Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1293 E. 2022/1414 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1293
KARAR NO: 2022/1414
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2022
NUMARASI: 2022/407 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; çek yapraklarının eksik olduğunu anlamaları karşısında dava konusu çeklerin müvekkillerinin rızası dışında ellerinden çıktığını, çeklerin müvekkilleri tarafından düzenlenmediğini, bilgisi verilen çeklerde bulunan imzaların da müvekkilleri tarafından imzalanmadığını, müvekkillerinin bilgisi ve onayı dışında oluşturulan çeklerle alakalı savcılık nezdinde şikayet haklarının saklı olduğunu, rıza dışında çıkan ve kötü niyetli kişi veya kişilerce imzalar taklit edilerek doldurulmuş olan çeklerinin işleme koyulma ihtimallerinin bulunduğunu, müvekkillerinin dava konusu çeklerden kaynaklı olarak icra tehdidi ile karşı karşıya kaldığını, çekleri kötü niyetli olarak elinde bulundurduklarını iddia ettikleri davalı …’e karşı borçlu olmadıklarının tespitini, *İBAN … … bank İstanbul Tuzla E5 Şubesine ait … seri numaralı 125.000-TL bedelli *İBAN … … bank İstanbul Tuzla E5 Şubesine ait … seri numaralı 125.000-TL bedelli *İBAN … … bank İstanbul … Ümraniye Şubesine ait … seri numaralı 250.000-TL bedelli çekler yönünden müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini, çeklerin ihtiyati haciz dosyaları dahil icra takibine konu edilememesini, 3. kişi ve kişilere ciro ve temlik edilememesine yönelik olarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, ödeme yasağı kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi ” … İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 389/1 maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. … İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. … HMK’nun 390/3 maddesine göre tedbir talebi eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorundadır. … Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. … Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunun kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. …Bu nedenle ihtayit tedbire karar verilirken haksız olma ihtamali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. … Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir. … Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur. … Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati tedbir kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtayit tedbir şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ıspat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ispatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. … HMK’nun 389. Maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir. … Somut olayda; davacılar vekili …bank İstanbul Tuzla E5 Şubesine ait … seri numaralı 125.000,00- TL bedelli, … bank İstanbul Tuzla E5 Şubesine ait … seri numaralı 125.000,00- TL bedelli, … bank İstanbul … Ümraniye Şubesine ait … seri numaralı 250.000,00- TL bedelli 3 adet çekteki imzanın keşideci müvekkillerine ait olmadığını, davalı tarafından çek bedellerinin ödenmesi için davalı tarafın çekleri faks ile göndermesi üzerine söz konusu çek yapraklarının eksik olduğunu fark ettiklerini iddia etmiş ise de; davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği, bu itibarla Mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden …” gerekçesi ile davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … tarafından dava konusu çeklerin icraya konulması yada başka birilerine ciro edilmesi yada çeklerin takasa konulması ve benzeri hallerde müvekkili için telafisi güç zararların doğacağını, çeklerde imza inkarının olduğunu, çeklerin rızası dışında elinden çıktığını, çeklerin ödenmemesi hususu ile ilgili bankalara sözlü ihtarda bulunulduğunu, sözlü talimat doğrultusunda bankalarca ödeme yasağının uygulanacağını, çeklere tedbir konulmasında hukuki yararı bulunduğunu beyanla ileri sürdükleri sebepler ile re’sen dikkate alınacak nedenlerle dava konusu çekler ile ilgili ihtiyati haciz yada icra takibine konu edilmemeleri veya 3. kişi ve kişilere ciro ve temlik edilmemeleri, müvekkilleri açısından telafisi güç zararlar meydana çıkacağından iddialarına itibar edilmesi gerektiğini beyanla çekler yönünden çeklerin ihtiyati haciz dosyaları dahil icra takibine konu edilememesini, 3. kişi ve kişilere ciro ve temlik edilememesine yönelik olarak teminatsız yada mahkemenin uygun göreceği bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasını, ödeme yasağı kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir : Dava, davaya konu çeklerin davacı- keşidecinin rızası hilafına elden çıktığı ve keşideci imzalarının sahte olduğu iddiası ile açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı keşideci menfi tespit davası ile birlikte, mezkur çeklerin ihtiyati haciz dosyaları dahil icra takibine konu edilememesi ile 3. kişi ve kişilere ciro ve temlik edilememesine yönelik olarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Talebinin ilk derece Mahkemesi tarafından reddedilmesi üzerine, çeklerin ihtiyati haciz dosyaları dahil icra takibine konu edilememesi ile 3. kişi ve kişilere ciro ve temlik edilememesine yönelik olarak teminatsız yada mahkemenin uygun göreceği bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasını, ödeme yasağı kararı verilmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbirin şartları HMK 389 ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise İİK 72. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Normlar hiyerarşisi kuralına göre özel nitelikli hükmün öncelikle uygulanması gerekecektir. Bu sebeple icra takibinden önce açılan işbu menfi tespit davasında tedbir istemi İİK 72/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. İİK m. 72/2 uyarınca, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında özel düzenleme gereğince, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İhtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı, oluştu ise alınacak teminatın oranı- miktarı noktasında talebin kabulüne veya reddine karar vermede taktir Hakimindir. İhtiyati tedbire ilişkin 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesindeki genel düzenlemeye göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir yine aynı kanunun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbirin diğer şartları, ”tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” şeklindedir. Yargıtay uygulamasında, yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında Hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu sebepledir ki ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır ancak ihtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Eldeki davada yukarıda izah olunan mevzuat çerçevesinde, davacının iddialarının ve tedbir isteminin sonucunun yargılama sonucunu elde etmeye dönük olması ve iddiaların yargılamayı gerektirmesi nedeniyle yaklaşık ispatın oluşmadığı yine tedbir verilmesi koşullarının oluşmadığı kanaati ile verilen talebin reddine ilişkin ilk derece Mahkemesinin kararı isabetli bulunmuştur. Aksine dair davacılar vekili istinaf nedenleri yerinde değildir. Somut davada, davacı taraf çeklerin rıza dışı elden çıktığını, imzaların kendilerince atılmadığını iddia etmekte ise de, bu iddialar davacının sair istinaf nedenleri olarak iş bu inceleme konusu olmayıp yargılamaya yönelik iddia kapsamında kaldığından ilk derece Mahkemesi tarafından esas hükümle değerlendirilecektir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacı tarafın dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yargılamanın bu safhasında ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilemeyeceği değerlendirilmiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2022 tarih ve 2022/407 Esas sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. Maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13.10.2022