde hesap özetinin davalıya gönderildiği, bunu yanı sıra davalıya geniş tarih aralığı seçimlerinde bu hatayı aldığı ancak yakın tarih seçerek hesap özetini görüntüleyebileceği bilgisinin verildiğini, ayrıca her gün sonunda gerçekleşen işlemlerin özetinin, İşlem Sonuç Formu ile de davalının banka sisteminde kayıtlı e-posta adresine iletildiğini, aynı zamanda müşterilere alternatif … Mobil, Anlık Borsa, Yatırımcı Mobil ve extrade kanalları aracılığıyla da işlemlerini inceleme imkanının sunulmakta olduğu, müşterilerin kurum iletişim kanallarından bilgi talebinde bulunabileceklerinin davalıya bildirildiğini, bütün bunların yanı sıra 22.02.2021 tarihinde, davalı …’e ait, hesap açılış tarihi olan 13.04.2020 ve 22.02.2021 tarihleri arasındaki hesap özetlerinin davalının e- posta adresine yeniden gönderildiğini, bu doğrultuda davalıya ait hesaptan sözleşmede yer alan ücret ve komisyon tarifesi dışında yasal olmayan herhangi bir kesintinin yapılmadığını, aylık hesap özetleri ve İşlem Sonuç Formları aracılığıyla hesap hareketleri ve işlem dökümünün düzenli olarak gönderildiğini ve dijital kanallar aracılığıyla işlemleri inceleme imkanının sunulduğunu, davalının mağduriyetine neden olacak müvekkili şirketten kaynaklı herhangi bir bulgunun söz konusu olmadığını, davalı … tarafından, bu süre zarfında herhangi bir ödemenin gerçekleştirilmediğini, alacağın tahsil edilmemesi üzerine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle öncelikle İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosu nezdinde… dosya numarası ve … arabuluculuk numarası ile ticari uyuşmazlıktan doğan arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak 27.05.2021 tarihinde sürecin anlaşmama olarak sonuçlandığını, bu sebeple de mahkeme nezdinde itirazın iptali davasının açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takip tutarları üzerinden takibin devamına, davalının aleyhine % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; Yatırım hesabında, 13.11.2020 tarihinde 41.500 TL blokede parası olduğu için … Yatırım Danışmanı … ile telefon görüşmesi yaptığını, …’in hesabında bulunan 41.500 TL’nin şahsına ait olduğunu ve bu miktar ile hisse senedi alımı yapabileceğini söylediğini, hesabında daha önce yapmış olduğu hisse senedi alım satım işlemlerinde eksilme ve kesintiler olduğunu düşündüğünü ve blokedeki paranın buna karşılık geldiği kanaatine vardıktan sonra hisse senedi alım işlemi gerçekleştirdiğini, hisse alım işlemini gerçekleştirdikten günler sonra hesabının -41.500 TL olduğunu fark ettiğini, hesabının eksi bakiyede olmasından dolayı hesap hareketlerini incelemek istediğini, ancak hesabına girmek istediğinde, aylardır işlem yapmasına rağmen MKK sicil alım süreciniz devam etmektedir uyarısı ile karşılaştığını ve portföyünde yapılan işlem hareketlerini ni, bu durum ile ilgili olarak, 17.11.2020, 19.11.2020, 23.11.2020, 25.11.2020, 26.11.2020, 30.11.2020 ve daha bir çok kez … ve … yetkililerini aramasına rağmen, hesabından yapılan geçmiş işlemlerini kontrol edemediğini, hisse senedi alım satım işlemi yapamadığını ve bu sebeplerden dolayı zarara uğrayabileceğini bildirdiğini, bu durumla ilgili şikayet kayıtları açtırdığını, yapılan tüm görüşmelere rağmen MKK sicil alım süreciniz devam etmektedir uyarısının çözülemediğini ve geçmiş hesap hareketlerinin incelenmesine izin verilmediğini, davacı tarafından söylenildiğinin aksine, … internet bankacılığından hesap hareketlerinin incelenemediğinin … yetkilileri tarafından kabul edildiğini, defalarca yapmış olduğu şikayetler ve kayıtlarında mevcut olduğunu ve çözümsüz kaldığını, intenet bankacılığından hesap hareketlerini inceleyebilmek adına … ve … yetkilileriyle defalarca yapmış olduğu görüşmeler neticesinde konuya ilişkin durumun çözümlenmesi adına yapılan uğraşlarının neticesiz kalmasını sonucunda, hisse senedi al sat işlemi yapamadığını, bu nedenle zarara uğrayacağını, hak mahrumiyeti yaşadığını ve davacı şirkete olan güveninin sarsıldığını söyleyerek, en doğal hakkı olan virman işlemi yapmak istediğini bildirdiğini, kendilerinin de onayı ile bu işlemin gerçekleştirildiğini ve hisse senetlerini sorun çözülene kadar, zarara uğramamak adına, rahatlıkla alım satım gerçekleştirebileceği bir hesaba aktardığını, … şirketi ile yaşanan bu durumun yaşamış olduğu ilk anlaşmazlık olmadığını, geçmişte yapmış olduğu işlemlerde de maddi kayıplar yaşadığını kendilerine bildirdiğini ve bu konularla ilgili kayıtlar açtırdığını, 01.10.2020 günü hesabında bulunan hisse senetlerini satmak istediği defalarca emir girmesine rağmen satış işleminin gerçekleştirilemediğini ve hisse senetlerini değer kaybetmesi neticesinde ciddi zararlar etmesine neden olunduğunu, … A.Ş. çatısı altında, yatırım hesabından yapmış olduğu tüm hisse senedi al sat işlemlerinde şahsının uğradığı zararda “sistem kesinle hata yapmaz” denildiğini, davacının zarara uğradığını belirttiği bu konuda dahi bahsi geçen paranın hesabına aktarılmasında ve virman işlemine onay verilmesinde iki kez sistemin hata yaptığını belirtmekte olduğunu, yaşanan olaylar neticesinde davacının yatırımcı müşterisini zarara uğrattığını, hak mahrumiyeti yaşattığını ve işlemlerde güven ortamı sağlayamadığını, haksız olarak aleyhinde icra takibi yapıldığını savunarak, davanın reddine, davacının tüm taleplerinin reddine, davaya konu takibin iptaline, davacının, takip konusu edilen alacağın % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve HMK 329. gereğince disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davalı takip borçlusunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile; takibin, 40.647,61 TL asıl alacak, 315,71 TL işlemiş faiz, 20,52 TL BSMV, 94,65 TL komisyon, 281,48 TL noter masrafı olmak üzere toplam 41.359,97 TL yönünden devamına, kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren TCMB reeskont faizinin üç katı oranında faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı asil istinaf dilekçesinde özetle; 11.11.2020 tarihinde mobil bankacılık üzerinden satış talimatı vermek suretiyle … kodlu 20 adet hisse senedini, … kodlu 3 adet hisse senedini ve yine … kodlu 4 adet hisse senedini toplam 41.591,40 TL’ye sattığını, davacı bankasının iddiasına göer ilgili bedellerin işlem komisyonları kesilerek yatırım hesabına, 12.11.2020 tarihinde davacı şirket sistemin hatası nedeniyle mükerrer olarak bir kez daha yatırıldığını, tarafınca sehven alım limitinin üstünde verilen emir üzerine hisse senedi alımının gerçekleştirilmesi üzerine 13.11.2020 tarihinde yatırım danışmanı …’i arayarak hisse alım limitini sorduğunu ve 96.000,00 TL olduğunu öğrendiğini, hesabında daha önce yapmış olduğu hisse senedi alım işlemlerinde eksilme ve kesintiler olduğundan bu konuda kayıt oluşturduğunu, eksik bedelin tamamlandığını düşündüğünü, banka sistemine ve yatırım temsilcisine güvendiğini, kabul anlamına gelmemek üzere ekte sunduğu ses kaydında da duyulacağı üzere bankanın bu paranın şahsına ait olduğunu söylediğini ve alım girilen işlemin iptaline de izin verilmediğini, hisse senedi alımı gerçekleştirip işlem geçerliliğini yatırım temsilcisine onaylattıktan sonra hesabının eksi bakiyede kalmasından dolayı hesap hareketlerini kontrol ettiğini, hesabına girmek istediğinde düzenli olarak işlem yapıyor olmasına rağmen “MKK sicil alım süreciniz devam etmektedir” uyarısı ile karşılaşarak portföyünde yapılan işlem hareketlerini inceleyemediğini, defalarca kez … müşteri sistemleri ve … yetkililerini arayıp kayıt oluşturmasına rağmen tüm başvurularının çözümsüz kaldığını, kendisine gönderilen ekstre maillerinde rakamlarla oynanmış olduğunu, hesabına sistemin hatası nedeniyle fazla yatırıldığı iddia edilen paranın işbu zararını giderme amacıyla yaptığı şikayetin sonucu olduğunu düşünmemesinin haklı sebebe dayandığını, yargıtayın birçok kararında bankaların sorumluluğunun özel güven nedeniyle ağırlaştırılması gerektiğini kabul ettiğini, bankaların müşterileriyle yapmış olduğu iş ve işlemlerinde basiretli bir tacir gibi hareket etmesinin zorunlu olup bankaların kusursuz sorumluluğunun izahtan vareste olduğunu, tarafına iki kere ödendiği iddia edilen para ile davacı bankanın yatırım temsilcisinin yönlendirmesi sonucu yeni hisse aldığı, ardından işlemlerini kontrol edememesi ve yeni emir verememesi sebebiyle zarara uğrama baskısı altında hisse senetlerini bankanın onayı ile virmanladığının sabit olduğunu, açılan haksız davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; borçlu tarafın istinaf taleplerinin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne konu menfi tespit davasında davacı … İmalat Paz San ve Tic Ltd Şti, davalıların ise müvekkil … AŞ, … ve … olduğunu, akabinde yine aynı davacı tarafından İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde menfi tespit davası ikame edildiğini, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davacının dilekçe içeriği ve sunulan deliller dikkate alındığında HMK 390/3 maddesinde düzenlenen yaklaşık ispat koşulunu gerçekleştirmediği gerekçesiyle tedbir taleplerinin reddedildiğini ve işbu dava dosyasının derdest olduğunu, borçlu tarafın bu kez aynı taraflarla aynı konuya ilişkin olarak menfi tespit ve tedbir taleplerini ilgili istinafa konu bu dosyaya sunarak mükerrer bir menfi tespit davası açtığını, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin mezkur davayı HMK m.114 uyarınca derdestlik ön şartı nedeniyle usulden reddettiğini, davacı tarafından Adana 1. Asliyee Ticaret Mahkemesi’nin Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılan dosyanın menfi tespit davası olarak açıldığını fakat taraflarınca ıslah edilerek istirdat davası olarak yargılamasına devam edildiğini ve bu sebeple işbu davaya ilişkin derdestlik itirazının öne sürülemeyeceğini beyan etse de davanın başından beri istirdat olmadığını, menfi tespit ve istirdat davasının aynı amaçla düzenlenmiş iki dava olduğunu, hal böyle iken davacı tarafından ikame edilen iki davanın da tarafları, konusu ve talebinin aynı olmakla sonradan ikame edilen işbu istinaf incelemesine konu olan davanın derdestlik dolayısıyla usulden reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK m.67’den kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı asil tarafından ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurulmuş ise de, davalı asil imzalı 07/04/2023 tarihli dilekçesi ile istinaf kanun yolu başvurusundan vazgeçtiğini bildirmiştir. İstinaf başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK m.349/2’de, başvuru yapıldıktan sonra feragat edilir ve dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karar bağlanmamış ise başvurunun feragat nedeniyle reddolunacağı hüküm altına alınmıştır. Davalı tarafından 07/04/2023 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusundan vazgeçtiği belirlenmekle 6100 Sayılı HMK’nın 349/2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı asilin istinaf aşamasında istinaftan vazgeçmesi sebebiyle istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Peşin alınan 706,35 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf talebinde bulunan davalı tarafa iadesine, 3- İstinaf talebinde bulunan davalı tarafça yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 349/2 maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/04/2023