Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1294 E. 2022/1412 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1294
KARAR NO: 2022/1412
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/161 E.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili çocuk oyuncu …’ın davalı … şirketinin yapımcılığında 2019 yılında çekilen … Sigorta A.Ş.’nin “…” reklam filminde rol aldığını, müvekkilinin oyunculuk faaliyetlerinin yürütülmesinde yardım ve aracılık faaliyetleri için kast ajansı olarak yetkilendirilen davalı … şirketi arasında müvekkilinin haklarına ilişkin olarak imzalanmış sözleşmenin bir suretinin müvekkiline teslim edilmediğini buna ilişkin taleplerinin de sonuçsuz kaldığını, dolayısıyla dayanak olarak müvekkilinin elinde yalnızca 26/09/2019 tarihli, velisi … tarafından imzalanmış olan muvafakatname bulunduğunu, bu muvafakatname içeriğinde reklamın sadece 1 yıl süre ile sadece yurt içinde yayınlanmasına muvafakat edilmesine rağmen, reklamın yaklaşık 3 yıldır izin alınmaksızın ve telif hakkı ödenmeksizin … şirketinin Instagram, Facebook ve Youtube hesaplarında yayınlandığını, yurt dışına yarışmalara gönderildiğini, bu durumun Mahkemenin 2022/55 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini beyanla ilgili reklam filminin … firmasının sosyal medya hesaplarında ve sair platformlarda yayınlanmasının yargılama süresince tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi’nin 04.07.2022 tarihli ara kararı; ”… FSEK’nın 77. maddesinde, esaslı bir zararın veya ani bir tehlikenin yahut emrivakilerin önlenmesi için veya diğer her hangi bir sebepten dolayı zaruri ve bu hususta ileri sürülen iddialar kuvvetle muhtemel görülürse hukuk mahkemesi, bu kanunla tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalanların ya da meslek birliklerinin talebi üzerine, davanın açılmasından önce veya sonra diğer tarafa bir işin yapılmasını veya yapılmamasını, işin yapıldığı yerin kapatılmasını veya açılmasını emredebileceği gibi, bir eserin çoğaltılmış nüshalarının veya hasren onu imale yarayan kalıp ve buna benzer sair çoğaltma vasıtalarının ihtiyati tedbir yoluyla muhafaza altına alınmasına karar verebileceği belirtilmiştir. … 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. … Her ne kadar davacı tarafça davaya konu edilen reklam filminin yalnızca bir yıl süreli olarak yayınlanmasına izin verildiği iddia edilmişse de, taraflar arasında bir sözleşme yapıldığı, sözleşme örneğinin davacı tarafça elinde bulunmadığı belirtilerek dosyaya sunulmadığı, bu sebeple sözleşme koşulları tespit edilemediğinden yapılan yayınların hak ihlali olup olmadığının bu aşamada tespit edilemeyeceği, HMK’nun 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili İstinaf Dilekçesinde Özetle; Çekişmeye konu reklam filmine ilişkin olarak bizzat müvekkili ile (velisi ile) yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, davalı … film ile müvekkilinin oyunculuk faaliyetlerinin yürütülmesinde yardım ve aracılık faaliyetleri için … Ajansı olarak yetkilendirilen … şirketi arasında imzalandığı bilinen bir sözleşme mevcut ise de bu sözleşmenin, doğrudan sözleşmenin konusunu oluşturan müvekkiline/ velisine hiçbir zaman teslim edilmediğini, bu sebeple sözleşmenin sunulamadığını, bu konuya ilişkin tüm taleplerinin sonuçsuz kaldığını, sözleşmenin bir suretinin hem mail yoluyla hem de Üsküdar … Noterliği’nin 16.11.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi aracılığıyla … Film şirketinden talep edilmesine rağmen gönderdikleri cevabi ihtarnamede sözleşmedeki gizlilik hükümleri gereğince bu taleplerinin sözleşmeyi müvekkilini temsilen imzalayan … Ajansından talep etmeleri gerektiğini belirtilerek sözleşmeyi ancak mahkeme talebi üzerine sunabileceklerini belirttiklerini, bu sebeple gerekli görülmesi halinde davalı … şirketi ile müvekkilini temsilen davalı … şirketi arasındaki sözleşmenin istenilerek dosya kapsamına alınmasını talep ettiklerini, sözleşmenin içeriği ve dolayısıyla umuma iletim hususunda özellikle süre bakımından sınırların taraflarınca bilinmemekle birlikte dayanak olarak müvekkilinin elinde yalnızca 26.09.2019 tarihli, velisi … tarafından imzalanmış muvafakatnamenin bulunduğunu, bu muvafakatnamede de reklamın sadece 1 yıl süre ile ve sadece yurt içinde yayınlamasına muvafakat edilmesine rağmen 2 yılı aşkın süredir davalı … şirketinin sosyal medya hesaplarında yayınlanmaya, yurt dışı merkezli yarışmalara gönderilmeye konu edildiğinden müvekkilinin hak kaybı yaşadığını ve yaşamaya devam ettiğini, bu sebeple ihtiyati tedbir taleplerinin son derece önem arz ettiğini, söz konusu sözleşmenin, taraflarından talep edilerek dosyada mübrez muvafakatname ile incelenmesiyle birlikte müvekkilinin telif haklarının ihlal edildiğini ve zarara uğramaya devam ettiğini; ek beyan dilekçesi ile; dava dilekçesi ve istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla çocukların çalıştırılmasına ilişkin mevzuata aykırı hareket ettiklerini, muvafakat namenin sözleşme yerine geçmediğini beyanla açıklanan ve resen tespit edilecek sebeple istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece Mahkemesinin 04.07.2022 tarihli ara kararının kaldırılmasını, yargılama süresince dava konusu reklam filminin yayınlanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Film şirketi vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; 5846 sayılı FSEK’in 77. maddesinde; esaslı bir zararın veya ani bir tehlikenin yahut emri vakilerin önlenmesi için veya diğer her hangi bir sebepten dolayı zaruri ve bu hususta ileri sürülen iddiaların kuvvetle muhtemel görülmesi halinde Hukuk Mahkemesinin, bu kanunla tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalanların ya da meslek birliklerinin talebi üzerine, davanın açılmasından önce veya sonra, diğer tarafa bir işin yapılmasını veya yapılmamasını, işin yapıldığı yerin kapatılmasını veya açılmasını emredebileceği gibi, bir eserin çoğaltılmış nüshalarının veya hasren onu imale yarayan kalıp ve buna benzer sair çoğaltma vasıtalarının ihtiyati tedbir yoluyla muhafaza altına alınmasına karar verebileceğinin belirtildiğini, 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebeple hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği; 390/son maddesinde ise tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunun belirtildiğini, davacı tarafın davaya konu edilen reklam filminin yalnızca bir yıl süreli olarak ve yalnız yurt içinde yayınlanmasına izin verildiğinin iddia edildiğini, davacı tarafın davaya konu edilen reklam filmi ile ilgili yapıldığını iddia ettiği sözleşme örneğini, kendilerini temsilen sözleşmeyi imzalayan … şirketinden temin ederek dosyaya sunmasının gerektiğini, fakat söz konusu sözleşmenin, davacı tarafından dosyasına sunulmadığını, bu durumda mahkemenin, davacı tarafından dosyaya sunulamayan sözleşme koşullarını ve yapılan yayınların hak ihlali oluşturup oluşturmadığını tespit etmesinin imkansız hale geldiğini, ihtiyati tedbir verilebilmesi için 6100 Sayılı HMK’nın 390/son maddesi uyarınca aranan yaklaşık ispat koşulununda gerçekleşmediğini, dolayısıyla İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının hukuka uygun olduğunu beyanla davacının yapmış olduğu istinaf başvurusunun reddini savunmuştur. Davalı … Sigorta şirketi vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Tedbir koşullarının oluşmadığını, ret kararının değiştirilmesini gerektirecek hiçbir somut delil ve olgu bulunmadığını, sözleşme yükümlülükleri açısından iddiasını ispat ile yükümlü olan davacı tarafın sözleşmenin temin edilemediğine ilişkin iddiaları kabul edilse dahi, dava dosyasında ihtiyati tedbir kararına lüzum gösterecek hak kaybına dair bir bulgu olmadığını, temel delil olarak dayanılan 30.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu yapılan 56 saniyelik reklam filminin, davacının FSEK kapsamındaki tüm haklarını 26.09.2019 tarihli yazılı muvafakatname ile davalı-yapımcı … Film şirketine bir yıl süre ile devrettiği son tarih olan 26.09.2020 tarihinden sonra, sosyal medya sitelerine konması, yarışmalara yollanması, ödül aldığının haber konusu yapılması ve topluma ilan edilmesi gibi eylemsel bir tasarrufun varlığından bahsedilmediğini, 30.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının haklarını devrettiği süre dolduktan sonra, oyunculuk haklarının ihlal edilerek (ücreti verilmeden) çekilen reklam filminin yayına sunulması ve sosyal medya platformlarına yüklenmesi iddiasına dair hiçbir veri bulunmadığını, ihtiyati tedbir talebinin kabulünün mümkün olmadığını, yapımcı … Film şirketi ile şahsen bir sözleşme imzalamadıklarını, yapımcı … Filmin ise kendilerinin yasal temsilcisi … şirketi ile bir sözleşme imzalamadığını veya imzalamış olamayacağını ifade etmesine rağmen bizzat davacı tarafın dava dosyasına sunduğu yapımcı … Filme keşide edilen Üsküdar … Noterliğinin 16.11.2021 tarih ve … sayılı ihtarnamede; ” kast ajansı olarak … & … Ltd. Şti.nin yetkilendirildiği ve bu ajans ile yapımcı … Tic. A.Ş. ile sözleşme imzaladığı ” açıkça ifade edilmiş olduğunu ve sözleşmenin bir örneğinin talep edildiğini, şu halde davacıyı temsil eden bir kast ajansının bulunduğu … şirketi ve bu ajans ile yapımcı … Film şirketi arasında bir reklam anlaşması yapıldığının davacının kendi beyanları ile anlaşıldığını, bu durumdan yola çıkıldığında, davacının sözleşmesel anlamda davalı yapımcı ve kast ajansı ile sorunlu bir süreç yaşadığı, sözleşme koşullarının net olarak anlaşılmadığı, iddialar arasında çelişki bulunduğu ve hak ihlali iddialarının mevcudiyeti veya boyutları konusunun anlaşılamadığının çok açık olduğunu, bu sebeplerle davacının ek beyan dilekçesindeki yapımcı firma ile kendisini ilgilendiren sözleşme ile ilgili beyanların kabulü mümkün olmadığını, davacının beyan dilekçesinde İş Kanununun 71. maddesine atıfta bulunulmasının hukuken doğru olmadığını, davacının çocuk oyuncu olarak kendi rızası ile geçmişte ve günümüzde birçok projede ücret karşılığında rol aldığı ve davaya konu bu olay nezdinde de kendi kast ajansı ile sözleşme imzalayarak yapımcı … Film şirketi ile de aynı konuda ücreti mukabilinde 26.09.2019 tarihli muvafakatname imzalamış olması dikkate alındığında; İş Kanunu m.71 uzantısında davacının haklarının ihlal edildiğinden bahsetmenin mümkün bulunmadığı, davacı tarafın reklam ve dizi sektöründe çocuk oyuncu olarak kanuni temsilcileri vasıtası ile birçok farklı projede ücreti mukabilinde görev almış olup kendi anlaştığı ajans ile faaliyetlerini devam ettirmiştir. Bu noktada, davacının yasal mevzuat olarak dayandığı gerek İş Kanunu gerekse Çocuk Çalıştırılması Usul ve Esasları hakkında Yönetmelik kapsamında hak iddiasında bulunması samimiyetten uzak durduğunu, bu durumda sorumluluğun kendilerine yüklenemeyeceğini, davacı tarafın mezkur projeye, ailesinin ve temsilcisinin onayı ile, sözleşme ve muvafakatname imzalayarak ücreti mukabilinde dahil olduğunu beyanla belirtilen sebeplerle ve re’sen dikkate alınacak sair sebeplerle; davacı tarafın 04.07.2022 tarihli ara karar ile verilmiş olan “ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair karara yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Çekişme, davacı çocuk oyuncunun rol aldığı … firmasının reklamlarının süresinden sonra rıza dışı yayınlanmaya devam edildiği iddiası ile reklam filminin sosyal medya hesaplarında ve sair platformlarda yayınlanmasının yargılama süresince tedbiren durdurulmasına karar verilmesine dair ihtiyati tedbir istemine dairdir. Sözleşme koşulları tespit edilemediğinden yapılan yayınların hak ihlali olup olmadığı henüz tespit edilemeyeceği gibi, FSEK m.77 ve HMK m.389 vd. çerçevesinde hakların elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından da söz edilemez. Davalı eylemlerinin tamamen hukuka aykırı, dayanaksız bir ihlal olduğunun kabulü için yeterli koşul bulunmamaktadır. HMK m.390/son uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği tespit edilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi- belge ve delillere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde değildir. Davacının sair istinaf sebepleri iş bu inceleme konusu olmayıp yargılamaya yönelik iddia kapsamında kaldığından ilk derece Mahkemesi tarafından esas hükümle değerlendirilecektir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandığı belgelere, delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, ilk derece Mahkemesinin 04.07.2022 tarihli ara kararlarına karşı davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yargılamanın bu safhasında mevcut duruma göre ilk derece Mahkemesi tarafından isabetli değerlendirme yapıldığı tespit edilmiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesinin ara kararlarında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/07/2022 tarih ve 2022/161 E. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2022